tag:blogger.com,1999:blog-76605340046753257562024-03-05T01:36:11.804-08:00Arka PencereNur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.comBlogger51125tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-14957913827441048272016-02-01T03:17:00.001-08:002016-02-01T03:20:35.342-08:00Susan Sontag - Başkalarının Acısına Bakmak (I. ve II. Bölüm)<br />
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLvzhxPP2bJrzHHNq3C5Y974dJFJYf4HAwb86l750YtXDUcD7fzy2A8DlCSxYPtHm5Bg_XeQq7naJnfSyBIekDy9kySPOrGHY0nWomvhmf4Se5qRCxqrcoJT9jQ0vGVl_VeStohOxS_l45/s1600/baskalarinin-acisina-bakmak-front-1.jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLvzhxPP2bJrzHHNq3C5Y974dJFJYf4HAwb86l750YtXDUcD7fzy2A8DlCSxYPtHm5Bg_XeQq7naJnfSyBIekDy9kySPOrGHY0nWomvhmf4Se5qRCxqrcoJT9jQ0vGVl_VeStohOxS_l45/s320/baskalarinin-acisina-bakmak-front-1.jpeg" width="222" /></a></div>
Tam da bugünlerde okunması gereken bir kitap. Sadece fotoğrafın felsefesi ile ilgili bir başyapıt sayıldığı için değil, ülkemizin doğusunda ve güneydoğusunda yaşanan çatışmalara, şehirlerde patlayan bombalara, komşu ülkelerde yaşanan savaşlara, yüzdüğümüz sularda boğulan göçmenlere, acı içinde ölen çocuklara yani bu sıralar yaşanan binbir çeşit <strong>Başkalarının Acısına Bakarken</strong> nasıl bu kadar ilgisiz ve duyarsız kalabildiğimizin cevabını bulabilmek için. Daha önce iki kez hayranlıkla okuduğum bu kitabı hem kendime cevaplar bulmak için hem de <strong>fotomuhabir.com</strong> için okudum.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Okurken, kitabın benim için önemli noktalarının altını çizdim ve geniş bir özetini çıkardım. Altını çizdiğim metinlerde kafamdaki soruların cevabını bulmaya çalıştım. Metinleri neredeyse hiç değiştirmeden kitaptan aldım. Aldığım metinlerin arasında boşluk varsa ....... koyarak belirttim. <em>Aralara kendime ait yorumları koysam da onları italik olarak belirttim.</em> Kitapta kapak dışında hiç görsel yok, kitapta adı geçen görselleri bularak yazının içine yerleştirdim. Benim için de; belirtilen görsellere bakarak kitabı okumak çok daha anlaşılır oldu.</div>
<div style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px;">
<img alt="American Intellectual and Writer Susan Sontag" class=" wp-image-1307 alignleft" data-mce-src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/regarding-susan-sontag-031-09-1_m.jpg?w=680" height="201" src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/regarding-susan-sontag-031-09-1_m.jpg?w=680" style="float: left; height: auto; margin: 16px 16px 16px 0px; max-width: 100%;" width="306" /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Yazıya başlamadan önce kitabın yazarı, benim idollerimden biri olan Susan Sontag' tan kısaca bahsedelim. 1933 New York doğumlu Sontag, henüz on beş yaşındayken Berkeley Üniversitesi'ne kabul edilir. Daha sonra Chicago Üniversitesi'nden mezun olur, Harvard'da doktora yapar. İlk romanı The Benefactor 'u 1960 lı yıllarda yazar, daha sonra Death Kit'i yazar. Pornografik edebiyat, faşist estetik, fotoğrafçılık, AIDS, devrim ve kamp yaşamı gibi çeşitli konularda çeşitli dergilerde yazıları yayınlanır. 1993 'te fotoğraf dünyası açısından çok önemli bir kitap sayılan kitabı 'Fotoğraf Üzerine' yayınlanır. 2003'te ise şimdi hakkında yazacağım yapıtı 'Başkalarının Acısına Bakmak ' yayınlandıktan bir sene sonra 2004 'te aramızdan ayrılır.</div>
<div data-mce-style="text-align: center;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: center;">
<span data-mce-style="text-decoration: underline;" style="text-decoration: underline;"><strong>Başkalarının Acısına Bakmak (Regarding The Pain of Others)</strong></span></div>
<div data-mce-style="text-align: center;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: center;">
<strong>Birinci Bölüm: </strong></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Kitabın birinci bölümü Virginia Woolf'un Haziran 1938'de, savaşın kökleri üzerine kendi cesur ve pek de hoş karşılanmayan görüşlerini dile getirdiği <em>Three Guineas</em> adlı kitabı üzerinden başlar. Woolf, <em>Three Guineas</em> kitabını, Londra'da yaşayan, <em>"Sizce savaşı nasıl önleriz?"</em> sorusunu yönelten seçkin bir avukattan gelen mektuba oldukça gecikmiş bir cevap olarak kaleme almıştır. Woolf, bu mektuba verdiği cevaba, avukatla kendisi arasında sahici bir diyalog kurulamayacağı şeklinde iğneleyici bir gözlemle başlıyordu. Öyle bir diyalog kurulamazdı, çünkü, onlar her ne kadar aynı sınıfa, 'eğitimli sınıf'a ait olsalar da, aralarında onları ayıran muazzam bir uçurum bulunmaktaydı: <strong>avukat bir erkek, yazar ise bir kadındı</strong>. Savaşı erkekler yapardı. Erkekler (erkeklerin çoğu) savaştan hoşlanırlardı, çünkü erkeklerin gözünde "savaşmakta bir şan, bir zorunluluk, bir tatmin" vardı, oysa kadınlar (kadınların çoğu) böylesi duyguları hiç hissetmezler ya da savaştan hiç hazzetmezlerdi.....Savaşın cazibesinden söz açılınca kadınların kapıldığı irkilme duygusu erkeklerinkiyle aynı olabilir miydi?</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Woolf, savaş resimlerine topluca bakarak, kadınlar ile erkekler arasındaki bu 'iletişim güçlüğü' nü deney masasına yatırma önerisinde bulunmuştu avukata. Söz konusu fotoğraflar, faşistlerin kuşatması altındaki İspanyol hükümetinin haftada iki defa dağıttığı fotoğraflardan bazılarıdır. Woolf daha sonra, "Aynı fotoğraflara baktığımızda aynı duyguları hissedip hissetmediğimiz konusu üzerinde duralım" der. Fotoğraflarda, harabe olmuş binalar ve şekli aşırı derecede bozulmuş ölmüş çocuk bedenleri vardır. Bu fotoğrafların yol açtığı iç çalkantıyı iletmenin en çabuk ve en kestirme yolu, böyle kareler yakalamak her zaman mümkün olamayacağı için, bu resimlerin gözler önüne serdiği cansız bedenler ile harabeye dönmüş evin yansıttığı tablonun tam bir yıkım manzarası olduğuna dikkat çekmektir. Woolf, buradan hareketle kendi sonucuna ulaşır. "Hepimiz aynı şekillerde tepki gösteririz; bizi yetiştiren gelenekler ve aldığımız eğitimler ne kadar farklı olursa olsun" der avukata. Kanıtı da şöyledir: Hem 'biz' (burada kastettiği 'biz' kadınlardır) hem de siz, tepkilerimizi pekala aynı sözcüklerle ifade edebiliriz.</div>
<blockquote style="-webkit-hyphens: none; background-color: #e9eff3; border-left-color: rgb(135, 166, 188); border-left-style: solid; border-left-width: 2px; color: #4f748e; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin: 8px 0px 24px; padding: 16px; quotes: none;">
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
Siz, bayım, o fotoğraflara 'dehşet ve tiksinti'yle bakın. Onları gördüğümüzde biz de aynı şeyi söyleyelim...Siz diyorsunuz ki, savaş uğursuzluktur;barbarlıktır;savaş ne pahasına olursa olsun durdurulmalıdır. Biz de sizin seçtiğiniz sözcüklerle tekrarlıyoruz: Savaş uğursuzluktur;barbarlıktır;savaş ne pahasına olursa olsun durdurulmalıdır.</div>
</blockquote>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Günümüzde savaşlara son verilebileceğine kim inanır? Hiç kimse, hatta barış için mücadele edenler bile inanmazlar buna. Bizim bütün umudumuz (ki şimdiye değin boşa çıkmış bir umuttur bu), soykırımı durdurma, savaş yasalarını (savaşan tarafların uyması gerken 'savaş yasaları' diye bir şey vardır çünkü) ayaklar altına alıp çiğneyenleri adalet önüne çıkarma ve patlak vermesi muhtemel başka silahlı çatışmalar için görüşmelere dayalı alternatiflerin denenmesi için baskı yaparak bazı savaşları önleyebilme ihtimalinde yatmaktadır.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Dolayısıyla Woolf'un, Three Guineas'i, aslında apaçık sayılan bir olguya odaklanmak gibi bir özgünlük içermekteydi. O da şuydu: <strong>Savaş bir erkek oyunudur</strong> (ölüm makinesinin bir cinsiyeti vardır ve o cinsiyet de 'erkek' tir. ) ....Kaldı ki, savaş kurbanlarıyla ilgili fotoğraflar, başlı başına retorik türüdür. Bu fotoğraflar bir olguyu tekrarlayarak çoğaltırlar. Onu basitleştirirler. Ayrıca, sarsıcıdırlar. Ve bir konsensüs olduğu yanılsaması yaratırlar. ..... Nitekim onun (avukatın) yazara yönelttiği soru da, "Savaşı önleme konusunda sizin düşünceleriniz nedir?" değil, "Sizce savaşı nasıl önleriz?" sorusudur.....</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Woolf' un kitabının başında itiraz ettiği 'biz' budur: Woolf, muhatabının 'biz'i elde bir saymasını kabullenmeye asla yanaşmaz. Ancak bu 'biz'i ele almaya da, feminist bakışın uzun uzun anlatıldığı sayfalardan sonra geçer.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Konu başkalarının acılarına bakmak olduğu zaman, 'biz' asla cepte keklik sayılmamalıdır.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
.......</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<em>Sontag ilk bölümün en sarsıcı cümleleriyle devam eder:</em></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<strong> Savaş yırtar, savaş parçalar. Savaş iç deşer, savaş bağırsakları söküp boşaltır. Savaş teni yakıp kavurur. Savaş, organları bedenden koparır. Savaş yıkıp yok eder. </strong></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
........</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Woolf'un görüşünce (ki bu konuda karşıtlarıyla polemiğe giren pek çok savaş-karşıtı da aynı kanıdadır), <strong>savaş, insan türünün doğasından gelir</strong> ve Woolf'un betimlediği görüntüler, kimlikleri meçhul kişilere; bu insan doğasının kurbanlarına aittir.....</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Ve bütün fotoğraflar, altlarına eklenen yazılar ya da üstlerine konan başlıklarla açıklanmayı veya çarpıtılmayı beklerler. Son dönemdeki Balkan savaşlarının ilk aşamalarında Sırplarla Hırvatlar savaşırken, bir köyün topa tutulmasıyla öldürülen aynı çocukların fotoğrafları hem Sırpların hem de Hırvatların propaganda dosyaları içinde yer almıştır. <em>(Şimdilerde bizim de sosyal medyada sık sık karşılaştığımız gibi)</em> <strong>Yazısını değiştirirseniz, çocukların ölümü kolaylıkla yeniden ve yeniden kullanılabilme özelliğine sahiptir. </strong></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<img alt="13stan.jpg" class=" wp-image-1384 alignleft" data-mce-src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/13stan.jpg" height="494" src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/13stan.jpg" style="float: left; height: auto; margin: 16px 16px 16px 0px; max-width: 100%;" width="201" />Bir vahşeti resimleyen görüntüler kolaylıkla birbirine zıt tepkiler uyandırabilir. Bu bir barış çağrısı olabilir. Veya bir öç çığlığı olabilir. Ya da sadece, fotoğrafik bilgilerin sürekli belleğe atılıp üst üste yığılması sonucunda, yaşanan korkunç şeylere dair kafa karışıklığı yaratabilir.<br />
Tyler Hicks'in çektiği ve New York Times'ın 13 Kasım 2001'de, 'Meydan Okunan Bir Ulus' Başlığı altında Amerika'nın yeni savaşına ayırdığı bölümün ilk sayfasının üst yarsını kaplayacak şekilde yer verdiği üç ayrı renkli fotoğrafı kim unutabilir? <em>(Fotoğraf kitabın kapağında siyah beyaz olarak bulunuyor, ben internetten renklisini bularak ekledim.) </em>Birbirinin içine yerleştirilerek birarada gösterilen bu üçlü resim, Kabil'e doğru ilerlemekte olan Kuzey İttifakı askerleri tarafından bir hendekte bulunmuş, üniforması üstünde bir taliban askerinin kaderini gözler önüne seriyordu. Birinci karede, esiri yakalayanlardan ikisi onu taşlı bir yolda sırtüstü sürüklüyorlar. Yakından çekilmiş ikinci karede, Taliban askerinin korku ve dehşet içinde bakışlarını görüyoruz. Üçüncü karede, işi bitirilmiş askeri koları yana açılmış, sırtüstü yatmış, dizler bükülü, belinden kanlar akarken görüyoruz.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Sontag şöyle devam ediyor:</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Size hemen feryadı bastırabilecek fotoğraflar görme ihtimali dikkate alındığında, her sabah büyük gazetelere göz atabilmek için bile insanda hatırı sayılır derecede bir metanet ve dayanıklılık gücü olması gerekiyor. <strong>Yine de vurgulayarak hatırlatmak isterim ki, Hicks'inkiler gibi resimlerin uyandırdığı acıma ve iğrenme duyguları, sizi hangi resimlerin, hangi zulümlerin, hangi ölümlerin gösterilmediği sorusunu sormaktan da alıkoymamalıdır.</strong></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Woolf, Three Guineas'ı yayınlamadan on dört yıl önce, vicdani retçi Ernst Friedrich, Krieg Dem Kriege! (Savaşa Karşı Savaş) adlı eserini yayınlamıştı.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<img alt="img_0151" class=" wp-image-1461 aligncenter" data-mce-src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/img_0151.jpg" height="227" src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/img_0151.jpg" style="display: block; height: auto; margin-left: auto; margin-right: auto; max-width: 100%;" width="342" /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Bu kitap fotoğraf sanatının şok terapi halinde sunuluşudur, pek çoğu Alman Askeri ve tıbbi arşivlerinden toplanmış, yayınlanması yasaklanmış 180'i aşkın fotoğraftan oluşan bir albümdür. <strong>Savaşa Karşı Savaş !</strong> kitabının hiçbir bölümüne bakmak kolay değildir. <em>(Kitapta resmi yok ama internetten bulduğum görüntüler gerçekten çok ama çok rahatsız edici. Sadece yandaki örneği vereyim, diğer fotoğraflar çok daha zor fotoğraflar) </em>Tamamı dehşet uyandırıp moral bozmak amacıyla tasarlanmış bu kitabın en dayanılmaz tarafı yüzleri korkunç yaralarla dolu askerlere ait 24 fotoğraftır. Her birinin altında dört ayrı dilde yazılmış öfke dolu altyazılar vardır. Bu yazılarda askeri ideolojinin sefilliği ile alay edilmekte ve bu ideoloji şiddetle kınanmaktadır. Kitap yayınlandığında vatansever kuruluşlar tarafından anında saldırı yağmuruna tutulurken, kitabın kamuoyunda büyük etki yaratacağını düşünen savaş karşıtları tarafından coşkuyla karşılanmıştır. 1930'a gelindiğinde kitap en az on baskı yapmış, birçok dile çevrilmişti.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<em>Fakat Ernst Friedrich, kitabı ile insanlığı savaştan soğutma amacına ulaşamamıştı. </em></div>
<div data-mce-style="text-align: center;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: center;">
*****</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<em>Burada izninizle kendime ait bir anımı anlatmak istiyorum. Bu biraz da bu yazıları ileride kendim okuduğumda hatırlamak için. Gerçi o anıyı unutabilmem mümkün değil. Bu benim başkalarının acısına bakmak üzerine en rahatsız edici anım aslında. Güzel bir kış sabahı, hatırı sayılır güzellikte bir spor salonun koşu bandında, bir yandan yürüyüp bir yandan koşu bandının televizyonunda haberleri izlerken birden aşağıdaki linki bulunan haberi gördüm. Ekranda denizden çıkarılan minicik bebeği gördüğümde, o anda yaşadığım acı o kadar ani ve derin oldu ki, hüngür hüngür ağlayarak koşu bandından düştüm, oradan nasıl çıktım nasıl eve geldim hatırlamıyorum. Yaklaşık 3 saat kesintisiz ve bağırarak ağlayarak, günün geri kalanı ara ara çocuklara çaktırmadan ağlayarak geçti. Sonra o gün üzerine uzun uzun düşündüm, neden bu kadar etkilendiğimi anlamamıştım. Benzer haberleri daha önce çok görmüştüm, o kadarki artık etkileri yavaş yavaş azalır olmuştu. O küçük bebek, küçük oğlumla hemen hemen aynı yaştaydı, o yüzden miydi bu kadar etkilenmem. Birden onun yerine mi koymuştum, o olsaydı ne olurdu diye mi düşünmüştüm. Öyle yapmıştım ama tamamen o duygu değildi. Sanıyorum; O an zevk içinde yürüttüğüm koşma eyleminin içine birden dahil olunca o bebek, onun içinde olduğu buz gibi suyu, durmak üzere olan kalbini, su dolu ciğerlerini düşününce, en çok da acaba o denizde tek başına ne kadar ağladı, ne kadar bağırdı çaresizlik içinde diye düşününce; tiksindim içinde bulunduğum ortamdan. Matrix'teki gibi ellerim ayaklarım dalgalandı, o sahte dekorlar gitti birden sahneden. Neyse uzatmayayım ama ben başka hiç bir fotoğrafta ya da görselde bu bebeğin acısını hissettiğim kadar hissetmedim bir başkasının acısını. <a data-mce-href="https://www.youtube.com/watch?v=t4GRaZ1b9JU" href="https://www.youtube.com/watch?v=t4GRaZ1b9JU" style="color: #00aadc;" target="_blank">O görüntünün linki</a></em></div>
<div data-mce-style="text-align: center;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: center;">
*****</div>
<div data-mce-style="text-align: center;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: center;">
<strong>İkinci Bölüm:</strong></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Başka bir ülkede meydana gelen felaketlerin seyircisi olmak, gazeteciler diye bilinen profesyonel, uzman turistlerin bir buçuk asrı aşkın sürelik maceralarında gittikçe katlanan birikimleriyle doğrudan ilintili olan, esaslı bir modern deneyimdir. Öyle ki, artık savaşlar hepimizin oturma odalarında sükunet içinde seyredilip dinlenen görüntü ve seslere dönüşmüş durumdadır. Bunun beraberinde getirdiği olgulardan biri, başka bir yerde gelişen olaylar hakkındaki enformasyonun (ki bu enformasyonun adına haberler denmektedir) aslan payının her zaman çatışma ve şiddet görüntülerine ait olduğudur. Tabloid gazetelerin ve yirmi dört saat manşet patlatan haber programlarının <em>(artık bunlara interneti de ekleyebiliriz)</em> baştacı ettikleri düstur şudur: <strong>'Kan varsa, iş yapar.' ......</strong></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Başka yerlerde yaşanan ve haber olarak dikkatle seçilen, savaşlarda biriken acıların farkında olmak, bu anlamıyla kurgusal bir farkındalıktır. Acı görüntüleri öncelikle kameraların kaydettiği biçimiyle bize aktarılır, çok sayıda insan tarafından izlenir ve hiç de uzun olmayan bir zaman dilimi sonunda gözlerimizin önünden çekilir. <strong>Yazılı bir metnin aksine fotoğraf, yalnızca tek bir dile sahiptir ve potansiyeli itibariyle gelecekte de başka dili olmayacaktır. </strong></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Kesintisiz görüntü bombardımanının (televizyon, video, filmler) bütün hayatımızı kuşatmış olduğu şüphesizdir, ancak iş 'hatırlama'ya geldiğinde fotoğraf hala daha derinden bir can acıtma, insan zihninde daha derin bir iz bırakma gücüne sahiptir.Hafızada yer ederek donmuş olan karelerin temel birimi, tek bir görüntüdür. Oysa fotoğraf, enformasyonla dolup taşan bir çağda, bir şeyi kavramanın hızlı bir yolunu ve onu hatırda tutmanın yoğunlaşmış bir formunu sağlar bize. Bu haliyle fotoğraf bir alıntıya, veya veciz bir söze veya bir özdeyişe benzer.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<img alt="aylan-kurdi-syria-refugee_1_660x" class=" wp-image-1543 alignleft" data-mce-src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/aylan-kurdi-syria-refugee_1_660x.jpg" height="188" src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/aylan-kurdi-syria-refugee_1_660x.jpg" style="float: left; height: auto; margin: 16px 16px 16px 0px; max-width: 100%;" width="237" /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<em>Sontag'ın yukarıda söylediklerine günümüzden şöyle örnek verebiliriz: Her gün haberlerde, Ege Denizi sularında boğularak hayatını yitiren göçmenlerin haberlerini izlesek de, bu görüntüler gelip geçer, bir dk, iki dk hadi olsun 3 dk, izler bitiririz. Sontag'ın kastettiği gibi bu görüntüler hayatımızı kuşatmıştır ancak iş 'hatırlama' ya geldiğinde, Suriye sorunu ve denizde yaşamını yitiren göçmenler dediğimizde, aklımıza gelen ilk görüntü Aylan bebek'in kıyıda yüzüstü yatan cansız küçük bedenini gösteren fotoğraftır. </em></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
1949'da kurulan Paris Match'İn eski reklam sloganında söylediği gibi: <strong>"Sözcüklerin ağırlığı, fotoğrafların şoku."</strong> Daha dramatik görüntüler yakalamanın peşine düşmek, hem fotoğrafçılığın itici gücüdür, hem de şok yaratmayı tüketimi sağlamanın esas dürtülerinden biri kılmış ve bir değer kaynağı haline getirmiş bir kültürün normal işleyişinin bir parçasıdır.....</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Fotoğrafın üstünlüğü, birbiriyle çelişkili iki ayrı özelliği birleştirebilmesiydi. Onların objektifliğine kimse bir şey diyemezdi. Yine de fotoğraflarda hep bir bakış açısı olurdu. Ortada kayıt yapan bir makine olduğundan, gerçek olan bir şeyi (ne kadar tarafsız olursa olsun, hiçbir sözlü anlatının beceremeyeceği şekilde, varlığı çürütülemez bir durumu) kaydediyor, böylece, ortada onları çeken bir kişi olduğu için de, gerçek olan bir şeye tanıklık ediyorlardı......</div>
<div style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px;">
<img alt="PAR72786" class=" wp-image-1566 alignleft" data-mce-src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/par72786.jpg" height="413" src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/par72786.jpg" style="float: left; height: auto; margin: 16px 16px 16px 0px; max-width: 100%;" width="323" /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Normal koşullarda -konuyla aramıza bir mesafe koyarsak- bir fotoğrafın 'söylediği' şey çeşitli biçimlerde okunabilir. Önünde sonunda bir fotoğrafta okuyacağımız anlam, onun söylüyor olması gereken şeydir. ....<em>David Seymour ('Chim')</em>, göğsünde tuttuğu bebeğiyle ayakta duran sıska bir kadını gösteren ve çok çeşitli yerlerde yayınlanmış olan fotoğrafı <em>"Land Distribution Meeting, Extremadura, İspanya, 1936"</em> genellikle korku dolu gözleriyle havadan saldırıya geçen uçakları (dikkatle? kaygıyla?) izleyen birini gösteren bir resim olarak hatırlanmaktadır. Kadının yüzündeki ifade ve çevresindeki yüzler endişeyle yüklüdür. Hafıza, kendi ihtiyaçlarına göre, Chim'İn resmine 'simgesel statü kazandıran' görüntüyü saptarken, onu çok iyi yansıttığı için değil, İspanya'da kısa süre sonra yaşanacak dehşetengiz olaylar nedeniyle değişikliğe uğratmıştır: Yani, değişikliği gerçekleştiren asıl etken, Avrupa'da ilk defa bir savaş silahı olarak devreye sokulan, sadece bütün yerleşim birimlerini yakıp yok etmek amacıyla şehirlere ve köylere yapılan hava saldırılarıdır. <em>(Eğer bu gerçekleri bilmeden fotoğrafa baksaydık, kadını sıradan bir günde güneş gözlerini alıyor diye kısık gözlerle gökyüzüne bakan biri sanabilirdik) </em></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
1930'ların sonunda doğru savaşa ve savaşta işlenen vahşetlere bir kamera eşliğinde bireysel tanıklık etme mesleği rağbet görmeye başlamıştı. Bütün sayfalarını fotoğrafa (sadece resimlerin altına çok kısa metinler giriliyordu) ve 'resimli hikayeler'e (bunlarda da, görüntüleri dramatikleştiren bir hikaye eşliğinde aynı fotoğrafçının en az dört-beş resmi bulunurdu) ayıran çok tirajlı haftalık dergiler (özellikle, <strong>1929'da Fransız Vu, 1936'da Amerikan Life, 1938'de İngiliz Picture Post</strong>) ortaya çıkmıştı. Gazetede ise resim (üstelik tek bir kare olarak), hikayeye eşlik eden malzeme yerine geçerdi.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Ayrıca savaş fotoğrafları bir gazetede yayınlandığında sözcüklerle kuşatılırken, bir dergide çıktığında, pazarlanan bir malı vurgulayan başka bir iddialı resmin yanına yerleştirilme ihtimali çok daha fazlaydı.</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<img alt="life_capa" class=" wp-image-1588 aligncenter" data-mce-src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/life_capa.jpg" height="375" src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/life_capa.jpg" style="display: block; height: auto; margin-left: auto; margin-right: auto; max-width: 100%;" width="516" /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<em>Robert Capa</em>'nın İspanya'daki Cumhuriyetçi askerin ölüm-anı-resmi 12 Temmuz 1937'de Life'da yayınlandığında, sağ sayfanın tamamını kaplamıştı. Onun karşısındaki sol sayfada ise erkek saç kremi Vitalis'in tam sayfalık bir ilanı yer alıyor ve bu ilanda, tenis oynayan bir adamın küçük bir resmiyle, aynı adamın bu sefer saçları briyantilenip parlatılarak düzgün biçimde ikiye ayrılmış haliyle uyum içinde bir beyaz takım elbiseli büyük bir resmi bulunuyordu. Bu çift sayfa uygulaması - iki resimde de kameranın diğerini görünmez kılmayı amaçlayan bir şekilde kullanılması - bugün artık yalnızca tuhaf karşılanmakla kalmadığı gibi, oldukça eski moda bir yöntem izlenimi vermektedir......</div>
<div class="mceTemp" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px;">
<dl class="wp-caption aligncenter" data-mce-style="width: 600px;" id="attachment_1608" style="-webkit-user-drag: none; background-image: none; border: none; box-sizing: border-box; margin: 0px auto 16px; max-width: 100%; padding: 0px; text-align: center; width: 600px;">
<dt class="wp-caption-dt" style="-webkit-user-drag: none; overflow: hidden;"><img alt="smith_toimoko2" class="alignnone size-full wp-image-1608" data-mce-src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/smith_toimoko2.jpg" height="380" src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/smith_toimoko2.jpg" style="-webkit-user-drag: none; border: 0px none; display: block; height: auto; margin: 0px; max-width: 100%; padding: 0px;" width="600" /></dt>
<dd class="wp-caption-dd" style="-webkit-user-drag: none; background-color: #f3f6f8; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; color: #4f748e; font-size: 14px; line-height: 1.7; margin: 0px; padding: 16px;">Tomoko Uemura in her bath, Minamata,Japan W.Eugene Smith</dd></dl>
</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
1950'lerde, 1960'larda ve 1970'leri başında, eserlerini gören herkeste hayranlık uyandıran fotoğrafçıların belgelediği unutulmaz acı ve sefalet görüntüleri çoğunlukla Asya ve Afrika'ya aitti. Örneğin <em>W. Eugene Smith</em>'in bir Japon balıkçı köyünde yaşanan ölümcül derecedeki su kirliliğinin kurbanlarını belgeleyen fotoğrafları. Minimata'da yaşananlar apaçık derecede suçtu; Chisso Corporation Şirketi, cıva yüklü atıkların koya boşaltıldığını bal gibi biliyordu. (Smith fotoğrafları çektikten bir yıl sonra, kamerasının takibinden kurtulmak isteyen Chisso firmasının adamları tarafından ağır şekilde yaralanmış ve bu saldırı sonucunda sakat kalmıştı)</div>
<div style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px;">
<img alt="vietnam-war-larry-burrows-01" class="alignnone size-full wp-image-1614" data-mce-src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/vietnam-war-larry-burrows-01.jpg?w=680" data-wpmedia-src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/vietnam-war-larry-burrows-01.jpg" height="553" src="https://fotomuhabirblog.files.wordpress.com/2016/01/vietnam-war-larry-burrows-01.jpg?w=680" style="height: auto; max-width: 100%;" width="838" /></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
Yine de en büyük suç savaştır ve 1960'lı yılların ortalarından beri, savaşları görüntüleyen en ünlü fotoğrafçıların çoğu, kendi rollerinin savaşın 'gerçek' yüzünü gözler önüne sermek olduğunu düşünmüşlerdir. Larry Burrows'un çektiği ve 1962'den itibaren Life dergisinde yayınlanan, işkence ve eziyete uğramış Vietnam köylüleriyle yaralı Amerikan askerlerini gösteren renkli fotoğrafları, Amerika'nın Vietnam'daki varlığına karşı isyanı kesinlikle bilemişti. (1971'de Burrows, yanındaki üç fotoğrafçıyla birlikte, Laos'ta Ho Chi Minh Hattı üzerinde uçan ABD ordusuna ait bir helikopterden açılan ateş sonucunda öldürüldü.Life dergisi de bir çok kişiyi üzüntüye boğarak 1972'de kapandı) Burrows, bütün savaşı renklerle yansıtan (gerçeğe benzetmeye yeni bir kazanım getiren, yani, 'şok'u devreye sokan) ilk önemli fotoğrafçıydı. .....</div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: justify;">
<strong>Fotoğrafın anlamını belirleyen şey fotoğrafçının niyeti değildir; fotoğrafın da kendi kariyeri vardır ve bu kariyer bazen, ondan faydalanan farklı kesimlerin arzuları ve sadakatlerine göre seyredebilir pekala.</strong></div>
<div data-mce-style="text-align: center;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; margin-bottom: 24px; text-align: center;">
*****</div>
<div data-mce-style="text-align: center;" style="background-color: white; color: #3d596d; font-family: Merriweather, Georgia, 'Times New Roman', Times, serif; font-size: 15px; text-align: center;">
<strong>Devam Edecek....</strong></div>
Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-67890033896049796582015-12-01T04:20:00.000-08:002015-12-03T04:22:59.345-08:00Margaret Bourke-White<div style="border: 0px; color: #555555; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 16px; line-height: 18px; margin-bottom: 10px; margin-top: 10px; padding: 0px; text-align: justify;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 16px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-orvL_TEh8zaje8n3daYOJQQxfiFPHww67UwlzstiJPG3Pw7QiXERohiDiPjtnvzX-g3PjTVQ99owoWJXq9n656qvSP0dhhqtdNp7jZO9UpGDJRNVzI0HlMci_MRy3swsIHwPpVqtsyS9/s400/margaret1.jpg" width="318" /></span><span style="font-size: xx-small;"></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 16px; margin: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Amerika'nın ilk kadın tasarım ve endüstri fotoğrafçısı. </span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">SSCB'ye kabul edilen ilk fotoğrafçı.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Fortune Dergisinin ilk anlaşmalı fotoğrafçısı.</span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Life dergisinin ilk kapak fotoğrafının sahibi.</span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Life'ın kadrolu ilk 4 fotoğrafçısından biri. </span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Life'ın ilk kadın fotoğrafçısı.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Life'ın ilk kadın savaş fotoğrafçısı. </span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Stalin'i gülümserken çekebilen tek fotoğrafçı.</span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Gandhi'yi ölmeden birkaç saat önce görüntüleyen fotoğrafçı.</span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">Amerika'da Büyük Buhran'da, Avrupa'da II.Dünya Savaşı'nda, Hindistan'ın ve Kore'nin bölünmesinde, Güney Afrika'daki ırkçı sömürülerde, kaybedenin her zaman insanoğlu olduğunu gösteren, dramatik ve etkili fotoğrafların sahibi. </span></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;"><br /></span>
</span><br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Ve tüm bunları yaklaşık 70-80 yıl önce yapan bir kadından söz ediyoruz. Daha ne olsun. Bir hayata bu kadar başarı sığdırabilen bir kadına tapmamak mümkün değil. </span></span></div>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></span></span>
</span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<div style="margin: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="241" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhaFRdBTrh7mf4odZ8EJmVCJFzXO3m2RD3qfL3q4K-XP6ASuE3YXXJd2bKEXbkSJpv-yp7KMzXhrVxY6Jrhi6mSV1Y07Uw2je5M-2fDFQrhGQ4wZd3gu-PPBklCJDUgvakiQrrIFnYtSqBq/s320/standartlife.jpg" width="320" /></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Aslında bu yazıya, Margaret Bourke-White'ın sadece bir fotoğrafını, o da 1937'de çektiği, Louisville'de mutlu ve zengin Amerikan ailesini gösteren reklam tabelası önünde yemek sırasında bekleyen insanları gösteren efsane fotoğrafı hakkında yazmak için başlamıştım. Fakat kendimi birden kadının hayat hikayesinin içinde buldum. Bir baktım biyografilerini okuyorum, çevirilerini yapıyorum. Belki de bu efsane hayatlara çok özendiğimden, kadının hayatı beni kendine doğru çektikçe çekti, uzun bir süredir bu kadının hayatında hapsoldum sanki. </span></div>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<br /></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">O yüzden de çok uzun bir yazı oldu. Bilgilerin çoğunu 'Susan Goldman Rubin'in 'Margaret Bourke-White' isimli biyografisinden çevirdim. (Hatalarım varsa şimdiden affola, ingilizcem bu kadarına elverdi.) </span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Hadi gelin, bu muhteşem hayata biraz yakından bakalım. </span></div>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Fotoğrafçımız, Margaret White ismiyle 14 Haziran 1904'te New York Bronx'ta çok çalışkan ve hırslı bir ailenin ortanca çocuğu olarak hayata gelir. Bir mucit ve mühendis olan babasından, mükemmeliyetçiliği; becerikli bir ev hanımı olan annesinden yılmadan kendini geliştirmeyi öğrenir.</span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkbJVE8cWyVouD-evztOn63AAytBSwhmlf3MwUpeBNVGzyo8Gw0Tvh3mBGvkl21SYq6bhWzsH7b35bgFzLrTcsv5zwqC5Cnkbmhy4qxUua2ZYrQhv_xXSxiexZ76duRd1eQX8Y6F2jXnQB/s1600/margaret_3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkbJVE8cWyVouD-evztOn63AAytBSwhmlf3MwUpeBNVGzyo8Gw0Tvh3mBGvkl21SYq6bhWzsH7b35bgFzLrTcsv5zwqC5Cnkbmhy4qxUua2ZYrQhv_xXSxiexZ76duRd1eQX8Y6F2jXnQB/s200/margaret_3.jpg" width="155" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br /></td></tr>
</tbody></table>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Babası Joseph White, körler alfabesi baskı makinelerini yapan bir fabrikada çok önemli gelişmeler icat eden bir mühendistir o zamanlar. Margaret bir röportajda, 'Babam çok sanatçı ruhlu bir insandı, her şeyde en iyinin ne olduğunu bilirdi ve ben ona delicesine tapardım.' der.</span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">Aynı zamanda doğaya ve fotoğrafa çok meraklı olan babası, çıktıkları gezilerde Margaret'ı fotoğraf çekmeye teşvik eder. Margaret o zamanlar fotoğrafa çok meraklı değildir, genelde ailesini, çiçekleri ve kuşları çeker. Fakat babası gibi o da doğaya aşıktır ve ileride ünlü bir biyolog olmayı hayal eder. </span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></span></div>
<div style="color: #555555; font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: xx-small;"><br /></span>
<span style="font-size: xx-small;"><br /></span></span>
<span style="font-size: xx-small;"><br /></span></span><br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;"></span></span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; font-size: 13px; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB3OcNQuQSzTFSJxMWDB3S20eHhNC59fOF5kVqegkw8sN7pHAyYTBx_NFXE6e8IeOPNwr_8zpja62Z2KQiehHh_qmVCnMJOwDOMIRySooDogOH9GinBlp-QcUsIIkZGV5ah3Ez0rToUfY1/s1600/margaret_4.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="168" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB3OcNQuQSzTFSJxMWDB3S20eHhNC59fOF5kVqegkw8sN7pHAyYTBx_NFXE6e8IeOPNwr_8zpja62Z2KQiehHh_qmVCnMJOwDOMIRySooDogOH9GinBlp-QcUsIIkZGV5ah3Ez0rToUfY1/s320/margaret_4.jpg" width="320" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br /></td></tr>
</tbody></table>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-size: xx-small;">Ciddi biçimde prensipli ve mükemmeliyetçi olan ailesi, zaman kaybı olduğunu düşündüğünden evde kart oyunlarını, çizgiromanları, hatta sakız çiğnemeyi ve argo konuşmayı kesinlikle yasaklar. O zamanlar annesinin çok baskıcı olduğunu düşünse de ilerleyen yıllarda annesi için 'doğuştan öğretmendi' diyecektir. </span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></span></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;">Babası, Margaret'ı 8 yaşına geldiğinde, kendisinin mühendis olarak çalıştığı, baskı makinelerinin yapıldığı fabrikaya götürür. Margaret fabrikayı dolaşırken, işçilerin metali eritip kalıplara döktükleri dökümhaneyi görünce büyülenir. Otobiyografisinde o anı şöyle anlatır: 'O andaki mutluluğumu anlatmam çok zor. O yaşımda, gördüğüm dökümhane benim için güzelliğin başı ve sonu gibiydi. Çok sonraları bir fotoğrafçı olduğumda anladım ki, fotoğrafçıların kendi hayatlarını başkalarına gösterme içgüdüsü sonucu, o manzara öyle canlıydı ki tüm kariyerimi şekillendirdi.' İşte bu sebeble, endüstri, sanatçının ilk önemli konusu oldu. </span></span></span><br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
</div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhl8ZQpOqzRMWEoPr7k7J5coy1JJLugQnkp3ZDeO-3tf_h6qd94pGKNir93W1eKlYELsFhuyfJ_LD8aU0jATKUg4qf4oEGi7p2R0L_-bYPUZrBOvY3GGfl2pzB0LHqqi-9ctLzld78Gjfjh/s1600/margaret_6.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhl8ZQpOqzRMWEoPr7k7J5coy1JJLugQnkp3ZDeO-3tf_h6qd94pGKNir93W1eKlYELsFhuyfJ_LD8aU0jATKUg4qf4oEGi7p2R0L_-bYPUZrBOvY3GGfl2pzB0LHqqi-9ctLzld78Gjfjh/s200/margaret_6.jpg" width="165" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br /></td></tr>
</tbody></table>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhz6JLkjhv3BaUY-4LomN_YanCJwD-goA9eOn-HBBAk5vps_rYSw87qxGjW-Txj02YEHcOl-E23IE6KWILESLpKV7XEwoAmuNOLDNW7YSGRQCENSbUUuNjtOaFTukG25sve_tuveo4j4Clj/s200/margaret_7.jpg" width="166" /></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjpPoouzAMfWSlJGY3mXEz0adb2BrCzVqX1LkPwUv7XhjI15yAjQ27-mQMC_CDasct5xf7qyVgUht-XGSQ9940LGQ2aCoR4Cgxud-PZTHiBm0Au2wUyzM-ZavXaNjXecpYYxh8q994lSUl/s1600/margaret_8.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></a></span></div>
<div style="font-size: 13px; margin: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px; margin: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Margaret büyüdükçe doğa tutkusu artmıştı. Sürüngenlere olan tutkusu sonucunda, 17 yaşında, 1922’de Columbia Üniversitesi’nde Herpetoloji (sürüngen bilimi) eğitimi almaya başladı. Aynı sene babasını kaybetti, adeta taptığı, hayran olduğu babasını kaybetmek Margaret için tam bir yıkım oldu. Fakat onun gösterdiği yolda ilerlemek, başarılı olmak için çok çalışmak en büyük özelliklerinden biri oldu.</span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></span></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Babasından çok para kalmadığından, eğitimini devam ettirebilmesi için amcası maddi yardımda bulunmayı önerdi. Amcası ile buluştuğunda ilk defa o zaman, babasının yahudi olduğunu, kendisinin de yarı yahudi olauğunu öğrendi. Ailesi özellikle annesi bunu ondan saklamıştı. O yıllarda Amerika'da yahudiler için bir çok şey kısıtlıydı. Eğitimini risk etmemek için bu bilgiyi o da sır olarak saklamaya devam etti. </span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"></span></span></span></span><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span></span></span></span></span>
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"></span></span></span></span></span></span></span></span></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Columbia'ya döndüğünde, babasına olan yoğun sevgisi, babasının hobisi olan fotoğrafçılığa yönelmesine sebep oldu ve Clarence H. White'ın (akrabalıkları yok) fotoğrafçılık derslerine girmeye başladı. Clarence White evinde bir fotoğraf okulu kurmuştu. Bu okulda sanatsal fotoğraf hakkında pek çok şey öğrendi ve 20'li ve 30'lu yıllarda çok ünlü olmuş Dorothea Lange, Laura Giplin ve Ralph Steiner gibi birçok fotoğrafçıdan eğitim aldı. </span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Yaz boyunca bir kampta fotoğrafçılık yapsa da üniversitenin 2.senesi için hala yeterli parası yoktu. Komşuları ona destek olmayı önerdikleri için Michigan Üniversitesi'ne geçti. O kış bir kafede, onun gibi fotoğraf meraklısı bir elektirik mühendisi olan Everett 'Chappie' Chapman ile tanıştı ve aşık oldu. İkili 13 haziran 1924'te evlendiler ve sonrasında Indiana'ya taşınıp Purdue Üniversitesi'ne başladılar. </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></div>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></span><br /></span>
</span><br />
<div style="font-size: 13px;">
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
</span><br />
<div style="font-size: 13px;">
<div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjpPoouzAMfWSlJGY3mXEz0adb2BrCzVqX1LkPwUv7XhjI15yAjQ27-mQMC_CDasct5xf7qyVgUht-XGSQ9940LGQ2aCoR4Cgxud-PZTHiBm0Au2wUyzM-ZavXaNjXecpYYxh8q994lSUl/s1600/margaret_8.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjpPoouzAMfWSlJGY3mXEz0adb2BrCzVqX1LkPwUv7XhjI15yAjQ27-mQMC_CDasct5xf7qyVgUht-XGSQ9940LGQ2aCoR4Cgxud-PZTHiBm0Au2wUyzM-ZavXaNjXecpYYxh8q994lSUl/s200/margaret_8.jpg" style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px; text-align: center;" width="168" /></a><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Fakat evlilik umduğu gibi gitmemişti. Everest da babası gibi çalışma saplantılıydı, aynı zamanda çok huysuz ve karamsardı, uzun süren sessizliklere gömülürdü. Çok mutlu oldukları söylenemezdi. Bu mutsuzluğa kayınvalidesi de büyük katkıda bulunuyordu. Oğlunu elinden aldığı için Margaret'a en başından savaş açmıştı. Yine de evliliğini sürdürmek için çabalıyordu. </span></span></div>
</div>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<br /></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;">C</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;">leveland'a taşındılar. Burada Cleveland Müzesi'nde çocuklara ders verdi, aynı zamanda Case Western Reserve Üniversitesi'nde akşam okuluna devam etti. </span></span></span></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Bu evlilikle istediği kariyeri yapamayacağını biliyordu. 1926 sonbaharında, kayınvalidesinin de büyük katkısıyla ayrıldılar. Margaret o zamanlar hakkında şöyle söylüyor: 'Hayatımda yaşadığım en zorlu şeyler sanki o iki kısa senenin içine paketlenmişti. Bir daha hiçbir şey o kadar zor görünmedi.' Zorlu kayınvalidesi hakkında şunları söylüyor: 'Ona şükran borçluyum çünkü tüm o bilmemezliğine rağmen benim hayal edebileceğimden çok daha geniş bir hayata kapımı açtı.'</span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;">Biten evliliğinin ardından son senesini tamamlamak üzere Ithaca'da Cornell Üniversitesine başladı. Bu onun 5.üniversitesiydi. Fakat bitirmeye kararlıydı. Bu sene, </span></span><span style="font-family: "\22 arial\22 " , "\22 helvetica\22 " , sans-serif; font-size: 13px;">Clarence White'dan öğrendiği tekniklerle,</span><span style="font-size: 13px;"> kampüsteki sıradışı binaların fotoğraflarını çekmeye başladı. Cornell Mezunlar Gazetesi fotoğraflarını yayınladı, hatta Mimarlık Fakültesi Dekanı bu fotoğrafları çok beğendi ve evinin fotoğraflarını çekmesini istedi. </span></span></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-size: 13px;"><br /></span></span></span>
<br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><img alt="margaret_bourke-white.jpg" border="0" src="http://www.mimdap.org/w/wp-content/uploads/2008/11/margaret_bourke-white.jpg" style="border: 0px; float: left; margin: 0px; padding: 5px 10px 5px 0px;" /><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-size: xx-small;"><br /></span></span></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">6</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> sene sonunda üniversite eğitimini bitirdi. Margaret fotoğraf ile ilgili bu kadar dikkat çekmesine rağmen hala fotoğraf hakkında bir kariyer hayal etmiyordu. New York'ta Amerikan Müzesi'ne Herpetoloji bölümüne iş başvurusunda bulundu. Bu sıralarda Chappie Ithaca'ya geldi, evliliklerini tekrar onarmaya çalıştılar fakat yürümedi, 1927 yılında tamamen ayrıldılar. Annesi ve erkek kardeşinin yaşadığı Cleveland'a geri döndü. Margaret, eski soyadı White'ı geri aldı, aynı zamanda annesinin kızlık soyadı olan Bourke 'u da alıp tire çizgisi ile ayırarak, Bourke-White olarak kullanmaya başladı, bu şekilde farklılaşmaya çalışıyordu.</span></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgC3-KB-jRMsxuPw3j4L1dj1yieD5_YRQJvybQ01jvmMa-T7RxXv9KM4r2MUWm6Z64FNXvJKU502f7YNPtCmMvy5Njr_QOGGVRHSl9hdDZI9rbPdWxDGG0pYdaVxcTlnp4Xxnpjd2LrnxJ5/s200/margaret_10.jpg" width="157" /></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgC3-KB-jRMsxuPw3j4L1dj1yieD5_YRQJvybQ01jvmMa-T7RxXv9KM4r2MUWm6Z64FNXvJKU502f7YNPtCmMvy5Njr_QOGGVRHSl9hdDZI9rbPdWxDGG0pYdaVxcTlnp4Xxnpjd2LrnxJ5/s1600/margaret_10.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></span></span>
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></span></span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Cleveland'da evinde kendisine bir karanlık oda kurdu. </span></span></span></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Binaların fotoğraflarını çekmeye başladı. Cleveland'da fabrikaların konuşlandığı Flats adıyla bilinen bir bölge keşfetti ve burada hayal ettiği Deneysel Endüstri Fotoğraflarını çekmeye başladı. Flats onun için bir fotoğrafik cennetti. Margaret Flats'de trenlerin, köprülerin, fabrikaların ve fabrika bacalarının fotoğraflarını çekti. 1927 Kasım'ında bir bankaya ilk fotoğrafını sattı. Fotoğrafta High Level Köprüsü'nün silüeti vardı.Fotoğraf bankanın aylık dergisi Trade Winds'in kapağında çıktı. Bundan sonraki 5 yıl boyunca her ay Trade Winds dergisi kapak fotoğrafını Margaret'dan alacaktı. </span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></span></span>
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></span></span></span>
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></span></span></span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; font-size: 13px; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9zMTkc9bqzkpLTVhC_5M0xhWT3zrpshg7-_Tmhsj6DM8NHVZy7s0geLJM-CM4WDwp8_tC1vUPmX7_QdqXXBiuyOehGpQrSC7GABaF3MVx-XMzsSzUKskNVEvHk90AlveI6K4T1kKcqkJ0/s1600/Margaret_11.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="260" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9zMTkc9bqzkpLTVhC_5M0xhWT3zrpshg7-_Tmhsj6DM8NHVZy7s0geLJM-CM4WDwp8_tC1vUPmX7_QdqXXBiuyOehGpQrSC7GABaF3MVx-XMzsSzUKskNVEvHk90AlveI6K4T1kKcqkJ0/s320/Margaret_11.jpg" width="320" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br /></td></tr>
</tbody></table>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
</div>
<div style="font-size: 13px;">
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<div style="margin: 0px;">
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">En sonunda para kazanmaya başlamıştı. Kazandığı paralarla, ilk olarak Patrick adını verdiği ikinci bir el araba aldı. Bu sıralarda Clarence White Okulu'ndan eski arkadaşı Ralph Steiner, ona soft-focus fotoğraf tarzını bırakıp daha gerçekçi fotoğraflar çekmesini tavsiye etti. Margaret tarzını değiştirdi. Artık daha keskin, daha net ve düzenli fotoğraflar çekmeye başladı. </span></span></div>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;">Özellikle Terminal Kulesi'ne hayrandı. Terminal Kulesini değişik açılardan ve değişik stillerle çekti. </span><span style="font-family: "\22 arial\22 " , "\22 helvetica\22 " , sans-serif;">1927 yılı sonunda Terminal Kulesi (Gökdeleni) 'nin sahipleri, Margaret'i resmi fotoğrafçıları olarak işe aldılar. </span></span><br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "\22 arial\22 " , "\22 helvetica\22 " , sans-serif;"><br /></span></div>
</div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlxA57RC8s1UdvFnkreh8w7o4VY_pR_e-LdWUlap2Fgv3aqMaIP09KQPAALzfun2ewklIM_xrcVD9sRHanTtOEucCBkxJGXpELM3agtdlVZprcnSxBkW-Osx1Mv4VBDTVbk4ZfGpdA2neb/s1600/margaret_13.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlxA57RC8s1UdvFnkreh8w7o4VY_pR_e-LdWUlap2Fgv3aqMaIP09KQPAALzfun2ewklIM_xrcVD9sRHanTtOEucCBkxJGXpELM3agtdlVZprcnSxBkW-Osx1Mv4VBDTVbk4ZfGpdA2neb/s320/margaret_13.jpg" width="235" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Terminal Kulesi (Sharp-focus tekniği ile)</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgztdv9WMfu4wZAAmGUTUPyjNRTVGTzbVUbHLi7UBjo6tKcEUyXpGWHCDE3szybt1cRw9ZQoGCydxLXU2xFIJzQzs5fpBm9vWaoFxYyUfLRZU7466SHCaVlQttGpKtsVLgM885NyWqsplEW/s320/margaret_12.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;" width="249" /></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Terminal Kulesi (Soft-focus tekniği ile)</span><br />
<div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
</td></tr>
</tbody></table>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 13px;">Flats Bölgesinde yer alan Otis Çelik Fabrikası'nın da bir çok fotoğrafını çekti, bu fabrikanın sahibi Elroy Kulas, bu fotoğraflardan 8 tanesini satın aldı ve hissedarları için yazdığı <b><i>'The Story of Steel' </i></b>isimli kitabında kullandı. Bu fotoğrafların çoğu 1928 de gazete ve dergilerde yayınlandı. Bu seride çektiği, hem teknik olarak çok uğraştığı hem de kendini çok tehlikeli durumlara soktuğu <b><i>'200 tonluk kepçe'</i></b> fotoğrafı ile Cleveland Müzesi'nde en iyi Manzara Fotoğrafı ödülü ile ilk ödülünü kazanmış oldu. </span></span></span></span></span></span><br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span></span></span></span></div>
</div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYawtmrlNuXOLky-_KUTRAyB049i_9BGmufzTcotb3R-yHEi2dPwUvg_BU4Lgj9ON8MR-jtF9HtLi8r4wa-0iZbiTNVHGbd8uWjGRk807eOR8Vu8eEpSEBY-pwcxxUjlLhPqWnZb7J-5rB/s1600/margaret_14.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYawtmrlNuXOLky-_KUTRAyB049i_9BGmufzTcotb3R-yHEi2dPwUvg_BU4Lgj9ON8MR-jtF9HtLi8r4wa-0iZbiTNVHGbd8uWjGRk807eOR8Vu8eEpSEBY-pwcxxUjlLhPqWnZb7J-5rB/s320/margaret_14.jpg" width="228" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;">Otis Çelik Fabrikası Bacaları</span><span style="color: #555555; text-align: justify;"> </span></span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuRJBoKL8OXKL85K0GE1vq-J0nnNk45xNhMQee8tV3ael7Fciixmi7WBqr97_JlwXYDbCEqrfamvaptz8wFXVgDmu-DVr4BsCz91X9gVJtx7XsARV4jWZpbo2vm3pxpnNPWokuPdqYJzSl/s1600/margaret_15.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuRJBoKL8OXKL85K0GE1vq-J0nnNk45xNhMQee8tV3ael7Fciixmi7WBqr97_JlwXYDbCEqrfamvaptz8wFXVgDmu-DVr4BsCz91X9gVJtx7XsARV4jWZpbo2vm3pxpnNPWokuPdqYJzSl/s320/margaret_15.jpg" width="224" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">200 tonluk kepçe, Otis Fabrikası, Flats</span></td></tr>
</tbody></table>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhkBWL6OOV5EdnABUvle4YVhEfVASwLAU5RjvFVaAbSJyrk06OUpaYpsR6dSHcT6M4S7r6Ofpg5RsmAk5zEfVZSPDbyYvPwVPb-bKk2JhtV98EYAW_Vu28_EkoHpmkCxTtl7yRdt5UT4EWF/s1600/Margaret_16.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"><br /></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></span></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></span></span></div>
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">1929 Mayıs'ında The Times Editörü Henry Luce'den bir telgraf aldı. Henry Luce, Margaret'ın Otis Fabrikası fotoğraflarını gazetelerde görmüştü ve acilen New york'a gelmesini istiyordu. Henry Luce, içinde etkili fotoğrafların yer almasını istediği endüstri ve iş dünyası ile ilgili bir dergi çıkarmak istediğini anlattı. Margaret çok heyecanlanmıştı. Luce onu, henüz adı belli olmayan ancak ileride <i><b>'Fortune'</b></i> adı verilecek bu derginin editörü Parker Lloyd-Smith ile tanıştırdı. Margaret'ın tek şartı bu dergi için senede 6 ay çalışmaktı, kalan 6 ayı kendi projeleri için kullanacaktı. 4 Temmuz'da <b><i>Fortune</i></b> dergisi için çalışmaya başladı. Bu dergi için ilk işe alınan fotoğrafçı olmanın yanı sıra, ilk sene sözleşmeli çalışan tek fotoğrafçıydı. İlk sene Elgin Saat Fabrikasında, saat yapımında çalışan elleri gösteren fotoğrafı ve bir et şirketinde çektiği asılı domuzların fotoğrafları en çok dikkat çeken fotoğrafları oldu.</span></span></span></span></span><br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></span></span></div>
</div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLwAkBntz26MiCiCdGiu1MoKXGxBqlG3CJe4UYJA2Lrw7yOghxntSVwFvUQSM9qk6WGYgLxdp4pGLTYO4TZYEuMWx9y7UgDhMkXx8jsivKV_OgYr8rTsWi_f8cHg0EesFBFLUQHXsEA_CF/s1600/margaret_18.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLwAkBntz26MiCiCdGiu1MoKXGxBqlG3CJe4UYJA2Lrw7yOghxntSVwFvUQSM9qk6WGYgLxdp4pGLTYO4TZYEuMWx9y7UgDhMkXx8jsivKV_OgYr8rTsWi_f8cHg0EesFBFLUQHXsEA_CF/s320/margaret_18.jpg" width="252" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Asılı Domuzlar, 1930</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilHxbhF3yorUsteMhbMp_WbWdVf_Kmh6ZcjiNwPtUuYSk-uxQ0t7hY5lDG4PtFmhC0TOEmVj5KX_Y8bygU83o7m-4f8cFDZIufuqoYqj72UFUCzO_IfGudhsE0fjkYrwIjcw74Z3QfBZXI/s1600/margaret_17.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilHxbhF3yorUsteMhbMp_WbWdVf_Kmh6ZcjiNwPtUuYSk-uxQ0t7hY5lDG4PtFmhC0TOEmVj5KX_Y8bygU83o7m-4f8cFDZIufuqoYqj72UFUCzO_IfGudhsE0fjkYrwIjcw74Z3QfBZXI/s320/margaret_17.jpg" width="244" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Saat Elleri, Elgin Saatleri, 1930</span></td></tr>
</tbody></table>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small; text-align: center;">Fortune'un ilk sayısı 1930 Şubat'ında çıktı. Büyük Buhrandan hemen sonra yayına başlayan bir endüstri dergisinin hemen batacağı düşünülmüştü fakat Fortune çok büyük başarı elde etti. </span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<div style="text-align: center;">
<span style="color: #555555; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfV91kjbrwO0Uum8hV55jVygu7TOdpPIpHHJ4UC1_yhu2wW8Gy6tlR47vys54XJqFpOsP3z-Tv_xlbjOsz_YVxBk1XytQIfON1qCR1OfOCcDNpN1za4c4AH_Vz6Ve8-yYNdm7OJvLXH_NI/s1600/margaret_19.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="282" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfV91kjbrwO0Uum8hV55jVygu7TOdpPIpHHJ4UC1_yhu2wW8Gy6tlR47vys54XJqFpOsP3z-Tv_xlbjOsz_YVxBk1XytQIfON1qCR1OfOCcDNpN1za4c4AH_Vz6Ve8-yYNdm7OJvLXH_NI/s400/margaret_19.jpg" width="400" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
<span style="color: #555555; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small; text-align: justify;">Bağımsız projelerinden birisi Chrysler Şirketlerinin Detroit'teki tarım alanları idi. Walter Chrysler, Margaret'ı ayrıca New York'ta yapımı devam eden Chrysler binasının fotoğraflarını çekmesini istedi. Dünyanın en uzun binası olacağı için çok gururlanıyordu.</span></span></td></tr>
</tbody></table>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjK5OA1aLBjnlNvU3azOBUtkEhezV9V4TUeQFxX92MRi2pswqewhs-ANSHDjt3ziZ_e2O3i-tZweusrEN-Cgj7QWmR4FohkGtud3PIXDlYfh_AwINNGw9E9cxqwllYZdNtS6fi22ozSPFUP/s1600/margaret_20.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjK5OA1aLBjnlNvU3azOBUtkEhezV9V4TUeQFxX92MRi2pswqewhs-ANSHDjt3ziZ_e2O3i-tZweusrEN-Cgj7QWmR4FohkGtud3PIXDlYfh_AwINNGw9E9cxqwllYZdNtS6fi22ozSPFUP/s320/margaret_20.jpg" width="222" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br /></td></tr>
</tbody></table>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">1929-30 yıllarında kimi zaman çok soğuk hava koşullarında bu binadan 243mt yükseklikten bir çok fotoğraf çekti. Bu binayı o kadar çok sevmişti ki, o binada ofis tutmaya karar verdi. Fakat bu pahalı stüdyoyu karşılayabilmek için reklam fotoğrafçılığı yapması gerekiyordu, bu yüzden de bir ekip kurdu. Tüm kariyeri boyunca beraber çalışacağı Oscar Graubner, karanlık oda asistanıydı. Peggy Sargent de sekreteri olarak işe başladı, o da uzun yıllar Margaret ile çalışacaktı. </span></div>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"> </span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinhM84iVTGGGPA_wCheb-qIlhsI-MiEGjuzcjr3GMhvuWQwZhMlrXnhT-XH2RnaK6eaDTl01aAfqaSU8DnxAc6oUkOLp2CojKw1bBtry0Oyy86u-fYOTWpuK_HlQ0uQ6pWpWeDaOwKo9ef/s1600/margaret_21.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinhM84iVTGGGPA_wCheb-qIlhsI-MiEGjuzcjr3GMhvuWQwZhMlrXnhT-XH2RnaK6eaDTl01aAfqaSU8DnxAc6oUkOLp2CojKw1bBtry0Oyy86u-fYOTWpuK_HlQ0uQ6pWpWeDaOwKo9ef/s320/margaret_21.jpg" width="228" /></a></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Bu sıralarda renkli film piyasaya çıkmıştı. Margaret reklam fotoğrafları için renkli filmi denedi ama siyah beyaz fotoğraflarının verdiği etkiyi yakalayamadı. Bu yüzden siyah beyaza geri döndü. En önemli müşterileri Buick ve Goodyear idi. Aynı zamanda Fortune Dergisi için çalışıyordu ve dergi onu Almanya'ya gönderdi. Ama onun aklı Rusya'daydı. Rusya'nın endüstrisi çok ilgisini çekiyordu fakat Rusya, yabancı fotoğrafçıların ülkeye girişini yasaklamıştı. Hiçbirşey Margaret'ı kapalı kapılar kadar kendine çekmezdi. Vize başvurusunda endüstri fotoğraflarından bir portfolyo da sundu. Onun çalışmaları Rus devlet görevlilerinin ilgisini çekmiş olacakki vizeyi aldı. </span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Birkaç hafta içinde fabrikalardan, tarlalardan, imalathanelerden, taş ocakları ve ilgisini çeken bir çok şeyi içeren 800 fotoğraf çekti. En etkileyici fotoğrafı bir demir işçisini görüntülediği fotoğraf oldu. Işığını, kamerasını ayarladıktan sonra fotoğrafı çektiğinde işçinin ona dönüp 'spasibo' (teşekkürler) demesini hiç unutmadı. Rusya'da fotoğraf tarzı değişmeye başladı, makinelerin arkasındaki insanları daha çok kadrajına almaya başladı. Çok sevdiği endüstri ve makinalara karşı ilgisini kaybediyor, onların arkasındaki insan hikayeleri daha çok ilgisini çekiyordu. </span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEvKPsWOp9tSM3sEjCFgb68Bc6VwcPeC6KKwyvcfw9zJhgELwMCJP4J_zG2AkP1B1BqPBTjcaqGZivfe8FL-fWjqWv903Cl03oLLiEzgWetS8I0aS3pWrJcT0v9pSx04hCJSkGXbkV9MlD/s1600/iron+puddler.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEvKPsWOp9tSM3sEjCFgb68Bc6VwcPeC6KKwyvcfw9zJhgELwMCJP4J_zG2AkP1B1BqPBTjcaqGZivfe8FL-fWjqWv903Cl03oLLiEzgWetS8I0aS3pWrJcT0v9pSx04hCJSkGXbkV9MlD/s320/iron+puddler.png" width="222" /></a></div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4dDYCCTM-R8Ttk0MeupGkmFOCAZvOnZRhkN6Fr2ncQd7rAUE1KxkijlLhjaJJa5K2Hlezh2t_BUazlASTMY9kx5HyaNBjPmBcRy6OlLJWPISt_FvG8-R431E8MPZ9fHnW81I5uORJZuPc/s1600/Stalingrad-iron-puddler-at-Red-October-Rolling-Mills-M.-Bourke-White.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4dDYCCTM-R8Ttk0MeupGkmFOCAZvOnZRhkN6Fr2ncQd7rAUE1KxkijlLhjaJJa5K2Hlezh2t_BUazlASTMY9kx5HyaNBjPmBcRy6OlLJWPISt_FvG8-R431E8MPZ9fHnW81I5uORJZuPc/s320/Stalingrad-iron-puddler-at-Red-October-Rolling-Mills-M.-Bourke-White.jpg" width="210" /></a><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9creLxeuwlm7Rf41XQPCIiIvbAhPckl3LWp7gA3VNAnkrIhadv6R0FfA25a2S26OV4IVO4dudJ6VvQdVoZmd4OthHLxCFFLEoYRcxaFF7Q2i1LI8R_iDOJDJtgvK-9sF6fyUpd5yxujWK/s1600/eyes+on+russia.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9creLxeuwlm7Rf41XQPCIiIvbAhPckl3LWp7gA3VNAnkrIhadv6R0FfA25a2S26OV4IVO4dudJ6VvQdVoZmd4OthHLxCFFLEoYRcxaFF7Q2i1LI8R_iDOJDJtgvK-9sF6fyUpd5yxujWK/s320/eyes+on+russia.jpg" width="224" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: x-small;">Margaret Amerika'ya döndüğünde Dick Simon ve Max Schuster, stüdyosunda onun Rusya fotoğraflarına baktılar ve ona bu fotoğraflarla bir kitap basmasını önerdiler. O da babasının anısına düzenlediği 'Eyes on Russia' adlı kitabını 1931 de yayınladı. </span></span></span></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span>
<br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; font-family: arial, helvetica, sans-serif; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIiCyebZXvQnppwmaPlQMG-7NxQAPVwQRYUKVCvXstaLGjfnTeiazSNama_AX-U0vxYsJu8wOxdF5SsuvXqW3Tde9hZPEq7EXmXyB0zZPSxNeSjxg3daj7g1Gx7ENhzjLYtAkVOhMzz6zx/s1600/margaret_24.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIiCyebZXvQnppwmaPlQMG-7NxQAPVwQRYUKVCvXstaLGjfnTeiazSNama_AX-U0vxYsJu8wOxdF5SsuvXqW3Tde9hZPEq7EXmXyB0zZPSxNeSjxg3daj7g1Gx7ENhzjLYtAkVOhMzz6zx/s320/margaret_24.jpg" width="228" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Margaret ve Caldwell</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnApEyVt5OfxhAqt-O27kKFcrotsf62IWkgvmp8P-C8jg4jEfvaTnW-U6PehggLUooNujQ8cBxR0cp5UOh10OFfTosmtXkRwjn16a3oA3x3pzGoROFF9Zvcy1kqXYFiEVQc_DjiOsSmCaX/s1600/BW_Boy_HoundDog.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnApEyVt5OfxhAqt-O27kKFcrotsf62IWkgvmp8P-C8jg4jEfvaTnW-U6PehggLUooNujQ8cBxR0cp5UOh10OFfTosmtXkRwjn16a3oA3x3pzGoROFF9Zvcy1kqXYFiEVQc_DjiOsSmCaX/s1600/BW_Boy_HoundDog.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnApEyVt5OfxhAqt-O27kKFcrotsf62IWkgvmp8P-C8jg4jEfvaTnW-U6PehggLUooNujQ8cBxR0cp5UOh10OFfTosmtXkRwjn16a3oA3x3pzGoROFF9Zvcy1kqXYFiEVQc_DjiOsSmCaX/s1600/BW_Boy_HoundDog.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnApEyVt5OfxhAqt-O27kKFcrotsf62IWkgvmp8P-C8jg4jEfvaTnW-U6PehggLUooNujQ8cBxR0cp5UOh10OFfTosmtXkRwjn16a3oA3x3pzGoROFF9Zvcy1kqXYFiEVQc_DjiOsSmCaX/s1600/BW_Boy_HoundDog.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnApEyVt5OfxhAqt-O27kKFcrotsf62IWkgvmp8P-C8jg4jEfvaTnW-U6PehggLUooNujQ8cBxR0cp5UOh10OFfTosmtXkRwjn16a3oA3x3pzGoROFF9Zvcy1kqXYFiEVQc_DjiOsSmCaX/s1600/BW_Boy_HoundDog.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnApEyVt5OfxhAqt-O27kKFcrotsf62IWkgvmp8P-C8jg4jEfvaTnW-U6PehggLUooNujQ8cBxR0cp5UOh10OFfTosmtXkRwjn16a3oA3x3pzGoROFF9Zvcy1kqXYFiEVQc_DjiOsSmCaX/s1600/BW_Boy_HoundDog.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnApEyVt5OfxhAqt-O27kKFcrotsf62IWkgvmp8P-C8jg4jEfvaTnW-U6PehggLUooNujQ8cBxR0cp5UOh10OFfTosmtXkRwjn16a3oA3x3pzGoROFF9Zvcy1kqXYFiEVQc_DjiOsSmCaX/s1600/BW_Boy_HoundDog.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnApEyVt5OfxhAqt-O27kKFcrotsf62IWkgvmp8P-C8jg4jEfvaTnW-U6PehggLUooNujQ8cBxR0cp5UOh10OFfTosmtXkRwjn16a3oA3x3pzGoROFF9Zvcy1kqXYFiEVQc_DjiOsSmCaX/s1600/BW_Boy_HoundDog.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnApEyVt5OfxhAqt-O27kKFcrotsf62IWkgvmp8P-C8jg4jEfvaTnW-U6PehggLUooNujQ8cBxR0cp5UOh10OFfTosmtXkRwjn16a3oA3x3pzGoROFF9Zvcy1kqXYFiEVQc_DjiOsSmCaX/s1600/BW_Boy_HoundDog.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnApEyVt5OfxhAqt-O27kKFcrotsf62IWkgvmp8P-C8jg4jEfvaTnW-U6PehggLUooNujQ8cBxR0cp5UOh10OFfTosmtXkRwjn16a3oA3x3pzGoROFF9Zvcy1kqXYFiEVQc_DjiOsSmCaX/s1600/BW_Boy_HoundDog.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPFlpLVcV9sF8F8-FAsoFKsGreYpTMDIahqdn8E2pegP1ZiRL6-cDaxoYYcXw3bt37sVbvQksEGn7opszNzBdIO39U7h6q87ffbGAR_iWJ7lUJ1DYnZN698crVwyitFdQ58oELchOzp4J4/s1600/You-Have-Seen-Their-Faces-9780820316925.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWQu_dFWsinWPMPRlFgIpx6DbTE6-efWl6O5DPeL-OEfbecuRyj6UBJ1Y3zJCD30xyRxRcLTuTTNaMYDcurqMbBQ-N4ptJ-A-RqR3rJ_xX7wZEnZnH361-rjU-W-EI7mFLEdVTjTerpfE7/s1600/LIFE+Magazine+first+issue+cover.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><br /></a></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqfUXZ9RCiT1lUvTrwl998E7NB0yaK5UlqCSaaiL7tLGU5wz62DlVWOrG2pPLxF7ZdoLdoh_KxbH5d_SqfapEXXnm8HGfAE6JNLMuiceCyyjV7-RlneWG0p91yWFmFFTHLWeQZ8ndLRBmh/s1600/h1343.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><br /></a></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Amerika'ya geri döndüğünde reklam fotoğrafı çekmekten vazgeçti. Asıl ilgilendiğinin insanlar olduğunu farketti ve bu konu üzerine yoğunlaşmaya ve hatta insan fotoğraflarından oluşan bir kitap çıkarmaya karar verdi. Fakat bunu tek başına yapamazdı, daha deneyimli bir yazarla çalışmaya karar verdi. 1936 da bir partide, yazar <b><i>Erskine Caldwell</i></b> ile tanıştı. Caldwell, kendisinin de doğup büyüdüğü güney bölgesinin kırsallarında yaşayan yoksul halk hakkında <b><i>'Tobacco Road' </i></b>isimli romanı yazmıştı. Fakat hiçkimse durumun anlattığı kadar kötü ve dramatik olduğuna inanmıyordu. O da bunu fotoğraflarla belgeleyebileceği bir yapıt ile ispatlamak istiyordu. Margaret ve Caldwell birlikte çalışmaya karar verdiler. </span></div>
<br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
</div>
<br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<div style="margin: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEht-PPfhwoCohtRcVGYlv8vvVymUsf1VuEBBEtixYT6KhfAAPRglm7gl5y1zGhfZAvAcTHqYe64f79Bh0XYQgD-z2bkpB7-UxGlUe32DgAsqNwRe5hohRwBPfIPwTwVsDiVWijcqNW6WR3a/s1600/NorthoftheDanube.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></a><span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Yolculuğun ilk günleri pek anlaşamadılar, özellikle Margaret'ın bilim sevdası hala devam ettiğinden, yanında getirdiği peygamber devesi yumurtaları ve bir sürü bavul ve ekipman Caldwell'in gözünü korkutmuştu. Fakat bu uzun sürmedi ve 5.günde arkadaşlıkları pekişti. Caldwell bir güneyli olduğundan gittiği yerlerde insanlarla muhabbet kuruyor, sıcak bir ortam yaratıyordu, bu sayede Margaret fotoğraf çekerken hiç dikkat çekmiyordu. Bazen Margaret fotoğraf çekerken sanki reklam fotoğrafı çekiyormuş gibi objelerin yerini değiştiriyor, insanlara nasıl durmaları gerektiğini söylüyordu. Caldwell bunu yapmaması gerektiğini, gerçekliği yakalaması için herşeyi olduğu gibi bırakmasını tavsiye etti. Caldwell'in de katkılarıyla, Margaret iyi bir belgesel fotoğrafçı olma yolunda hızla ilerliyordu. Bu yolculuktan çok etkili fotoğraflar çıktı. </span></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">(Bu seride çok sayıda çok etkili fotoğraflar var. Bulabilirsem bu kitabı almayı ve başka bir kayıt altında fotoğrafları incelemeyi düşünüyorum. )</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small; text-align: center;">Geri döndüklerinde, 1937 Kasım'ında yazıları da tamamlayıp kitabı çıkardılar. </span><br />
<div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small; text-align: center;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></div>
</div>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;">
</div>
<br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEht-PPfhwoCohtRcVGYlv8vvVymUsf1VuEBBEtixYT6KhfAAPRglm7gl5y1zGhfZAvAcTHqYe64f79Bh0XYQgD-z2bkpB7-UxGlUe32DgAsqNwRe5hohRwBPfIPwTwVsDiVWijcqNW6WR3a/s320/NorthoftheDanube.jpg" width="235" /></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<br /></div>
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; text-align: justify;">Fortune 'un editörü Henri Luce, yeni bir dergi yaratmaya karar vermişti. Bu sefer ulusal ve dünya haberlerini fotoğraflarla duyuran bir dergi yapmayı planlıyordu. Fotoğraflar bu dergide çok daha önemli olacaktı, olan olayları, haberleri yazılardan çok fotoğraflar gösterecekti. Margaret, Eylül 1936 da Chrysler'daki stüdyosunu kapattı ve 'Life' adı verilecek bu yeni derginin ofisine taşındı. Margaret dışında sadece 3 fotoğrafçı daha işe alınmıştı: </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; text-align: justify;"><b style="font-style: italic;">Alfred
Eisenstaedt. Peter Stackpole ve </b><b style="font-style: italic;">Tom MacAvoy.</b> Bu dörtlüye<i><b> Kurucu Dörtlü</b></i> deniyordu. Life'daki arkadaşları onun için hafif patronumsu bir havası vardı diyorlar, ama kafaya bir konu taktı mı onu kimse durduramazmış. </span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Margaret'ın asistanı Oscar Graubner, Life'ın fotoğraf laboratuvarının başı oldu, sekreteri ise film editörü oldu. Henry Luce onu ilk iş olarak Montana'da yapılan dünyanın en büyük barajı Fort Beck Barajını görüntülemesi için görevlendirdi. </span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Margaret, sadece barajı çekmekle kalmadı, aynı zamanda baraj işçilerinin yaşadıkları gecekonduları, içtikleri barları gösteren insan temalı bir çalışma yaptı. 23 Kasım 1936 da Life'ın ilk kapağında Margaret'ın fotoğrafı yer aldı. Fotoğraf o derece etkileyicidir ki takip eden senelerde endüstri estetiği üzerine fotoğrafik çalışmalar yapanlara örnek olur. Yalnız Life fotoğrafı yayınlarken fotoğrafı kırpar, Margaret bu duruma çok sinirlenir, bundan sonra fotoğraflarının kendi izni olmadan değiştirilmemesi üzerine anlaşma imzalar. </span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Bu arada, Life ilk sayısıyla inanılmaz bir başarı kazandı. </span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBgRn-YxDRtAXHjXOQONfDUVUhTVE791_ad9prlXgYwM39fzqvoeC1uZaxqRG6uL9K4IhM6Lo13kRGJ4-Y72T1FcCYuCvuq-NGNeygvKJOcLmZA2qsoGwPhZIVHGxaxf1gyfJ9VakDB_x9/s1600/margaret-bourke-white-fort-peck.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBgRn-YxDRtAXHjXOQONfDUVUhTVE791_ad9prlXgYwM39fzqvoeC1uZaxqRG6uL9K4IhM6Lo13kRGJ4-Y72T1FcCYuCvuq-NGNeygvKJOcLmZA2qsoGwPhZIVHGxaxf1gyfJ9VakDB_x9/s320/margaret-bourke-white-fort-peck.jpg" width="320" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"> </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWQu_dFWsinWPMPRlFgIpx6DbTE6-efWl6O5DPeL-OEfbecuRyj6UBJ1Y3zJCD30xyRxRcLTuTTNaMYDcurqMbBQ-N4ptJ-A-RqR3rJ_xX7wZEnZnH361-rjU-W-EI7mFLEdVTjTerpfE7/s1600/LIFE+Magazine+first+issue+cover.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWQu_dFWsinWPMPRlFgIpx6DbTE6-efWl6O5DPeL-OEfbecuRyj6UBJ1Y3zJCD30xyRxRcLTuTTNaMYDcurqMbBQ-N4ptJ-A-RqR3rJ_xX7wZEnZnH361-rjU-W-EI7mFLEdVTjTerpfE7/s320/LIFE+Magazine+first+issue+cover.jpg" width="239" /></a></span><br />
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">1937 nin kış aylarında Margaret Louisville'e gitti. En güçlü, en bilinen fotoğraflarından birini burada çekti. Mutlu ve zengin bir ailenin gözüktüğü tabelanın önünde yemek sırasında bekleyen insanlar...</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Bu fotoğraf adeta adaletsizliğin, haksızlığın ve dengesizliğin bir simgesi oldu. </span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixOeiPqOLuHqF-K3aS3pfH-DUmHIsiZ1e83Wp-26CMWnaxIFpc2WUYo2SazR0Ug8rKfRSJ8OEtojTEkkJR1xoyel5EmO3f6V_FQZTFdDnymmgN51XZjRE2mFA5SdnC5X2Y97bCce5D8AZP/s1600/standartlife.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="483" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixOeiPqOLuHqF-K3aS3pfH-DUmHIsiZ1e83Wp-26CMWnaxIFpc2WUYo2SazR0Ug8rKfRSJ8OEtojTEkkJR1xoyel5EmO3f6V_FQZTFdDnymmgN51XZjRE2mFA5SdnC5X2Y97bCce5D8AZP/s640/standartlife.jpg" width="640" /></span></a></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Life'daki başarısı diğer iş arkadaşları tarafından kıskanılmaya başlamıştı. Margaret'ın ofisi tırtıllarla, böceklerle, kertenkelelerle doluydu. Böcek bilimine hala çok fazla ilgi duyuyordu. O yokken arkadaşları kasıtlı olarak böcek ilacı şirketi çağırmışlar, odasını dezenfekte ettirmişlerdi. Margaret döndüğünde bu durumun yanlışlıkla olmadığını kimse itiraf edemedi. </span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><div style="margin: 0px;">
<span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRZs7VSUHG944nCG6d6AnxPaJ20jhZ3poWQgzDb7dQL6777t3cFrQfXAhtePc8ojtXU04Zhs5LxGmpWT4OkU_VG1o-TqcXO4-1EotQd9RpiXlENGrxsTujPnLaAzOQYPXS6dwamw7J3HTb/s1600/talmudclass.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="301" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRZs7VSUHG944nCG6d6AnxPaJ20jhZ3poWQgzDb7dQL6777t3cFrQfXAhtePc8ojtXU04Zhs5LxGmpWT4OkU_VG1o-TqcXO4-1EotQd9RpiXlENGrxsTujPnLaAzOQYPXS6dwamw7J3HTb/s400/talmudclass.jpg" style="cursor: move;" width="400" /></span></a></span></div>
</td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><div style="margin: 0px;">
<br /></div>
</td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span>
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Life, Margaret'ı, 1938'in Bahar aylarında, II.Dünya Savaşı çıkmadan önce İspanya ve Çekoslovakya'ya gönderdi. Bu ülkelerde Nazi Partisi güçlendiğinden kargaşa vardı. Bir belgesel fotoğrafçı olarak fotoğraflarının gidişata iyi yönde katkısı olmasını umut ediyordu fakat aslında yarı yahudi olan Margaret kendini de büyük tehlikeye atıyordu. Yahudiler yakalanmaya ve kamplarda esir tutulmaya başlanmıştı. </span></span><br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></span><br />
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></span></div>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></span><br />
<div style="-webkit-text-stroke-width: 0px; color: #555555; font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; margin: 0px; orphans: auto; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: auto; word-spacing: 0px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></span></span></div>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<br /></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqfUXZ9RCiT1lUvTrwl998E7NB0yaK5UlqCSaaiL7tLGU5wz62DlVWOrG2pPLxF7ZdoLdoh_KxbH5d_SqfapEXXnm8HGfAE6JNLMuiceCyyjV7-RlneWG0p91yWFmFFTHLWeQZ8ndLRBmh/s1600/h1343.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; font-family: arial, helvetica, sans-serif; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqfUXZ9RCiT1lUvTrwl998E7NB0yaK5UlqCSaaiL7tLGU5wz62DlVWOrG2pPLxF7ZdoLdoh_KxbH5d_SqfapEXXnm8HGfAE6JNLMuiceCyyjV7-RlneWG0p91yWFmFFTHLWeQZ8ndLRBmh/s320/h1343.jpg" width="235" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Caldwell de onunla birlikte Avrupa'ya geldi, bir kez daha beraber yolculuk yaptılar, 5 ay boyunca Çekoslovakya'yı trenle gezdiler ve bu gezi sonrasında bir kez daha Caldwell'in yazılarından Margaret'ın fotoğraflarından oluşan <b><i>'North of the Danube'</i></b> isimli bir kitap daha yaptılar. </span><br />
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br style="font-family: -webkit-standard;" /></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqfUXZ9RCiT1lUvTrwl998E7NB0yaK5UlqCSaaiL7tLGU5wz62DlVWOrG2pPLxF7ZdoLdoh_KxbH5d_SqfapEXXnm8HGfAE6JNLMuiceCyyjV7-RlneWG0p91yWFmFFTHLWeQZ8ndLRBmh/s1600/h1343.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></a></div>
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Bu sıralarda olsa gerek, Avrupa'dan sonra Türkiye'ye de uğradı. İstanbul'un yanısıra Samsun, Kayseri, Ankara gibi şehirlere de uğradı. Google Life ile anlaşıp Life'ın fotoğraf arşivini, dijital ortama geçirince bu 21 fotoğraf da su yüzüne çıktı,. Aşağıda bunlardan bazılarını görebilirsiniz:</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZ5HkuBohga7zndRxqXkS-h7SzlDf0GfDTss_4GqUjcFSu1bfSQY-Ah0K-OKjJY4hgsWTK6LlSiM2c28xa1dxNt1ANw2VAZ0NznQQKTdR6wa7dTE5hYo7zGR30eOjBklCTijlbBWPkqtw0/s1600/2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZ5HkuBohga7zndRxqXkS-h7SzlDf0GfDTss_4GqUjcFSu1bfSQY-Ah0K-OKjJY4hgsWTK6LlSiM2c28xa1dxNt1ANw2VAZ0NznQQKTdR6wa7dTE5hYo7zGR30eOjBklCTijlbBWPkqtw0/s400/2.jpg" width="400" /></span></a></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span>
</span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span>
</span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span>
</span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhO48YrdN2Gkz_RTlUL8r2fmn32IFcPz5H3NM9QKzqZaN1KkquW74pXZQ_1MdrA3mbRZe4VwCRVrYcD2vjwFhnFkJuNvIjPXZMNwZXHkhkQmaYzOq63sswVKVVSZiqR3yxV5AAxoBmKURye/s1600/8_dolmabahc%25CC%25A7e.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="297" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhO48YrdN2Gkz_RTlUL8r2fmn32IFcPz5H3NM9QKzqZaN1KkquW74pXZQ_1MdrA3mbRZe4VwCRVrYcD2vjwFhnFkJuNvIjPXZMNwZXHkhkQmaYzOq63sswVKVVSZiqR3yxV5AAxoBmKURye/s400/8_dolmabahc%25CC%25A7e.jpg" width="400" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Dolmabahçe</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7QaKvXLth2h8_JXxyKE9nhMPHdixGRUeo9q96YfXW578TT-lg7CjmQ73uBIgCJ-kC9UMu5y79BmRJfzvyLeiZM0K_enQOUUGwDQqZvQcFY96PrQsf7AAFW8DJLPrbrYN8QzeknCoqrrpx/s1600/12_kurbanl%25C4%25B1k+koyunlar.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="280" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7QaKvXLth2h8_JXxyKE9nhMPHdixGRUeo9q96YfXW578TT-lg7CjmQ73uBIgCJ-kC9UMu5y79BmRJfzvyLeiZM0K_enQOUUGwDQqZvQcFY96PrQsf7AAFW8DJLPrbrYN8QzeknCoqrrpx/s400/12_kurbanl%25C4%25B1k+koyunlar.jpg" width="400" /></a></span></div>
<div style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLYCAD1EhjAGNoZdnzD4yvl3QdPlEebVHflreqATErXQVLIXEhEdrxtRxI7ewXTto4CLV8kLSECugDf4ngszxF-SC-qK_wUs13PyRx7KVl2rac5BfgYjvQ8FzU_h_rTkVGaJJGkHwOEzXR/s1600/14_halic%25CC%25A7+k%25C4%25B1y%25C4%25B1s%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="306" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLYCAD1EhjAGNoZdnzD4yvl3QdPlEebVHflreqATErXQVLIXEhEdrxtRxI7ewXTto4CLV8kLSECugDf4ngszxF-SC-qK_wUs13PyRx7KVl2rac5BfgYjvQ8FzU_h_rTkVGaJJGkHwOEzXR/s400/14_halic%25CC%25A7+k%25C4%25B1y%25C4%25B1s%25C4%25B1.jpg" width="400" /></a></span><br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_73ns7sC0EjALZPyBNJVOOClPII_d8CDghdbK-Frey3Dhezn-c6pG7iU946k5R89JImmlFs7awQ7ytU73AUmz8d5J2utgCwQ1KuDJMaWvjLY2Xw4SEoggBnt99jYxVXLF3tPTlH10AJkF/s1600/4_dolmabahc%25CC%25A7e.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_73ns7sC0EjALZPyBNJVOOClPII_d8CDghdbK-Frey3Dhezn-c6pG7iU946k5R89JImmlFs7awQ7ytU73AUmz8d5J2utgCwQ1KuDJMaWvjLY2Xw4SEoggBnt99jYxVXLF3tPTlH10AJkF/s400/4_dolmabahc%25CC%25A7e.jpg" width="400" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Akaretler</span></td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQf-j724YjUo70I3bY9cak8GHAtbzjlvFD_7b2CSAb9jqU3F-iRcTxOV6v0NKJXNqNkganQgRLPzDeEHWGrXsXA54KmMdWaslNqxuX67dLdF6eOzpmtiF3lga8xA4-toOSNIMeUqF6PNfo/s1600/6_galatako%25CC%2588pru%25CC%2588su%25CC%2588.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="297" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQf-j724YjUo70I3bY9cak8GHAtbzjlvFD_7b2CSAb9jqU3F-iRcTxOV6v0NKJXNqNkganQgRLPzDeEHWGrXsXA54KmMdWaslNqxuX67dLdF6eOzpmtiF3lga8xA4-toOSNIMeUqF6PNfo/s400/6_galatako%25CC%2588pru%25CC%2588su%25CC%2588.jpg" width="400" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;">Galata Köprüsü</span><span style="color: #555555; text-align: justify;"> </span></span><br />
<div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="color: #555555; text-align: justify;"><br /></span></span></div>
<div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="color: #555555; text-align: justify;"><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEje0w7f-qDmDKlGOPdAOnkxo3vaptZUnHckiX6coVYTEEwsrrEIufwIQUx6wwgZ8H6otDy0asoiFj7ju1w9FAdSI-8IJsOgt1ZQjYvHfJHswfmCjC6J_Nucs_iDzhGK1wgdMOu_F1eKCS9p/s1600/3_sultan+ahmet.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEje0w7f-qDmDKlGOPdAOnkxo3vaptZUnHckiX6coVYTEEwsrrEIufwIQUx6wwgZ8H6otDy0asoiFj7ju1w9FAdSI-8IJsOgt1ZQjYvHfJHswfmCjC6J_Nucs_iDzhGK1wgdMOu_F1eKCS9p/s400/3_sultan+ahmet.jpg" width="400" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Sultanahmet</span><br />
<div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
</td></tr>
</tbody></table>
</span></span></div>
</td></tr>
</tbody></table>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Caldwell ve Margaret Amerika'ya döndüklerinde 27 Şubat 1939'da evlendiler. Connecticut, Darien'de ormanın içinde çok sevdikleri bir evde yaşamaya başladılar, bir sürü kedileri vardı ve Margaret bu evlilik hayatından çok mutluydu. Fakat Ekim 1939 da İngiltere ve Almanya anlaşmaya varamayınca, Life onu tekrar Avrupa'ya savaş ortamına gönderdiğinden, eşinden ve kedilerinden ayrılmak zorunda kaldı. </span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbrMHRE6TznjcUb1RifPBrOfm696s2EvOeVUsmTkxMg9xUSQ_6qYs-CvKbDl_TAJlpBFmM8Dlso7wjgbYj9di79ere0fjA2z9BrAx2Is2rjKHulSkAb_QM9m24osWen7yeswQimzO31u7x/s1600/churchill.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbrMHRE6TznjcUb1RifPBrOfm696s2EvOeVUsmTkxMg9xUSQ_6qYs-CvKbDl_TAJlpBFmM8Dlso7wjgbYj9di79ere0fjA2z9BrAx2Is2rjKHulSkAb_QM9m24osWen7yeswQimzO31u7x/s320/churchill.jpg" width="240" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">İngiltere'de <i style="font-weight: bold;">Winston Churchill </i>'in portresini çekti ve fotoğraf Nisan 1940 ta Life'ta 'İngiltere'nin Savaş Lordu' başlığı ile kapak olarak çıktıktan 2 hafta sonra Churchill Başbakan oldu. Churchill'i tam da doğumgününde çekmiş ve notlarında o gün için 'hayatımda çektiğim en zor şeydi, sinirliydi ve yorgundu, çünkü Britanya ordusunun başı düşman denizaltıları ile beladaydı. </span></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Avrupa'da geçirdiği 5 aydan sonra Caldwell eve geri dönmesi için ısrar ediyordu. Aklı karışıktı, New Yorklu bir editör Dodd Mead'e böceklerle ilgili bir çocuk kitabı yapacaklarına söz vermişti, Life , kocasından aylarca ayrı kalmasına değecek kadar fotoğrafını yayınlamıyordu. Life'tan ayrılmaya karar verdi. Henry Luce'a bir istifa telgrafı çekti. Geri döndüğünde PM isimli bir New York Gazetesi için çalışmaya başladı. PM gazetesinde düzenli olarak Doğa fotoğrafları yayınlanıyordu fakat Avrupa'da çok büyük olaylar olurken böyle fotoğraflarla uğraşmak onu tatmin etmiyordu. Ekim'de tekrar Life ile anlaşmaya vardı. Mart'ta Life onu ve kocası Caldwell'i Rusya'ya gönderdi. Life'ın fotoğraf editörü <b><i>Wilson Hicks</i></b>; Stalin ve Hitler'in karşılıklı anlaşma imzalamış olmasında rağmen , Nazilerin Sovyetler Birliği'ne de saldıracağını düşünüyordu. Hicks dahil herkes Hitler'İn bu sözünü tutmayacağını düşünüyordu ve bu durum olursa Margaret'ın Rusya'da hazır olmasını istiyorlardı. Margaret Rusya'ya giderken yanına 5 kamera, 22 lens, 3000 flaş ampulü ve 28 polisiye roman aldı. </span></div>
<div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">22 Haziran 1941 de Alman orduları sovyet sınırına dayandığında Amerikan hükümeti acilen Moskova'yı terketmelerini istedi fakat Margaret kalma iznini yalvararak aldı. Moskova'da kalan tek yabancı fotoğrafçıydı. Bombalamalar başladığında sığınaklarda saklanmak yerine çatıya çıktı. 22 gece boyunca hayatını tehlikeye atarak bombalamaları görüntüledi. Editörü ona 'Rusya'da çıkarttığı harika iş ile yeni bir ün kazandığını' telgraf ile iletti. </span></span><br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKya4Q7aZuF-HYTYO7RXdDzTLxRMIRKvFP62JExwn4-iByCwNLSYlHXdlgnE3Adf_7civGHwyW62f2PPPVH4WEfVyIB9C2VMu7VNJ4Syn-EXN03TxXDoUCUXJgBUnyMU6wUd2e-BsheNtJ/s400/russia.jpg" width="400" /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></div>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">
</span>
<br />
<div class="" style="clear: both; text-align: justify;">
<div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUgO3sQZ4K_Zx2ZFytf7N6I2ctQ5DMIWPUHhYyfQDgbUuwzLvWa78lEcd1iWFGfSEGmnF2aqVxuRUnzcyQVIZmYTP0zjoFA2aB3RFKMBI-_A_0H1m6SFkqcfNN_eLxHAJ1BWTbli9HIGfV/s1600/stalin.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUgO3sQZ4K_Zx2ZFytf7N6I2ctQ5DMIWPUHhYyfQDgbUuwzLvWa78lEcd1iWFGfSEGmnF2aqVxuRUnzcyQVIZmYTP0zjoFA2aB3RFKMBI-_A_0H1m6SFkqcfNN_eLxHAJ1BWTbli9HIGfV/s320/stalin.jpg" width="240" /></a><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: 13px;"></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">Margaret'ın Rusya'da başka bir hedefi daha vardı: Josef Stalin. Aylarca uğraştı fakat başaramadı. Stalin 1927'den beri Sovyetlerin başındaydı ve tüm zamanların en zalim diktatörlerinden biriydi. Onun emriyle milyonlarca kişi öldürülmüş, hapse atılmış ya da Sibirya'ya askeri kamplara gönderilmişti. Entellektüellerden, eğitimli profesyonellerden, yahudilerden ve kendine karşı olan herkesten nefret ediyordu. Margaret uzun uğraşlar sonucunda Stalin'den izni koparmıştı. </span><span style="font-family: "\22 arial\22 " , "\22 helvetica\22 " , sans-serif; font-size: xx-small;">31 temmuz 1941'de</span><span style="font-family: "\22 arial\22 " , "\22 helvetica\22 " , sans-serif; font-size: xx-small;"> </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">ofisinin dışında beklerken lensleri temizleyip makinesini çekime hazırlarken bir yandan korkuyor, bir yandan bu diktatöre direktif veremeyeceğini bildiğinden, fotoğrafı nasıl çekeceğini düşünüp duruyordu. İçeri girdiğinde, Stalin'in hiç de heykelleri gibi kocaman bir adam olmadığını hatta oldukça kısa boylu olduğunu görünce hem şaşırdı hem korkusu azaldı. O sırada hoş bir kaza oldu. Margaret, flaş ampüllerinin olduğu paketi düşürdü, tüm ampuller yere yayılmıştı, o anda Kremlin tercümanı ve Margaret telaş içinde itişip kakışarak ampulleri toplamaya çalışmışlardı. Stalin bu durumu oldukça komik bulmuş, kahkahayı patlatmıştı. Margaret fırsatı kaçırmadı, hemen deklanşöre bastı. Stalin'in gülümserken tek fotoğrafı olsa gerek, bu efsane fotoğrafı da Life kapak fotoğrafları içinde yerini aldı. (Hatta iki kere kapak olmuş, 1943 te tekrar fotoğraf kapakta kullanılmış)</span></span></span></div>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">
</span>
<br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></span><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">
</span>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
</div>
</div>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<div class="separator" style="clear: both; font-size: 13px; text-align: justify;">
<img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitsWE7MVZv0hS-4RZOPYHBYeXdA35pXvIAiIX7J1ewPMvKadyKFQFyzkjkj4dftg3dKE98AMxG1My05Y3KFV8DTE2AFtLqX3q5KiMrWHWSGkVPLTtGX_1UNgoa6S1HytsrUTdgNqcT26KZ/s320/india.jpg" width="280" /><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Margaret evine döndüğünde Hindistan'daki anılarıyla<i><b> 'Halfway to Freedom' </b></i>isimli bir kitap yazmaya karar verdi. Fakat kitabı yazmaya çalıştıkça Hindistan ile ilgili bilgisinin yeterince derin olmadığını anladı ve tekrar Hindistan'a bir yolculuk ayarladı. 5 ay boyunca kaldığı Hindistan'da bir çok foto-röportaj hazırladı Life için. Artık Hindistan ikiye bölünmüştü. Jiddah, Pakistan adını verdiği ülkede müslümanları topluyordu. Yanlış tarafta kalan milyonlarca insan durmadan göç ediyordu. Gelmiş geçmiş en büyük göçtü bu ve insanlar yollarda koleradan ölüyordu. </span></div>
<div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;">
<span style="clear: left; float: left; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-small; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_joS9G-rFU5ubEaJdrl2SbPk-_jeQj0OpKFKMHx2sagB71cf0U3eN6LGD3H-Mqg6FUUkqhuKHSE7AhpXZ71pLgHGe91PUSmu-ykhzpjga_BJO2srNQhwxWpMQdT2ZDw0-Mp2duYA5cqdK/s320/margaret_plane.jpg" width="256" /></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;">Aralık 1941 de Amerika da savaşa girince Margaret yeni bir denizaşırı görev istedi. Editörleri, Amerikan Hava Kuvvetleri ile ortak bir proje başlattılar, artık fotoğraflarını Hava Kuvvetleri de kullanacaktı. İlk Askeri Kadın Muhabir üniforması, Margaret için yapıldı. İlk olarak İngiltere'ye, Uçan Kaleler olarak bilinen B17 bombardıman uçaklarını çekmeye gitti. Bu sıralarda kocası Caldwell'den telgraf aldı, Caldwell yaşadıkları uzun ayrılıklar sebebiyle Margaret'tan ayrılmak istiyordu. Margaret bu isteği kabul etti, her ne kadar çok üzülse de, tüm konsantrasyonunu işine vermeye çabaladı. </span></span></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">1943'te İtalya'ya gönderildi. Burada hemen savaş hattının yanında yer alan sıhhiye birliğini çekti. Almanlar birkaç mil ilerideydi, tüm gece yoğun bombardıman altında yapılan ameliyatları görüntüledi. O gece askerlerin belki yarısı kurtulabilmişti, oldukça dramatik fotoğraflar çekti. Negatifleri Life'a gönderdiğinde anlaşma gereği fotoğraflar önce Pentagon'dan geçecekti, fakat Pentagon'dan sadece bir film geri geldi, kalanların kaybolduğu söylendi. Sonrasında Margaret kaybolan fotoğrafları bulmak için çok çabalasa da fayda etmedi. Life ellerinde kalan bir filmde yer alan fotoğrafları yayınladı. Döndüğünde İtalya'daki anılarını 'Purple Heart Valley' isminde bir kitapta topladı. (Kitabın ismi fotoğrafladığı savaş bölgesinin adı)</span></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><img border="0" height="449" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrvgO5NMLOSGUcd_AEwtnWcryhMEPBIRP34WBIfkJoR6Wgi34E1JDC0aOBGlMxvMagYXMZvqkIYZqjFJpfNeskgYPQYq9G4com6m1vIAPFwPwUSikmbCqt1rq2BPgUeakpBZrcNUxw5jBb/s640/surgery.jpg" width="640" /></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFcusxhcLgR-kNbkc2xUozUmW4GqzGqRxRZVDvB833RQIPXikkJwjZoX4QxOvYPa5277qjfXFap51BEANQOAt3ZV8mFMbgR0CVF7_sBKYXiw_xdmZQIMeTGT34jcPQfCe3SPEixoHY7H23/s1600/patton.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFcusxhcLgR-kNbkc2xUozUmW4GqzGqRxRZVDvB833RQIPXikkJwjZoX4QxOvYPa5277qjfXFap51BEANQOAt3ZV8mFMbgR0CVF7_sBKYXiw_xdmZQIMeTGT34jcPQfCe3SPEixoHY7H23/s1600/patton.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></a></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFcusxhcLgR-kNbkc2xUozUmW4GqzGqRxRZVDvB833RQIPXikkJwjZoX4QxOvYPa5277qjfXFap51BEANQOAt3ZV8mFMbgR0CVF7_sBKYXiw_xdmZQIMeTGT34jcPQfCe3SPEixoHY7H23/s1600/patton.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFcusxhcLgR-kNbkc2xUozUmW4GqzGqRxRZVDvB833RQIPXikkJwjZoX4QxOvYPa5277qjfXFap51BEANQOAt3ZV8mFMbgR0CVF7_sBKYXiw_xdmZQIMeTGT34jcPQfCe3SPEixoHY7H23/s320/patton.jpg" width="240" /></a><br />
<div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">1944'te Müttefikler Normandiya'ya çıkartma yapınca, savaş bitmek üzereydi, Margaret o bölgede olmak istedi. 1945 Mart ayında Frankfurt'a uçtu. Burada Ren Nehri'ni geçmeye hazırlanan 3.ordunun başı General S.Patton'ın portresini çekti. General Patton fotoğrafı çekilirken Margaret'a 'Sakın gıdımı gösterme ve alnımdaki kırşıklıklar belli olmasın' demişti :) Margaret da yandaki fotoğrafı çekerek adamın dediğini zor da olsa yerine getirmişti. </span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">General Patton'ın kuvvetleri Naziler kaçtıktan 2 saat sonra Buchenwald'a girdiler. Buchenwald Amerikalılar tarafından ilk kurtarılan kamp oldu. Burada açlıktan ölmek üzere olan yahudiler, politik mahkumlar vardı. </span><b style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i><span style="font-size: x-small;">Buchenwald'ın Yaşayan Ölüleri</span></i></b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"> ismi verilen aşağıdaki fotoğraf 20.yüzyılın en unutulmaz fotoğraflarından biri olarak tarihteki yerini aldı. </span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<br /></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvNDEwgo8PbQHmeO0cZZnvB599qpRzq3PfMm4SUy0_bwM28uZeNy3vGM_wYl6Ue6sQUO9awklDEoCsnq9pT5Uf3dexRCJgoT9mb3abqJf8MBBwkskaQH8IJY-f-xqacLtaBeVv-7xtgsvz/s1600/BUCHENWA.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="488" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvNDEwgo8PbQHmeO0cZZnvB599qpRzq3PfMm4SUy0_bwM28uZeNy3vGM_wYl6Ue6sQUO9awklDEoCsnq9pT5Uf3dexRCJgoT9mb3abqJf8MBBwkskaQH8IJY-f-xqacLtaBeVv-7xtgsvz/s640/BUCHENWA.jpg" width="640" /></span></a></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Mart 1946'da Life onu Hindistan'a gönderdi. Ülke 200 yıldır İngiltere sömürgesi altındaydı ve artık özgürlüğünü kazanmak üzereydi. Margaret'ın ilk yapmak istediği Hindistan'ın ruhani ve aynı zamanda politik lideri olan Mhatma Gandhi ile bir çekimdi. Margaret fotoğraf için izin almaya çalıştığında, Gandhi'nin sekreteri önce çıkrık çevirmeyi öğrenmesi gerektiğini söyledi. Margaret sekreterin kendisini yanlış anladığını düşünüp 'Ohh, hayır' dedi. 'Gandhi ile çıkrık çevirmek istemiyorum, Gandhi çıkrık çevirirken fotoğraf çekmek istiyorum.' Sekreter çıkrık çevirmeyi öğrenmeden Gandhi'yi anlamasının mümkün olmadığını söyledi. Çıkrık Hindistan'ın özgürlüğünün bir sembolüydü aynı zamanda. Gandhi, fakir Hindistan halkına çıkrık ile kendi kıyafetlerini yaparlarsa pahalı İngiliz kıyafetlerine ihtiyaç duymayacakları fikrini benimsetmeye çalışıyordu. Margaret hızlıca bir çıkrık dersi aldı. Başlarda beceremese de, sonunda çıkrığı öğrenip Gandhi'yle görüşmeyi başardı. O gün çektiği fotoğraf, bana göre Gandhi'nin en iyi portre fotoğrafıdır. Fotoğraf, Gandhi ile ilgili pek çok şeyi barındırır. Davasının sembolü olan çıkrığının arkasında oturmuş, okuduğu şeye tüm dikkatini vermiş bir halde Margaret'tan ve onun kamerasından bihaberdir. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="488" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZwZQS6cXDjgemaipZhxPJLDqe6bsgUmj5gWWgE5HylLP17oaipzxQEDnmM9Xkgr-01uzgBY4sKjL9n_5uzjkCjCQY0Tsgx-lwZMXBpDsWpmfAwyjWaV2DNTEZw5FDI1aniNCqyFyNVlt-/s640/mohandas-gandhi-1946-by-margaret-bourke-white.jpg" width="640" /></span></span></div>
</td></tr>
</tbody></table>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEic_wiRG_itH7uSGAq_X-mAwahsU78hFLNUmk3Wi0ml9lNYBcRDfj9MfTHgjObkfZ5O3VzoyrrN3aTjjIpNC98WZo30J_GOpLLetmajiyr08Nom1XBcQ_xLLmo81qGDl3amnS9N1IT937Vs/s1600/gandhi+protest.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitsWE7MVZv0hS-4RZOPYHBYeXdA35pXvIAiIX7J1ewPMvKadyKFQFyzkjkj4dftg3dKE98AMxG1My05Y3KFV8DTE2AFtLqX3q5KiMrWHWSGkVPLTtGX_1UNgoa6S1HytsrUTdgNqcT26KZ/s1600/india.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4NfB-0_5nToxEeeuUpOKObGa7y3dN4NyKk2fwO4G-GsBbUwQwjoIs1J9j_7fft031CPMOYilUikcfsmCP3ZRhqYcFHJWuvrOthqK4TucsjCi9bzGMtMqXVA76E9-PZ0oFUoQanm18knak/s1600/gandhi.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></a></span><br /></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEic_wiRG_itH7uSGAq_X-mAwahsU78hFLNUmk3Wi0ml9lNYBcRDfj9MfTHgjObkfZ5O3VzoyrrN3aTjjIpNC98WZo30J_GOpLLetmajiyr08Nom1XBcQ_xLLmo81qGDl3amnS9N1IT937Vs/s1600/gandhi+protest.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="251" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEic_wiRG_itH7uSGAq_X-mAwahsU78hFLNUmk3Wi0ml9lNYBcRDfj9MfTHgjObkfZ5O3VzoyrrN3aTjjIpNC98WZo30J_GOpLLetmajiyr08Nom1XBcQ_xLLmo81qGDl3amnS9N1IT937Vs/s320/gandhi+protest.jpg" width="320" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Margaret artık Gandhi'yi çok sık görüyor, her buluşmalarında daha çok fotoğrafını çekmeye çalışıyordu. Artık Gandhi, onu gördüğünde, 'işte işkencecim geldi' diyerek dalga geçiyordu. Hindistan iki grup olarak ikiye bölünmüştü: Hindular, ve Mohammed Ali Jinnah'ın lideri olduğu müslümanlar. Eylül 1946'da çok şiddetli çatışmalar oldu. Kalküta'nın sokakları binlerce ölüyle kaplandı. Manzara her savaşta olduğu gibi burada da korkuçtu. </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Hindistan'daki son gününde Gandhi ile bir röportaj yapmayı düşünüyordu. Margaret, bu röportajı yaptıktan bir iki saat sonra Gandhi, fanatik bir hindulu tarafından vurularak öldürülecekti. </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Life bu vahim olayı yayınlarken Margaret'ın ilk çektiği fotoğrafı kullandı. Margaret olay hakkında 'Hayatımda Hiçbirşey beni bu kadar derinden etkilemedi' diyordu. 'Bu hatıra hiç bir zaman aklımdan çıkmadı'</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="margin: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Hindistan' daki büyük deneyiminden sonra bir sonraki büyük hikayesi için artık Güney Afrika'ya gitmeye hazırdı. Life onu 1949'un sonlarına doğru Güney Afrika'daki ırkçı mücadeleyi görüntülemesi için gönderdi. Margaret fotoğrafik açıdan kariyerinin ve yeteneğinin zirvesindeydi. Güney Afrika'da halkın dörtte üçü siyahi ya da karışık ırktan olmasına rağmen azınlık gibi yaşıyorlardı ve hiç bir güçleri yoktu. İçlerinde altın ve elmas madenlerinin de olduğu arazilerin neredeyse tamamı beyazlara aitti. Bir sabah bir altın madeninde iki madenci ile tanıştı, onlarla ilgili bir foto hikaye hazırlamaya karar verdi, onlara isimlerini sorduğunda, isimlerinin kollarına kazılan dövmelerdeki sayılardan ibaret olduğunu görünce Nazi kamplarındaki esirleri hatırladı. (Yer ve zaman farketmiyor, insanın olduğu her yerde kötülük var.) </span></span></span></span></span></div>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyGP7DzuLEXp0MONO2iAAhFRdwACTbr-H-JIaJJCv6156QNlBi9N3d_8LfXjN_MhEEaYaE-5NAvu3BF85WMv9xTFo75x1eVo9_EWxQ6UxoD7igh_SvtnVaL2jGZ6UE5qy6O7AXnftaJKDO/s1600/south+africa_1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a></span><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyGP7DzuLEXp0MONO2iAAhFRdwACTbr-H-JIaJJCv6156QNlBi9N3d_8LfXjN_MhEEaYaE-5NAvu3BF85WMv9xTFo75x1eVo9_EWxQ6UxoD7igh_SvtnVaL2jGZ6UE5qy6O7AXnftaJKDO/s1600/south+africa_1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; font-size: 13px; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyGP7DzuLEXp0MONO2iAAhFRdwACTbr-H-JIaJJCv6156QNlBi9N3d_8LfXjN_MhEEaYaE-5NAvu3BF85WMv9xTFo75x1eVo9_EWxQ6UxoD7igh_SvtnVaL2jGZ6UE5qy6O7AXnftaJKDO/s400/south+africa_1.jpg" width="312" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">E</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">rtesi sabah maden kıyafetlerini giydi, kaskını taktı, bir önceki gün tanıştığı 1139 ve 5122 nolu madencilerle yerin iki mil altına indi. Orada fenalaşınca madenciler Margaret'a yardım ettiler ve havanın daha iyi olduğu bir bölüme götürdüler. İşine geri döndüğünde çektiği ve Life'ta 'Güney Afrika ve Problemleri' isimli foto hikayesinde yer alan iki madencinin fotoğrafı kariyerinin en popüler fotoğraflarından biri olacaktı. </span><br />
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"></span></span></span></span></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">
</span></span></span></span>
<br />
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">
</span></span></span></span>
<br />
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjE-FCzjmJDfgaTdy0iM3uZGnt0jekI5_klw0OR2U8uhyphenhyphen89miv1W7aWTV9vPAy-YvMSUvDxAOXZNz90-2zvIdIzB6UE57LzfukVeTy_rKDydM6_ncR5EYrHfx0VLbKbH3u3ee-JZrfbR-4Q/s320/south+africa_2.jpg" width="313" /></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></span></span></span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">
</span></span></span></span>
<div style="font-size: 13px;">
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Hikayesinde, günde 17 sent karşılığı uzun saatler boyunca altın ve elmas madenlerinde çalışan insanlar vardı ve bu insanlar akşam olduğunda mahkum gibi kilit altında tutuluyor, dikenli teller içinde yaşamak zorunda bırakılıyorlardı. Margaret 'Afrikada olduğum zamanlardan sonra altından ve elmastan nefret ettim' diyordu. </span></span></span></span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span></span></span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span><br /></span>
</span></span></span></span><br />
<div style="font-size: 13px;">
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</span></span></span></span><br />
<div style="font-size: 13px;">
<div style="margin: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Aradan 65 sene geçti ve biz hala bu gereksiz maden parçalarına gereksiz ilgi gösteriyor, gereksiz paralar veriyor ve hala bir çok insanın köle gibi çalıştırılmasını sağlıyoruz. </span></span></span></span></span></div>
</div>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Bir sonraki uluslararası hikayesi Kore'de Güney Kore Milliyetçileri ve Kuzey Kore komünistleri arasında yaşanan savaş olacaktı. Hali hazırda diğer Life fotoğrafçıları savaşı zaten görüntülüyordu. Margaret daha insan odaklı bir hikaye üzerinden savaşı anlatmak istiyordu. İstediğini, 2 yıldır komünist bir gerilla olan ve artık evine dönmek isteyen Nim Churl Jin'İn hikayesinde buldu. Annesi oğlunu öldü zannediyordu. Oğluna kavuşma sahnesi çok dramatikti. Kariyerinin en önemli fotoğraflarından biri de bu hikayeden çıktı. </span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span><br />
<div style="-webkit-text-stroke-width: 0px; color: #555555; font-family: -webkit-standard; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; margin: 0px; orphans: auto; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: auto; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;"></span></span></div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">
<br /></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><div style="margin: 0px;">
<span style="font-size: xx-small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEslqDlSENZZEx9hJqqGIn5wY2Qr9cDynNAlfjov73reu_6Hljk4lGh7tHAMgAOjn-vYslX99RZvnhDIgt-zUC6msf0ifoYHnkA3SmFJ2HO62fhdlkNdoZJho80GJFsVlgH5gkYPWX9s0m/s1600/korea.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><img border="0" height="456" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEslqDlSENZZEx9hJqqGIn5wY2Qr9cDynNAlfjov73reu_6Hljk4lGh7tHAMgAOjn-vYslX99RZvnhDIgt-zUC6msf0ifoYHnkA3SmFJ2HO62fhdlkNdoZJho80GJFsVlgH5gkYPWX9s0m/s640/korea.jpg" style="cursor: move;" width="640" /></span></a></span></div>
</td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><div>
<div style="margin: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="margin: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="margin: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span></div>
<div style="-webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: -webkit-standard; font-size: 13px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; orphans: auto; text-align: center; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: auto; word-spacing: 0px;">
</div>
<div style="margin: 0px;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Annesi oğluna sarılırken 'Bu bir rüya mı? sen benim oğlum olamazsın, benim oğlum öldü' diye ağlıyordu. (Güney Kore, 1952)</span></div>
</div>
</td></tr>
</tbody></table>
</div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"></span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Margaret Kore'deyken, sol ayağında bir tutukluk ve ağrı hissetmeye başladı. ayağa kalktığında sendelediğini farketti. Amerika'ya döndüğünde bir çok doktora gidecek, duyduğu teşhisi sonuna kadar kabul etmeyecekti. Hiç kendine konduramadı bu hastalığı, kendini asla hasta olmayacak insanlardan görüyordu. Fakat 'Yıkılmaz Maggie' Parkinson hastalığına yakalanmıştı ve hastalık zamanla tüm vücuduna yayılıyordu. Hastalığını kabul etmeyen Margaret her gün saatlerce yürüdü, egzersiz yaptı. Hastalığını Life'takilerden sakladı, fakat arkadaşları onda bir gariplik olduğunu farketmeye başladılar. Sadece 49 yaşındaydı, kariyerinin zirvesindeydi ve daha bir çok şey başarmak istiyordu. İki ameliyat geçirdi, bunlar ilk başta işe yarar gibi olsa da hastalığın seyrini değiştirmedi.</span></span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Artık herkese söylemenin zamanı gelmişti. </span></div>
<div style="font-size: 13px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJql3j36SPcusprvGG2bbub9NK2tUNSKTmZ8hNqQ4Lvz5TypoSXt2-DhKLani99pY3H2_VYcEWoQw_IFlfL6bka6-A5npLsy-hSi1iZHnFGoqwiANQAnR0V3Kt3H2gUw2r6iOkLTP0JO54/s1600/rehabilitation.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJql3j36SPcusprvGG2bbub9NK2tUNSKTmZ8hNqQ4Lvz5TypoSXt2-DhKLani99pY3H2_VYcEWoQw_IFlfL6bka6-A5npLsy-hSi1iZHnFGoqwiANQAnR0V3Kt3H2gUw2r6iOkLTP0JO54/s400/rehabilitation.jpg" width="265" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">Rehabilitasyondayken yakın arkadaşı Alfred Eisenstaedt'in fotoğraflarını çekmesine izin verdi. Yandaki fotoğrafta <i>'En azından kendi fotoğraf makinemi doldurabiliyorum'</i> diyordu. </span><span style="font-size: xx-small;"> Alfred fotoğrafları çekti, Margaret yazıları yazdı, hikaye 22 Haziran 1952 de Life'da yayınlandı. Hastalık sağ tarafına da sıçramaya başlayınca Margaret, 1963'te yayınlanacak<i><b> 'Portrait of Myself'</b></i> isimli otobiyografisini yazmaya başladı. 1969 da ise hem Life'dan emekli oldu hem de herşeyi bırakıp sadece hayatta kalmaya konsantre oldu. Hastalık iyice vücudunu sardı ve konuşma yetisini bile zamanla kaybetti. 1971'in yaz aylarında düşerek 3 kaburgasını kırdı ve hastaneye kaldırıldı. Hastaneden bir daha çıkamadı, öldüğünde 67 yaşındaydı.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Bir sonraki ay Life, Margaret için bir anma sayısı çıkardı. Başında şunlar yazıyordu<b><i> 'Kamerası onu her yere götürdü, gelişmiş şehirlerden, yerin derinliklerine kadar'</i></b> ve<i><b> 'Fotoğrafları onun hayatıydı'</b></i></span></div>
</span></span><div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
</div>
</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">
</span></span>
<br />
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
</div>
<div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 13px;">
<span style="font-size: x-small;"></span></div>
</div>
</div>
Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-46410943342089304432014-10-23T03:27:00.002-07:002014-10-23T03:28:06.703-07:00The Maze Runner (2014) - Labirent:Ölümcül Kaçış<div style="text-align: justify;">
2 çocuklu olmak gerçekten çok zor bir şeymiş. Film izleyemeden, kitap okuyamadan, fotoğraf bakmadan duramam sanmıştım, çok yanılmışım, aylardır aklıma bile gelmiyorlar. Şikayetçi miyim, değilim tabiki, dünyanın en güzel iki şeyi içeride mışıl mışıl uyuyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
Neyse yavaş yavaş normal hayatıma geri dönebiliyor gibiyim. Herşey daha bir düzene giriyor gibi. Eskiden zevk aldığım şeyleri biraz biraz yapabilmeye başladım. Sinemaya gidebilmek, bir kitabı bitirebilmek ne büyük lüksmüş aslında, farkında değilmişim. </div>
<div style="text-align: justify;">
Bloğa hareketlilik getirmek adına, artık izlediğim okuduğum şeyleri delicesine araştırmadan, birkaç cümle bile olsa yazmak istiyorum. Çünkü araştırayım, edeyim de öyle yazayım derken hafızamdan bile gidiyor izlediğim ya da okuduğum şeyler. Bir de fotoğraf olayı iyice paslandı bende, o kısmı da aktif hale getireceğim, çok şahane kitaplar aldım, yeni yeni fotoğrafçılar tanıdım.</div>
<div style="text-align: justify;">
Uzun aradan sonra gidebildiğim ilk film 'Pek Yakında' oldu ama nedense onun hakkında yazacak kapasiteyi kendimde göremedim. İkinci film ise David Fincher'dan 'Gone Girl' olacak diye çok sevinirken saatler uymayınca mecburen 'The Maze Runner' oldu.</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixPsv1nBxbbZyvGo-5p8xxgnoUcB7UEssSYQgUk6LmQhT6KsoxDErpDlNPOEsxBjC_SWeZRTLQ9CX_EicdvHpK1FO5W8tmaGjXFEUrnV3Vf_K59izUH2bLLtPHpMKtbySZ_CGMOK4YssA8/s1600/MV5BMjUyNTA3MTAyM15BMl5BanBnXkFtZTgwOTEyMTkyMjE@._V1_SX640_SY720_.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixPsv1nBxbbZyvGo-5p8xxgnoUcB7UEssSYQgUk6LmQhT6KsoxDErpDlNPOEsxBjC_SWeZRTLQ9CX_EicdvHpK1FO5W8tmaGjXFEUrnV3Vf_K59izUH2bLLtPHpMKtbySZ_CGMOK4YssA8/s1600/MV5BMjUyNTA3MTAyM15BMl5BanBnXkFtZTgwOTEyMTkyMjE@._V1_SX640_SY720_.jpg" height="400" width="270" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Fragmandan anladığımız kadarıyla bir ergen filmi ile karşı karşıyaydık, neyse ergenliğimize geri döneriz , kendimizi genç hissederiz dedik ve filme girdik. Beklentiler çok düşük tutulunca hayal kırıklığı da az oluyor. Açlık oyunları'nın bir nevi erkek versiyonu olan film, bir buçuk saat boyunca heyecanı ve aksiyonu dinamik tutunca bir kova mısır eşliğinde izlenebilir bir film oluyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Filmin konusunu özetlersek:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Thomas yukarıya doğru hızla hareket eden bir asansörün içinde uyanır. Asansör durduğunda ve kapıları açıldığında kendi yaşlarında bir çok genç çocuk görür. Hiçbir şey hatırlayamamaktadır adından başka. diğer çocuklar da öyle. Bulundukları ortam devasa duvarlarla çevrilmiştir ve duvarların ötesinde devasa bir labirent vardır ve labirentin içinde türlü türlü tehlikeler. Her sabah labirentin kapısı açılıp her akşam kapanır. Her 30 günde bir yeni bir çocuk asansörle yukarı gelmektedir. Thomas'ın ardından bir hafta sonra 'Teresa' isimli bir kız yukarı geldiğinde işler iyice karmaşık hale gelmiş durumdadır ve gençler bu gizem perdesini aralamaya kararlıdır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Filmi önceden daha çok görsel efekt alanındaki çalışmalarıyla bilinen Wes Ball yönetmiş, senaryosunu da yazmış aynı zamanda. </div>
<div style="text-align: justify;">
Film, James Dashner'ın aynı isimli üçlemesinin ilkinden beyaz perdeye aktarılmış. Kitabı okumadım ama galiba son zamanlarda pek moda olduğu üzere James Dashner da tipik klişelerin hepsini biraraya toplayıp bir gençlik kitabı yazmış. Bu çok tutan formülde mutlaka şunlar olmalı, dozları iyi ayarlanınca bestsellerlar meydana çıkıyor:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>1. Bir grup genç ve kahraman:</b> kahraman genç, karizmatik, yakışıklı veya güzel, meraklı, akıllı olacak. diğerlerinden farklı olacak. The One olacak. Kızlar, erkekler ona hayran olacak. Diğerlerini o kurtaracak, ne yaparsa doğru olacak. (Thomas)</div>
<div style="text-align: justify;">
<b>2.Kahramanın Düşmanı:</b> en başından itibaren kahramanımıza düşman bir genç daha olacak. Onu alt etmeye çalışacak, kuyusunu kazacak, biraz aptal olacak, kötü bakışlı, annelerin istemediği türden bir çocuk olacak. (Gally)</div>
<div style="text-align: justify;">
<b>3.Sevimli tip:</b> Kahramanımızı da çok seven, onu bir abla, abi gibi bağrına basan, sevgi dolu sevimli bir tip olmalı mutlaka. Bu filmdeki gibi ufak, tombik ama çok sevimli olursa çok etkili olur. (Chuck)</div>
<div style="text-align: justify;">
<b>4.Sevgili tip: </b>Kahramanın zıt cinsinde, o da pek güzel ya da yakışıklı olmalı. Kahramana çok yakışmalı. (Teresa)</div>
<div style="text-align: justify;">
<b>5.Bilinmezlik:</b> Ne olduğu bilinmeyen distopik ortamlar yaratılmalı. Bir şeyler merak edilmeli. bu gençler bu bilinmezi bulmalı. (Labirent ve ötesi)</div>
<div style="text-align: justify;">
<b>6.The Lord of the Flies:</b> Gençler ne olduğunu bulmaya çalışırken çatışmalı, kavga etmeli, fikir ayrılıkları çıkmalı, birbirlerine düşman olmalı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<b>7. Kötü büyükler: </b>Gerçek hayatta da, filmlerde de, kitaplarda da bu gençlerin başına ne gelirse büyüklerin başının altından çıkmalı. Çocukları bu karmaşaya onlar sürüklemeli. Kahrolsun büyükler!</div>
<div style="text-align: justify;">
<b>8. Biraz Lost, Biraz survivor, Biraz the Village, Biraz Truman Show: </b>Lost'taki gibi doğal ama bilinmeyen ortam, Survivor'daki gibi hayatta kalma mücadelesi, The Village'daki gibi dışarıda ne olduğu bilinmeyen sınırlı yaşama alanı, Truman Show'daki gibi dışarıdan gözetlenme... evet, hepsi bir arada iş götürür. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibPgjzpi6K81EynKCuhyDZd-5bJcMpjr9yg34RlcocafGrfqMQYl-Iwm5mtOXuYLMkIs0FTY7jPsiosChhuFtDMUOduZs2qPsIPMDnzt-W5CuUK_jBDN8xlV-f5r88q4u2GknUnl6bGRKf/s1600/ismailvsdylan.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibPgjzpi6K81EynKCuhyDZd-5bJcMpjr9yg34RlcocafGrfqMQYl-Iwm5mtOXuYLMkIs0FTY7jPsiosChhuFtDMUOduZs2qPsIPMDnzt-W5CuUK_jBDN8xlV-f5r88q4u2GknUnl6bGRKf/s1600/ismailvsdylan.jpg" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Biraz da güzel şeylerden bahsedelim. Başroldeki Dylan O'Brien, The Wolf'dan tanınıyormuş. Bir an bizim İsmail Hacıoğlu oynuyor sandım başrolde:) daha önce bu gencimizi görmeme rağmen, gelecek vaadeden birine benziyor. 20 sene önce izlesem kesin hayran olurdum bu çocuğa ben.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWTvrHlA-N4m6-WYoiYvfgD9YmrfrIaL1Db3WPZ_kJFMojtgVRt9kt5QVYuaOZEkp8dbiMZvYueoVSmoWcG2d4UovEelaMcWqirCl5ACFJGfFE-n6y1z8wyGQYlUC-PP71eHnBLB1HhhmP/s1600/15211_705566009526175_3115458846683465788_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWTvrHlA-N4m6-WYoiYvfgD9YmrfrIaL1Db3WPZ_kJFMojtgVRt9kt5QVYuaOZEkp8dbiMZvYueoVSmoWcG2d4UovEelaMcWqirCl5ACFJGfFE-n6y1z8wyGQYlUC-PP71eHnBLB1HhhmP/s1600/15211_705566009526175_3115458846683465788_n.jpg" height="166" width="200" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Filmdeki en güzel şey, Game Of Thrones'dan Jojen Reed olarak tanıdığımız Thomas Brodie Sangster.Çok seviyorum bu çocuğu ben, bir de benim büyük oğlanın sarışın haline benzettik, izlemeye doyamadık. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Filmin ilk yarısındaki grup çatışmalarını sevdim ben, çocukların kurdukları düzenin Thomas'ın gelmesiyle bozulmasını, akıllarının karışmasını, kiminin merakına yenik düşüp Thomas'ın tarafını tutmasını kiminin düzenin bozulmasından korktuğu için Gally'nin tarafını tutmasını. Film oralarda keyif verdi. Hatta nerden geldiklerini ve nereye gideceklerini bilmedikleri için ortam bir nevi dünyaya, hayata atıf yapıyor gibi gelmişti. Sonra işin içine aksiyon girdi, felsefe gitti. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Herşeye rağmen yine de bu ortalama üstü gençlik filmi, özellikle genç arkadaşlara tavsiye olunur. Ben kitabını okumaya gayret etmeyip devam filmlerini göz ucuyla izlemeye devam edeceğim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-10987013813631910732014-10-22T13:49:00.002-07:002014-10-22T13:51:04.995-07:00It Happened One Night, 1934<div class="paragraph_style_3" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: left; text-indent: 0px; text-transform: none;">
<i><span style="color: purple;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times; font-size: small; line-height: normal;"></span>***bu yazıyı çok eskiden yazmışım ama taslak olarak kalmış. açıkçası filmi neredeyse izlediğimi bile unutmuşum ama yine de yazmışım o kadar yayınlamak lazım:</span></i><br />
<div style="color: #424242; font-style: normal; text-decoration: none;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; color: #424242; font-style: normal; text-align: center; text-decoration: none;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxzyBlAPgSJcCQ_euetduOv2GEzj-u74tOfrGySiCxqX_P7yoQgnaUbMBcZodcaY6IZNT6OyeIf8kqy6F1vN0JXHwB2XWahxL9iOl_RfH_BOSIRCLqovLFo_JokZZN6ATUWCZ_i8FbzaEe/s1600/shapeimage_1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxzyBlAPgSJcCQ_euetduOv2GEzj-u74tOfrGySiCxqX_P7yoQgnaUbMBcZodcaY6IZNT6OyeIf8kqy6F1vN0JXHwB2XWahxL9iOl_RfH_BOSIRCLqovLFo_JokZZN6ATUWCZ_i8FbzaEe/s1600/shapeimage_1.png" /></a></div>
<div class="paragraph_style_7" style="color: #424242; font-family: Verdana-Italic, Verdana, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0pt; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
<span class="style_3" style="font-family: Verdana-BoldItalic, Verdana, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-weight: 700; line-height: 18px;">Yönetmen:</span> Frank Capra<span class="style_4" style="font-family: Arial-ItalicMT, Arial, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-weight: 400; line-height: 18px;"><br />
</span></div>
<div class="paragraph_style_8" style="color: black; font-family: Verdana-Italic, Verdana, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
<span class="style_5" style="color: #424242; font-family: Verdana-BoldItalic, Verdana, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-weight: 700; line-height: 18px; opacity: 1;">Senaryo:</span><span class="style_6" style="color: #424242; line-height: 18px; opacity: 1;"> </span>Samuel Hopkins Adams (hikaye), Robert Riskin (screenplay)</div>
<div class="paragraph_style_7" style="color: #424242; font-family: Verdana-Italic, Verdana, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
<span class="style_3" style="font-family: Verdana-BoldItalic, Verdana, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-weight: 700; line-height: 18px;">Oyuncular:</span> Clark Gable, Claudette Colbert, Walter Connolly, Roscoe Karns, Jameson Thomas<span class="style_4" style="font-family: Arial-ItalicMT, Arial, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-weight: 400; line-height: 18px;"><br />
</span></div>
<div class="paragraph_style_7" style="color: #424242; font-family: Verdana-Italic, Verdana, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
<span class="style_3" style="font-family: Verdana-BoldItalic, Verdana, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-weight: 700; line-height: 18px;">Kazandığı oscarlar:</span> En iyi film, En iyi yönetmen (Frank Capra), En iyi senaryo (Robert Riskin), En iyi erkek oyuncu (Clark Gable), en iyi kadın oyuncu (Claudette Colbert)</div>
<div class="paragraph_style_7" style="color: #424242; font-family: Verdana-Italic, Verdana, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
<br /></div>
<div class="paragraph_style_7" style="color: #424242; font-family: Verdana-Italic, Verdana, sans-serif; font-size: 10px; font-style: italic; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
<br /></div>
<div style="color: #424242; font-style: normal; text-decoration: none;">
<br /></div>
<div style="color: #424242; font-style: normal; text-decoration: none;">
Çok zengin bir bankerin kızı olan Ellie (Claudette Colbert), biraz da babasına karşı çıkmak için bir servet avcısı ile evlenir. Babası nikahı iptal etmesi için Ellie'ye baskı yaparken, Ellie bir şekilde babasından kaçmayı başarır ve New York'taki kocasına varabilmek için otobüse binerek yolculuğa başlar. Kendi başına yolculuk yapmaya ve otobüse alışık olmayan şımarık Ellie, kaçmaya çalışırken bir yandan da tanınmamaya çalışır zira babası onu heryerde aratmaktadır, gazetelerde boy boy resimleri çıkmaktadır. O zamanının otobüslerinde bayan yanı diye bir kavram yoktur, herkes boş bulduğu yere oturmaktadır. Bu sebeble Ellie otobüsde külyutmaz bir gazeteci olan Peter (Clark Gable) 'ın yanına oturmak zorunda kalır. Peter Ellie'nin kim olduğunu anlar ve ona New York'a ulaştırmaya yardım etmenin karşılığında hikayesini gazeteye yazmayı teklif eder. Niyetleri böyle olsa da ikili zor ve çetrefilli bir hale bürünen yolculukta birsürü macera yaşayarak birbirlerini tanımaya başlarlar. Yolculuğun sonundaysa Ellie ve Peter birbirine sırılsıklam aşık olmuş hale gelir.</div>
</div>
<div class="paragraph_style_4" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
1934 yılında çekilmiş olan 'It Happened One Night' için çok tatlı bir romantik komedi diyebiliriz. Aslında romantik komedi tarzından ziyade Amerikalıların Screwball komedi dedikleri türün ilk örneklerinden. Peki nedir bu Screwball Komedi derseniz:</div>
<div class="paragraph_style_5" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Screwball Komedi: 1930ların Hollywood’unun eşşiz ürünlerinden biridir. Cüretkar bir mizah anlayışı olan, hareketli aksiyon ve diyaloglarla temposu yüksek ve genelde başıboş, züppe, tuhaf karakterlerin yer aldığı bir komedi türüdür. Filmler genelde kadın-erkek çekişmesinin abartılı olarak ele alındığı konulara odaklanır. </div>
<div class="paragraph_style_3" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
</div>
<div class="paragraph_style_3" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Screwball komedi tarzına uygun olarak filmin ana karakterleri Peter ve Ellie ilk tanışmalarından itibaren devamlı çekişme halindedirler. Daha sonra birçok filmde kullanılacak olan, o zamana göre oldukça cesur kucağa düşme sahnesi ile oldukça cüretkar başlar film. Sonra Ellie Peter'ın omuzlarında uyuyakalır, bu da klişecek bir sahne olur daha sonraki filmler için. Aynı otel odalarında kalmak zorunda kalan çift araya battaniye koyar her seferinde, işte o battaniyenin düşmesi Hollywood'un müstehcenlik anlayışının simgesidir. Ayrıca düğünden gelinlikle kaçma sahnesi de daha sonra klişe haline gelecek sahnelerdendir.</div>
<div class="paragraph_style_3" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Bugs Bunny'nin yaratıcısı Friz Freleng basılmamış anılarında 'It Happened One Night' ın en favori filmlerinden biri olduğundan bahseder. Bugs Bunny'yi yaratırken bu filmden esinlendiğine dair birkaç işaret vardır. Filmde Peter karakteri birara devamlı havuç yiyerek hızlı hızlı konuşur. Ayrıca filmdeki Shapeley isimli karakteri korkutmak için adı Bugs Dooley olan birinden bahseder. Bugs bunny'nin ismi büyük ihtimal oradan gelmektedir.</div>
<div class="paragraph_style_4" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Yine daha sonraki birçok filmde kullanılacak ünlü otostop sahnelerinin ilki bu filmde karşımıza çıkar. Erkek bir türlü otostop yapamaz, kadın ise ilk denemesinde durdurur:</div>
<div class="paragraph_style_5" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Peter bir süre nasıl otostop yapılacağına, başparmağın nasıl kullanılacağına dair kıza birsürü ders verdikten sonra birtürlü hiçbir arabayı durduramaz. En sonunda</div>
<div class="paragraph_style_5" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Ellie: Bir de ben deneyeyim mi?</div>
<div class="paragraph_style_5" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Peter: Sen mi? Güldürme beni.</div>
<div class="paragraph_style_5" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Ellie: Amma ukalasın, herşeyi birtek sen mi biliyorsun? Bir araba durduracağım ve başparmağımı da kullanmayacağım der. </div>
<div class="paragraph_style_5" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 0px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Sonrasında yol kenarında bacağını açar...</div>
<div class="paragraph_style_3" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
</div>
<div class="paragraph_style_3" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: left; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Clark Gable giysilerini çıkarttığı sahnede çıkartmak uzun süreceği için gömleğinin altına fanile giymemiştir. Filmden sonra fanile giymemek moda haline gelir ve çamaşır satışları direkt düşer. Derler ki o zaman bazı çamaşır firmaları Columbia Pictures'a dava açmışlardır.</div>
<div class="paragraph_style_4" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Bu eğlenceli filmin iki önemli ve de çok eğlenceli sahnesi var. Birincisi polisler Ellie'yi aramak için otel odalarına girdiklerinde Ellie ve Peter'ın evli çiftmiş gibi rol yaparak kavga ettikleri sahne. İkincisi de otobüste tüm otobüs yolcularının şarkı söyledikleri sahne. Hele otobüsteki şarkı söyleme vaslı o kadar samimi ve sıcak görünüyor ki o zamana gideseniz geliyor.</div>
<div class="paragraph_style_4" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
Beklenilenden çok daha fazla ilgi gören film Akademi'den de beklediğinden fazla ödül almıştır. Aday olarak gösterildiği tüm dallarda Oscar'ı kazanarak (en iyi film, tönetmen, senaryo, kadın oyuncu, erkek oyuncu) ilk Oscar Grandslam'i yani en önemli 5 adaylıkta oscar kazanan ilk film olarak da tarihe geçmiştir. Aynı başarıyı 1975 yılına kadar hiç bir film başaramaz. 1975 yapımı One Flew Over the Cuckoo's Nest (Guguk Kuşu)ve ardından 1991 yılında The Silence of the Lambs (Kuzuların Sessizliği) alabilir aynı şekilde 5 büyük oscarı.</div>
<div class="paragraph_style_4" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
1920li yıllarda ses teknolojisinin filmlerde uygulanmaya başlaması öncelikle Frank Capra'nın önünü açmış oldu. Frank Capra bu sayede kendi tarzını buldu ve filmlerinin en önemli unsuru olan hızlı ve komik diyaloglar sayesinde filmleri çok başarılı oldu. Zaten 'It Happened One Night'da da olay örgülerinden çok ikilinin kurdukları diyaloglar ve yaptıkları tatlı çekişmeler bağlar bizi filme.</div>
<div class="paragraph_style_4" style="-webkit-text-size-adjust: none; color: #424242; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; letter-spacing: 0px; line-height: 18px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; opacity: 1; padding-bottom: 12px; padding-top: 0px; text-align: justify; text-decoration: none; text-indent: 0px; text-transform: none;">
1930 larda düşük bütçeli bir stüdyo olarak kurulup, Harry Cohn'un yönetiminde en büyüğe oynayan Columbia Pictures'ın en önemli varlığı Frank Capra idi. 'It Happened One Night' sayesinde yoksulluğun eşiğindeki stüdyo büyük stüdyolardan biri haline geldi.</div>
Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-68691419580052406132014-03-27T14:44:00.001-07:002014-04-01T03:08:31.029-07:00Game Of Thrones (2.sezon)<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPaS-XaIr-Ub3GhiWSViMT803kpACJsbDzSPQMoIiQJsyGzjsajFyIQETOb4Qh4JOJVwiyj5fJtr7_Qaqf22n-cYcY9YAL4RuI6PQeTRDgcsgCKtJYTrY4_qCYt22OuuLmmv6nM-wTUURF/s1600/Game-Of-Thrones-Season-2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPaS-XaIr-Ub3GhiWSViMT803kpACJsbDzSPQMoIiQJsyGzjsajFyIQETOb4Qh4JOJVwiyj5fJtr7_Qaqf22n-cYcY9YAL4RuI6PQeTRDgcsgCKtJYTrY4_qCYt22OuuLmmv6nM-wTUURF/s1600/Game-Of-Thrones-Season-2.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="color: #444444;"><br /></span></span>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="color: #444444;">Aslında bizim hükümette, Yedi Krallık'ta olduğundan daha çok entrika var ama onları incelemeye girersek işin içinden çıkamayacağımız için Game Of Thrones'la yolumuza devam edelim.</span></span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="color: #444444;">Gelmiş geçmiş en iddialı yapımlardan biri olan Game Of Thrones'un 4. sezonu başlamak üzere, bu heyecanlı bekleyiş sona ermeden, 2. ve 3. sezonları inceleyebilirsem kendimi 4.sezona çok hazır hissedicem. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilQpQaZxeeXMbge8DiK4qdhdqN7HgwBvd5rcjxUVJTsAOJc-hfFZLe_Mo7BhxfJsZYKI5FIz22JwFx4LHBVDeqWP-uVwrzJhjwNDSDioESia6CRanmLG9w9utB-z3F_b290WcHr4vg-846/s1600/200px-Krallarin-Carpismasi.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilQpQaZxeeXMbge8DiK4qdhdqN7HgwBvd5rcjxUVJTsAOJc-hfFZLe_Mo7BhxfJsZYKI5FIz22JwFx4LHBVDeqWP-uVwrzJhjwNDSDioESia6CRanmLG9w9utB-z3F_b290WcHr4vg-846/s1600/200px-Krallarin-Carpismasi.jpg" /></span></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif;">2. sezon, A Song of Ice and Fire (Buz ve Ateş'in Şarkısı) serisinin A Clash of Kings (Kralların Çarpışması) isimli kitabından uyarlanıyor. Bu bölüm Türkçe'de 2 kısım halinde yayınlanmış. Kitap serinin birinci kitabı Taht Oyunları'nın kaldığı yerden tam gaz devam ediyor. Birinci kitabın ve sezonun sonunda hepimiz şok olmuş, ağzımız beş karış bitirmiştik diziyi. Ölmez dediklerimiz ölmüştü, olmaz dediklerimiz olmuştu, hepimiz ters köşe olmuştuk. İkinci kitabın Yedi Krallığı'nda korkunç bir kesmekeş hakim. Bu dünyadaki altı farklı güç Demir Taht'ı ve Yedi Krallığı ele geçirmek için korkunç bir savaşa hazırlanıyorlar. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif;">Bol çarpışmalı bu kitapta, daha karanlık ve kasvetli bir hava hakim. İlk sezonun senaryosu ilk kitaptan birebir alınırken, ikinci sezonda az da olsa farklılıklar başlıyor, ya da diziye alınamayan küçük hikayeler var diyelim. Ayrıca ilk kitapta söylemeyi unuttuğum, bu serinin en sevdiğim yanlarından biri, her bölümün farklı bir karakterin ağzından anlatılması. Bu da hikayeye çok yönlülük katıyor, farklı gözlerden olayları da görmemizi sağlıyor.</span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif;">Bu sezonda yeni karakterler de çıkıyor karşımıza, önce onlara bir göz atalım, sonrasında bölümleri gözden geçirelim:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i><br /></i></span></div>
<div style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #990000; font-family: Verdana, sans-serif;"><i>Yazının bundan sonrası şiddetli bir şekilde spoiler içeriyor. Diziyi izlemeye ya da kitabını okumaya niyetliyseniz sakın okumayın.</i></span></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<i><span class="Apple-style-span" style="color: #990000; font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></i></div>
</div>
<div>
<b style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><u><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">İkinci Sezon Karakterleri:</span></u></b><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><b style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><u><br /></u></b>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcFtY4-HJlZSoR2YISC7VxdM_l8Raj6t4cy5aJ5Ya3SPebSaa2_dxYiAI8McqKWAnIyjFrSdubmXnFqNIUuLT3S1Bxoq3YqwXxMAwZ5beifpdIliMFr_mqyLAXZ3TYxodBz9oCjmZPKAUp/s1600/stannis-baratheon-wallpaper-for-2560x1600-widescreen-2884-12.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcFtY4-HJlZSoR2YISC7VxdM_l8Raj6t4cy5aJ5Ya3SPebSaa2_dxYiAI8McqKWAnIyjFrSdubmXnFqNIUuLT3S1Bxoq3YqwXxMAwZ5beifpdIliMFr_mqyLAXZ3TYxodBz9oCjmZPKAUp/s1600/stannis-baratheon-wallpaper-for-2560x1600-widescreen-2884-12.jpg" height="199" width="320" /></span></a><span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><b>Stannis Baratheon:</b></span><span style="color: #444444; font-weight: normal;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"> </span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Ölen Kral Robert Baratheon'un kardeşi, Renly'nin ağabeyi. Birinci sezon adını çok duyduk, hiç göremedik, pek merak ettik. Ama pek asık suratlı, pek keyifsiz pek mutsuz bir tipmiş. Bu çatık kaşlı karakteri Stephen Dillane canlandırıyor. Stannis, abisi Kral Robert öldükten, Eddard Stark'ın mektubunu aldıktan sonra tahtın kendisine ait olduğunu düşündüğünden büyük bir hırsla etrafında güç toplamaya çalışıyor. Kendisi iyi bir savaşçı olmasına rağmen suratsızlığı yüzünden hiç sevilmediğnden olsa gerek yeterli gücü etrafında toplayamayınca kendisini Işık Tanrısı'nın temsilcisi olduğunu söyleyen Kırmızı Kadın'a teslim ediyor. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMOHP3uCworPviBjxayn4vqEI3gpQcCzMkUMMS9cuUNibk2b4LUZvxNnkw7kSr0MUn3PVwlCR2Nr_iMGRP2vQSGzhZEFlf619oenof-z3TkvpqrfgOnVDKlKYLEia-YF2xUtgheRu8JJN8/s1600/melisandre-31.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMOHP3uCworPviBjxayn4vqEI3gpQcCzMkUMMS9cuUNibk2b4LUZvxNnkw7kSr0MUn3PVwlCR2Nr_iMGRP2vQSGzhZEFlf619oenof-z3TkvpqrfgOnVDKlKYLEia-YF2xUtgheRu8JJN8/s1600/melisandre-31.jpg" height="180" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; font-weight: bold; line-height: 18px; text-align: justify;">Kırmızı Kadın:</span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b> </b>Ashai'den gelen Melisandre, kızıl saçları ve devamlı giydiği kırmızı elbiseler yüzünden Kırmızı Kadın olarak anılıyor. R'hllor isimli Işık Tanrısı'nın savunucusu ve kitaba göre önce Stannis'in karısını sonra da Stannis'i kendi inancına bağlıyor. Büyücü gibi de bişey aynı zamanda, korkulası bir kadın, zaten etrafındakiler onu sevmese de ondan pek bir çekiniyorlar.</span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgw7mj_wlA_jwwoJTu3m2Z0oeKVfrlK9XS5TN7rjvj08NymunBt5eu0VK3adbTSDGq21-3QVWYWu537OzDhSWmfDrynPREbwA6reReqq6qCmFdkpCivIF5V_JgQvL_vEjiTLdFNr3tTFpq0/s1600/davos-seaworth-1024.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgw7mj_wlA_jwwoJTu3m2Z0oeKVfrlK9XS5TN7rjvj08NymunBt5eu0VK3adbTSDGq21-3QVWYWu537OzDhSWmfDrynPREbwA6reReqq6qCmFdkpCivIF5V_JgQvL_vEjiTLdFNr3tTFpq0/s1600/davos-seaworth-1024.jpg" height="180" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><b>Sir Davos: </b>Tarihte Fırtına Burnu kuşatmasında Stannis ve orduları bir yıla yakın direnmiş, kaleyi vermemişti. Direniş çok uzun sürdüğünden kaledeki herşey yenmiş tükenmiş, sonrasında atlar, köpekler ve kediler bile yenmişti. Sıra otlara ve farelere gelmişti, bir kaçakçı gemisi olan Davos'un gemisi soğan ve tuzlu balık doluydu, siyah gövdesi, siyah yelkenleri ile Redwyne'ın orduları arasından gecenin karanlığında geçerek kaleye ulaştırmayı başardı ve Stannis'in adamlarının Ned Stark gelip onları kurtarana kadar idare etmesini sağladı. Bunun karşılığında Stannis, Davos'u, Seçkin bir arazi, küçük bir kale ve şövalyelik unvanıyla ödüllendirdi. Fakat yıllarca kaçakçılık yapmasının cezası olarak da sol elinin parmaklarını son eklem yerlerinden kesti. Dizide Stannis'in sağ kolu gibi, Kırmızı Kadın'dan nefret etse de onu durdurmanın yolunu pek bulamıyor. </span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUpaonvCp4v8N06bk9NYSNBkPnDExQZ2QTO19yCQfr3kr1taTEsGjHgT-hMbxYRB3Hn4gT3KSg73v5fSL_jvXv3ih-stj_EEyEe9-Xm2-ZLYPnsf1qxgeTXU6RbdFs5IP_FFIdsqXhf0oB/s1600/Game-of-Thrones-game-of-thrones-30106704-960-720.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUpaonvCp4v8N06bk9NYSNBkPnDExQZ2QTO19yCQfr3kr1taTEsGjHgT-hMbxYRB3Hn4gT3KSg73v5fSL_jvXv3ih-stj_EEyEe9-Xm2-ZLYPnsf1qxgeTXU6RbdFs5IP_FFIdsqXhf0oB/s1600/Game-of-Thrones-game-of-thrones-30106704-960-720.jpg" height="240" width="320" /></span></a></div>
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><b>Jagen H'ghar: </b><span style="background-color: white;">Arya'nın içinde bulunduğu surlara Gece Bekçisi olmak üzere götürülen çocukların olduğu kafilede tutuklu olan bir adam. Kendinden devamlı 3.tekil şahıs olarak bahsediyor. Arya onun hayatını kurtardıktan sonra kıza yardımcı oluyor. Garip güçleri var bu vatandaşın da. </span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b><br /></b></span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b><br /></b></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b><br /></b></span>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaLcPIypZcl7639-Bz1j-b6ig6yNfZpTfFw1_f7yCY0UTNqRByHCWKfUpRX5-iszHSBYKubPnCJQrDW9a2KAHn-4ecv9Vu2hWcSnCZuLQumpxVeNucG5JUNqQQBBscqi9qfkO0dIsV5D5m/s1600/margaery_tyrell_valar_dress.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaLcPIypZcl7639-Bz1j-b6ig6yNfZpTfFw1_f7yCY0UTNqRByHCWKfUpRX5-iszHSBYKubPnCJQrDW9a2KAHn-4ecv9Vu2hWcSnCZuLQumpxVeNucG5JUNqQQBBscqi9qfkO0dIsV5D5m/s1600/margaery_tyrell_valar_dress.png" height="320" width="212" /></span></a></div>
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><b>Margaery Tyrell: </b><span style="background-color: white;">Renly'nin kraliçesi olarak tanıdığımız Margaery, dizide göğüs dekolteleriyle ünlü bir hatun. Renly'nin gerçek sevgilisi Çiçek Şovalyesinin kardeşi aslında. Bu evlilik sayesinde Renly, Tyrell'lerin ordularını ve desteğini kazanıyor. Margaery çok zeki, öyle duygusallıkla da çok işi yok aslında. Bundan tam politikacı karısı namı diğer first lady olurdu günümüzde. Zaten Serçeparmak'a dediği gibi felsefesi 'Kralım kocamdır, kocam kralımdır'. O yüzden kim kral olacak gibiyse onun yanında görüyoruz kendisini. </span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzqjd4D3njYBwKEPBR0wU9sn6D2Ncz34IvM_s8ZR-EIMuH-Wpokkw2Lpj2obHQ_bTswLhouvtJGmiPaI6YslSvpJsjrIz3sfAAMskzMgugSmhvTvDEICxAS9ieuV76i5gWIxqlnaqQFo2U/s1600/brienne-game-of-thrones-season-2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzqjd4D3njYBwKEPBR0wU9sn6D2Ncz34IvM_s8ZR-EIMuH-Wpokkw2Lpj2obHQ_bTswLhouvtJGmiPaI6YslSvpJsjrIz3sfAAMskzMgugSmhvTvDEICxAS9ieuV76i5gWIxqlnaqQFo2U/s1600/brienne-game-of-thrones-season-2.jpg" height="180" width="320" /></span></a></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b>Birenne Tarth: </b></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b><br /></b></span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Renly'nin kampındaki turnuvada, şövalye kıyafetleri içinde Çiçek Sövalyesi Loras Tyrell'i fena benzettiğinde ilk önce erkek sansak da, zırhını çıkardığında iricene çirkin ama çok güçlü bir kadın olduğunu anlarız. Kendisi aynı zamanda soylu bir aile olan Tarth'lardan gelmekte, Lord Sewyn'in kızıdır. Ancak, kitaba göre ona 'Brieene Güzellik' lakabını takmışlar, çünkü, geniş ve kaba hatları, çarpık dişleri, kalın dudakları ile pek hoş bir kadın değildir. Turnuvayı kazanınca Renly'nin yedi şövalyesinden biri olur. Fena halde sadık bir karakteri vardır.</span></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTjEjMTGxwXZfnz41yl3L-ZIObm6qRmAXEPsFXN2a8g0oxavgAgb42EpSaS1I_3YhvLYo8XEr6jaKcjva-dR0WINRDEe1DwEA2xy3FU7SeevQ_lPA6gAM_VTotPZwsAxTG-_cUbVS_qWdD/s1600/osha-1024.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTjEjMTGxwXZfnz41yl3L-ZIObm6qRmAXEPsFXN2a8g0oxavgAgb42EpSaS1I_3YhvLYo8XEr6jaKcjva-dR0WINRDEe1DwEA2xy3FU7SeevQ_lPA6gAM_VTotPZwsAxTG-_cUbVS_qWdD/s1600/osha-1024.jpg" height="180" width="320" /></span></a></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b>Osha: </b></span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Aslında kendisi aramıza 1.sezon katılmıştı, ama bu sezon karakter, Bran ile yakınlaştıkça ön plana çıktı. İlk sezonda, Bran'i tek başına yakalayan 3 yabanıldan biriydi, surun öte tarafından gelen yabanıllardan. Bran'in abisi Robb ve Theon, onları yakaladı, Osha 'canımı bağışlayın size iyi bir köle olayım' dedi ve oldu da. 2.sezonda Bran'e çok faydası dokundu. Karakteri İngiliz oyuncu Natalia Tena canlandırıyor. İşin ilginç tarafı Natalia aynı zamanda müzisyen. Molotov Jukebox isimli grubun solisti. Geçen yaz Türkiye'ye de gelmişti konser vermeye. Bence yabanıl Osha'yı bu kızdan daha iyi kimse oynayamazdı, çok yakışmış bu role. </span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b><br /></b></span></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b><br /></b></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b>Bölümler</b></span></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b><br /></b></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b>Sezon 2 Bölüm 1: The North Remembers</b></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUOUubRQelKRhrnSJe7svluNNJfVotFyy7vn9vrpDOcMjGkkCb3TFm72-SoU3OzUOr7Nc1qQhrdzxfoKY1mGBlsXF3A_i0KDSDt6t5BkEpdmpsXypquxacFyYVrbMk4MAKXnzM2n6Oz9XT/s1600/got-game-of-thrones-30222741-1024-768.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUOUubRQelKRhrnSJe7svluNNJfVotFyy7vn9vrpDOcMjGkkCb3TFm72-SoU3OzUOr7Nc1qQhrdzxfoKY1mGBlsXF3A_i0KDSDt6t5BkEpdmpsXypquxacFyYVrbMk4MAKXnzM2n6Oz9XT/s1600/got-game-of-thrones-30222741-1024-768.jpg" height="240" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">2.sezon kitapta ve dizide farklı şekillerde başlıyor. Kitapta, Stannis'in Üstadı Cressen ve Stannis'in kızı Shireen hakkında detaylı bir giriş varken, dizide bu kısımlar atlanmış. Dizide ikinci sezon, Kral Joffrey'nin isim günüyle başlıyor. Şımarık, tırsık ve genç kralımız Joffrey'nin aklı fikri zulüm ve zalimliktedir, isim gününde en sevdiği şey olan şövalye turnuvası düzenlemiştir</span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">. Sansa zalim Joffrey'nin yanında hayatta kalabilmek için zorda olsa rol yapmaktadır. Turnuva sırasında kale kapıları açılır, en zeki aynı zamanda en küçük Lannister Tyron içeri girer. Babası onu kendi yerine sağ kol olması için saraya göndermiştir. Cersei, Tyrion'u gördüğünde hiç mutlu olmaz. Oğlu turnuvalarla eğlenirken Cersei, konsey toplantıları ile başkenti yönetmeye çalışmaktadır ama çok zeki gibi görünse de verdiği saçma kararlarla o da bir çıkmazdadır. Halk ayaklanmak üzeredir ama o kalenin kapılarını halka sımsıkı kapamıştır. Sansa'yı elinde tutsa da Arya'yı kaçırmıştır. Her ne kadar istemese de aslında Tyrion'a ihtiyacı vardır. </span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Bran, Kışyarı'nı Üstat Luwin'in gözetmenliğinde idare etmeye çalışmaktadır. Bran'in rüyaları garipleşmiştir, rüyalarını Kurdu Yaz'ın gözünden görmektedir. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Kitapta Daenerys'i 182. sayfaya kadar beklemek zorunda kalsak da neyseki dizi yapımcıları en ilgi çekici karakteri ilk bölüme de koymuş. Fakat Dany ve Khalasar'ı zor durumda. Kurak ve bomboş kızıl topraklarda yollarını bulmaya çalışıyorlar. Ejderhalarının olması muhteşem olsa da, bu küçük yaratıkları beslemenin yolunu bulamıyor. 3 en yi adamını 3 farklı yöne gönderip, işe yarar bir şeylerle dönmelerini umarak atlarla keşfe gönderiyor. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Jon'un kitaptaki 3.bölümünden başlıyor dizideki Jon bölümü. Gece nöbetçileri Sur'un diğer tarafında 6 köy dolaşmışlar, tek bir insana rastlayamamışlardır, tüm köyler boşaltılmıştır lakin geldikleri 7.köy Crasten isimli, kızlarıyla evlenen sapık bir adamın evinden oluşmaktadır, bir tek bu köyü sağlam ve dolu bulmuşlardır. Crasten kızlarıyla evlenmekte, kızlarından olan erkeklerin ne olduğu bilinmemektedir. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Stannis eskiden inandığı tanrıları Kırmızı Kadın'ın tanrısına inandığını göstermek için bir gösteri ile yakıyor. Onun yaşlı üstadı Cressen, görev aşkıyla kırmızılı kadını öldürmek istese de, maşallah neyin nesi olduğunu anlayamadığımız bu karanlık kadına bir şey olmuyor. </span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Kralın adamları ülkenin her yerine dağılmış çapkın kralın piçlerini öldürmeye başlarlar. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Cersei ve Serçeparmak arasındaki diyalog, Cersei'nin Serçeparmak'ın tırstırtacak kadar korkutması Cersei sevmesem de pek hoşuma gitti. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: red;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><i>İlk bölümde kim nerde olursa olsun, gökte beliren kırmızı kuyruklu yıldızı görüyor ve herkes kendine göre yorumluyor. Kuyruklu yıldız hakkında kim ne demiş:</i></span></span><br />
<span style="color: red;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><i><br /></i></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><i>Daenerys: Benim gelişimin habercisi diyor, , bana yol göstermesi için tanrılar gönderdi onu diyor ve gitmeleri gereken yolu gösterdiğine inanıyor.</i></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><i>Varys: Sokaktaki halk, yıldıza Kızıl Ulak diyor. Yeni bir kraldan önce haberci olarak gökyüzüne gelir, yanacak ateşlere ve dökülecek kanlara karşı onu uyarırmış.</i></span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;">
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
</span><br />
<b style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Sezon 2 Bölüm 2: The Night Lands</span></b><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><b style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></b>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFfcGCJC9V71QOgzawR0ZhjGtM6J7W2zxt2HTbbqAd5OYVAfDKZRUJOevMnf_53wGH49G1LmGW2Oq8rM5kvsKfTzuFSUqxP46ztKre3sox4CbGygRWyTKIdD1aMDytwCxCdVXk16YsgZI4/s1600/2x02-The-Night-Lands-game-of-thrones-30398955-1024-575.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFfcGCJC9V71QOgzawR0ZhjGtM6J7W2zxt2HTbbqAd5OYVAfDKZRUJOevMnf_53wGH49G1LmGW2Oq8rM5kvsKfTzuFSUqxP46ztKre3sox4CbGygRWyTKIdD1aMDytwCxCdVXk16YsgZI4/s1600/2x02-The-Night-Lands-game-of-thrones-30398955-1024-575.jpg" height="179" width="320" /></span></a></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Gece Nöbetçisi olmak üzere Sur'a götürülen çocuklarla, erkek taklidi yaparak yoluna devam eden Arya'nın kafilesine 2 kraliyet askeri gelir, başta kendisi için geldiklerini sanan Arya, asıl arananın Gendry olduğunu duyduğunda şaşırır. Bizim kulakları delik Hadım Varys, Tyrion'un Shae'sini çoktan bulmuş, muhabbeti de kaynatmıştır. Hadımın tehdidini anlayan Tyrion ona gözdağı vermeye çalışır. Varys'in cevabı arkasının sağlam olduğunu gösterir: 'Fırtınalar gelir geçer, Büyük balık küçüğü yer ama ben kürek çekmeye devam ederim</span><span style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">'</span></span><br />
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Jon cephesinde sapık Crasten'in hamile kızlarından biri Jon ve Sam'den yardım ister. bu bölümde erkek çocuklarının başına ne geldiğini de görmüş oluruz. </span><br />
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Dany'nin 3 yöne gönderdiği kan süvarilerinden biri (kitapta öyle olmasa da) ölü olarak döner. </span><br />
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Theon Greyjoy, Robb için babasının desteğini almak amacıyla Pyke'a doğru yola çıkmıştır. Pyke'da beklediği ilgiyi göremeyen Greyjoy hayalkırıklığına uğramıştır.</span><br />
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Bu arada kitapta olmayan tek karakterimiz Serçeparmak fahişelerinden Marei, Serçeparmak'ın zalim karakterini bizzat tadar. </span><br />
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Tyrion, Serçeparmak'ın genelevindeki genç bir kızın henüz bebek olan çocuğu da dahil, Kralın tüm piçlerini öldüren Lord Janos'u yemeğe çağırır. Ona çok tatlı şaraplarını tattırırken, adamı Sur'a göndererek cezasını verir ve bir kez daha izleyiciden tam puan alır. Seviyorum bu adamı ben.</span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><i>En sevdiğim replik, korsan Salladhor Saan ve Davos'un oğlu arasında geçiyor:</i></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><i>Davos'un oğlu: Stannis gerçek kraldır ve yanında Işığın Tanrısı var. Tek Gerçek Tanrı.</i></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><i>Saan: dünyanın her yerine gittim ben evlat, ve gittiğim her yerde, insanlar bana gerçek tanrılarını anlattılar. Hepsi doğru olanı bulduğunu sanıyor. Tek gerçek tanrı bir kadının bacakları arasındadır daha da gerçeği kraliçededir. </i></span></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="color: #444444;"><span style="line-height: 18px;"><i><br /></i></span></span>
<span style="color: #444444;"><span style="line-height: 18px;"><i>Bu bölümde Theon'un babası, boynundaki madalyon için 'demirle mi ödedin? altınla mı? diye soruyor?' tabi dizide biz tam anlayamıyoruz ama bu Demir Adalar'da sadece kadınlar sikkeyle satın aldıkları takıları takabilirdi ama savaşçı erkekler sadece kendi elleriyle öldürdükleri düşmanların cesetlerinden yağmaladıkları mücevherleri kullanabilirdi. Demirle ödemek işte buna denirmiş. </i></span></span></span></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
<b style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Sezon 2 Bölüm 3</b><b style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">: What is Dead May Never Die</b></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><b style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></b>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz4DZTEmV2rpUJR3HfxZeXpRQV7mw3pV3QJlT0sYRWHABZX9Cc5DHnt5Q8PNOlR_H80iFQ-iW9HoFVswgD5ztSeiFn3O_bljw1ojn-Ik7YtW0VRKSGVJSUPUzj2gnL5pkz43EhBOqVAkyX/s1600/game-of-thrones-what-is-dead-may-never-die1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz4DZTEmV2rpUJR3HfxZeXpRQV7mw3pV3QJlT0sYRWHABZX9Cc5DHnt5Q8PNOlR_H80iFQ-iW9HoFVswgD5ztSeiFn3O_bljw1ojn-Ik7YtW0VRKSGVJSUPUzj2gnL5pkz43EhBOqVAkyX/s1600/game-of-thrones-what-is-dead-may-never-die1.jpg" height="168" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Crasten, Jon işine burnunu soktuğundan Gece Nöbetçilerini evinden kovar. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Bran rüyalarında bir gariplik olduğunu farkeder. </span></span><br />
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Robb, annesi Catelyn'in Renly'nin yanına gitmesini ve güçlerini birleştirmeleri gerektiğini söylemesini istemişti. Catelyn istemese de gitmek zorunda kaldı. Renly, Tyrell'lerden Margaery ile evlenmiş, etrafında çok fazla güç toplamış ama hala işin gösterişiyle ilgileniyor. Bu bölümde sezonun en ilginç karakterlerinden Brienne ile karşılaşıyoruz. </span></span><br />
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"> Lord Balon (Theon'un babası) gözünü savunmasız kalan Kuzey'e dikmiştir, özellikle de Kışyarı'nı ele geçirerek geçmişin öcünü almayı planlamaktadır. </span></span><br />
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Tyrion, Shae'nin (bizim Sibel Kekilli) göze batmaması için onu Sansa'nın hizmetçisi kılığına sokar. Bu arada en zor surumda olan belki de Sansa; zavallı kızcağız midesi kaldırmasa da Joffrey ve anasına katlanmak zorunda.</span></span><br />
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Bu bölümde Tyrion bu sezonda en çok hoşuma giden şeylerden birini yapıyor, kraliçeye kimin haber uçurduğunu öğrenmek için konseydekilere küçük bir oyun oynuyor. Önce üstat Pycelle'e , kraliçenin kızı Myrcella'yı Dorne hanedanından biriyle evlendirmek gerektiğini söylüyor. Aynı şekilde, Hadım Varys'e Myrcella'yı Theon Greyjoy ile evlendirmek istediğini, Serçeparmak'a ise Vadi'den Robin Arryn ile evlendirmeyi düşündüğünü söyler. Haber üstat Pycelle'den gider kraliçeye, olan da Myrcella'ya olur, Dorne'a gitmek zorunda kalır. Üstat da kara hücreye gider. </span></span><br />
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Gösterişli Kral Renly, gösterişli turnuvaları içinde gerçek savaştan bihaber şekilde yaşamaktadır. Yeni evlendiği Margaery ile mercimeği fırna verememektedir, zira aklı Çiçek şövalyesindedir. </span></span><br />
<span style="color: #444444;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Arya'nın bulunduğu kafileye Kralın adamları saldırır. Bu saldırı anında Jagen H'agar'ın içinde olduğu kafese ateşler yaklaşmıştır. Yardım ister Arya'dan, Arya da onlara bir balta atarak kurtulmalarını sağlar. Bu noktada kitap ve dizi farklılık gösteriyor. Kitapta Arya ve Gendry kaçabilirken, dizide esir alınıyorlar. Kitapta daha sonra esir düşüyorlar. </span></span></div>
</div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><i> Hadım Varys, Tyrion'a bilmece sorar:</i></span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><i>- Üç büyük adam bir odada oturuyor, ve bir Kral, bir rahip ve bir zengin adam. Aralarında da normal bir asker duruyor. tüm büyük adamlar, askerden diğer ikisini öldürmesini istiyor. Kim ölür, kim kalır?</i></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><i>- Askere göre değişir, der Tyrion. </i></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><i>-Öyle mi? Adamın ne tacı, ne altını, ne de tanrılarla yakınlığı var. </i></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><i>-Kılıcı var ama. Ölüm ile yaşamı o ayırır. </i></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><i>- O zaman madem kılıcı olan yönetiyor, neden hepimiz tüm güç kraldaymış gibi davranıyoruz? Ned Stark başını kaybettiği zaman, esas sorumlu kimdi? Joffrey mi, Cellat mı? Yoksa başka bir şey mi? </i></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><i>- Bilmece sevmediğime karar verdim. </i></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><i>- Güç, insanların olduğuna inandığı yerdedir. Bir numaradır. Duvarda bir gölgedir. Çok küçük bir adamın, çok büyük bir gölgesi olabilir. </i></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;"><i><br /></i></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><b style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Sezon 2 Bölüm 4</b><b style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">: Garden of Bones</b></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz17OuOorcIAanj1fAdc2d5uQNvHTkzMNMX8PBGOwDXy0FK2rAA9YXodBpS4QGWQg1MBc0Gsh0nkWIEasgiKLbKbQ84WfB-W_KWIDDFjsctxK1NDJr4E2vi9efND0jtozGRYQyS5Uw7iJX/s1600/game-of-thrones-garden-of-bones-robb-and-crew.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz17OuOorcIAanj1fAdc2d5uQNvHTkzMNMX8PBGOwDXy0FK2rAA9YXodBpS4QGWQg1MBc0Gsh0nkWIEasgiKLbKbQ84WfB-W_KWIDDFjsctxK1NDJr4E2vi9efND0jtozGRYQyS5Uw7iJX/s1600/game-of-thrones-garden-of-bones-robb-and-crew.jpg" height="163" width="320" /></span></a></div>
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Robb, savaş alanında başarılar kazanmaktadır. Ama zaferin bedeli de ağırdır, çok yaralı verirler, bu sırada hemşire görevi yapan Volantis'li Talisa ile tanışır, Robb, Talisa'ya abayı yakar. </span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Joffrey, Sansa'ya işkence yapmaktadır, neyseki tek duyarlı Lannister Tyrion, Sansa'yı kurtarır. Joffrey'nin sorunu belki yatağına birkaç kadın alırsageçer diye düşünüp Serçeparmak'ın kızlarından ikisini ayarlar. Joffrey kızları doğduğuna pişman eder, çünkü Tyrion'un paralı askeri Bronn'un dediği gibi çocuk 'taşağından beynine kadar sorunludur'</span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br />Serçeparmak, Renly'nin ve askerlerinin bulunduğu yere gelir. Amacı Renly'nin aklını çelmektir, gelmişken Catherine'e tekrar ilanı aşk eder, çocukluğundan kalma aşk acısı hala yüreğini burkmaktadır Serçeparmak'ın. Kadının kocasını senin yüzünden ölmüş be adam, sana mı yüz verecekti? Neyse Ned'in kemiklerini de verir. </span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Catelyn, Renly'nin kampında iken Stannis gelir. İki kardeş, Renly ve Stannis, ben kralım kavgası yaparlarken, Catelyn aralarını yapmaya çalışır ama kafi olmaz. İki kardeş birbirlerine daha da kızgın ayrılırlar. </span></span><br />
<div>
</div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Daenerys'in insanları ölmek üzeredir, Qarth şehrini bulurlar. </span></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"> </span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Arya, Gendry ve Lommy esir alınır ve Lannister kampına götürülür. Burada Lannister askerleri esirlere çok acayip işkenceler yapmaktadır. Kampa Tywin Lannister geldiğinde Arya'nın kız olduğunu farkeder ve onu kendine uşak olarak seçer. </span></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Bölümün sonunda bomba olur. Stannis, Davos'un Kırmızı Kadın'ı gizlice karaya çıkarmasını ister. Bizim Kırmızı Kadın, bildiğin 9 aylık hamile gibi doğurur amma çocuk değil, garip bir siyah yaratık doğurur. Lost'un Black smoke'u gibi bişey doğurur. (Kitapta Davos, bu sahneye ikinci kez oluşunda şahit oluyor, yani bu dumanımsı şey Renly'i öldürdükten sonra, Kırmızı Kadın bir kez daha yapıyor bu doğum olayını. Yapmasının sebebi, Fırtına Burnu'ndan Renly öldükten sonra ayrılmayan Sir Cortnay için.)</span></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b><br /></b></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b>Sezon 2 Bölüm 5: The Ghost of Harrenhal</b></span></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b><br /></b></span>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUmty0H1S5PSQ124ySF2PChHw9aAL1-Jid00Pmv58wXwVs-41DeBds7QLPwxtQmYTKe1f8vIAmbop-tMB-oW1dQZQZQem0bAmJ5DD-HdJp823Vr8Zl43aB0SP6P7D6gIVq5sLAqhO76DlG/s1600/the-ghost-of-harrenhal-1024.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUmty0H1S5PSQ124ySF2PChHw9aAL1-Jid00Pmv58wXwVs-41DeBds7QLPwxtQmYTKe1f8vIAmbop-tMB-oW1dQZQZQem0bAmJ5DD-HdJp823Vr8Zl43aB0SP6P7D6gIVq5sLAqhO76DlG/s1600/the-ghost-of-harrenhal-1024.jpg" height="180" width="320" /></span></a></div>
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Black smoke gibi olan şey, Renly'nin çadırında Catherine ve Brienne varken, Renly'i öldürür. Suç Brienne'in üzerine kaldığından beraber oradan kaçarlar. Yolda Brienne, Catherine'e bağlılık yemini eder. Tyreller, Stannis'ten korkularına kaçarlar. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Tyrion, Joffrey'nin başkenti savunmak için ne planladığını araştırır, Çılgınateş adında tehlikeli bir kimyasal silah yaptırdığını anlar.</span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Bu arada Stannis'ten mutlusu yoktur, Renly'i kolayca yoketmiş, tüm kuvvetlerini de yanına almıştır. Fakat Kırmızı Kadın'ın acayipliğini göre Davos, kadından delicesine korkmaktadır, Stannis Krallığı kazansa bile sonuçta kazananın Kırmızı Kadın olacağına emindir. </span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><i>(***Kitapta asıl bu Kırmızı Kadın'ı ve Tanrısını seven aslında Stannis'in eşi. Stannis'i bu karanlık şeylere ikna eden de o. Fakat dizide kadına hiç yer verilmemiş henüz.)</i></span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Theon'un babası, ona külüstür bir gemi ve işe yaramaz mürettebat verip kıyı köyleri yağmalamasını ister. Ama saygı ve güç isteyen Theon, bu karar uymayarak gözünü önce Torrhen Kalesi sonra Kış Tepesi'ne çevirmiştir. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Bran, garip rüyalar görmeye devam etmektedir. Kış tepesi'nin sular altında kaldığını görür. Bu rüyalar aslında Theon'un gelişinin habercisidir. <i>(***Kitapta aslında bu rüyayı, bizim daha sonra göreceğimiz Jojen görüp Bran'e anlatıyor. Jojen de Bran gibi bir Varg (şekildeğiştiren), Bran'in gerçeği farketmesine çabalıyor. ama Jojen'i ve kardeşini 3.sezonda göreceğiz)</i></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Arya, Tywin Lannister'a yaverlik yaparken bir çok savaş sırrını duyabilmektedir. Bu arada Jagen H'gar Arya'yı görüyor, ona 3 can borcu olduğunu, Kızıl Tanrı'ya 3 can vermesi gerektiğini istiyor. Arya'dan 3 isim istiyor. Arya'nın ilk ismi, esirlere işkence yapan adam oluyor. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Daenerys ve Khalasarının Qarth şehrine girmesini sağlayan Xaro Zhoan Daxos, Dany ile evlenmek ister. Karşılığında çok şey vaat etmektedir. </span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b>Sezon 2 Bölüm 6: The Old Gods and The New</b></span></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><b><br /></b></span>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhh4KuPlK0zECSygL6DqN91mUNs7a-vENRQpI7pgA9l5YRI04oWLDOFacwKOnL_nJ_4xoyAufNJ922Vy-nbmHchyphenhyphen5vkUXx5yxwaNE6z9zm_Ew6KQyapSCiG3vmGPJvI_9F48GADiJAAQplu/s1600/the-old-gods-and-the-new-1024.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhh4KuPlK0zECSygL6DqN91mUNs7a-vENRQpI7pgA9l5YRI04oWLDOFacwKOnL_nJ_4xoyAufNJ922Vy-nbmHchyphenhyphen5vkUXx5yxwaNE6z9zm_Ew6KQyapSCiG3vmGPJvI_9F48GADiJAAQplu/s1600/the-old-gods-and-the-new-1024.jpg" height="180" width="320" /></span></a></div>
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Bizim kuşbeyinli Theon Kış Tepesi'ni ele geçirerek bir halt ettiğini sanar. Olan da kitapta sevdiğim karakterlerden biri olan Sir Rodrik'e olur. Theon gövde gösterisi yapacak diye adam kellesinden olur. Çocuk yaşta esir alırsan böyle olur işte büyüdüğünde çocuklar, bu kitabın bir özelliği bu, lordlar, birileri yanlış yaptığında, onları hezimete uğrattıktan sonra erkek çocuklarını bir daha yanlış yapılmamasını sağlamak için esir alıyorlar. Ned Stark da geçmişte, Theon'un babası ayaklanınca, bu ayaklanmayı bastırdıktan sonra Theon'u esir almış ama çocuklarından biri gibi büyütmüş.)</span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Jon, Qhorin Yarımel ve ekibi ile sur'un kuzeyinde amcasını aramaya devam ediyor. Yolda karşılaştıkları Yabanılları öldürüyorlar, çünkü Sur'un kuzeyindeki yabanıllar Sur'a doğru yola çıkmış durumda. Jon, yakaladıkları yabanılların arasındaki Ygritte isimli kızıl yabanılı öldüremiyor. </span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Başkentte isyan çıkar, Joffrey, Cersei, Tyrion zor kurtulur, Sansa'yı 3 kişi yakalar, tecavüz etmek üzereyken, Tazı onu kurtarır.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Arya, Lord Tywin ile muhabbeti koyulaştırmışken masanın üzerinde Robb'un gelişini haber veren mektubu alır ama Amory Lorch Arya'yı yakalar. Jagen H'ghar'dan ölümünü isteyeceği ikinci isim belli olmuştur. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Robb da, Talisa'ya kur yaparken annesine yakalanır. Catherine Robb'un yanına gelebilmiştir, Byrienne ile birlikte. Kış Tepesi'nin Theon tarafından işgal edildiği bilgisi ulaşır.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Dar Deniz'in öte tarafında, Daenerys, durmadan gemi bulmaya çalışır. Tabi kimse ona bedelsiz gemi vermez. İşin kötü tarafı, kimseden gemi alamadığı gibi ejderhalarını da kaptırır. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Osha, kurtlar ve Hodor ile birlikte, Bran ve Rickon'ı Kış Tepesi'nden kaçırmayı başarır. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><b>Sezon 2 Bölüm 7: A Man Without Honor</b></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><br /></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJjqzMdO9KGmaAYGPYIjbC5l3nIQTyixt0IUMRofGPsAywZtjl5IccgPdgga6Cz-QezXvxJ1ZmrLIOGaFnyPteffl3wW50WFQE74FYS97oPNJ4Lv4QPAtWhLLpued7ITm8YjtwKaWUG5nT/s1600/a-man-without-honor-1024.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJjqzMdO9KGmaAYGPYIjbC5l3nIQTyixt0IUMRofGPsAywZtjl5IccgPdgga6Cz-QezXvxJ1ZmrLIOGaFnyPteffl3wW50WFQE74FYS97oPNJ4Lv4QPAtWhLLpued7ITm8YjtwKaWUG5nT/s1600/a-man-without-honor-1024.jpg" height="180" width="320" /></span></a></div>
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Bran, Rickon, Hodor ve Osha kaçmaya devam etmektedir. Theon ve adamları köpeklerle ve atlarla onları yakalamaya çalışır.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Jon, hala Ygritte ile yürümektedir. Ygritte şaşkın bakışlı Küçük Emrah Jon'u yabanılların arasına sürükler. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Çok hareketli bir bölüm olmasa da sonlara doğru yine çarpıcı şeyler oldu:</span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Sansa, Cersei'nin deyimiyle çiçek açar, bu da artık Joffrey ile evlenebileceği anlamına gelir. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Veee en sonunda Jamie' yi görebiliriz. Ne yalan söyliyim kötü mötü ama onsuz da aynı zevki vermiyor bu dizi. Mektubu saraya götürüp cevap getiren kuzenini, Jamie'nin kafesine koyarlar. Jamie kaçabilmek için çocuğu kullanır ve öldürür. Bu sayede kaçar ama yine yakalanır. Catherine onu ordudaki adamlardan korumak için çok zorlanır. </span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Daenerys ejderhalarını bulmaya çalışır. Onüçlerin karşısına çıkar ama ejderhaları çalanlar onüçleri de ortadan kaldırmanın planını yapmışlardır. </span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Xaro Zhoan Daxos kendini Qarth kralı ilan eder, o biçimsiz büyücü ile işbirliği yapmıştır. Kızcağızı da ejderhaları büyütsün diye alıkoyarlar. </span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Theon, Kış Tepesi'ndekilere ne kadar güçlü, ne kadar zalim olduğunu göstermek için Bran ve Rickon'un olduğunu iddia ettiği 2 yanmış çocuk cesedi gösterir. </span><br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;">
<b style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Sezon 2 Bölüm</b><span style="color: #444444;"><b style="line-height: 18px; text-align: justify;"> 8: </b><strong>The Prince of Winterfell</strong></span></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="color: #444444;"><strong><br /></strong></span>
</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm-heCT2VfE3AIhhQZSbJ6lFh1d9COeE58v1odH_ayxbp3FDnliwOgmBeibyMRzfVakQNXgCADt5zcBO46AWG2LvVMDhiL2gDVSn7f9OYdapDJ4fuNrYbOhDiCcBwSlaZgezYhK251wQhq/s1600/Tyrion_and_Varys_2x08.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm-heCT2VfE3AIhhQZSbJ6lFh1d9COeE58v1odH_ayxbp3FDnliwOgmBeibyMRzfVakQNXgCADt5zcBO46AWG2LvVMDhiL2gDVSn7f9OYdapDJ4fuNrYbOhDiCcBwSlaZgezYhK251wQhq/s1600/Tyrion_and_Varys_2x08.jpg" height="180" width="320" /></span></a></div>
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Kış Tepesi'ne Theon'un ablası Asha gelir, o da bi güzel Theon'u fırçalar. Bu Theon'un da psikolojik dertleri büyük aslında, bi takdir edeni yok, saygı görecem diye yırttı kendini, saçmaladıkça saçmaladı. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Catherine, Robb'un adamları Kral Katili Jamie'nin kellesini almadan, onun başına Brienne'i görevlendirerek kaçmasını sağlar. İyi bir savaş verirken kendini cümle aleme kanıtlayan Robb, kız peşine koşturmaya başlar. Ama annesinin yaptığını duyunca üssüne geri döner ve duruma çok sinirlenir. Çocuk tam kuzeyi nasıl koruyabileceğinin planını yaparken Bu Volantis'li kız yine gelir, bizimkinin aklını başından alır. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Tyrion, tüm savaş kitaplarını okuyarak Stannis'e karşı koymanın yolunu aramaktadır. Bu arada Cersei çok mutludur, sebebi de Tyrion'un sevgilisini bulduğunu sanmasıdır. Yanlış kadını yakalamış olsa da Tyrion durumu çaktırmaz, gider Shae'sine sarılır. Shae'yi canlandıran Sibel Kekilli süper iş çıkarıyor, cidden gurur duyuyor insan izledikçe.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Gece bekçilerinden geri kalanlar, o kadar karın içinde bok çukuru açarlarken, bir pelerine sarılmış ejderha camlarını bulurlar. (Biraz fazla tesadüfi ama neyse)</span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Arya, Jagen H'gar'a 3. isim olarak Jagen H'ghar der, eğer Arya'ya kaçması için yardım edecekse ismi geri alırım der. Nitekim Jagen yardım eder, Arya, Gendry ve Al Turta Lannister kampından kaçar.</span><br />
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Bölümün sonunda Theon'un, bir çiftçinin yetim çocuklarını yaktığını, Bran ve Rickon'un Kış Tepesi'nde ve hala hayatta olduklarını görürüz. </span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></span>
<b style="color: #444444; line-height: 18px; text-align: justify;">Sezon 2 Bölüm</b><span style="color: #444444;"><b style="line-height: 18px; text-align: justify;"> 9: </b><b style="line-height: 18px; text-align: justify;">Blackwater</b></span></span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="color: #444444;"><b style="line-height: 18px; text-align: justify;"><br /></b></span>
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgod3Bu_NdgQ7WoSdFd4gYF4q9C086fHxPmmV_W5HY42y_AzHCXx1i_DgsBogKXzlQpVbwGtWw9PZpmSMVc3shAKLPQUCcN2LEiWhmGwRGXlJrQHqRBs4kAcvGoDfcRpzyqPy4j-hQoOBgZ/s1600/Wildfire_explosion.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgod3Bu_NdgQ7WoSdFd4gYF4q9C086fHxPmmV_W5HY42y_AzHCXx1i_DgsBogKXzlQpVbwGtWw9PZpmSMVc3shAKLPQUCcN2LEiWhmGwRGXlJrQHqRBs4kAcvGoDfcRpzyqPy4j-hQoOBgZ/s1600/Wildfire_explosion.jpg" height="180" width="320" /></span></a></div>
<span style="color: #444444;"><span style="line-height: 18px; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">En favori bölümlerinden birisi belki de ilki, tekrar tekrar izlesem yine de sıkılmıyorum. Daha önceki çok sahneli Game of Thrones bölümler yerine sadece ve sadece Krallıkta yaşanan savaşla ilgili.</span></span></span><br />
<span style="color: #444444;"><span style="line-height: 18px; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Stannis'in gemileri gittikçe başkente yaklaşmaktadır. Krallık'a ise korku hakimdir. </span></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="background-color: white; color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px; text-align: justify;">Tyrion'un ne kadar zeki olduğu malum. Stannis'in gemilerini çılgınateşi kurnazca kullanarak büyük hasara uğratır. Yandaki muhteşem sahne ortaya çıkar. </span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Fakat Stannis adam sayısı olarak çok daha fazla olduğundan karaya çok sayıda asker çıkartabilir. Joffrey tırsığı kaçınca kalanları toparlamak, cesaretlendirmek ve liderlik yapmak Tyrion' kalır. Namı diğer Yarım Adam, namı diğer Küçük Aslan ya da Şeytan, bu sezonun en kahraman adamıdır gerçekten, önünde saygıyla eğiliyoruz Lannister olmasına rağmen. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Mükemmel bölüm, mükemmel sahneler, mükemmel diyaloglar, anlatılmaz izlenmeli.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><b>Sezon 2 Bölüm 10: Valar Morghulis</b></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><b><br /></b></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgR0fTIZj44g4H83E9Ro0Xv1605H9zHV7kpij9D8T3RMEdoFFi2xgGr6Axz_n_KiUnlk3NjaXicLxLPAG4BMfffAFlI2e4n1SkVUwXVmTrZODoVd1ovogWmlfnJQ0fVb9rUgeYsIQgxQPjB/s1600/jaq.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgR0fTIZj44g4H83E9Ro0Xv1605H9zHV7kpij9D8T3RMEdoFFi2xgGr6Axz_n_KiUnlk3NjaXicLxLPAG4BMfffAFlI2e4n1SkVUwXVmTrZODoVd1ovogWmlfnJQ0fVb9rUgeYsIQgxQPjB/s1600/jaq.jpg" height="179" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Şu Tyrion'a yapılan haksızlık beni bile çileden çıkardı artık. Sen o kadar imkansız bir savaş kazan, tüm halkın askerlerin saygısını kazan, ailen seni tepe taklak etsin, olacak iş değil. Neyse ki Shae var. Yaşa Sibel Kekilli, enişteye iyi bak. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Bu bölümde Krallık kurtulmuştur. Lord Tywin, kralın sağ kolu olur. Serçeparmak'a Harrenhall verilir. Margaery, Joffrey ile evlenmek ister, Joffrey de etrafındakilerin de ısrarlarına dayanamayarak kabul eder. Sansa çok mutludur, mutluluğu uzun sürmez, Serçeparmak kalırsa yine işkence göreceğini, onu evine götürebileceğini söyler. Narin kızımızın aklı karışır.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Kış Tepesi'nde Theon ve 20 adamının etrafı sarılmıştır. Üstat, Theon'a kaçıp Gece Bekçilerine katılmasını tavsiye eder. Ama Theon, adamlarına öyle bir konuşma yaparki sonu hazin biter:) Güzel sahnelerden biri.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Robb da sonunda sevdiceği ile evlenir. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Arya, Gendry ve Al Turta kaçarlarken Jagen'i görürler. Adam Arya'ya bir para verir, ona ihtiyacı olursa Bravoos'lu bir adama bu para ile Valar Morghulis demesini söyler. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; line-height: 18px;">Daenerys ejderhalarını bulur, zincirli bir halde. Ama büyücü Dany ve ejderhalarını fazla küçümsemiş olacakki, birkaç alev karşısında yıkılıverir. Ne biçim kara büyücüsün kardeş sen. Dany'nin intikamının pek fena olduğunu geçen sezondan biliriz. </span></span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px;">Xaro Zhoan Daxos</span><span style="background-color: white; color: #444444; line-height: 18px;"> ve ihanet eden kızın da intikamı da pek fena olur. (Kitapta bu kısım, büyü kısmı, Dany'nin gördükleri vs. çok farklı.)</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Qhorin Yarımel, Jon yabanılların güvenini kazansın diye kendini feda eder. </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;">Sezon finali, sura doğru giden <i>the walking deadleri </i>görürüz. </span></span><br />
<br />
<span style="color: #444444;"><span style="background-color: white; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 18px;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: x-small;"><span style="background-color: white; line-height: 18px;"><br /></span></span></div>
</div>
</div>
Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-45331599961533028552014-03-17T14:08:00.000-07:002014-03-28T10:25:32.483-07:00En Güzel Sahnesi (2) : Enduring Love (2004)<div style="text-align: justify;">
Tamamen tesadüfen televizyonda rastgeldiğim filmde, sevdiğim İngiliz oyuncular Samantha Morton ve Daniel Craig'i görünce zımbalandım tv ekranına. Alabildiğine yeşil bir manzarada çok sakin, durgun ve huzurlu başlayan filmde ikili arasında hafif romantizm hareketleri baş gösteriyordu, ben de ne güzel yermiş, tam kafa dinlemelik diyordum kiiii, kocaman kırmızı bir balon damdan düşer gibi düştü ekrana. Balonu durdurmaya çalışan bir adam ve balonun içinde torunu. O sakin girişten sonra ani bir adrenalin patlaması, ara ara sakinleşen ardından tekrar heyecana boğan sahneler, etraftan gelip yardım etmeye çalışanlar, ve balona takılan adamların bir ara havada süzülüşünü gösteren muhteşem sahne. Bayıldım, bayıldım, çok etkilendim. İzlediğim en muhteşem film açılış sahnesi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Filmin kalanı tabi ki bu seviyede heyecanlı, çekici geçmiyor. Kazanın sebep olduğu olaylar sonrası tamamen farklı bir kulvarda ilerliyor film. Kötü diyemem, ama ilk 4 dk yetiyor bana. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Film, ünlü İngiliz yazar Ian Mcewan'ın aynı isimli 1997 yılı romanından uyarlanmış. Atonement'ın yazarı aynı zamanda. Nasıl bu kadar yaratıcı olabilir anlamıyorum, en kısa zamanda bulabilirsem romanını da okumak istiyorum. romanda nasıl anlatılıyor bilmiyorum ama o sahneyi bu kadar başarılı çeken yönetmen Roger Michell'a da helal olsun diyor, şimdilik sizleri bu sahneyle başbaşa bırakıyorum: (Tüm sahnenin ingilizce versiyonunu bulamadım, almanca seslendirilmiş halini ekliyorum)</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dyXVK_FrcKbTIWW5xbyoqlXDKeUk3WClvVE21M1O97_aQ6oEeTp82jF5QY5uzr3YJB_J1QCMOd5KIW0tl2TMw' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<br />Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-55150212377120873002014-03-14T02:41:00.000-07:002014-03-28T10:25:50.862-07:00En Güzel Sahnesi (1) : Wicker Park (2004) <div style="text-align: justify;">
Bloğa yeni bir bölüm eklemeye karar verdim, buraya izlediğim filmlerin en çok etkilendiğim sahnelerini koymayı düşünüyorum. </div>
<div style="text-align: justify;">
Bunun da sebebi, son zamanlarda bazı filmleri izledikten sonra filmin tümünden çok etkilenmesem de içinde bazı sahnelerden çok etkilenmem. </div>
<div style="text-align: justify;">
Ne yazıkki bazen bu etkileyici sahnelerin etkisi tüm filme yansımıyor ya da bazısı bu sahneleriyle hafızalarda kalıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İlk olarak dün izlediğim eski bir yapım olan (2004 yapımı) Wicker Park'ın final sahnesi. Böyle bir filmin varlığından da haberdar değildim düne kadar, tesadüfen izledim. Filmin tümü hakkında karışık duygulara sahibim. Kurgu olarak çok tatmin edici olsa da filmin hikayesi ve işlenişinde çok eksiklikler var, hatta bu eksiklikler olmasa film kült olma yolunda bile ilerleyebilirmiş ama bişeyler eksik kalmış, olmamış. Bu film de 1996 yapımı L'appartment isimli bir Fransız filmin yeniden çevrimi aslında.</div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Neyse filmi ayrıca blogta başka başlık altında inceleyebilirim. Gelelim en güzel sahnesi olan final sahnesine. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Filmin ana karakteri Matthew film boyunca aradığı sevdiceğini sonunda havaalanında bulur. Derken 'Coldplay'den Scientist' çalmaya başlar, ki bence olağanüstü bir şarkıdır, sahneye de cuk oturmuştur. Bu güzel şarkı eşliğinde yakışıklı mı yakışıklı Josh Hartnett, oyunculuk olarak çok iyi bir performans gösterir. Havaalanı kalabalığı içinde birbirine büyük bir özlem duyan iki sevgilinin birbirine kavuşma sahnesi filmin en güzel 3 dakikasını oluşturur:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dxkSZwDN3YLQyZKn_oLTx-Y9TeXZ2nvrv6H8CJ3kM_6gi0pCnwSYPIkPOPz6J2EHU0FFRycouUtD7NW13IBWA' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-58420188145352093982013-03-16T14:53:00.000-07:002013-03-16T14:53:28.554-07:00Game Of Thrones (1.sezon)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7Ke2KPjMq_3z8kWKrhPoYZqS6wDhH7dxIMCDu2bve945poEnsbvbZmsijhYY5pn-yWGr1Uk-BCFYwcuv9JclivtJIXwx7EK3sqL05gueGKYm2BuKJonb-SUC6qjuVPYz7wjXa-QtHr7V2/s1600/got.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7Ke2KPjMq_3z8kWKrhPoYZqS6wDhH7dxIMCDu2bve945poEnsbvbZmsijhYY5pn-yWGr1Uk-BCFYwcuv9JclivtJIXwx7EK3sqL05gueGKYm2BuKJonb-SUC6qjuVPYz7wjXa-QtHr7V2/s640/got.png" width="640" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ben uzun süre, etrafımdaki şiddetli tavsiyelere rağmen Game Of Thrones'u izlemekten kaçındım. Sebebi ise gördüğüm birkaç sahneden ötürü önyargılı davranıp, diziyi içerik itibari ile fena halde 'Spartacus'a benzetmemdi. Aslında Spartacus'un ilk sezonunu fena bulmamış, hepsini izlemiş hatta başroldeki rahmetli 'Andy Whitfield' a bayılmıştım. Sonraki sezonlara birtürlü ısınamamış, bırakmıştım sonra. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuqQnRwJxCd3VIRN7RLgBL2g8_oWTJI5CzRAamFm6BHQfxMqEiVaDxzTNOtUR239l6ibLJdLmtfI9vZu-JTYJa9H_zSAU2vErPd-qtaiqaScMLHNfNyoyiLfBuj0rZa0lbyp4wrsEs1bKo/s1600/kitap.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuqQnRwJxCd3VIRN7RLgBL2g8_oWTJI5CzRAamFm6BHQfxMqEiVaDxzTNOtUR239l6ibLJdLmtfI9vZu-JTYJa9H_zSAU2vErPd-qtaiqaScMLHNfNyoyiLfBuj0rZa0lbyp4wrsEs1bKo/s320/kitap.jpg" width="208" /></a>Artık tavsiyeler iyice şiddetini artırınca, imdb puanları tavan yapınca, daha fazla inada gerek yok, gel izleyelim dedim kendime ve ilk sezonu ne olduğunu anlamadan hüpletiverdik. Ben kendimi o kadar kaptırdımki, hemen gittim, George R.R. Martin'in yazdığı serinin diziyle aynı isimli ilk kitabını da alıverdim. Kitabı okumaya başladığımda, neredeyse sahne sahne, bölüm bölüm diziyle birebir örtüşen bir kitap olduğunu da anlamış bulundum. Böylesine kitabına sadık olan bir senaryo görmedim daha, neredeyse fark yok. Sanki elimde dizinin senaryosunu tutuyordum, o derece. Bunun en büyük sebebi, dizinin yazarı George R.R. Martin'in senaryo ekibinde yer alması. Ayrıca kitabını yapımcılara emanet ederken bir çok da söz verditmiş, hiçbirşeyden kaçınmayacaklarına, kitabı çok değiştirtmeyeceklerine, özüne sadık kalacaklarına dair. İyiki de öyle yapmış, ortaya çıkan işin bu derece kaliteli olmasının en büyük sebebi budur. Diğer sebebi de projeyi her yapımıyla yüzümüzü güldüren HBO'nun alması olsa gerek. İlk önce seiriyi film yapma teklifleri gelmiş, kabul etmemiş G.R.R.M., sonrasında HBO yapımcıları David Benioff ve Dan Weiss'in tekliflerine hayır diyememiş.<br />
<br />
Biraz yazarımız George R.R. Martin'den bahsedelim hadi, ne de olsa bu dünyanın yaratıcısı o. Öncelikle şunu belirtmeliyim, kendi dünyalarını yaratacak kadar deli yaratıcı olan insanlara hayranım, hayranlıktan öte tapıyorum onlara. Yepyeni bir dünya yaratıp, değişik insanlar, yaratıklar koyuyorsun içine, yetmiyor, onların konuşacakları dilleri bile yaratıyorsun, sonra işin içine türlü türlü konular, entrikalar, aksiyon ve heyecan koyuyorsun, deli misin be adam. Bu adamların en kodamanı J.R. Tolkien idi, herkeslerin bildiği üzere. Bizim yazarımız da sıkı bir Tolkien hayranı zaten. Yarattığı dünya zaten Tolkien'in dünyasına çok benziyor ama az biraz daha gerçeğe yakın bir dünya bu. Sanki büyüklere masallar anlatmış kitaplarında, o bildiğimiz prensli prensesli, kötü cadılı masalların aşmış hali Game of Thrones.<br />
<br />
George Raymond Richard Martin, 20 Eylül 1948'de New Jersey'de doğar. (Böyle yaratıcı olmak için üç,dört isim mi gerekiyor acaba?) Darleen ve Janet adında iki de kızkardeşi vardır. Yoksul bir ailede büyüyen Martin çok küçük yaşlarda yazmaya başlar. Önce arkadaşlarına küçük hayalet hikayeleri yazar ve birkaç peniye satar. Ortaokul yıllarında çizgi roman hayranı olur, Marvel yayınlarının tüm kahramanlarının hayranıdır. İlk profesyonel satışını 1970 de 21 yaşında iken 'the Hero' isimli hikayesi ile Galaxy'e yapar. Diğer hikayeler de bunu izler. 1970 de Northwern Üniversitesi Gazetecilik bölümüne başlar. 1975 de evlenir ama 4 yıl sonra çocuk olmadan boşanırlar, böylece tam zamanlı yazarlığa başlar. 1986 da Hollywood'a taşınır, sebebi CBS televizyonunda 'Twilight Zone' un editörü olmasıdır. Ardından 1987'de benim de çocukken izlemekten büyük keyif aldığım dizi 'Beauty and the Beast' in hikaye danışmanlığı gelir, 1987 de dizinin yapımcılarından biri olur. Şimdilerde New Mexico, Santa Fe'de oturmakta olan pek tipsiz ama pek zeki yazarımız , bizim 7 kitaplık serinin kalan iki kitabını bitirmekle meşgul.<br />
<br />
Bizim dizimizin kitap serisinin adı 'A Song of Ice and Fire' aslında, diziye serinin ilk kitabının adını 'Game of Thrones (Taht Oyunları)' vermişler. Seri aşağıdaki kitaplardan oluşuyor. Her biri bir sezon olmak üzere planlanıyor. Yazar şu an altıncı kitabı yazıyor. Son iki kitabı dizinin hızına yetiştirebilecek mi, büyük merak konusu bu. <br />
<span class="Apple-style-span" style="line-height: 18px;"><br /><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">a game of thrones (1996)<br />a clash of kings (1999)<br />a storm of swords (2000)<br />a feast for crows (2005)<br />a dance with dragons (2011)<br />the winds of winter (yazıyor)<br />a dream of spring (???)</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="line-height: 18px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></span>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 18px;">"En sevdiğim şeylerden biri -yazar olduğum kadar aç gözlü bir okuyucuyum-kitapların beni şaşırtması ve ilerisini önceden kesirmeme izin vermemesidir" diyor bir röportajında. Bu yüzden de kitaplarında </span></span><br />
<div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif; line-height: 18px;">en baba karakterler patır patır dökülüyor, asla ölmez dedikleriniz, asla olmaz dedikleriniz karşısında olanlardan sonra şok oluyorsunuz. (Bakınız S01E09)</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px;"><br /></span>
<i><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;"><br /></span></i>
<i><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;">Yazının bundan sonrası şiddetli bir şekilde spoiler içeriyor. Diziyi izlemeye ya da kitabını okumaya niyetliyseniz sakın okumayın.</span></i></div>
<br />
<b><u>İlk Sezon Karakterleri:</u></b><br />
<b><u><br /></u></b>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEif1C-2jiIjmidvQlgFQ_0yLDhWSfHVSK8v-fDCX1NN3qxsJZ2txureeWn3AgulIc-C5QZ3twK9-0TtyCYHQQ30StE6ikMIEixjmGPQNuAN36KAk2JM5pA5IYXYKOSxdilF-CBP9MXX8Fhx/s1600/ned2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEif1C-2jiIjmidvQlgFQ_0yLDhWSfHVSK8v-fDCX1NN3qxsJZ2txureeWn3AgulIc-C5QZ3twK9-0TtyCYHQQ30StE6ikMIEixjmGPQNuAN36KAk2JM5pA5IYXYKOSxdilF-CBP9MXX8Fhx/s320/ned2.jpg" width="320" /></a></div>
<b>Eddard(Ned) Stark:</b> Kışyarı'nın başındaki bu onurlu ve cesur adamı Sean Bean canlandırıyor. Stark'lar kuzeyi ve soğuğu seven onurlu bir aile. Abisi Brandon, Targaryenler tarafından öldürüldükten sonra onunla evlendirilmesi planlanan Catelyn'le evleniyor ve beş çocuk sahibi oluyor Kışyarı'nda. Kral gelip Kral yardımcısı (Kral Eli) olmasını isteyene kadar da Kışyarı'nda mutlu, huzurlu ve onurlu bir hayatı oluyor. Kral Eli olduktan sonra eski dostu, şimdiki Kralı Robert'ın pek değiştiğini, cesur bir savaşçıyken, fahişelere ve içkilere düşkün göbekli bir adam olduğunu gördükçe, krallığı düzeltmeye çalışsa da çabaları pek işe yaramıyor.<br />
<br />
Yazar George R.R. Martin böylesine önemli karakterlerini hiç gözünü kırpmadan harcıyor. 'Ona birşey olmaz dediğim' Eddard Stark da malesef onlardan biri. Sean Benn, The Lord of The Rings'de Boromir'e ne kadar yakışmışsa, Game of Thrones'da da Eddard Stark rolüne o kadar yakışmış. Adam yanlış yüzyılda doğmuş, eline kılıç o kadar yakışıyorki. Çok yazık oldu erken gidişi, ben hiç alışamadım. Aslında yazarların bazı karakterlerine acımasız olmasını severim de, bu adamı harcamayaydı iyidi.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjghH7dToczTlto3mld15RVopcM5KY3RHqvNT0R0iVauJqNxrpv6WZWswPieRvYsAtcT_PnGAwKOCn1AnrVl_ONoRQqnWfFJEUEzUQ3Z3nVwDPc-crzVkrCzt_lKQgXUpt4TVusYBKE-aR/s1600/catelyn.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjghH7dToczTlto3mld15RVopcM5KY3RHqvNT0R0iVauJqNxrpv6WZWswPieRvYsAtcT_PnGAwKOCn1AnrVl_ONoRQqnWfFJEUEzUQ3Z3nVwDPc-crzVkrCzt_lKQgXUpt4TVusYBKE-aR/s320/catelyn.jpg" width="320" /></a></div>
<b>Catelyn Stark:</b> Ned ile evlenmeden önce güneyde yer alan Nehirova'nın liderlerinin kızı. Aslında Ned'in abisi ile evlenicekken, o ölünce, kardeşi Ned ile evleniyor. Yine de ona aşık, hakkettiği sevgiyi ve hayatı veriyor kocasına. Tam da bir leydi. Tek sorun, uzun savaş ayrılıkları sonrasında Eddard'ın kışyarına getirdiği, başka bir ilişkiden olduğunu söylediği oğlu Jon'a karşı davranışları. Çocuğu eziyor da eziyor. İnsanın sinirini bozuyor. Role acayip ötesi yakışan Michelle Fairley'i nedense ben hiç sevemedim, hala da sevemiyorum. Olmuyor. Bu kadın pek soğuk, oynadığı karakter Catelyn de soğuk, kışyarına pek yakışıyor.<br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiV1cz6dM31V75jdqxhDfTMdkBVHFilR2Oh8DNS_Hi2k8BT_nt3vj4tYNW81UH2xq_wI3H9HxvPP4fgJYoG6hsLW-TrikzTIJGIiBMCXa9ZZY8FHgmfevqrnixFLJuyk1BxqHWJVRmvBb4E/s1600/robb.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiV1cz6dM31V75jdqxhDfTMdkBVHFilR2Oh8DNS_Hi2k8BT_nt3vj4tYNW81UH2xq_wI3H9HxvPP4fgJYoG6hsLW-TrikzTIJGIiBMCXa9ZZY8FHgmfevqrnixFLJuyk1BxqHWJVRmvBb4E/s320/robb.jpg" width="320" /></a><b>Robb Stark: </b>Kitapta 14-15 yaşında, muhtemelen dizide çok daha büyük olan Robb, Eddard ve Catelyn Strak'ın en büyük oğlu. O da babası gibi oldukça cesur, onurlu bir lider olacak gibi duruyor. Babası ve kızkardeşleri kralla birlikte Kral Rıhtımına gidince, annesi de Tyrion'u esir alarak oradan oraya koşuştururken, Robb Kışyarını idare ediyor, kardeşi Bran'e abilik yapıyor. 1.seonun sonlarına doğru içinden liderlik fışkırıyor.<br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_TicQvraEmPNIxGonuICUzk7J5HKCxNh3B6wdizz1LiUOXQIHeodF5v1_vOSSFZ7WrD211Dk1Uv5zYVdH_PD6nj0Oc6Uxta5o_RfCu2fCpvJzyOa85y0ZQFiFiurTHkQRRltd3pYsuxXy/s1600/sansa.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_TicQvraEmPNIxGonuICUzk7J5HKCxNh3B6wdizz1LiUOXQIHeodF5v1_vOSSFZ7WrD211Dk1Uv5zYVdH_PD6nj0Oc6Uxta5o_RfCu2fCpvJzyOa85y0ZQFiFiurTHkQRRltd3pYsuxXy/s320/sansa.jpg" width="320" /></a><b></b><br />
<b><b><br /></b></b>
<b><b><br /></b></b>
<b><b></b></b>
<b><b></b></b>
<b>Sansa Stark: </b>Günümüz Justin Bieber hayranlarının bu dünyadaki dışavurmuş hali. Kışyarına gelen pis bakışlı Kralın oğlu Joffrey'e ilk görüşte aşık oluyor. Evlenmek istiyom da istiyom diye annesinin başının etini yiyor. Krallığa giden yolda, ağzı kulaklarında prens Joffrey ile takılırken, Joffrey'nin işgüzarlığı sonrası kurdu Lady'den oluyor. Ama hala aklı başına gelmiyor. Sonra babasını kaybedince anlıyor Anyayı Konyayı.<br />
<b><br /></b>
<b><br /></b>
<b><br /></b>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWzYJq_YFAE1msmO6DIS8A2nigjRax6tZ5upZsRm0eKivigklVza8-Fd5TdhNlPSTGS6vLSIGFWr-XG95dfMT9kC2Kive5DXdOHW8I5KvCEaFVFoCN7vebhjpghE_Zryf4Sw26CUs53KeQ/s1600/bran.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWzYJq_YFAE1msmO6DIS8A2nigjRax6tZ5upZsRm0eKivigklVza8-Fd5TdhNlPSTGS6vLSIGFWr-XG95dfMT9kC2Kive5DXdOHW8I5KvCEaFVFoCN7vebhjpghE_Zryf4Sw26CUs53KeQ/s320/bran.jpg" width="320" /></a><b>Bran Stark: </b>En sevdiğim karakterlerden biri.<b> </b>Tırmanmayı çok seven, Stark'ların onurlu ve asil duruşuna sahip Bran, 8 yaşında (dizide 10 yaşında ). En çok sevdiği şey ise duvarlara, ağaçlara, kulelere tırmanmak. Annesi tırmanmasını yasaklamasına rağmen yine de kendine engel olamayıp, bir zamanlar gözetleme kulesi olarak kullanılan Yıkık Kule'ye tırmandığında, şahit olmaması gereken bir olaya tanık olunca (hain ikiz kardeşler Jaime ve Cersei Lannisterları uygunsuz pozisyonda görünce) Jaime tarafından acımasızca kuleden itiliyor. Haftalarca komada kaldıktan sonra uyansa da, sakat kalıp bir daha yürüyemiyor canım Bran'im. <br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgctksxsWYTknGGJBPCNMj3_xGw6SqkFs3g3m87shxCVknp1MYI3qXZNk5pLtNgb9a1pcaUeDbiK7CX4sWdT_DsQ7PjTyf0Oz8blwfk1g-7dQbH4gl_g4P3zzQ0aVPQ4bIYgg4h9eu4FKJ8/s1600/arya.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgctksxsWYTknGGJBPCNMj3_xGw6SqkFs3g3m87shxCVknp1MYI3qXZNk5pLtNgb9a1pcaUeDbiK7CX4sWdT_DsQ7PjTyf0Oz8blwfk1g-7dQbH4gl_g4P3zzQ0aVPQ4bIYgg4h9eu4FKJ8/s320/arya.jpg" width="320" /></a><b>Arya Stark: </b>En favori Stark kızı. Ablası Sansa'nın tam zıttı olan Arya tam bir erkek fatma. Dövüşmeyi ve kılıç savurmayı, bebeklerle oynamaya tercih ediyor. Ablası Sansa'nın tersine prens Joffrey'den nefret ediyor. Kasabın oğlu ile kılıç antremanı yaparken, onları gören prens, onlara sataşınca, kurdu Nymeria, prensi ısırıyor. Bu olaydan sonra, prensin kurdunu öldürmesinden korkan Arya, Nymeria'ya zorla ormana gönderiyor. Nitekim haklı çıkıyor, hırsını Nymeria'dan alamayan prens, Sansa'nın kurdu Lady'yi öldürtüyor. Bununla da yetinmiyor, kasabın oğlu da canından oluyor. Arya Krallıkta boş durmuyor, Jon'un ona hediye ettiği 'İğne' adını verdiği kılıçla, dans ve kılıç ustası Bravos'lu Syrio Forel'den dersler alıyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlki_DEKValam9Ikcmjkto3Kh12bl5Te3bl8obRGmN1SdQOEDSMsWTW3agDvlfwPw690-iYL1bIfffZeSKzPuczjDx5V730M5s01mv6MoiNjWj3fj-2hBB3uo8htV7LDZ69FjrBHf4Dxjw/s1600/jon.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlki_DEKValam9Ikcmjkto3Kh12bl5Te3bl8obRGmN1SdQOEDSMsWTW3agDvlfwPw690-iYL1bIfffZeSKzPuczjDx5V730M5s01mv6MoiNjWj3fj-2hBB3uo8htV7LDZ69FjrBHf4Dxjw/s320/jon.jpg" width="320" /></a></div>
<b>Jon Snow: </b>Bir zamanlar Ned Stark'ın bir sefer dönüşünde yanında getirdiği piç oğlu Jon. Bu dünyada Piç çocuklar, babalarının soyadını alamıyor. Soyadları Snow(Kar) oluyor. Kitaptan anladığımıza göre, her bölgede farklı soyadları alıyorlar. Kartal yuvasındaki bir piçin soyadı Taş'tı mesela. Üveyannesi Catelyn Stark, ona tam bir pislik muamelesi yapıp yüzüne bakmasa da, hep doğruları yapmaya çalışan, asil bir çocuk Jon Snow da. En çok Arya'yı seviyor ama tüm kardeşleri ile arası çok iyi. Yine de Kışyarı'nda ezileceğime, tüm zevklerden mahrum kalan ve deli soğukta yaşayan, kendilerini o dünyanın sınırı kabul edilen Sur'u koruyan Gece Nöbetçileri'ne katılırım diyor ve ayrılıyor Kış Yarı'ndan. 14 yaşında ama dizide çok daha büyük görünüyor.<br />
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7jyxBH8HZUd15l4To5KtmVylxhxI-zSz1f_WMq_PO3QFEVcZYteteDyNm_McuswqMjx2qlU4pg0Vzw9oX87aONwJEZr60frM1_SHd6RWjoT6QmMI53m_EzBKWQrMtpF1exJ-WDhSPldfm/s1600/Jaime-Lannister.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7jyxBH8HZUd15l4To5KtmVylxhxI-zSz1f_WMq_PO3QFEVcZYteteDyNm_McuswqMjx2qlU4pg0Vzw9oX87aONwJEZr60frM1_SHd6RWjoT6QmMI53m_EzBKWQrMtpF1exJ-WDhSPldfm/s320/Jaime-Lannister.jpg" width="320" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7jyxBH8HZUd15l4To5KtmVylxhxI-zSz1f_WMq_PO3QFEVcZYteteDyNm_McuswqMjx2qlU4pg0Vzw9oX87aONwJEZr60frM1_SHd6RWjoT6QmMI53m_EzBKWQrMtpF1exJ-WDhSPldfm/s1600/Jaime-Lannister.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7jyxBH8HZUd15l4To5KtmVylxhxI-zSz1f_WMq_PO3QFEVcZYteteDyNm_McuswqMjx2qlU4pg0Vzw9oX87aONwJEZr60frM1_SHd6RWjoT6QmMI53m_EzBKWQrMtpF1exJ-WDhSPldfm/s1600/Jaime-Lannister.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7jyxBH8HZUd15l4To5KtmVylxhxI-zSz1f_WMq_PO3QFEVcZYteteDyNm_McuswqMjx2qlU4pg0Vzw9oX87aONwJEZr60frM1_SHd6RWjoT6QmMI53m_EzBKWQrMtpF1exJ-WDhSPldfm/s1600/Jaime-Lannister.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><br /></a></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmHaIjSqP3EiisA-ioOloq6osh5jeCJAhyizqa34PlUtMbFgxhrjB4PUIrV1z4rVp_eShrtOTD45NaE4WT0PFUutJMB3fBXP5SBNcsVsEgQEQGnY9RxDK5k9vYCaTaKoyFI9TrhT46K1wz/s1600/yak%25C4%25B1s%25CC%25A7%25C4%25B1kl%25C4%25B1prens.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmHaIjSqP3EiisA-ioOloq6osh5jeCJAhyizqa34PlUtMbFgxhrjB4PUIrV1z4rVp_eShrtOTD45NaE4WT0PFUutJMB3fBXP5SBNcsVsEgQEQGnY9RxDK5k9vYCaTaKoyFI9TrhT46K1wz/s1600/yak%25C4%25B1s%25CC%25A7%25C4%25B1kl%25C4%25B1prens.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="111" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmHaIjSqP3EiisA-ioOloq6osh5jeCJAhyizqa34PlUtMbFgxhrjB4PUIrV1z4rVp_eShrtOTD45NaE4WT0PFUutJMB3fBXP5SBNcsVsEgQEQGnY9RxDK5k9vYCaTaKoyFI9TrhT46K1wz/s200/yak%25C4%25B1s%25CC%25A7%25C4%25B1kl%25C4%25B1prens.png" width="200" /></a><b>Jaime Lannister: </b> Sıra geldi kötülere. En yakışıklı kötü dalında birinciliği Jaime Lannister'a veriyoruz. İkiz kardeşi kralın karısı Cersei ile pek yakınlar. Zaten Lannister'lar, ilişkiye gireceklerse bile kendilerinden birini tercih ediyorlar, ama bu kadarı da fazla, neyse... Cersei ile beraberken onları gören Bran'i acımasızca yüksek kuleden aşağı itiyor, o kadar da kötü kalpli. Lannisterlar genelde hain, kurnaz ve kibirli olmaları ile meşhur. Ned de fena halde Jaime'den nefret ediyor, geçmişte Ned'in babası ve abisi, deli kral Targaryen tarafından öldürülürken kralın yanında yer alır Jaime (o zamanlar Kral koruyucusudur). Sonrasında baktı gördü ki Deli Kral yeniliyor, savaşı Robert ve Ned kazanıyor, hançeriyle Deli Kral'ı sırtından bıçaklıyor. Bu yüzden de lakabı 'Kingslayer (Kral katili)' olarak kalıyor. Bu biraz geçmişe dair karışık bir mevzu, Lannister'lar deli kral Targaryen, yenilmesine yakın hep onun yanında yer almışlar, onun devrileceğini anlayınca hemen saf değiştirmişler.<br />
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br />
Jamie'yi Danimarkalı aktör Nikolaj Coster-Waldau canlandırıyor. Çok başarılı bence. Ben bu adamı bir de Hodejegerne isimli Danimarka filminde izlemiştim, orada da süperdi. Bu adamı fena halde Shrek'in yakışıklı prensine benzettim, hatta onu Jaime'ye bakarak çizmişler sanki. Karakter de tip de fena halde benziyor. Ben de bunu ilk ben keşfettim sanıyorum, adam zaten pilot çekimlerde zırhını giyince, ilk olarak kendini Shrek'teki prense benzetmiş. (linki <a href="http://www.gameofthronestr.com/game-of-thrones-yildizi-shrekteki-yakisikli-prense-benziyorum/">burada</a>)</div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1ZF8YJ6zLyIUqOab-IuBxC6ne7zLdYImBdoCpYYIyhTrkJW-6dLe5hiv5d7vN6wv3M1VZ877TJlvtDSXMlkiPD7_jpQ6AmLKbSV2B2tmLyozJ0T27uft0bIhRDtYq-2_oYIHktDvJNR_o/s1600/Cersei-Lannister.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1ZF8YJ6zLyIUqOab-IuBxC6ne7zLdYImBdoCpYYIyhTrkJW-6dLe5hiv5d7vN6wv3M1VZ877TJlvtDSXMlkiPD7_jpQ6AmLKbSV2B2tmLyozJ0T27uft0bIhRDtYq-2_oYIHktDvJNR_o/s320/Cersei-Lannister.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<b>Cersei Lannister: </b> Bildiğin masallardaki cadının güzel bir yüz ve vücutla vuku bulmuş hali. Jaime'nin ikiz kardeşi, kral Robert'in eşi ama Robert'la araları buuuzzz gibi. Robert, gençken sevdiği Ned'in kızkardeşi Lyanna'yı unutamadığı için Cersei'ye hiç yanaşmamış bile. Cersei'nin pek umru değil, zaten ikiz kardeşi ile idare ediyor. 3 çocuğu var, büyüğü prens Joffrey. İki de ufaklık, Myrcella ve Tommen. Onların da kimden olduğu malum.<br />
Kitapta çok çok güzel tasvir edilen Cersei'yi Lena Headey canlandırıyor. Sanki çok daha güzel olmalıydı gibi geliyor bana ama Lena Headey de kibirli ve hırslı Cersei'yi çok güzel canlandırıyor. </div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBGcd2VFnsZLGnNcygqifrNn21C58TxT-TM2DZuLKHEJ7kX_COd8Dl2XfJ7VLOevkyY5RxnQ70ubHuKoU629FO1DVSR6vPvB8Xq9c69_mgZTLasx-1uvdPtpzyXaT-5BjX-10ka-jdODsk/s1600/tyrion.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="182" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBGcd2VFnsZLGnNcygqifrNn21C58TxT-TM2DZuLKHEJ7kX_COd8Dl2XfJ7VLOevkyY5RxnQ70ubHuKoU629FO1DVSR6vPvB8Xq9c69_mgZTLasx-1uvdPtpzyXaT-5BjX-10ka-jdODsk/s320/tyrion.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<b>Tyrion Lannister: </b>Lannister kardeşlerin en çirkini ama en sevimlisi ve en zekisi. Aynı zamanda en kibirsiz ve en az hain olanı (sanırım, ilk sezon için öyle) Ailesinin, özellikle babasının sevgisizliğini, bol bol kitap okuyup kafasını çalıştırarak telafi ediyor. Ailesi onu genelde dışlasa da Kral Katili Jaime, Tyrion'a oldukça düşkün bence. Fahişelere ve biraya çok düşkün Tyrion (ama kitapta o kadar değil, mesela Shea ile birlikte olduğunda son bir yıldır kimseyle olmamıştı diyor kitapta, oysa dizide devamlı fahişelerle beraber görüyoruz onu) İlk sezonda çok çekiyor Catherine Stark'dan. Oğlunu yatağında komadayken öldürmeye çalışan adamın üstünden Tyrion'un hançeri çıkınca, Catherine kaçırıyor küçük adamı, esir ediyor, Hatta kızkardeşi Lysa'nın ve eski ölmüş kral eli Jon Aryn'in dağların en tepelerinde yer alan Kartal Yuvası isimli Krallığına götürüyor. Tyrion, yine zekasının sayesine kurtulabiliyor oradan.<br />
Tyrion'ı, muhteşem bir şekilde canlandıran Peter Dinklage'i ayakta alkışlıyorum, adam muhteşem. </div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzw3YzfrxP0aHdKL2cWY9ylJdP0NeBRMnRV2Mf6_aPMwLXBVeDpAF9p-fL2NZHsAhmbl3mRYxfyAJ1RQerna7MXfQsUmf2jRi00GrNG2SWPmxhmA6RzxEfeA0Lsu3F6TgHtaQYwoe0Wf5b/s1600/khalesi.png" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="179" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzw3YzfrxP0aHdKL2cWY9ylJdP0NeBRMnRV2Mf6_aPMwLXBVeDpAF9p-fL2NZHsAhmbl3mRYxfyAJ1RQerna7MXfQsUmf2jRi00GrNG2SWPmxhmA6RzxEfeA0Lsu3F6TgHtaQYwoe0Wf5b/s320/khalesi.png" width="320" /></a></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<b>Daenerys Targaryen: </b>Kitabın en ilgi çekici karakteri. Kısaca Dany de denilen Daenerys ve abisi Viserys, sağ kalan son iki Targaryen. Targaryenler ejderha soyundan gelenler. Viserys, takıntılı bir şekilde Yedi Krallığı ele geçirmek istiyor. Elinde hiçbirşey olmadığı için de, tek sahip olduğu da çok kötü davrandığı, durmadan ezdiği kardeşi Dany olunca, onu Dothraki lideri Khal Drogo'ya, ona zafer getirecek bir ordu karşılığınca satıyor. Dany'nin Khal Drogo ile evlenmesi onun için dönüm noktası oluyor. Başlarda ondan çok korksa da zamanla ona ve Dothraki geleneklerine alışıp, resmen kendini buluyor. Sonrasında abisinin kötülükleri karşısında artık ezilmesine gerek kalmıyor, o bir Khallesidir artık. İçindeki liderlik özelliği ortaya çıkıyor ve Khal Drogo'yu çok seviyor. Ama hikaye ilerledikçe bu sevgi, acıklı bir aşk hikayesine dönüşüyor. Düğününde hediye edilen 3 ejderha yumurtasına gözü gibi bakıyor, sezon sonunda bu ilgisinin karşılığını da alıyor. Daenerys'i, 87 doğumlu taş insan Emilia Clarke canlandırıyor. </div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
*********************************************************************************</div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
Şimdi kısaca bölümlere göz atalım. </div>
<br />
<b><u>İlk Sezon Bölümleri:</u></b><br />
<b><u><br /></u></b>
<b>Sezon 1 Bölüm 1: Winter is Coming</b><br />
<b><br /></b>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY1YMo6t_M7Jg-fr6HVC1GcGeEHQL0EQ46upjlRjnaoxDvvFfcXY-_uTy6XPOQEzsraiYB9gnzsHQPp2nMyyQ9Khc72jM3Rgg-sJyspysTZFzV4I0olzG-w9f6YCNuuUH1vdmIJCzRPciC/s1600/got_01.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY1YMo6t_M7Jg-fr6HVC1GcGeEHQL0EQ46upjlRjnaoxDvvFfcXY-_uTy6XPOQEzsraiYB9gnzsHQPp2nMyyQ9Khc72jM3Rgg-sJyspysTZFzV4I0olzG-w9f6YCNuuUH1vdmIJCzRPciC/s1600/got_01.jpg" /></a></div>
Yazların on yıllar, dehşetli ve soğuk kışların bir insan ömrü sürebildiği bir diyardayız. Mevzuya dahil olduğumuz zamanda kışın gelmesine az kalmış, herkesin dilinde aynı şey: 'Winter is coming' (Kış Geliyor)<br />
<br />
İlk bölüm, Yedi Krallık'ı koruyan Sur'dan çıkan gece nöbetçileri ile başlıyor, kitapta az daha ayrıntılı, dizide daha özet anlatılan sahnede, o gece garip bir şeyler oluyor. Gece nöbetçileri 'Ötekiler' dedikleri Sur'un diğer tarafında yaşadıkları söylenen doğaüstü güçleri olan yaratıkları görüyorlar. Nöbetçilerden biri canlı olarak kaçabilmeyi başarabiliyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
Ama gece nöbetçilerinin kaçmasının cezası ölüm. Kışyarı'nın başındaki Ned Stark bu cezayı kendi elleriyle vermek zorunda. Ned Stark, 5 meşru çocuğu (Rickon, Bran, Arya, Sansa, Robb), bir de piç çocuğu olan (Jon Snow (Kar) -piçlerin soyadı bu olurmuş bu dünyada-) Ned, Kışyarının başındaki onurlu, cesur, adam gibi bir adam. Eşi Catelyn de şahane bir leydi, lakin kendisi Jon Kar'ı hiç sevmiyor, sevmemekle kalmayıp fırsat buldu mu eziyor da eziyor. Jon garibim de her türlü ezilmeye bağışıklık kazanmış çok iyi yürekli bir çocuk. hiç anne sevgisi görememiş olsa da kardeşleri ile arası çok iyi. Neyse bu bölümde, Kral Robert Kışyarı'nı ziyarete geliyor. Kral Eli dedikleri kral yardımcısı öldüğü için boş kalan görevi Ned'e teklif etmek üzere, kraliyet tüm takım geliyor. Kral Ned'in eski dostudur. Şimdi ise göbekli bir keyif adamı olmuştur. Lannister'lardan Cersei ile evlidir. Kadın Lannister soyunun özelliğine uyan dehşet güzel bir kadındır, bir o kadar da hain bakışlıdır. Yanında ikiz kardeşi Jaime ve kardeşleri Tyrion da vardır. Tyrion Lannister ailesinin genel görünüşünün aksine, bir cücedir. Dolayısı ile küçüklüğünden beri dışlanmışlığa alışık olarak yaşamaktadır. Fakat çok bilgilidir, mümkün olduğunca kitap okur aynı zamanda kadınlara ve alkole de pek düşkündür. Cersei'nin tipik bir Lannister olan oğlu prens Joffrey'nin Sansa ile evlendirilmesi düşünülmektedir.<br />
<br />
Dar denizin ötesinde Pentos'ta , iki sarı kafalı Targaryen kardeş vardır (Daenerys ve Viserys), çok eskiden şimdi Starkların olan yerlerin hükümdar ailesi iken oralardan kovulmuşlardır. Erkek kardeş Viserys'in tek amacı bir ordu toplayıp topraklarını geri almaktır. bunun için kızkardeşini pek vahşi bir toplum olan Dothrakiler'in başındaki Khal Drogo'ya satar.<br />
<br />
Çok iyi bir tırmanıcı olan Stark'ın küçük oğlu Bran, en sevdiği yer olan Yıkık Kule'ye tırmandığında görmemesi gereken şeylere tanık olur. Kraliçe Cersei ile ikiz kardeşi Jaime'i pek hoş olmayan pozisyonlarda görür. Bu tanıklığını farkeden Jaime, bizzat kendi elleriyle ve kendi tabiriyle 'aşk için' Bran'i kuleden aşağıya atar.<br />
<br />
<i>İlk bölümde en sevdiğim replik Jon Kar ile Tyrion arasında geçer:</i><br />
<i>- Kim olduğunu asla unutma. Böylece dünyanın geri kalanı da unutmaz seni. bunu bir zırh gibi kuşan, böylece seni incitmek için kullanılamaz. </i><br />
<i>- Bir piç olmaktan ne anlarsın ki?</i><br />
<i>- Bütün cüceler babalarının gözünde birer piçtir. </i><br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Sezon 1 Bölüm 2: The King's Road</b><br />
<b><br /></b>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRpUcBR4wM230FS10SCol9X99KwFto9YcnmvoCWbci-XYzyiswmmi_cbi5jouSfFSeYpLaysM2XCNb6zeCzLUW2ka0uJ7N0kLu41nI38dERV79-x-3-X850YkgvMPwSxCTB_KbyE_QNfMt/s1600/Game-Of-Thrones-102-The-KingsRoad-game-of-thrones-21415123-1280-720.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRpUcBR4wM230FS10SCol9X99KwFto9YcnmvoCWbci-XYzyiswmmi_cbi5jouSfFSeYpLaysM2XCNb6zeCzLUW2ka0uJ7N0kLu41nI38dERV79-x-3-X850YkgvMPwSxCTB_KbyE_QNfMt/s320/Game-Of-Thrones-102-The-KingsRoad-game-of-thrones-21415123-1280-720.jpg" width="320" /></a></div>
Bran kuleden düştükten sonra ölmemiş, ama uzun bir uykuya dalmıştır. Çocuk bu uzun uykudan uyansa bile belinden aşağısı sakat kalacaktır. Catherine Stark Bran'in başından biran olsun ayrılmaz.<br />
<i>(Bu arada şu aşamaya kadar, dizinin kitaptan en büyük farkı, kitapta resmen kralla gitmesi için Ned Stark'ı gaza getiren Catherine'nin dizide tam tersi biçimde ona engel olmak istemesi, gitmemesi için ısrar etmesi.) </i><br />
<i><br /></i>
Kral ve ecdadı yola çıkmak üzeredir. Dolayısıyla kızlar ve Ned Stark da yol hazırlıklarına başlamışlardır. Arya, hiç gitmek istemeyerek zoraki hazırlık yaparken, Jon ona çok güzel bir ayrılık hediyesi verir, tam da Arya'ya uygun bir hediye olan, Arya'nın vücuduna göre yapılmış özel kılıcın adını 'İğne' koyar Arya. Jon Snow ve Arya arasında özel bir bağ var, birbirlerini çok sevmektedir iki kardeş. bu arada Jon Snow da, kendini bir yabancı hissettiği Kış yarı'ndan ayrılmayı kafayı koymuştur. Amacı amcası Benjen'in aralarında olduğu Sur'daki Gece Bekçilerine katılmaktır. Gece Bekçilerinin görevi, öteki dünya ile arada sınır olan Sur'u ötekilere ya da 'ak yürüyenler' de deniyor aralarda, onlara ve tehlikeli şeylere karşı korumaktır. Ama Gece Bekçisi olmak kolay değildir. Tüm dünyevi zevklerden vazgeçip, kendilerini Sur'a adarlar, zaten çoğu da suç işledikten sonra ya ceza ya da sur diye seçenek sunulan genç çocuklardır. Çoğu ellerinin kesilmesindense ya da ölmektense Sur'u tercih ederler.<br />
<br />
Saraya gidecekler yola çıktıktan sonra, bir gece Bran'i bir adam öldürmeye gelir. Catherine Stark ve Bran'in kurdu sayesinde amacına ulaşamaz. Bu durumda Catherine Bran'in kazara düşmediğini anlar, bunu Ned'e iletmek için onun da saraya doğru gizlice yola çıkması gerekmektedir.<br />
<br />
Saray'a giden kral yolunda hoş şeyler olmaz. Kitabın ya da dizinin yüreğimi en çok burkan üzücü olayları yolda gerçekleşir. Bir gün Arya ve arkadaşı olan kasabın oğlu tahta kılıçlarla nehir kenarında antreman yaparlarken pis bakışlı küçük prens Jeoffrey ve prense aşık Sansa çıkar karşılarına. Jeoffrey, hemen kılıcına davranıp kasabın oğlunu paralar, tam ona zarar verecekken Arya tahta kılıcıyla pataklar prensi. Prens neye uğradığını şaşırır, Arya'ya fena halde kılıç savurmaya başlayınca Arya'nın ulu kurdu Nymeria, Prensin kolunu bir ısırıkla halleder. Tabiii bunun cezası fena olur. Arya ulu kurdunu ormana gitmesi için zorlar, onu bulamazlar ama kabak Sansa'nın kibar kurdu 'Leydi' ye patlar. Eee Sansa hanım kavgada kardeşinize taraf olmazsanız böyle olur işte. ama Ned'in kurdu öldürmesi pek zor olur, en güzel sahne son sahne, kurdun ölmesi ile birlikte Bran de uyanır.<br />
<br />
Dar Deniz'in ötesinde, yollarda at sırtında acı çeken, Khal Drogo'nun kaba davranışlarına maruz kalan Khalesi'miz Dany, bu iş böyle gitmez der, Khal Drogo'yu memnun etmenin yollarını öğrenir, adamı kendine aşık eder, zaten Dany de aşık olunmucak gibi değildir, bir içim sudur, cesaret de gelince tam kraliçe olur. <br />
<b><br /></b>
<b>Sezon 1 Bölüm 3: Lord Snow</b><br />
<b><br /></b>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiqRw_AODqntNR0LwIdmnjFz5ZmTwV5yuFAquLEx_OFXIrgmGiUBzGEH0ADRDubEomgnkV3duACgwFQy432QY27Nc2wzsDDWymF6BGjsaOF0ZZq0b1w5Ee68PlesAA_mFcGkysUdtY4GVp/s1600/s01e03.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="226" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiqRw_AODqntNR0LwIdmnjFz5ZmTwV5yuFAquLEx_OFXIrgmGiUBzGEH0ADRDubEomgnkV3duACgwFQy432QY27Nc2wzsDDWymF6BGjsaOF0ZZq0b1w5Ee68PlesAA_mFcGkysUdtY4GVp/s320/s01e03.jpg" width="320" /></a></div>
Kral ve ekibi, Ned ve kızları saraya varırlar bu bölümde. Ned gelir gelmez hemen konseye çağırılır. Konseyde, Kral Robert'ın kardeşi Renly Beratheon, Yüce üstat Pycelle, Serçeparmak Petyr Baelish ve Varys'den oluşuyordu. Ned ilk konsey toplantısında Yedi Krallığın hiç de hoş olmayan bir durumda olduğunu, borç batağı içinde olduğunu öğrenir. Kral Eli Turnuvası yapması için onu zorlarlar. İstememesine rağmen kabul etmek zorunda kalır. Arya yolda olanlara hala çok sinirlidir. Ned kızının 'İğne' isimli kılıcını görür, onunla inatlaşmaktansa kılıç ustası 'Bravos'lu Syrio Forel'den dersler almasını sağlar.<br />
<br />
Bu arada Catherine Stark şehre varmıştır. Onu Lord Varys ve Petyr Baelish bulur. Baelish, Catherine'in çocukluk arkadaşıdır ve ona küçüklüğünden beri aşıktır. Catherine, Bran'i öldürmek isteyenin elindeki hançeri gösterdiğinde, Baelish hançerin kendisinin olduğunu ama bir iddiada Tyrion Lannister'a kaybettiğini anlatır. Catherine ve Ned Stark'ın çok güzel bir vedalaşma konuşmaları olur, sanki ikisi de son konuşmaları olduğunu bilerek bakışırlar. Çok sevdim o bölümü... Tyrion Sur'dadır, zevkten ve eğlenceden uzak sur yaşamı ona ne kadar uzaktır anlamıştır.<br />
<br />
Dar Deniz'in ötesinde, Khalesimiz Daenerys'in hamile olduğu anlaşılır.<br />
<br />
<i>Üçüncü bölümün en sevdğim sözü, kızlarının kavgasından bıkan Ned'den gelir:</i><br />
<i>'Kız bakmak, savaşmaktan zor'</i><br />
<b><br /></b>
<b>Sezon 1 Bölüm 4: </b><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 13px;"><strong>Cripples, Bastards, and Broken Things</strong></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 13px;"><strong><br /></strong></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAKosIq0d1DgCQRb7eFpN-pjTXJtmKmGSI3YRhUnviP_f2GVKa0clLZzylZ7GsgIh6BzkMmGRPKnxED1enBsstnIzSfSQWsuni73szh-db74unxmqdnq-bNgjOboxbe9fxIA3jszQxfu6E/s1600/Picture+2.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="178" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAKosIq0d1DgCQRb7eFpN-pjTXJtmKmGSI3YRhUnviP_f2GVKa0clLZzylZ7GsgIh6BzkMmGRPKnxED1enBsstnIzSfSQWsuni73szh-db74unxmqdnq-bNgjOboxbe9fxIA3jszQxfu6E/s320/Picture+2.png" width="320" /></a></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Tyrion, Sur'dan geri dönüşte Kış Yarı'na uğrar. Burada beklediği ilgiyi bulamaz, Bran'in ata binebilmesi için gereken düzeneğin planını verir ve buradan ayrılır. Giderken Theon Greyjoy'un da aklını kurcalamayı ihmal etmez. </span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Sur'a yeni bir çocuk gelir, oldukça kilolu ve ezik gibi görünen çocuğun adı Samwell Tarly idir. Tarly'ler eski ve soylu bir ailedir. Sam'in lord babası, Sam ilk doğduğunda çok mutlu olsa da, o büyüdükçe ve şişmanladıkça çok hayalkırıklığına uğramıştır. Cesur ve güçlü bir genç olması için çok uğraşsa da, çabaları sonuç vermemiştir. Sam'i 'ya seni öldürürüm, ya da sur'a gidersin, varisim olmana izin veremem' diye tehdit ederek onu Sur'a göndermiştir. Jon, bu çocuğu kardeşi gibi sever ve onu korumak için elinden geleni yapar. </span></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Ned, bir konseyden sonr</span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">a Yüce Üstat Pycelle'e bir önceki sağ kol Jon Arryn'in nasıl öldüğüne dair sorular sorar. Üstat Pycelle, Arryn'in zamansız ve ani ölümüne anlam verememektedir. Ölmeden önce incelediği kitabı Ned'e verir. Bu kitap, eski soylarla ilgili bir kitaptır. Arryn'in neden bu kitaba baktığını anlayamazlar ama ölmeden önce ağzından düşürmediği bir cümle vardır:<i> 'Tohum Kuvvetlidir' </i></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i><br /></i></span>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Ned, Arryn'in ölmeden önce ziyaret ettiği zırh ustasının çırağını görmeye gider. Gittiğinde, çırağın ne denli Robert'a benzediğini görür, bu aksi çocuk Robert'ın oğludur. </span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><br /></span>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Kral Eli Turnuvasında, Gregor Clagane karşısındaki şövalyeyi, fena halde öldürür. Clagane, Prens Joffrey'nin koruması Tazı'nın abisidir, aynı zamanda yüzündeki korkunç yaranın da sorumlusudur. Çocukluklarında, oyuncağını aldı diye kardeşinin yüzünü acımasızca yanan kömürlere bastırmıştır.</span><br />
<br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Catelyn ve ekibi, bir handa mola verdiklerinde, handan içeriye beklemedikleri biri girer, Tyrion. Catelyn, handaki adamları, babasının da saygınlığını kullanarak, Tyrion'u esir almak için kullanır. (Bence bu kitapta yapılmış en aptalca davranıştır, soylu ve asil leydimiz bu hareketiyle, kocasının da başını yakacaktır.) </span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><br /></span>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Dar Deniz'in ötesinde, Viserys, huysuzlanmaya başlamış, gittikçe daha güçlü ve lider görünen Dany'i rahatsız edip durmaktadır. Fakat güzel Khaleesi Dany, artık eski Dany değildir, o güçlenmiş, içindeki lider ruhu bulmuştur.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: x-small;"><i><br /></i></span>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i>Bölümde en sevdiğim replik, Ned ve Serçe Parmak Baelish arasında geçer. Ned şöyle der:</i></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i>-Lord Baelish, sana güvenmemekte hata etmişim sanırım.</i></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i>Baelish'in cevabı pek güzeldir:</i></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i>-Bana güvenmemeniz, atınızdan indiğinizden beri yaptığınız en akıllıca işti. </i></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: x-small;"><i><br /></i></span></div>
<div>
<b>Sezon 1 Bölüm 5: The Wolf and the Lion</b><br />
<b><br /></b>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1fUZPo9Jom5qxnwdCU2oopBbCsRRV_7aXgnd18qElpheMzeDmCHIzE8l51FeTmy0RZh2oa3TbFD_gJn0N6C3IJc7Y-_ycoDspM35Zw0dAERSGjrG1Lco36swFYLiSHijiRpP5DnPxS0i1/s1600/Picture+3.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="183" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1fUZPo9Jom5qxnwdCU2oopBbCsRRV_7aXgnd18qElpheMzeDmCHIzE8l51FeTmy0RZh2oa3TbFD_gJn0N6C3IJc7Y-_ycoDspM35Zw0dAERSGjrG1Lco36swFYLiSHijiRpP5DnPxS0i1/s320/Picture+3.png" width="320" /></a><b><span class="Apple-style-span" style="font-weight: normal;"></span></b><br />
<div style="text-align: justify;">
Catelyn, Tyrion'ı esir almış, kızkardeşinin bulunduğu, Lord Arryn'in yeri olan Kartal Yuvasına götürmektedir. Tyrion 'oraya götüreceğine burada öldür, o artık senin tanıdığın kardeşin değil' der kadına, Catelyn 5 yıldır görmemiştir kardeşini. Kartal Yuvası'na çıktıklarında, (ki dizide hiç gösterilmemiş ama kitapta en zorlu yollardan birisi burası. Yol hakkında baya ayrıntı var, insanlar bu yolu çok zor çıkıyorlar. Catelyn önden çıkıyor, ona soyadı 'Taş' olan piç bir kız yardımcı oluyor. Catelyn kıza baktıkça Ned'in piçi Jon Kar'ı düşünüyor) Catelyn kardeşi Lysa'yı fena halde tırtlatmış bulur. Oğluna gösterdiği ilgi alaka sonunda oğlan da tırlatmış gibidir, çocuk 8-9 yaşlarında ama küçük bir bebe gibidir, hatta dizinin en kötü sahnelerden biri burada bence, oğlan hala annesinin memesinden süt emmektedir. (böyle rolleri yapabilecek ufaklıkları nasıl buluyorlar acaba) Catelyn'in Tyrion'a bir bakışı var orada, amanın ben bu adamı nereye getirdim gibisinden, o da fena halde pişman oluyor ama iş işten geçiyor. Tyrion'u Kartal Yuvası'nın ünlü zindanlarından birine atıyorlar. bir duvarı açık, tabanı eğimli, uçuruma bakan manzaralı bir zindan.<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Arya, Dans ve kılıç ustası Syrio'nun, kedi yakalama ödevini uygularken, kendini zindanlarda bulur. Burada kulak misafiri olmaması gereken bir muhabbet duyar, bu iki kişiden biri Lord Varys'dir ama diğerinin kim olduğu belli değildir. Daha sonra Lord Varys'i Serçeparmak ile konuşurken görürüz. İkisi de kurnazlık konusunda birbirleriyle yarışmaktadır. Bu arada gece bekçilerinden biri Catelyn'in Tyrion'u kaçırdığı ile ilgili bilgi verir Ned'e. Bu arada Kral kurulu toplar, konu Dothrakilerin yanındaki Targaryenler ve hamile Dany'dir. Kral Dany'nin erkek bir çocuk dünyaya getirmesinden korktuğu için onu öldürmek için kurulu toplamıştır. Kuruldaki kral yalakaları bu isteği hiç yadırgamadan kabul ederler lakin onurlu ve haysiyetli adamımız Ned, kesinlikle karşı çıkar. Daha doğmamış bir çocuktan korktuğu için Kral Robert'a demediğini bırakmaz ve Kral Eli broşunu masanın üstüne bırakır. Ned tam kızları da toplayıp gidecekken, Serçeparmak Baelish gelir ve Ned'e Arryn'in ölmeden önce gördüğü son kişiyi göstermeyi teklif eder. Ned en iyi adamlarını alıp Baelish'le gider. Umumhane'de Kral'ın beraber olduğu kızlardan birini ve elindeki çocuğunu görür. Ancak oradan çıkışta kötü bir sürpriz onu beklemektedir. Yakışıklı kral katili Jamie ve adamları kapıya dayanırlar. Tyrion'un esir edilişini onların da kulağına gelmiştir. Ned tüm adamlarını kaybeder, Jamie ile dövüşürken, Jamie'nin adamlarından biri Ned'in bacağına mızrak sokar. (Kitapta Ned ve Jamie dövüşmezler aslında. Jamie adamlarına 'Lord Stark'a bir zarar gelmesin, adamlarını öldürün' der ve çeker gider) </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sonradan farkettim bu bölümde Denizin Ötesi ve Dany ile ilgili sahne yok hiç.</div>
<br />
<i>Sevdiğim sahne:</i><br />
<i>Ned, Kral'ın Sağ Kolu olma görevini bıraktıktan sonra, Cersei, Kral'ın yanına gelir:</i><br />
<i>- Ned Stark'la evliliğin yürümediği için çok üzgünüm. Birbirinize çok yakışıyordunuz.</i><br />
<i>Kral: - Seni mutlu edebilecek birşey yaptığıma sevindim.</i><br />
<i>Sonra aralarında garip ve samimi bir muhabbet başlar. Geçirdikleri 17 yılı sorgularlar.</i><br />
<br />
<b>Sezon 1 Bölüm 6: A Golden Crown</b><br />
<b><br /></b>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgq2KxVRFPOW4P0uOLqvX-hUdggoMhHQL3nrRKOTpwQEl3EKxod1K25NpIfNpbpPx6w9iX72Ak4Z9RWNHax6kJzeJz9gBSEEnweTpmpPftD2_b2BVSt98ww_BfdbbpNPW7WAyNeh89O1q9p/s1600/Picture+2.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="186" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgq2KxVRFPOW4P0uOLqvX-hUdggoMhHQL3nrRKOTpwQEl3EKxod1K25NpIfNpbpPx6w9iX72Ak4Z9RWNHax6kJzeJz9gBSEEnweTpmpPftD2_b2BVSt98ww_BfdbbpNPW7WAyNeh89O1q9p/s320/Picture+2.png" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Ned uyandığında, Kral ve Cersei başına gelir. Robert Jaime ile uzlaşmalarını, Catherine'in de Lannister'ı bırakmasını salık verir ve onu tekrar Kral Eli yapar ve ava çıkar (çok gerekliymiş gibi).</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tyrion, bütün suçlarını itiraf edeceğini söyler, gerçekten tüm suçlarını tiraf eder, hepsi de oldukça komik ve eğlenceli suçlardır ama aralarında çocuk öldürmeye teşebbüs yoktur. Tyrion Lysa'dan dövüş talep eder. Geldikleri yol boyunca, hem Tyrion'a hem de parasına sempati duyan paralı asker Bronn, onun için dövüşür ve Tyrion, zekası ve parası sayesinde kimsenin kurtulamayacağı Kartal Yuvası'ndan eline kolunu sallaya sallaya çıkar.</div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Bu arada kralın yokluğunda, Ned görev başındadır. Köylülere saldırılar olmakta, kadın, çocuk demeden hepsini katledilmektedir. Köylülerin tarifi, Sir Gregor Clegane'e (Tazı'nın vahşi abisi) uyar. Ned, çok fevri bir kararla, şövalyelerinden birine 100 adam verir ve Clegane'e ölüm cezası verir. Ned, artık kızları eve göndermenin daha güvenli olacağını bilmektedir, eve gitmek için hazırlnamalarını söyler. Sansa'nın söylediği birşey, kafasında kıvılcım çaktırır, en sonunda meseleyi çözer. Joffrey, Robert'ın oğlu değildir çünkü Lord Arryn'in ölmeden önce incelediği son kitap olan Soyağacı kitabında bu açıkça bellidir. Kralın çocukları aslında Kral Katili Jaime'nin çocuklarıdır.</div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Dar Deniz'in ötesinde Daenerys'in karnındaki çocuğun erkek olduğunu kanıtlaması için çiğ aygır yüreğinin tamamını yiyebilmesi gerekiyordu. Dothraklar, yüreğin erkek çocuğu güçlendireceğine ve korkusuz kılacağına inanıyorlardı. Pek tabi sevgili Dany bunu da becerir, oğluna ölen abisinin adını koyar, Rhaeger... Mormont, Viserys'i Dany'nin ejderha yumurtalarını çalarken yakalar. Dothrakların yanında istediğini bulmayan Viserys, belki satıp da bir ordu alırım yedi krallığı ele geçiririm diye son umut yumurtaları alıp kaçma planı da suya düşer. Bu kadar aşağılanmak ve kızkardeşinin bu derece ilgi görmesi Viserys'e pek koyar, içer içer kudurur, elinde kılıçla, Dothrakların eğlencesine dalar. (Kılıç Dothraklar için hiç hoş değil, özellikle topraklarında kan dökülmesine çok karşılar) Kılıcına kardeşinin karnına doğrulttuğunda ve tek istediğim altın bir taç diye bağırdığında, çizgiyi çoooktan aşmıştır. Altın bir taca sahip olur gerçekten de, kafasından hiç çıkmayacak bir altın tacı olur.</div>
<br />
<b><br /></b>
<i>En sevdiğim replik:</i><br />
<i>Kral Cersei'nin istediğini yapmayınca yani Ned'i cezalandırmayınca Cersei çıldırır. Kral'a şöyle der:</i><br />
<i>-Zırhı ben giymeliydim, geceliği de sen. </i><br />
<i>Sinirlenen Kral Robert elinin tersiyle indiriverir kadının suratına. Cersei:</i><br />
<i>-Bunu bir onur madalyası olarak taşıyacağım. der, yüzünü tutarak.<br />Kral'ın cevabı sert olur:</i><br />
<i>-Sukunet içinde taşı yoksa seni bir daha şereflendiririm.</i><br />
<i><br /></i>
<i></i>
<b>Sezon 1 Bölüm 7: You Win or You Die</b><br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEioPbCI-esDCoHheGHq9JFt-7ZSjBR8rVFSulM6dWp_Tr8XK6s5u1WHPMjBFpJhysRV5XnL5CjD6D7Nbpxxx7Ve55ejk2JkqCQzV1fLBNh4tEhUGnpW3HqEvoLKUqW8X_UlRiqKkE5k7D8K/s1600/Picture+1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" height="182" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEioPbCI-esDCoHheGHq9JFt-7ZSjBR8rVFSulM6dWp_Tr8XK6s5u1WHPMjBFpJhysRV5XnL5CjD6D7Nbpxxx7Ve55ejk2JkqCQzV1fLBNh4tEhUGnpW3HqEvoLKUqW8X_UlRiqKkE5k7D8K/s320/Picture+1.png" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Jaime, babacığının yanına Tywin Lannister'a koşar. Tywin denen adam hakkaten Lannister'ların en pis ve hain olanı. Jaime'yi bile fena halde haşlıyor, neden Ned'i öldürmedi diye. Baba Lannister'ın en büyük dileği Jaime'yi kral olarak görmektedir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu arada Krallıkta, çok mühim bir buluşma olur. Ned ve Cersei, biraraya gelir. Bu konuşmada eteklerdeki tüm taşlar dökülür. Ned, kadının sakladığı herşeyi yüzüne çarpar ama Cersei inanılmaz bir soğukkanlılıkla ve sakinlikle herşeyi anlatır. Ki bir sonraki bölümde neden bu kadar sakin olduğunu, Ned'den korkmadığını da anlarız. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ardından gelen sahne kitapta yok. Bu sahnede Serçeparmak, umumhanesinde iki fahişeye ders verirken bir yandan da geçmişini, Catelyn'i ne de çok sevdiğini, Ned'İn de ağabeyi olan eski nişanlısının onu nasıl rezil ettiğini anlatır. Kitapta Catelyn'in düşüncelerinden anlatılan bu geçmiş hikayesini, dizide Serçeparmak'tan dinleriz. Biraz abartı bir sahne ama içinde hala sönmemiş Stark nefretini kavrarız bu sahnede. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kralımız avından yaralı döner. Bir yaban domuzu tarafından vücudu paramparça edilmiştir, ölüm döşeğindedir. Son dakikalarında, o öldükten sonra oğlu büyüyene kadar Krallığın koruyucusu olması için Ned'e talimat yazdırır. Ned şaşkındır, zira daha önce Robert hiç bir avını ıskalamamıştır. Krala durmadan şarap içirten çocuğun da bir Lannister olduğunu öğrenince hiç şaşırmaz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kralın ufak kardeşi Renly, gel Lannisterları ele geçirelim, ben kral olayım, yoksa bunlar bizi çiğ çiğ yer der, ama bizim Ned çok onurlu ve gururlu ya kabul etmez. Ama bir yandan da Lannisterlardan tırstığı için Baelish 'den şehir korucularını satın almasını ister. O bu planları yaparken Cersei boş durmamıştır, daha zekice davranmıştır. Joffrey hiç ara vermeden hemen demir tahta oturur. Huzuruna Ned'i çağırır. Ned garibim onları tutsak edeceğini zannederken kendini zindanlarda bulur. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYo59BGcNHI3rgEAeigLNxogU7XrvwVz7F9_yRP-myvJ3n9UxW6QuBQ3PawN396UmeHGLYJLQ0DjfAOUMOj_Y07-jhj2q_OOf9oMRct4sJfxIcxa2Pm1I_6nkJ1hALVNyzaM7BG7OuB3Ey/s1600/Picture+2.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" height="181" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYo59BGcNHI3rgEAeigLNxogU7XrvwVz7F9_yRP-myvJ3n9UxW6QuBQ3PawN396UmeHGLYJLQ0DjfAOUMOj_Y07-jhj2q_OOf9oMRct4sJfxIcxa2Pm1I_6nkJ1hALVNyzaM7BG7OuB3Ey/s320/Picture+2.png" width="320" /></a><br />
<div style="text-align: justify;">
Dar Denizin ötesinde, Dany kocası Khal Drogo'yu, doğduğu toprakları tekrar ele geçirmesi için ikna etmeye çalışır ama nafiledir çünkü Dothraklar denizden nefret eder, denizi geçmek onlara göre büyük uğursuzluktur. Bu arada Dany, dar denizin ötesinden gemilerle gelen yeni malları görmek için pazar gibi bir yere gider, burada bir şarapçı ona çok özel bir fıçı şarap vermek ister ama şövalye Mormont, bu işte bir tuhaflık sezer. Derken adamın Khaelesi'yi zehirlemeye çalıştığı, Kral'ın uzaklardan görev verdiği adamlardan bir olduğu anlaşılır. Bu duruma çok sinirlenen Khal Drogo, 'siz misiniz karımı öldürmeye çalışan, mahvedicem sizi, o denizlerin üzerinden geçip hepiniz yokedicem, o demir tahtı da oğluma vericem' der. Off çok romantik bu çift hakkaten.<br />
<br />
Bu bölümün en üzücü tarafı, Tyrion'u hiç göremedik. </div>
<br />
<i>En sevdiğim replik , Ned ve Cersei arasında geçer bu bölümde:</i><br />
<div style="text-align: justify;">
<i>- Krallığı kendine almalıydın. Jaime, Kral Rıhtımın çökeceği günden bahsetti bana. O Krallığa oturmuş fakat sen onu vazgeçirmişsin, oysa tek yapman gereken basamakları çıkıp oraya oturmaktı. Ne acı bir hata. der Cersei.</i></div>
<div style="text-align: justify;">
<i>-Hayatım boyunca bir çok hata yaptım lakin bu onlardan bir tanesi değildi. diye cevap verir Ned. </i></div>
<div style="text-align: justify;">
<i>-Hayır, öyleydi, der Cersei. Taht oyunlarını oynadığında, ya kazanırsın ya ölürsün. </i></div>
<i><br /></i>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-weight: bold;"><br /></span></div>
<b>Sezon 1 Bölüm 8: The Pointy End</b><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: -webkit-auto;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUIBFG3g9OrV7qWHiPpNzXj_i33vWKQLBvHJKXz7roxpuD7ct-Qn4_oMR_vF-2yLDKg6NZeTaxkBoPRDW6P12cnUOeLyB-CaMfvjw9d1oX1LRL5A9UOjl4FPID0McYA2Z7Avemd4zSF9-j/s1600/Picture+3.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="178" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUIBFG3g9OrV7qWHiPpNzXj_i33vWKQLBvHJKXz7roxpuD7ct-Qn4_oMR_vF-2yLDKg6NZeTaxkBoPRDW6P12cnUOeLyB-CaMfvjw9d1oX1LRL5A9UOjl4FPID0McYA2Z7Avemd4zSF9-j/s320/Picture+3.png" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Lannister adamları, Ned'in kızlarını almaya gelirler. Arya, dans ve kılıç hocası Bravoslu Syrio Forel sayesinde adamların elinden kurtulur ama çıkış yolunda önünü kesen bir çocuğu kılıcı İğne ile öldürmek zorunda kalır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ned Stark'ı zindanda Hadım ziyaret eder, bu muhabbetten anladığımız kadarıyla Hadım'ın hizmet ettiği başkaları vardır, muhtemelen daha önce Arya'nın da kulak misafiri olduğu Zindanlarda konuştuğu adam. Ned, Tyrion Catelyn esiri olduğu için kraliçenin onu öldürmeyeceğini düşünmektedir, Hadım ona gerçeği, Tyrion'un kurtulduğunu söyleyince şansı kalmadığını anlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sur'larda garip şeyler olmaktadır. Jon'un amcasının adamlarını ölü bulurlar ama ölüler bir gariptir, kokmamaktadırlar ve ayrıca uzun zamandır ölü gibidirler. Jon'a krallıktaki haberler gelir. Pek morali bozulur. Gece olduğunda Jon'un kurdu huzursuzlanır. Buldukları cesetlerden biri ayaklanmıştır çünkü hiç bir türlü öldüremez Jon adamı, en sonunda üzerine ateş attığında başarılı olur. </div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-weight: bold;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvEP4_uBBDgPoCfBLKPQhA4Q4oQYMPERuMYVKYjd9aayGsIsTjhhUDybF-pDCw3Jt200vtSF6kl_iPOagb8UldLTPJ4GiToZV8T4WS7iE7VK_pm8nTehgHXli84S9e03xh2ix0ZbGdHN8M/s1600/Picture+4.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="176" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvEP4_uBBDgPoCfBLKPQhA4Q4oQYMPERuMYVKYjd9aayGsIsTjhhUDybF-pDCw3Jt200vtSF6kl_iPOagb8UldLTPJ4GiToZV8T4WS7iE7VK_pm8nTehgHXli84S9e03xh2ix0ZbGdHN8M/s320/Picture+4.png" width="320" /></a>Sansa'nın etrafını Kraliçe ve ikiyüzlü konsey çevirir. Aklını çelmeye çalışırlar, tek derdi şeytan bakışlı Joffrey ile evlenmek olan Sansa garibim, saçmalar da saçmalar. Neyse yapçak bişey yoktur zaten. Ona annesine ve abilerine mektup yazması için zorlarlar. Mektuplar Robb'a ulaştığında Robb, kendinden beklenileni yapar ve bir ordu toplar. (Kitaba göre Robb'un bir orduya liderlik yapabilmesi çok olağanüstü çünkü 15 yaşında küçük bir çocuk ama maşallah dizideki Robb eşek kadar olmuş.) Robb etrafındaki tüm lordları ve kuvvetlerini toplar. Kartal yuvasında Catelyn kardeşini kendisine destek olması için razı etmeye çalışsa da nafiledir, kadın devekuşu gibi kafasına kartal yuvasına gömmüştür. Catelyn, Robb ve ordusunu bulur. Kitapta bir sürü savaş taktiğini konuşurlar Lannisterları yenmek için.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tyrion ve bir nevi paralı askeri Bronn, yolda onları öldürmek isteyen Taş Kargaların da aklını çelmeyi başarır, hep beraber babasının ve ordusunun yanına giderler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Cersei ve Joffrey, yıllardır Kral koruyuculuğu yapan Sir Barristan'ı görevden alırlar, bu görevi Jaime'ye verirler. Hayatı boyunca bu görevi yapmış olan Sir Barristan bunu kaldıramaz. Ardından Sansa gelr Joffrey'nin huzuruna, tüm masumiyeti ile babası için af diler. Joffrey ise eğer babası günah çıkarır, suçlarını kabul ederse affedeceğini söyler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dar Denizin öte tarafında, Khal Drogo ve adamları bir köyü ele geçirirler. Yalnız bu hayvanat Dothraklar pek vahşidir, tüm kadınlara tecavüz ederler. Ama Dany dayanamaz tüm kadınları himayesine alır. Khal Drogo yaralandığında bu kadınlardan biri Drogo'yu iyileştirebileceğini söyler, ona izin verirler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<b>Sezon 1 Bölüm 9: Baelor</b><br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
Hadım yine Ned'i ziyaret eder, af dilemesini öğüt verir. En azından kızlarının hayatını önemsiyorsa af dilemek zorundadır. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGDIsHys_81rCEf4EwJnW4TDVu_qHYDFXwDEN_AMjenU1vA0MpDo1VEGt670TjQXuNFez-DR-98LnOwMTz3OJs1xDbUCUsyfv_YKc3IF29EruhDZs9TPoTbnXEz2bJZb-B9yKgq_3Jk9RB/s1600/Picture+5.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="179" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGDIsHys_81rCEf4EwJnW4TDVu_qHYDFXwDEN_AMjenU1vA0MpDo1VEGt670TjQXuNFez-DR-98LnOwMTz3OJs1xDbUCUsyfv_YKc3IF29EruhDZs9TPoTbnXEz2bJZb-B9yKgq_3Jk9RB/s320/Picture+5.png" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Robb ve ordusu geçidin önüne gelmişlerdir, geçebilmelerinin tek yolu bu geçidi 600 senedir koruyan Frey'lerden izin almalarıdır. Lord Frey, hiçbirşeyi bedelsiz yapmaz. Catherine, Lord Frey'i görmeye gider, onu ikna etmeye çalışır ve başarılı da olur. Bedeli, Arya'nın Lord Frey'in oğullarından biriyle, Robb'un kızlarından biriyle evlenmesidir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
Dar Denizin ötesinde Khal Drogo iyice kötüleşir. Dany, büyücü kadından Drogo'nun hayatını kurtarması için kara büyü yapmasını ister. Khal'ın adamları huzursuzlanmaya başlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tyrion babasıyla didişirken, Bronn ona bir fahişe bulur. Tataatamm, işte Sibel Kekilli geliverir, Zayıf ve ceylan gözlü, utangaç ama küstah gülüşlü Shae rolüne pek yakışmıştır. Tyrion (kitapta çok daha önce anlatılan) geçmişi ile ilgili acıklı evlenme hikayesini Shea'ya ve Bronn'a anlatır. Sabahında Robb'un adamları Lannister'lara saldırır ama 20.000 adamla değil, 2.000 adamla. Robb adamlarını kaybeder ama bir ganimetle dönerler savaş alanından: Jamie Lannister ile. Kitapta savaş sahneleri çok daha ayrıntılı diziden. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhddgx0t5mGw7VD-1Eoxc5C2zfMdNQnarp01ybNgMvk9VVRYjJXp7zQt3r6Dinz-30-FGAaiRQ_krJe38DmCqGzICtLdzSzYFhTlrIXlrv9up866fOX-BpmAb8UYPErj31lkjWdd48heqMO/s1600/Picture+6.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="181" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhddgx0t5mGw7VD-1Eoxc5C2zfMdNQnarp01ybNgMvk9VVRYjJXp7zQt3r6Dinz-30-FGAaiRQ_krJe38DmCqGzICtLdzSzYFhTlrIXlrv9up866fOX-BpmAb8UYPErj31lkjWdd48heqMO/s320/Picture+6.png" width="320" /></a>Arya, krallığın sokaklarında aç ve susuz dolaşırken, herkes meydana koşar. Çünkü meydana suçlarını itiraf etmesi için Ned getirilmiştir, elleri kolları bağlı olarak. Sezonun en acıklı ve en şok edici sahnesi başlar. Ned, af diler kuduruk halkın önünde Joffrey'den. Sansa ve Arya, babalarının affedileceğini umarken ve tüm izleyici bu kadar önemli karakter ölmez zaten diye rahat rahat izlerken, Joffrey birdenbire ölüm cezası verir, Ned'in kellesi gider. Hikayenin içindeki ve dışındaki herkes şok olur:) Ben hala izledikçe kötü oluyorum. George R.R. Martin, ana karakter de olsa karakterlerine pek acımayan bir adam. </div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<b>Sezon 1 Bölüm 10: Fire and Blood </b><br />
<b><br /></b>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Kötü haber Robb ve Catelyn'e ulaşır. Catelyn, kocasının acısıyla şimdiki esiri Jaime'nin yanına gider. Jaime Bran'i pencereden aşağı ittiğini kabul eder. Robb'un adamları Kral olarak Stannis'i kabul edeceklerine, kral olarak Robb'u tercih ederler. Kitapta bu bölümde Catelyn babası ve kardeşi Edmure ile buluşuyor, babasını ölüm döşeğinde görüyor ama bu kısım dizide gösterilmemiş, onun yerine sadece Nehirova'daki diğer lordların Robb'u kral ilan etmesi gösterilmiş sadece. </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMvasTQ1nqk0tEqzBSel_gI9MNPOOyRKMLUmZndoKthS_MebqNLwh-AFllGA2G5_fyjQ2A8ZBTmfzi-ZvAnaBoC4wysef9JstBxdrbiqv4DL7qlCXyLRgpvgCLf3Eq9GEnc4FdoGDwytur/s1600/Picture+1.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="177" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMvasTQ1nqk0tEqzBSel_gI9MNPOOyRKMLUmZndoKthS_MebqNLwh-AFllGA2G5_fyjQ2A8ZBTmfzi-ZvAnaBoC4wysef9JstBxdrbiqv4DL7qlCXyLRgpvgCLf3Eq9GEnc4FdoGDwytur/s320/Picture+1.png" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Sansa'nın artık aklı başına gelmiştir. Joffrey'nin ne halt olduğunu anlar sonunda. Kitapta olmayan bir bölüm var bu kısımda. Joffrey, Sansa'ya zorla babasının ve dostlarının kazığa dikilmiş kafalarını gösterir. Sansa'nın gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştur. O an Sansa, Joffrey'i üzerinde durdukları köprüden aşağı itmeyi düşünür, bunu anlayan Tazı çaktırmadan engel olur. Sansa'nın gözünde yakışıklı prensi, ona işkence eden bir şeytana dönmüştür. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Arya Sur'a doğru yolculuğa çıkar, bu kervanda Kral Robert'ın piçi olan zırhçı çırağı olan çocukla tanışır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Jaime'nin esir alınması Lannister cephesini çok büyük hayal kırıkığına ve moral bozukluğuna sebeb olur. Tywin baba, Tyrion'a kral rıhtımına gitmesini salık verir, çılgın torununun başka saçmalıklar yapmasını önlemek için. Ama fahişesini bizim Sibel'i namı değer Shea'yı götürmesine izin yoktur.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sur'a da haberler ulaşır, Jon bu duruma çok üzülür, Robb'a yardım etmesi gerekir diye surdan kaçmaya karar verir. Sur'dan kaçmanın cezası ölümdür. Neyse ki surdaki arkadaşları onu kaçarken yakalarlar ve sura geri dönmesi için ikna ederler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgN4ADTe3egzH5eT7uprW_Vzwx4ETfVnbOwS1_e8ASoTPYN5Nx73xfbVVSt0VFFE5zENYf31a4lmbQG0sYxB9IztMzi9M7Pwb3mI61r2wNUBeCpcqShe7itEZB144RpuVDF6NnR6EhkC8i_/s1600/Picture+2.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgN4ADTe3egzH5eT7uprW_Vzwx4ETfVnbOwS1_e8ASoTPYN5Nx73xfbVVSt0VFFE5zENYf31a4lmbQG0sYxB9IztMzi9M7Pwb3mI61r2wNUBeCpcqShe7itEZB144RpuVDF6NnR6EhkC8i_/s320/Picture+2.png" width="320" /></a>Dar Deniz'in ötesinde çok acıklı ve duygusal sahneler yaşanmaktadır. Kadının yaptığı kara büyü sonucu Drogo bitkisel hayat gibi bişeye girer, Dany karnındaki çocuğu kaybeder. Tüm Khalasar bunları terkederler, çünkü onlar sadece en güçlü olanı takip ederler. Dany, Drogo'sunu allayıp pullayıp öper, sonra da bir yastıkla onun hayatına son verir. Sezonun ve kitabın en şok edici sahnesi en sonunda yer almaktadır. Dany Drogo'yu yakmak için etrafını çevirir, büyücü kadını da bu çemberin içine bağlar. Ateşin içine ejderha yumurtalarını da alıp girer. Sabah olduğunda Sir Jorah Mormont küllerin içine doğru gider, Khalesi, Ejderha soyundan gelen Daenerys, sapasağlam durmaktadır hem de 3 minik ejderha ile birlikte. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<b><br /></b>
<b>Notlar:</b><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i><br /></i></span>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i>* Kimdir bu Stannis? Merak içindeyim. Adeta gizemli bir karakter yaratmış. George R.R. Martin. Umarım ikinci kitapta (ya da sezonda) karşımıza çıkar.</i></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i>* Dizide kızıl saçlı bir fahişe var, ilk önce Kışyarının oralarda, Theon Greyjoy'la görüyoruz, sonra Kral Rıhtımına gidip Serçeparmak Baelish'in yerine gidiyor. Pycelle'in yatağında bile görüyoruz kendilerini. Pek giyinik göremediğimiz bu hatunun kitapta adı bile geçmiyor. Kitapta olmayıp dizide yer bulabilen tek torpilli karakter bu. </i></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i><br /></i></span>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i><br /></i></span>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><i>Şimdi sıra ikinci kitap da ardından 2. sezonu izlemekte. </i></span><br />
<br />
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-8547263167267994042012-12-12T12:21:00.001-08:002012-12-12T12:28:38.352-08:00The Next Three Days (2010) <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1azNerj7nNvDpyERLdlDNyz5SctdtNQ8LuI1b91tTjNU_SCFhMA1gSUV5Ob3CJ9v0NZpkW0YUeFO9aSxkxSabNLKrF3hnRH6QeV104JoOZf8dXJOEgdvybCinZChLV6UvgaUFeFi9FFXh/s1600/TNTD_01.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1azNerj7nNvDpyERLdlDNyz5SctdtNQ8LuI1b91tTjNU_SCFhMA1gSUV5Ob3CJ9v0NZpkW0YUeFO9aSxkxSabNLKrF3hnRH6QeV104JoOZf8dXJOEgdvybCinZChLV6UvgaUFeFi9FFXh/s1600/TNTD_01.jpg" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Bloğuma bunca aradan sonra çok daha şaşalı bir yazıyla, detaylı bir inceleme ile dönmek istiyordum. Aklımda bir sürü yazı fikri vardı ama dur şu işi de bitireyim öyle başlıyım, yok şu da bitsin sonra detaylı detaylı yazarım derken, baktım ki sıra gelmiyor, hadi dedim bugün izlediğim şu film hakkında kısa kısa yazayım da, bari bir hareketlenme olsun blog bünyesinde. Kısmet 'The Next Three Days' eymiş.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi ben bu filmi 6-7 ay önce TV'de ara ara orasından burasından yakalayıp izlediydim, her seferinde şu filmi şöyle başından güzelce izleyim, böyle kopuk kopuk oldu yahu derken, bir türlü izlemek nasip olmadı, öyle bölük pörçük kaldı hafızamda. Nice günler sonra şu Star ekranlarında dönüp dolaşan yeni Tuba Büyüküstün dizisi '20 dakika' fragmanlarını görünce olay bünyede bir merak uyandırdı. Nasıl uyandırmasın, ne çok reklamını yaptılar dizinin. Ne ki bu şunu bulması bu kadar zaman, şunu yapması bu kadar zaman, ama bu 20 dakika dedikleri dedim. Biraz gugullayınca her Türk dizisinde olduğu gibi bunun da orjinal olmadığı, 'the Next Three Days' den uyarlandığını, yine 1.5 saatlik filmi sündüre sündüre bilmem kaç sezon yapacaklarını öğrenmiş oldum. Hazır filmi hatırlamışken, o zaman izleme zamanıdır deyip hemen hüplettim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZipPfgRSFaf4ipGiDdAlNlSG1HaRUpGxNFEgHohceKxV3_MmNBrth2ECLeRxYpWn8FOwCDam4mchKWFKTputJehXnwecOZWR-dfSPD_Q5d4Q7hO4xSrlgr_WVj6yGnH7upU3Ps_fB6hEU/s1600/TNTD_03.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZipPfgRSFaf4ipGiDdAlNlSG1HaRUpGxNFEgHohceKxV3_MmNBrth2ECLeRxYpWn8FOwCDam4mchKWFKTputJehXnwecOZWR-dfSPD_Q5d4Q7hO4xSrlgr_WVj6yGnH7upU3Ps_fB6hEU/s320/TNTD_03.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Önce konusundan başlayalım: John ve Lara Brennon çifti, Luke isimli şirin oğulları ile beraber pek özenilesi bir Amerikan ailesidir. Pek mutlu mesut bir kahvaltı tablosu çizerlerken, polisler kapıya dayanır, hem de ne dayanma, Lara'yı cinayetten içeri atarlar. Bir gece önce Lara patronu ile fena bir kavga etmiş, ardından patronu otoparkta ölü bulunmuş, tüm deliller kuşku götürmeyecek şekilde Lara'yı göstermektedir. 3 sene geçer, mahkemelerle, delillerle olacak iş değildir Lara'nın kurtulması. Umutların tükendiği an, Örnek Koca John, herşeyden çok sevdiği eşini hapisten kaçırmaya karar verir. Tam bir aile babası, yumuşak bir üniversite hocası, muhtemelen park cezası bile olmayan iyi vatandaş John, karısı için herşeyi tehlikeyi atabilecek midir? Elinde eşine duyduğu sevgiden, eski aile saadetine duyduğu özlemden başka birşey yoktur. (Benim cümleler de dizi reklamına kaydı sanki, burda son vereyim konu anlatımına o zaman) </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEio5QIcWrarCq1ipznDT-5CdT5YUR1oG33oRKMnBvVnpZ4ZLoSDTfwwcc01BdwQEbf8mAJo71lfobr7gBw8ck7aNHt3mkFTuojF4xeZtcML3hysZv3fre83cMHdn3dsOGiG7GL8byXdlGmX/s1600/TNTD_02.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEio5QIcWrarCq1ipznDT-5CdT5YUR1oG33oRKMnBvVnpZ4ZLoSDTfwwcc01BdwQEbf8mAJo71lfobr7gBw8ck7aNHt3mkFTuojF4xeZtcML3hysZv3fre83cMHdn3dsOGiG7GL8byXdlGmX/s320/TNTD_02.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Küçük bir oğlum olduğundan olsa gerek, böyle çocuğundan ayrı kalmak zorunda kalan anne hikayeleri beni çok etkiliyor ne yalan söyliyim. (Hatta böyle filmlerin listesini yapıcam yakında) Anne oğulun gözüktüğü her sahnede içim parçalanıyor, gözyaşlarım özgürlüklüklerini ilan edip kendilerini dış dünyaya bırakıyorlar akın halinde. Bu filmden etkilenmemin bir nedeni bu iken diğer nedeni de her evlilik öncesi her koca adayına ders olarak öğretilmesi gereken Örnek Koca John oldu. Len Lara ne de şanslı kadınmışsın, bir de bu kadar fedakarlığa rağmen her bulduğun fırsatta intihar etmeye kalkıştın ya, gözümden ara ara düştün, ama senin de içinde bulunduğun zor durumu düşününce hemen affettim. Filmi izlerken tek bir soru vardı kafamda, 'acabaaa' dedim, 'acabaa benim koca da aynı durumda beni kaçırır mıydı?'. Sordum hemen film bitince bizzat kendisine, 'Suçluysan kurtarmam cezanı çekersin' dedi. 'aahhh ahhh dedim Örnek Koca John bir kere bile sormadı kıza 'sen mi öldürdün diye, senin dediğine bak...'' </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCxXdKMHQMVVYAXOaLOobNJsS-tn7MYncSzYNRnSMcvWX7T5wQ285jN6Xc-3ATPyClOBM7y7MtVeewwOZ2FqW8AbkQlaU7aB0nGZ_0UAXjz3Sx3FdW5YSWsHlDgjB-hzN341sie_MfKPcR/s1600/TNTD_04.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCxXdKMHQMVVYAXOaLOobNJsS-tn7MYncSzYNRnSMcvWX7T5wQ285jN6Xc-3ATPyClOBM7y7MtVeewwOZ2FqW8AbkQlaU7aB0nGZ_0UAXjz3Sx3FdW5YSWsHlDgjB-hzN341sie_MfKPcR/s320/TNTD_04.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Örnek Koca John'u, benim başlarda pek soğuk bulduğum ama zamanla çok çok sevdiğim Russell Crowe oynamış, o oynarken rolden şöyle cuk sesi geliyor resmen, cuk diye oturmuş rolüne. Karısına durmadan yaşlı gözlerle şefkatli şefkatli bakıyor ya, insanın içi eriyor resmen. Çok beğendim ben çok. </div>
<div style="text-align: justify;">
Şanslı karı Lara'yı da, çok sevdiğim, çok da sempatik bulduğum Elisabeth Banks oynuyor. Fena oynamıyor da azıcık genç, çiroz kalmış sanki. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İki oyuncu, bir kaç yerde karşılıklı döktürüyorlar. Ben o iki sahneyi çok sevdim, ikisinden de çok etkilendim. İki sahne de, hapishanede telefonlu görüşmede geçiyordu:</div>
<div style="text-align: justify;">
Sahneleri filmden keseyim dedim, beceremedim, youtube'den araklıyorum:</div>
<div style="text-align: justify;">
İlk sahne, Lara'nın mahkemenin tam olarak sonuçlandığını, artık hapisten kurtulma şansı kalmadığını öğrendiği an:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://0.gvt0.com/vi/FPe8qAM9e_g/0.jpg" height="266" width="320"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/FPe8qAM9e_g&fs=1&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="http://www.youtube.com/v/FPe8qAM9e_g&fs=1&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
İkinci sahnede, Lara, John'a 'daha bir kere bile bana cinayeti benim işleyip işlemediğimi sormadın, ya ben yaptıysam' diye soruyor (Nanköörrr) Neyse ardından John hapishaneye gelip neden ona inandığını anlatıyor yine şefkatli, yaşlı gözlere (canım benim):</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/QkUSji00L4w?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPGRba2vb73DyESZKkUj4E7n7ePh4dP6Z5OvPdnDyympj6yCtdC6GeTpcNt_g6pSnoB_9AWk7SDjpsYAgz0GfCXR713UyztRvw0qtEFUv9-56r2dYUDcXsAEIp9UWgbM-lWzFwoEZ4ls_x/s1600/TNTD_06.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPGRba2vb73DyESZKkUj4E7n7ePh4dP6Z5OvPdnDyympj6yCtdC6GeTpcNt_g6pSnoB_9AWk7SDjpsYAgz0GfCXR713UyztRvw0qtEFUv9-56r2dYUDcXsAEIp9UWgbM-lWzFwoEZ4ls_x/s1600/TNTD_06.jpg" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Sıra geldi yönetmenimize. Kendisi daha çok Crash'in senaristi ve yönetmeni olarak bilinip Oscarcıkları götürürken, aslında birsürü de senaryo yazmış, bunlardan başlıcaları: Million Dollar Baby, Casino Royale, Letters to Iwo Jima, Quantum of Solace. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Crash ile baya ses getirmiş, ama Crash'i yaparken kalbi dayanmamış, filmi yönetirken kalp krizi geçirmiş. Eee tabi kalp krizinden sonra heralde o kadar ağır film yapmayayım bünyeme ağır geliyor diyerek, bizim romantik ama bir o kadar akıcı, hoşça seyirlik ama bir o kadar iddiasız kaçış filmimizi yapmış.<br />
<br />
Kimbilir bizimkiler bu kadar akıcı bir filmi bilmem kaç sezona bölük pörçük yayınca ne olur, nice olur hali. Görücez bakalım... </div>
Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-56917400596913370372012-08-03T14:51:00.002-07:002012-08-07T09:47:23.486-07:00The Walking Dead (Bölüm1: Günler Sonra)<div style="text-align: justify;">
Uzun zamandır hakkında yazmak istediğim bir konu 'The Walking Dead'. Bu maceraya önce dizisini izleyerek başladım, 2. sezonun ortalarında meraklanıp çizgi romanlarını da aldım. Ben aldığımda 7 sayısı vardı, hepsini okumak üzere sabırsızıp set olarak aldım (şimdi 8 ve 9 da çıkmış). Tatilde hepsini okumak gibi bir niyetim vardı. Denizden, kumdan çok bu çizgi romanları hayal ediyordum kafamda tatil kavramı olarak. Gerçekten de öyle oldu. Arkadaşlarım kendilerini kızgın kumlardan serin sulara attıkça ben bulduğum her gölge altında çizgi romanlarımı okudum büyük iştahla. Arkadaşlarım bu yaptığıma hiç anlam veremese de çok ama çok keyifliydi gerçekten. Muhteşem bir tatil oldu benim için.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi yapabilirsem detaylı bir inceleme yazmak istiyorum bölümler hakkında. Çizgi romanları inceledikten sonra diziyle de karşılaştırmak gerekir. Bunu da yapabilirsem ne mutlu bana, dizinin bir sonraki sezonuna kadar gönlüm ve ruhum huzurlu olarak bekleyebilirim. Benim için distopik olan her türlü eser çok önemli. Bayılırım dünyanın sonunu hayal etmeye. Nasıl olur, ne yaparım diye hayal eder, hep kendimi koyarım kahramanların yerine. Bu yüzden distopik olan her türlü film, roman, çizgi roman çok değerli benim için, hayal gücümü biraz olsun canlandıran yegane şeyler onlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çizgi romanın yaratıcısı ve yazarı Robert Kirkman. Son derece etkileyici siyah beyaz çizimler ise Tony Moore'a ait. Tonlamaları da Cliff Rathburn yapmış. Türkiye'de çizgi romanının 6 sayısını birleştirdikleri ilk cildi Marmara Çizgi yayınlamış. Ciltler gerçekten çok kaliteli. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yazının bundan sonrası fena halde spoiler içeriyor, çizgiromanı okumayı düşünenler heyecanı kaçırmasınlar derim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<b><span class="Apple-style-span" style="font-size: large;">Bölüm 1: Günler Sonra</span></b><br />
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKpEYrOM6N2qMvmaCTp6zQv9H7R3YJqsZRKiKNaXLIB3B88PL1vkM_V54Do0raOvc4wdoS02iEJ7MTkBqdj_7_knnIeNP1TN1p1HG5Hr9HsJr-v-DlgZUxL2_4h08jmt77UfnolTxhrxjs/s1600/Bo%CC%88lu%CC%88m1+gu%CC%88nler+sonra.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKpEYrOM6N2qMvmaCTp6zQv9H7R3YJqsZRKiKNaXLIB3B88PL1vkM_V54Do0raOvc4wdoS02iEJ7MTkBqdj_7_knnIeNP1TN1p1HG5Hr9HsJr-v-DlgZUxL2_4h08jmt77UfnolTxhrxjs/s320/Bo%CC%88lu%CC%88m1+gu%CC%88nler+sonra.jpg" width="208" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Çizgiromanımız çok klişe bir biçimde açılıyor. Serinin kahramanı Polis memuru Rick Grimes, günler sonra bir hastane odasında komadan uyandığında, çok geçmeden dünyada bir gariplik olduğunu kavrıyor. Zombilerle dolu bir dünyanın içine uyanan Rick Grimes, bu bölümde kendini ailesini bulmaya adıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Aman ne klişe desek de serinin yazarı Robert Kirkman önsözde, muhtemelen alacağı tepkilere bir karşılık verebilmek amacıyla derdini açıklıyor:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<i>"Kimseyi korkutmaya çalışmıyorum..... </i><br />
<i><br /></i></div>
<div style="text-align: justify;">
<i>Benim için, iyi zombi filmleri bize ne kadar berbat bir surumda olduğumuzu düşündürtür. Bulunduğumuz çevredeki konumumuzu ve ait olduğumuz çevrenin dünyadaki yerini sorgulamamızı sağlar....</i></div>
<div style="text-align: justify;">
<i>Yürüyen Ölüler ile insanların ekstrem durumlar karşısındaki tepkilerini ve bu olayların onları nasıl DEĞİŞTİRDİĞİNİ keşfetmek istedim.......</i><br />
<i><br /></i></div>
<div style="text-align: justify;">
<i>Tamamen karakter bazlı bir hikaye..... Yürüyen Ölüler'in Rick'in hayatının bir almanağı olmasını istiyorum. Sonradan Rick'e ne olduğunu merak etmeyeceğiz. Bunu göreceğiz."</i></div>
<div style="text-align: justify;">
<i><br /></i></div>
<div style="text-align: justify;">
Gerçekten de, klişe bir giriş yapan Yürüyen Ölüler'in diğer serilerini okumaya devam ettikçe yazara hak verdim. Etraftaki zombilerle bizi korkutmaya çalışan bir çizgi roman değil Yürüyen Ölüler. Zombiler arada sırada çıkarak biraz olsun dinamizm katıyorlar olaya. Geri kalanı daha çok kurtulan bir avuç insanın hayatla mücadeleleri. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi 'Günler Sonra' nın konusuna geri dönelim:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
Memur Rick Grimes ve Shane küçük bir kasabada polistirler. Bir çatışmada Rick vurulur ve komaya girer, günler sonra uyandığında çevresinde kimseyi göremez, bir gariplik vardır. Zombilerle karşılaşması uzun sürmez.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1Up6eSFYwoKHtzl5Ed4TmysqdeUgWuyc7exktQsfCYupMiIHMdp5Hxe9rYiIL07OLTmWnghMS2_q187YVipEXXRDIB_2Edfh1cHatl2YjpbSWIB3brRH25KVKJKoHejjJ6UKagst7ZZDd/s1600/twd010.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1Up6eSFYwoKHtzl5Ed4TmysqdeUgWuyc7exktQsfCYupMiIHMdp5Hxe9rYiIL07OLTmWnghMS2_q187YVipEXXRDIB_2Edfh1cHatl2YjpbSWIB3brRH25KVKJKoHejjJ6UKagst7ZZDd/s320/twd010.jpg" width="224" /></a></div>
<br />
Kasabada yaşayan Morgan Jones ve oğlu sayesinde kurtulur. Şehirlerin koruma altına alındığı hakkında bir söylenti vardır. Rick, bu söylenti ile umutlanır, eşinin ve çocuğunun Atlanta'ya sığınmış olma olasılığı ile ümitlenir ve Atlanta'ya doğru yol alır. Atlanta'da durum hiç açıcı değildir, kırsal kesimden çok daha fazla zombi sürüsü ile karşılaşan Rick'i, Glenn kurtarır.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNeQ5pJ1Dpdq5WDtb6gA6wytLsOsP7h54zs7aBi8iG35bOYDtRJHRMgETKSoX78AmZXPqsTrz2TykA2lweeekzQ2J2vjOox12F3LCFf36QYdWGhJkx0mf2UWIAiFXEGek94MoUvYb2lrVK/s1600/twd011.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="214" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNeQ5pJ1Dpdq5WDtb6gA6wytLsOsP7h54zs7aBi8iG35bOYDtRJHRMgETKSoX78AmZXPqsTrz2TykA2lweeekzQ2J2vjOox12F3LCFf36QYdWGhJkx0mf2UWIAiFXEGek94MoUvYb2lrVK/s320/twd011.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Onu bir avuç kurtulan insandan oluşma kampına götürür. Kampta eşi Lori, oğlu Carl ve ortağı Shane'i bulur. </div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvN1YzUZuM1oM6yD0Ho2ytTniP7keJhUh9O3lAJdYs4RcWeF5nYaxyoVhtUHX1W5c9umVP2s9pSPg0XfCzxWVlgz44PHgvHSoG8r5LxDqFuTWiOtyaB7vL66DTMbhlYaJwKEkuOrCTZfa8/s1600/twd012.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="222" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvN1YzUZuM1oM6yD0Ho2ytTniP7keJhUh9O3lAJdYs4RcWeF5nYaxyoVhtUHX1W5c9umVP2s9pSPg0XfCzxWVlgz44PHgvHSoG8r5LxDqFuTWiOtyaB7vL66DTMbhlYaJwKEkuOrCTZfa8/s320/twd012.jpg" width="320" /></a></div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kampta Orta Asyalı Glenn, Carol ve kızı Sophia, yalnız bir adam Jim, bir karavanı olan yaşlı Dale ve onun karavanında yaşayan Amy ve Andrea kardeşler, Allen ve Donna çifti ve onların haylaz ikizleri Billy ve Ben vardır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kamptakiler çoktan yeni yaşam tarzına adapte olmuşlardır. (İnsanoğlu ne de çabuk herşeye adapte olabilmekte, gerçekten enteresan) Bayanlar, kampın çamaşır, bulaşık gibi işlerini yüklenmişler, erkekler ava çıkmakta, karın doyuracak birşeyler avlama peşindedirler. Glenn ise pratik ve çabukluğu ile büyük şehirlere girip, malzeme ve erzak bulmaya çalışır.<br />
<br />
Shane'in ara ara Rick'e pis pis baktığını görürüz, çok geçmeden anlarız sebebini. Hiç sevemediğim Lori karakteri ile Shane, Rick'in yokluğunda mercimeği çoktan fırına vermişlerdir. Yok efendim Lori çok yalnızmış, yok efendim Shane'in onda hep gözü varmış, zart zurt. Neyse bu gerilimin de etkisiyle ve ilaveten fikir ayrılıkları Shne ve Rick'i birbirine düşürür. Rick kampı taşımayı düşünürken, Shane kalma taraftarıdır. Netekim sonunda Rick haklı çıkar, kamp pek sevgili zombilerimizce basılır ve ilk kayıp gelir: Amy. Jim de bir ısırıkla saldırıdan nasibini alır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQYb4u9jstK_emTn8Wx2banZuRjLd4f1eR7ZnpYDNUvUMqJkA0kN7HjYmSfUgidhrOdENbpFr7dGhUxOFkyxILSL6ypjgDb8IDeEyryQbciJhq169dgE0eqdlE4rEoY2TWa1Qy_cvVMluD/s1600/amy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="282" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQYb4u9jstK_emTn8Wx2banZuRjLd4f1eR7ZnpYDNUvUMqJkA0kN7HjYmSfUgidhrOdENbpFr7dGhUxOFkyxILSL6ypjgDb8IDeEyryQbciJhq169dgE0eqdlE4rEoY2TWa1Qy_cvVMluD/s400/amy.jpg" width="400" /></a></div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQYb4u9jstK_emTn8Wx2banZuRjLd4f1eR7ZnpYDNUvUMqJkA0kN7HjYmSfUgidhrOdENbpFr7dGhUxOFkyxILSL6ypjgDb8IDeEyryQbciJhq169dgE0eqdlE4rEoY2TWa1Qy_cvVMluD/s1600/amy.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQYb4u9jstK_emTn8Wx2banZuRjLd4f1eR7ZnpYDNUvUMqJkA0kN7HjYmSfUgidhrOdENbpFr7dGhUxOFkyxILSL6ypjgDb8IDeEyryQbciJhq169dgE0eqdlE4rEoY2TWa1Qy_cvVMluD/s1600/amy.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQYb4u9jstK_emTn8Wx2banZuRjLd4f1eR7ZnpYDNUvUMqJkA0kN7HjYmSfUgidhrOdENbpFr7dGhUxOFkyxILSL6ypjgDb8IDeEyryQbciJhq169dgE0eqdlE4rEoY2TWa1Qy_cvVMluD/s1600/amy.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsNJiZXrAYXzMzcfi4WhLhFDb6lIPRwsS64pMssvkRiOUYgYRr-TdfoUDyPgolkGPlqvKF2lBeCGOkb56Qmfn1X5g0OwDmvrudY2IysNi6dY-7YVvkLOqHq1zatDonc59m9L4KABPkUSwU/s1600/bo%CC%88lu%CC%88m1_final.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsNJiZXrAYXzMzcfi4WhLhFDb6lIPRwsS64pMssvkRiOUYgYRr-TdfoUDyPgolkGPlqvKF2lBeCGOkb56Qmfn1X5g0OwDmvrudY2IysNi6dY-7YVvkLOqHq1zatDonc59m9L4KABPkUSwU/s320/bo%CC%88lu%CC%88m1_final.jpg" width="226" /></a><br />
<br />
<br />
<br />
Ve sonunda Shane, Rick'e patlar, nefretini kustuğu bir sırada tam da onu vurmayı düşünürken, küçük bıcırığımız Carl küçük yaşta katil olur ve şöyle bir Tük filmi repliği ile ilk bölümümüz son bulur:<br />
'Ölü olanları öldürmeye benzemiyormuş babacığım.'<br />
'Hiç benzemez evlat, Asla benzemez.'<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><b>Dizi ile
Karşılaştırma:</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">Bir defa
bu diziyi izleme sebeplerimden en büyük etken Frank Darabont'a ait. Darabont'un, başta mükemmelliğini İMDB Nr.1 olmakla çoktan kanıtlamış olan <a href="http://www.imdb.com/title/tt0111161/">'The Shawshank Redemption'</a> ı olmak üzere tüm yapımlarına bayılırım. Producer ve Director
kısmında onun adını görünce pek bir heveslendim izlemek için. Bence oldukça güzel bir uyarlama olmuş dizi. İlk sezonda senaryoda yapılan </span><span style="font-family: Times;"><o:p>değişiklikleri çok çok mantıklı buldum. Dizide en beğenmediğim şey oyuncular, o kadar izliyorum hiçbirine ısınamadım. Hatta o küçücük Carl'ı oynayan çocuğu bile sevemedim. Ama çizgiromandaki karakterleri de pek sevemedim, demek ki oyuncu seçimi iyi mi kötü mü anlamadım. İzlediğim en itici oyuncular bu dizide bana kalırsa. </o:p></span><br />
<br />
Rick Atlanta'ya gelene kadar herşey neredeyse birebir aynı çizgiroman ve dizide. Dizide Rick'in tankın içine saklanma olayı çok daha güzel gerçekten. Araya senaristler birsürü ayrıntı ilave konu koymuş. O ayrıntılar sayesinde 6 bölüm çıkarmışlar ilk ciltten. Başı ve sonu aynı ama aralarda bir çok ilave var. Sonda Shane'in ölmesi hariç tabi, dizide Shane 1 sezon daha dayanıyor aslında. </div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Times;"><o:p><br /></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Times;"><o:p>Jeneriği de çok sevdim:</o:p></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/hsArma09dZo?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Times;"><o:p><br /></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Times;"><o:p><b>Karakterler:</b></o:p></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4suGIj7VdLkL-BKMMM0sdc3_jZmoA9NTfTxvItF9XmqOIEJmZZllhcb1cY87C9guU6j4VtomVOIGXIStCYp26thpB6-cTAyG5sq6OcdTbvRxKqGYd7pTiZ4O3pmyt2L9PAAAOtLotPJ4f/s1600/twd_karakterler1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4suGIj7VdLkL-BKMMM0sdc3_jZmoA9NTfTxvItF9XmqOIEJmZZllhcb1cY87C9guU6j4VtomVOIGXIStCYp26thpB6-cTAyG5sq6OcdTbvRxKqGYd7pTiZ4O3pmyt2L9PAAAOtLotPJ4f/s640/twd_karakterler1.jpg" width="324" /></a></div>
<br />
Dediğim gibi oyuncuları hiç sevemedim. Onlara alışmaya çalıştım, uğraştım ama olmadı.<br />
<br />
Kahramanımız Rick Grimes'ı Andrew Lincoln oynuyor. İyi midir? eh, işte. Hikaye onun karakterindeki gelişimle ilgili olduğundan oyunculuğu pek mühim aslında.<br />
<br />
En nefret ettiğim karakter, Lori'yi, en az Lori kadar sevemediğim Sarah Wayne Callies canlandırıyor. Eh be Lori, dünyanın sonu gelmiş, hem kocanı bırakıp kaçıyosun, üstüne de topu 2-3 haftada onu en yakın arkadaşı ile aldatıyosun, yüzüne bakılacak kadın değilsin de, Rick seni sevmiş bir kere. Dizide az biraz daha sempati katalım diye, Lori'ye Shane'in Rick'in öldüğünü söylemiş olmasını eklemişler, az biraz daha iyi bir eş gibi gözüksün diye. <br />
<br />
Çocuk oyuncuları pek severim ama bu Carl'ı ve onu canlandıran Chandler Riggs'i de sevemedim bir türlü. Hikayenin gidişatında Carl'daki değişiklikler mühim aslında. Çocuk yaşta dünyanın bu haliyle yüzleşmek pek fena.<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
Ve Shane... Eski dost, yeni düşman. Bastırılmış duyguları pörtlemiş, yeni dünyaya pek kötü adapte olmuş, ego patlaması yaşayan Shane, çizgiromandaki egomanyası çok sürmeyip bölüm 1'de son bulsa da dizide neredeyse 2 sezon varlığını fazlaca gösteriyor. Bence iyi de olmuş, Shane hemen öldürülmeyecek kadar önemli bir karakter. Çizgi romandaki gibi çabuk ve ani gitmemesi iyi olmuş.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPhZ9rrRSosgQMUGbKcR0-THmrXvfMig72RI1nGafpPqcu3huAQxkUkWvDQbx_COlraCMd0o4X5En7SyD8IDihkTCScqKrJRpjLXrEipnCBbNhYznoHtsBj4VWkLee4FopO9XTReQPrlMm/s1600/twd_karakterler2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPhZ9rrRSosgQMUGbKcR0-THmrXvfMig72RI1nGafpPqcu3huAQxkUkWvDQbx_COlraCMd0o4X5En7SyD8IDihkTCScqKrJRpjLXrEipnCBbNhYznoHtsBj4VWkLee4FopO9XTReQPrlMm/s640/twd_karakterler2.jpg" width="322" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Glenn, benim hem çizgiromanda hem de dizide sevebildiğim tek karakter sanırım. Çabukluk ve zekasıyla zombi dolu şehirlere girip çıkan Glenn, topluluğa en faydalı eleman içlerinde. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dale ise topluluğun yaşlı amcası. Çizgi romanın pek çapkın yaşlı amcası orada Andrea'yı götürürken, dizide daha oturaklı ve sakin, daha bilmiş gösterilmiş. Hala çizgi romanda varlığını sürdürse de dizide 2.sezonda bize veda edenlerden. Bence ölümü şaşalı, öyle karın deşen bir zombi görmedim ben. O ne güç, o ne kas kuvveti kardeşim, hani bu zombiler zar zor yürüyon yavaş yaratıklardı, ne vakit böyle oldular.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Andrea'daki değişim de hikayenin önemli değişimlerinden. Kardeşi Amy'i kaybettikten sonra hayata direnci sıfıra düşen ve pes etme noktasına gelen Andrea'ya birşeyler olur. Birden grubun en dişli, en dirençli elemanı oluverir. İlerlettiği nişancılığı ile de gruba çok faydası dokunur. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Amy malum, çizgiromanda ilk bölümün yarısına kadar bile dayanamazken, diziye de en fazla 5 bölüm dayanabilir. İlk zombi saldırısının masum kurbanı olarak belleklerimizde yer eder.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGSWs09RIIQQzNgFrPBvPQkc6ODWWBTU1-0oWuxmo4iby01DClTHHXAbAFJTdTEzDpSQ2CKV7e7GL4mgpRKQLyJ4I5yZiOlbE9saDE2Pmh2T0O0fsqTKK00bCgpiaIvKe5jXoeDsTP_qNK/s1600/twd_karakterler3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGSWs09RIIQQzNgFrPBvPQkc6ODWWBTU1-0oWuxmo4iby01DClTHHXAbAFJTdTEzDpSQ2CKV7e7GL4mgpRKQLyJ4I5yZiOlbE9saDE2Pmh2T0O0fsqTKK00bCgpiaIvKe5jXoeDsTP_qNK/s640/twd_karakterler3.jpg" width="320" /></a><br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Jim de serinin fazla dayamayanlarından. İlk ısırık da onun nasibidir. Ne yazıkki acılar içinde ayrılır aramızdan. </div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sophia'nın, çizgiromanda henüz pek bir önemi yokken, dizinin en önemli karakterlerinden biri olur. Hele ki 2. sezonumuzun tamamını onu merak ederek geçirdik. Belki bunu sonra konuşmakta fayda var ama kısaca belirtmek gerekirse, ikinci sezonda Sophia'nın arandığı sıkıcı bölümlerden sonraki ara final bölüm ilaç gibi gelmişti. Çok sevmiştim o bölümü. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sophia'nın annesi rolünde izlediğimiz Carol, dizide tek derdi kızıyken, çizgiromanda her gördüğünü öpmeye çalışan bildiğin sapık bir kadın. Grimes ailesine fena halde yapışıyor. Çok itici bir karakter, dizide onu sadece annelik vasfıyla öne çıkararak pek mantıklı hareket etmişler diyebilirim.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Geldik Donna ve Allen çiftine ve onların ikizlerine... Muhtemelen dizide kalabalık edeceklerini düşünüp dizi kadrosuna girememiş bu karakterler.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
</div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Times;"><o:p><br /></o:p></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Times;"><o:p><br /></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Times;"><o:p><br /></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Times;"><o:p><br /></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-weight: bold;">
<br /></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-25270700184071924772012-05-16T08:06:00.001-07:002012-05-16T08:07:33.442-07:00W. Eugene Smith - Köy Doktoru (Country Doctor)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Kuşkusuz W. Eugene Smith, fotoğraf tarihinin en iyi fotoğrafçılarından biri, 1948 yılında yaptığı 'Köy Doktoru' çalışması da fotoğraf tarihinin en iyi fotoröportajlardan biridir. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Dikkatli, özenli ve titiz çalışmalarıyla ünlüdür Eugene Smith. Her karesi, sanki üzerine çok düşünülmüş, planlanmış film kareleri gibidir. Gerçi ben, bazı kareleri aşırı mükemmel bulduğumdan çok da bayılmam Eugene Smith'e, sanırım pasaklı ve tembel Capa'yı, titiz ve çalışkan Smith'e tercih ederim:) Ama aynı zamanda Eugene Smith'in 'Köy Doktoru' serisine bayılırım. Baştan sona, fotoröportaj dersi gibi tüm kareler. Fotoröportajda son nokta. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
1948 yılında Life dergisi için yapılmış çalışmada, Eugene Smith, Dr. Ernest Ceriani ile 23 gün geçirmiş. Fotoröportajda şöyle bir gerçek var ki, çalıştığınız konuda ne kadar zaman harcarsanız, ortama ne kadar adapte olup, bir süre sonra kendinizi görünmez hale getirirseniz, ortaya çıkan sonuç da o kadar doğal ve hakiki oluyor. 23 gün çok uzun süre gerçekten hatta ben geçirdiği süreyi daha çok sanıyordum açıkçası. Düşünsenize şimdi hangi dergi, böylesi bir çalışma için fotoğrafçısına, git orada bir iki ay geçir, sonra ben yayınlarım fotoğrafları der ki. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
32 yaşındaki Dr. Ernest Guy Ceriani, Coloradao'ya bağlı Kremmling kasabası ve kasabanın 400 mil dışında kalan tüm bölgelerin doktorluğunu üstlenmiş. Aşağıdaki fotoğraf, Humprey Bogart filmlerini anımsatmıyor mu?</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_Wr2MhXgwiGB5gmDRPXPH0fBj66FY9_eR9T_ODsMFsJEcyaoZdeQXnMWNG5HZ0pAW8j5knOrBYpJuzdilmK2Dqtg5wdwMcf_kkXeSoLyRLO8ObARo4kAdo30fC7ejwTuDwkY45vBmPmzV/s1600/smith001.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="507" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_Wr2MhXgwiGB5gmDRPXPH0fBj66FY9_eR9T_ODsMFsJEcyaoZdeQXnMWNG5HZ0pAW8j5knOrBYpJuzdilmK2Dqtg5wdwMcf_kkXeSoLyRLO8ObARo4kAdo30fC7ejwTuDwkY45vBmPmzV/s640/smith001.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948. Dr. Ceriani, uzak köylerdeki hastalarını ziyarete gidiyor. </td></tr>
</tbody></table>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvNYEA3wSt75e-MNLKL-q4jX0bJBbVlWYiXO5ZLT40pz9eJ5Nmw8lrAmN_3Z1SznKnQ-zV3xxhwjeEWYCHVc6dj9XdxaMZV40HxyDPa0MbckN5avCQOw22OCgm-vTJazcUB7jenfaAl44I/s1600/smith002.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="504" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvNYEA3wSt75e-MNLKL-q4jX0bJBbVlWYiXO5ZLT40pz9eJ5Nmw8lrAmN_3Z1SznKnQ-zV3xxhwjeEWYCHVc6dj9XdxaMZV40HxyDPa0MbckN5avCQOw22OCgm-vTJazcUB7jenfaAl44I/s640/smith002.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948. Dr. Ceriani bir atın kafasıyla darbe almış, acil ameliyata ihtiyacı olan iki buçuk yaşındaki Lee Marie Wheatly ile birlikte. </td></tr>
</tbody></table>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilZSYlVi6ft4YF5M3a1I7uD-EWT0Mytblso-7U49i4tmi5qj3lOEWQYWvG8ViAZ_R3JLz4M5fbgudjd0qAtCNL0WN7p5fGEYVFe3lcunIXVy2Mbnfyw_uF8H4hREmsuGf6VN7W05v9UqcI/s1600/smith003.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="464" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilZSYlVi6ft4YF5M3a1I7uD-EWT0Mytblso-7U49i4tmi5qj3lOEWQYWvG8ViAZ_R3JLz4M5fbgudjd0qAtCNL0WN7p5fGEYVFe3lcunIXVy2Mbnfyw_uF8H4hREmsuGf6VN7W05v9UqcI/s640/smith003.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948. Dr. Ceriani, ayağı kangren olmuş 85 yaşındaki Thomas Mitchell'i taşıyor. </td></tr>
</tbody></table>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCBlImUz0AFmmKLfabau7g4RhttUoHKYXSebrESDZlnEVX0ORqSTS9mQz1HQh9646gd2B4GQ16FPe5JNcQsCmDTL4Qp3cqfMfujo4sbnAFkJjspKUZZM-Jgh_RTjFsKDLxK5XpB40odHGD/s1600/smith004.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCBlImUz0AFmmKLfabau7g4RhttUoHKYXSebrESDZlnEVX0ORqSTS9mQz1HQh9646gd2B4GQ16FPe5JNcQsCmDTL4Qp3cqfMfujo4sbnAFkJjspKUZZM-Jgh_RTjFsKDLxK5XpB40odHGD/s640/smith004.jpg" width="386" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948. Çiftlikte yaşayan turist rehberi, çocuğunu Dr. Ceriani'nin ofisine getirmiş. </td></tr>
</tbody></table>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg970OX5rQv7cy5kURk_Ibz-kqRVgjNEy4-EaHO8R1B4l54Bk0QMQNEfGDp0uzdIgsDK1-mH3ZOXk7LHWvrhWxoK9syCZlRt6CJux4xDMxWcA-wz4u2Z_-zEOUN8kJZ7R5e4vxadQTI_gyF/s1600/smith005.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="452" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg970OX5rQv7cy5kURk_Ibz-kqRVgjNEy4-EaHO8R1B4l54Bk0QMQNEfGDp0uzdIgsDK1-mH3ZOXk7LHWvrhWxoK9syCZlRt6CJux4xDMxWcA-wz4u2Z_-zEOUN8kJZ7R5e4vxadQTI_gyF/s640/smith005.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948.</td></tr>
</tbody></table>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKM_5lluKc01HIix3_2abcpr9MW6b7YBvozCix0dKZLYZyKTJoNJdvY2SV_vBlI97dlVDSs7zFQifCEugNzXKz9B-5sgvWmdaTKq4wrglbxDLVKjLOwQjNrFgOn79oclnvsfkil_fsfyY1/s1600/4917499278_f2d40212fa_o.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6LBBwxshdggbq8Du6mrDhyphenhyphenF9ByMsraA_PR5IZ9x6xF8lcGYYa33EohkHMtNYnquj8ZkIPRa04A8N-l5xR5sOmmidu_kny1poYK-pPx5NRhhZAoY0Yjiek1RldbTLXWYNRL_aXGfJu62wg/s1600/4917499310_acefd48ce4_o.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6LBBwxshdggbq8Du6mrDhyphenhyphenF9ByMsraA_PR5IZ9x6xF8lcGYYa33EohkHMtNYnquj8ZkIPRa04A8N-l5xR5sOmmidu_kny1poYK-pPx5NRhhZAoY0Yjiek1RldbTLXWYNRL_aXGfJu62wg/s200/4917499310_acefd48ce4_o.jpg" width="128" /></a><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKM_5lluKc01HIix3_2abcpr9MW6b7YBvozCix0dKZLYZyKTJoNJdvY2SV_vBlI97dlVDSs7zFQifCEugNzXKz9B-5sgvWmdaTKq4wrglbxDLVKjLOwQjNrFgOn79oclnvsfkil_fsfyY1/s200/4917499278_f2d40212fa_o.jpg" width="129" /></div>
Yandakiler de, tesadüfen netten bulduğum, 'Köy doktoru' serisinin, diğer doğum anı fotoğrafları.<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKyDLi4OU014drZdUj3ysOEuVa5N0ndWNbpsC3R6_rjEThaaGER-FuIJTnwo89_0lj9OAZlk79iqYrVUBlcHMw0Iot2BRpLkUhJcr49y_fI3-bYTX2saXYVV_CkRi3QZfZQD_t9ZR7D2bS/s1600/smith006.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="496" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKyDLi4OU014drZdUj3ysOEuVa5N0ndWNbpsC3R6_rjEThaaGER-FuIJTnwo89_0lj9OAZlk79iqYrVUBlcHMw0Iot2BRpLkUhJcr49y_fI3-bYTX2saXYVV_CkRi3QZfZQD_t9ZR7D2bS/s640/smith006.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948. Dr. Ceriani, hastalarını at üzerinde ziyarete gidiyor. </td></tr>
</tbody></table>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWA-cIlLmCOZVQloylXJYrjnCAmOkhRmCdCyUzHGKdxoE6dMEkxz2ZQac0c9P3Nza3NAh_GEwT37fFYfK2JB9oIB2tpCg1X6l-T-_np_YUDgA-HC6qD4wFvbwXldNeJ56izDLaIU5KHLVa/s1600/smith007.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWA-cIlLmCOZVQloylXJYrjnCAmOkhRmCdCyUzHGKdxoE6dMEkxz2ZQac0c9P3Nza3NAh_GEwT37fFYfK2JB9oIB2tpCg1X6l-T-_np_YUDgA-HC6qD4wFvbwXldNeJ56izDLaIU5KHLVa/s640/smith007.jpg" width="492" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948.<span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHtIs_-IgnVKKFc1R-WHa5iXrDmOVrqkKFwCAGnCE1K4KjSPBfQsQEjVC3224YMNY7LxBA0YO3XpXplSijX8Lv4SZL2kJMr03hkywuc4xpLDzNCzpoAZsNpFU_-WABRqeGrjcHFxU2nMx1/s1600/smith008.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="462" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHtIs_-IgnVKKFc1R-WHa5iXrDmOVrqkKFwCAGnCE1K4KjSPBfQsQEjVC3224YMNY7LxBA0YO3XpXplSijX8Lv4SZL2kJMr03hkywuc4xpLDzNCzpoAZsNpFU_-WABRqeGrjcHFxU2nMx1/s640/smith008.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948. Dr. Ceriani, ameliyat masası üzerinde dinleniyor. </td></tr>
</tbody></table>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmc2bNoIlw_eEOiGwDuPRDv0_CaDAvX8rScxm7fI8YoLaJYyiPQ5UqiWQi6-SQHoGrJ3LurWiPBD57hJZ61pwb0Kn1l7OSwq4hzFds7W0PqVEV0UiFi1YYnRp_dTedSJIBxCE47PhAibB5/s1600/smith009.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="494" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmc2bNoIlw_eEOiGwDuPRDv0_CaDAvX8rScxm7fI8YoLaJYyiPQ5UqiWQi6-SQHoGrJ3LurWiPBD57hJZ61pwb0Kn1l7OSwq4hzFds7W0PqVEV0UiFi1YYnRp_dTedSJIBxCE47PhAibB5/s640/smith009.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948.</td></tr>
</tbody></table>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcSJhpRMVa16toGjTjYuDzvOUUNpBJhgHxe3ufgzJBbi6KDYVBvoitxxQnYeaiZ23Wi0TZWhr1RRaO-Uvb5STUm3do7Y5RIBTQprZwlr4fQIMqLY0kn7KU7y-LkXHvlr5y_R89J4_OuERk/s1600/4917499406_70bd89a43c_o.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a><br />
<div style="text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcSJhpRMVa16toGjTjYuDzvOUUNpBJhgHxe3ufgzJBbi6KDYVBvoitxxQnYeaiZ23Wi0TZWhr1RRaO-Uvb5STUm3do7Y5RIBTQprZwlr4fQIMqLY0kn7KU7y-LkXHvlr5y_R89J4_OuERk/s1600/4917499406_70bd89a43c_o.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="236" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcSJhpRMVa16toGjTjYuDzvOUUNpBJhgHxe3ufgzJBbi6KDYVBvoitxxQnYeaiZ23Wi0TZWhr1RRaO-Uvb5STUm3do7Y5RIBTQprZwlr4fQIMqLY0kn7KU7y-LkXHvlr5y_R89J4_OuERk/s320/4917499406_70bd89a43c_o.jpg" width="320" /></a><span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;"></span></div>
Yukarıdaki fotoğraftan az önce ya da az sonra çekilmiş bir diğer fotoğraf. <br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiABJWVZVgrtxzN86gzdxM7tU1dMgP0mQ9biljqrFV2ewaOkq0dbHJN1H8bmvbXRebdTCSq4kLRxW24lkjCCkuSep5bIq89EEuhOrL4FvF_vyi17naKIllCUC7AoDmnR4l3GLCvgmBK5PcQ/s1600/smith010.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiABJWVZVgrtxzN86gzdxM7tU1dMgP0mQ9biljqrFV2ewaOkq0dbHJN1H8bmvbXRebdTCSq4kLRxW24lkjCCkuSep5bIq89EEuhOrL4FvF_vyi17naKIllCUC7AoDmnR4l3GLCvgmBK5PcQ/s640/smith010.jpg" width="426" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948. dr. Ceriani, gece kalp krizi geçiren 82 yaşındaki Joe Jesmer'in yanına gitmek üzere bir telefon görüşmesi yapıyor. </td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgR_9lyVXZnGiBwemUzFmoQ1RfhbCyMtN2LRTc9PlFdMTaIl4SNUrmwmKW2XJZBMxpxSxhyt-s3Tb7qcA6owa-iwpFix_osQSOIx_B9fSOcIvunn9mPDhJztjG_Z4PgRkrNra3tJqoqW5Cf/s1600/smith011.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="513" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgR_9lyVXZnGiBwemUzFmoQ1RfhbCyMtN2LRTc9PlFdMTaIl4SNUrmwmKW2XJZBMxpxSxhyt-s3Tb7qcA6owa-iwpFix_osQSOIx_B9fSOcIvunn9mPDhJztjG_Z4PgRkrNra3tJqoqW5Cf/s640/smith011.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948. Dr. Ceriani, kalp krizi geçirmiş Joe Jesmer'i muayene ediyor. </td></tr>
</tbody></table>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh00kLlpyH_pX4QMB2plc95Y6KjZGrgAlw6h38N503EbABXbDnrEVvyYYvsbEzQGPWBa2l9GkbaQGnD182v2QbDLikShDciTzsNq3jq8WvAsEO59MradWpWT23pt2km9N1rQvBfVbRMC7e-/s1600/4917499170_c2f5c8e76c_o.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="220" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh00kLlpyH_pX4QMB2plc95Y6KjZGrgAlw6h38N503EbABXbDnrEVvyYYvsbEzQGPWBa2l9GkbaQGnD182v2QbDLikShDciTzsNq3jq8WvAsEO59MradWpWT23pt2km9N1rQvBfVbRMC7e-/s320/4917499170_c2f5c8e76c_o.jpg" width="320" /></a><br />
<div style="text-align: justify;">
Aşağıda, serinin en sevdiğim fotoğraflarından biri yer alıyor. Dr.Ceriani, elinde bir fincan kahvesiyle, kafasındaki düşüncelere dalmış. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eugene Smith, muhtemelen fotoğrafı ilk önce, yandaki açıdan çekmiş, istediği etkiyi alamayınca arkadaki hemşirenin yanından aşağıdaki kadrajı kullanmış. Baktığınız açının fotoğrafın etkisini nasıl da değiştirdiğine dair güzel bir örnek.</div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiC25VN1vHkdoXOMuUz8cZvtHTLSto15bWWg6n2MIESGVd7Vic37SAXb5OFtyYwurGngysyl_CS6m4QizAIW_PPmlLvmDTj6RfVP-HCaZ5z6_EA_IQujqGNxpQNOpY2bIGXVMAeXBADVa7g/s1600/smith012.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiC25VN1vHkdoXOMuUz8cZvtHTLSto15bWWg6n2MIESGVd7Vic37SAXb5OFtyYwurGngysyl_CS6m4QizAIW_PPmlLvmDTj6RfVP-HCaZ5z6_EA_IQujqGNxpQNOpY2bIGXVMAeXBADVa7g/s640/smith012.jpg" width="428" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948. Dr. Ceriani, akşam gerçekleştirdiği ameliyattan sonra mutfağında dinleniyor. </td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEVSBmcxC1jVPJcKm7hkNteybA2r4-coW22LWw0SFppyn-0gjCIVo4ettjlQ3xNysGQH4XWjlrPB6M0Bvk8zhWQUqzi-SCibHOhzN4X-ZTt34CprJzwsgH4LyOr2ivQTafwkJb_JHn8WW1/s1600/4916899591_51d14e931b_o.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="446" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEVSBmcxC1jVPJcKm7hkNteybA2r4-coW22LWw0SFppyn-0gjCIVo4ettjlQ3xNysGQH4XWjlrPB6M0Bvk8zhWQUqzi-SCibHOhzN4X-ZTt34CprJzwsgH4LyOr2ivQTafwkJb_JHn8WW1/s640/4916899591_51d14e931b_o.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948.</td></tr>
</tbody></table>
<div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxzHK4bkldUwzSP9fiK15c1eq-ZaGU6wsRmD20uZrXebpG7nFH9F6vQtfgPKGFx4X0md3YCyJOW1b82duaHIiuHRbEoxlCCaENfSVyAJR9efdVoCsdXM4ySGV9FUjWRuxW2fARhBeP08PI/s1600/smith013.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxzHK4bkldUwzSP9fiK15c1eq-ZaGU6wsRmD20uZrXebpG7nFH9F6vQtfgPKGFx4X0md3YCyJOW1b82duaHIiuHRbEoxlCCaENfSVyAJR9efdVoCsdXM4ySGV9FUjWRuxW2fARhBeP08PI/s640/smith013.jpg" width="486" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948.</td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3OEfWHf06SBzlfk_HF_6D6ZvrL__c9HYh71OharspREkostQNP-IZC_OBoOLYg44Fytj8PKVEpChAYXOHvE3QwE_iQLB15r73_bCs5PxAUQgHYtG4e2mu82JVUGcwhNpDzqPy2fKEIGlH/s1600/smith014.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3OEfWHf06SBzlfk_HF_6D6ZvrL__c9HYh71OharspREkostQNP-IZC_OBoOLYg44Fytj8PKVEpChAYXOHvE3QwE_iQLB15r73_bCs5PxAUQgHYtG4e2mu82JVUGcwhNpDzqPy2fKEIGlH/s640/smith014.jpg" width="496" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948.</td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjnkg-DbiGQlHKGAXyhqzrTWGMPpYyHbFsflmJum-YcCW2LRuZNvpIeVEyOKbMlI2ZlNPclGSvcBv4c2QgCMFg71_5Y72nm3ccpjzJ519usM50Mm_oBnUS0vOGcLfYOPQY8RQ7PKV20jUK/s1600/smith015.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="434" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjnkg-DbiGQlHKGAXyhqzrTWGMPpYyHbFsflmJum-YcCW2LRuZNvpIeVEyOKbMlI2ZlNPclGSvcBv4c2QgCMFg71_5Y72nm3ccpjzJ519usM50Mm_oBnUS0vOGcLfYOPQY8RQ7PKV20jUK/s640/smith015.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948.</td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaYUqUwQ35hjM3RoY42qkJ4SM-UA-YS5tQUMWYSkEHqt22OZOTfbcuUsSQOdeBuh6IpAZ3kLKsN4pXC4YwbC9Nxn7lTP9BXi5EjLLupOAuD2ewpjent6yJwxrhog1rGjekPS3Fy3FOfXZ4/s1600/smith016.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="442" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaYUqUwQ35hjM3RoY42qkJ4SM-UA-YS5tQUMWYSkEHqt22OZOTfbcuUsSQOdeBuh6IpAZ3kLKsN4pXC4YwbC9Nxn7lTP9BXi5EjLLupOAuD2ewpjent6yJwxrhog1rGjekPS3Fy3FOfXZ4/s640/smith016.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948.</td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiEdfRkleF3-rWLdfhQakmrAr1gPaIDtkDLxzJ2nZKskahWtI2mSkvwkH3ZVNzLQAzK-iOdjKHeivb2Cn8J6cmKXBYIkLao3YpVmSfHnbETF2uRV1j6TzrNmDRY48uzyibDSWNoyiJwyQOe/s1600/smith017.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="434" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiEdfRkleF3-rWLdfhQakmrAr1gPaIDtkDLxzJ2nZKskahWtI2mSkvwkH3ZVNzLQAzK-iOdjKHeivb2Cn8J6cmKXBYIkLao3YpVmSfHnbETF2uRV1j6TzrNmDRY48uzyibDSWNoyiJwyQOe/s640/smith017.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">1948.</td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<br /></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigyLlAzfC5ZpNyzMNjEIk4wFgCoDBKSFjSwBTIzMaygVPRfCyZiXmV4G1DNvaP4SRAtC-vMciUNGkuJUP1OB8lnXzh9IpmptzvW83rxZ2YGJ0vIvZSUyOsSjndMokM2lVeOGp6Q2P-6-kg/s1600/smith018.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="436" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigyLlAzfC5ZpNyzMNjEIk4wFgCoDBKSFjSwBTIzMaygVPRfCyZiXmV4G1DNvaP4SRAtC-vMciUNGkuJUP1OB8lnXzh9IpmptzvW83rxZ2YGJ0vIvZSUyOsSjndMokM2lVeOGp6Q2P-6-kg/s640/smith018.jpg" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="font-size: medium; margin-bottom: 0.5em; margin-left: auto; margin-right: auto; padding-bottom: 6px; padding-left: 6px; padding-right: 6px; padding-top: 6px; text-align: center;"><tbody>
<tr><td class="tr-caption" style="font-size: 13px; padding-top: 4px; text-align: center;">1948. Dr. Ceriani, gözü şişmiş 4 yaşındaki Rex Blackwell'i muayene ediyor. </td></tr>
</tbody></table>
</td></tr>
</tbody></table>
</div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-19126474615890569962012-04-09T05:41:00.003-07:002012-04-09T05:44:58.295-07:00Film Festivalinden Notlar 2<div style="text-align: justify;">
Salı günü amacım saat 13.30 da Michael filmine gitmekti. Bir pedofili ve onun esir aldığı bir çocukla olan hayatını anlatan filmi çok istedim seyretmek, çok merak ettim. Ama seyredebilir miyim bilemedim, çok korkarak girdim filme. Ama o günü sinemaya ayırmışken öncesinde 11.00 seansında Pink Floyd'un The Wall'ını seyretsem ne güzel olur dedim. bu iki filmle geçirdim günümü. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div>
<b>Pink Floyd The Wall (Duvar) - 1982</b></div>
<div>
<b>Yön: Alan Parker</b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIHWDUk-8kIHTAZydK5ZBrKebYeYnmvsIEcpktZavNza6tgu0eGcVJ0Ui6G0b6Q_8oPMqoWFp9j4HYcP8K89phdQ6hS_TBLQpy84qhsneqo0ev9B4uNXnFf7ofmBrCPgvfgxA-rOfsZQus/s1600/Pink_Floyd_The_Wall.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIHWDUk-8kIHTAZydK5ZBrKebYeYnmvsIEcpktZavNza6tgu0eGcVJ0Ui6G0b6Q_8oPMqoWFp9j4HYcP8K89phdQ6hS_TBLQpy84qhsneqo0ev9B4uNXnFf7ofmBrCPgvfgxA-rOfsZQus/s320/Pink_Floyd_The_Wall.jpg" width="122" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Festivalin bu seneki özel bölümü Sinema ve Müzik'de yer alan bir müzikal Duvar. Pink Floyd'un has adamı Roger Waters imzalı senaryosuyla Duvar, umutsuz, kendisinden nefret eden bir rock yıldızının kendi hayatını algılayışı ve dibe vuruşunu anlatan dışavurumcu, simgesel, stilize ve karanlık bir müzikal. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ortaokul ve lise yıllarımda defalarca dinlemekten kasedi bozulmuştu Pink Floyd'un The Wall kasedinin. Ama yıllardır dinlememiştim. Aklıma da gelmemişti nedense. Nasıl özlemişim meğersem. Film esnasında o güzel müziklerin hatırlattığı gençlik hatıraları eşliğinde filme konsantre olmaya çalıştım. Filmdeki Gerald Scarfe imzalı animasyonlara da ayrıca çok bayıldım. </div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Michael 2011</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Yön: Markus Schleinzer</b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyJCMAd84a-CB5Eg-3wEIK-4vs3qInkn7TAOaP_wqT7AOrfx3pKl1HGYU0zHicDevHnZUPid7xlkuXEqAtd_QsvKa07v_Sh4wNBU7oNzTGAd1rKK6ujcr_KJBxwI1r1h37-dsuCKBzojf7/s1600/michael_affiche.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="170" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyJCMAd84a-CB5Eg-3wEIK-4vs3qInkn7TAOaP_wqT7AOrfx3pKl1HGYU0zHicDevHnZUPid7xlkuXEqAtd_QsvKa07v_Sh4wNBU7oNzTGAd1rKK6ujcr_KJBxwI1r1h37-dsuCKBzojf7/s320/michael_affiche.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span class="Apple-style-span" style="font-weight: normal; line-height: 16px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Michael, festivalin 'Mayınlı Bölge' bölümünde yer alıyor. Benim en sevdiğim bölüm, mümkün olduğunca filmleri oradan seçiyorum. Mayınlı Bölge filmleri her yerde karşılaşamayacağımız, konusunun ve izlemenin zor olduğu filmler oluyor. Bu filmi seçerken çok zorlandım. Bir pedofili ve esir aldığı çocuğun yaşamlarını gösteren filmi izleyebilir miyim bilemedim ve kendimi denemeye karar verdim. Açıkçası içimi garip duygular kaplasa da, beklediğim kadar kötü olmadım. Bunda yönetmenin bakış açısının payı büyük. Zaten filmi seçmemin ikinci en önemli etkeni de yönetmeniydi. </span></span></b><b><span class="Apple-style-span" style="font-weight: normal; line-height: 16px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Michael, sık sık Michael Haneke ile birlikte çalışmış ünlü görüntü yönetmeni Markus Schleinzer’in ilk uzun metrajlı filmiymiş. Haneke filmlerine çok benziyor tarz olarak. Belki bu filmi sonrasında uzun uzadıya incelemek gerekebilir. Şimdi konusunu kısaca aşağıya yazıyorum:</span></span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span class="Apple-style-span" style="font-weight: normal; line-height: 16px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span class="Apple-style-span" style="font-weight: normal; line-height: 16px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Cannes’da Altın Palmiye için yarışan Michael, 10 yaşındaki Wolfgang ile 35 yaşındaki pedofil Michael’in birlikte geçirdiği son beş ayı anlatıyor. Wolfgang’ı kaçırmış olan donuk ofis çalışanı Michael evinde alıkoyduğu çocuğa cinsel tacizde de bulunmaktadır. Kesin yargılarda bulunmadan durumu tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bu öykü, en feci suçlardan birini konu alırken kendi dünyasını ve bakış açısını nakleden bir suçluyu merkez alıyor. </span></span></b></div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-42117623928378313852012-04-03T12:53:00.001-07:002012-04-03T12:58:36.215-07:00Film Festivalinden Notlar 1<div style="text-align: justify;">
Uzun senelerdir Film Festivalinin hakkını verememiştim. İşti, çocuktu vs derken bazen film festivali gelip geçiyor, haberim bile olmuyordu. Bu sene mesaili çalışmamanın verdiği avantajı kullanıp festivalle aramı düzeltmeye karar verdim. Ne yazıkki işlerimin çok acayip yoğun olduğu bir zamana denk geldi, bugün yine de kıyamadım biletlerime, gittim ama şimdi sabahlamam gerek.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yarınki fimlerimde de uyucam sanırım.</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
Bu sene seçimlerimi çok da bilinçli yapamadım maalesef. En büyük kriterim filmin konusu veya senaryosundan çok sabah seanslarında oynaması ve mümkünse Anadolu yakasında olması idi :) Hal böyle olunca çok da seçeneğim yoktu anlayacağınız.</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
Çok acayip işim olduğu için bugün gittiğim filmler hakkında kısaca yazmak istedim. Eleştiri yapmaktan ziyade bu yazı sadece tarihe bir not atmak amacıyla yazılacak, biraz kişisel bir yazı olabilir. Bir defterin kenarına alınan not gibi. Belki sonrasında vaktim olunca yazılara ekleme yaparım.</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
Neyse lafı fazla uzatmadan filmlerim hakkında kısaca notlarımı yazayım. </div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Las Acacias (Akasyalar) 2011 </b></div>
<div>
<b>Yön: Pablo Giorgelli</b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7mfskbYxkreesbcXzlN1NyYQvIzvMq2GI2H4XNOCJcPXgB21VixWAHRCiB7fEuV7q7egSLfnmXhCbyPeQYUmVxTfgnHSjuTfIe5iJqMoOH-apoUPmuVxURq4Aojjf5mgrf_KKQzQQKAZ0/s1600/Acacias.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7mfskbYxkreesbcXzlN1NyYQvIzvMq2GI2H4XNOCJcPXgB21VixWAHRCiB7fEuV7q7egSLfnmXhCbyPeQYUmVxTfgnHSjuTfIe5iJqMoOH-apoUPmuVxURq4Aojjf5mgrf_KKQzQQKAZ0/s320/Acacias.jpg" width="320" /></a></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
Festival'in Genç Ustalar bölümünde yer alan <b>Akasyalar</b>'ın, Başta 2011 Cannes'da En İyi İlk Film Ödülünü olmak üzere birçok ödül almış olması dikkatimi çekmişti. İyi ki çekmiş. </div>
<div style="text-align: justify;">
Film uzun süren sıkıcı sahnelerle başlasa da, ilk yarım saat biraz baysa da, bu uzun sahneler sonrasında iyice karakterin içine girmişiz, bunu anladım filmin ikinci yarısında. Çünkü ana karakterimiz kamyon şoförü Rumen'deki hikaye boyunca süre gelen karakter değişikliklerini (gülümsemelerden hareketlere kadar) hemen </div>
<div style="text-align: justify;">
anlayabiliyoruz. Beni en çok etkileyen şey bu oldu bu filmde.</div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtsNIe0zuGxmjq-2EaJa5nYJhUwD2VYn1yhhaAf5IzRCzhr9ZksqUv-r0rL-ul2aWsZ114Mio0BdpuXDXkHUK9NGbwQxdKMMb7x4h3FXPTC980y4DGj2uQHxEdMDu1xiRiXtta9AjbDkMf/s1600/Las-Acacias-(1bis).jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="170" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtsNIe0zuGxmjq-2EaJa5nYJhUwD2VYn1yhhaAf5IzRCzhr9ZksqUv-r0rL-ul2aWsZ114Mio0BdpuXDXkHUK9NGbwQxdKMMb7x4h3FXPTC980y4DGj2uQHxEdMDu1xiRiXtta9AjbDkMf/s320/Las-Acacias-(1bis).jpg" width="320" /></a><br />
<div style="text-align: justify;">
Beni en çok etkileyen diğer şey de, şimdiye dek gördüğüm en küçük oyuncunun muhteşem oyunculuğu:) Henüz 5 aylık bir bebek de olsa Anahi'yi oynayan Nayra Calle Mamahi sanki küçük bir bedene girmiş tecrübeli bir oyuncuydu, yönetmenin istediklerini her sahnede yerine getirmiş gibiydi. Ne tatlı şeydi, aklımdan çıkmadı tüm gün. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Konu kısaca şöyle: Kamyon şöforü Ruben, Paraguay ile Buenes Aires arasında kereste taşımaktadır. Birgün bir kadını Buones Aires'e bırakmasını ister patronu. Kadın gelir ama bir de kucağında 5 aylık bebeği vardır. Önlerinde 1500 km yol vardır, başta yolculuk sessiz başlasa da zaman geçtikçe bu durum değişir. Tam bir yolculuk filmi Akasyalar. Güzel, sıcak bir yolculuk filmi. bu filmi seçtiğim ve izlediğim için çok mutlu oldum. </div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<b>La Fee (Aşk Perisi) 2011 </b></div>
</div>
<div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<b>Yön: Dominique Abel, Fiona Gordon, Bruno Romy</b></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY6tFdaOtMclJN_tRXJm9a9TjUCD6PhqGZiMEM5QqXdxAtGgfFx52aHdGMFlc7uMNu1-DXjUKy2_t4ovffs-QTyuhTuVW7yw6lTGnqDgFwziF52lmEPY4nFulsnzpIQR6p5YD-OzszR365/s1600/THE_FAIRY_2.jpg_cmyk.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="170" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY6tFdaOtMclJN_tRXJm9a9TjUCD6PhqGZiMEM5QqXdxAtGgfFx52aHdGMFlc7uMNu1-DXjUKy2_t4ovffs-QTyuhTuVW7yw6lTGnqDgFwziF52lmEPY4nFulsnzpIQR6p5YD-OzszR365/s320/THE_FAIRY_2.jpg_cmyk.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Benim için günün hayal kırıklığı olan bu film festivalin Antidepresan bölümünde yer alsa da bana tam ters etki yaptı. Filmin sonlarına doğru neredeyse depresyona girecektim. Absürd komediler olur ya, abartılı durum esprileri olur, işte ben o filmlerden nefret ederim. Aşk Perisi de o filmlerin kralı olabilir. Ama şunu itiraf edeyim, her ne kadar filmi hiç sevmesem de bazı esprilere de sesli güldüm resmen. Özellikle açılışı çok iyiydi filmin, baya umutlanmıştım ama sonra gittikçe cıvıdı sanki. </div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Konu kısaca şöyle: </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Bir otelin gece resepsioncusu olan Rom 'un sakin gecesi önce bir İngiliz turistin (filmin en izlenilesi adamıydı kendileri) ardından peri olduğunu iddia edip 3 dilek hakkı sunan çıplak ayaklı bir kadının gelmesiyle hareketlenir. Bir dizi gülünç olay boyunca Rom ve Peri aşkları uğruna bir araya gelmeye çalışır. </div>
</div>
</div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-49288570917302990572012-03-21T15:20:00.001-07:002012-12-12T12:31:36.767-08:00Take Shelter (2011)<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhLOgoPpoA7dI5m86XNVBIFMNuNdtDqMBgfOx1BoD9VNwG2V2ID7KZrhK_SklG_oeKkjp_XMt6IJvR4wnGZDDxgyU1RZzcsYN_oEylef8zhY_R0tWIF30b_2QYj5KVOArGNwfkPXcgl5c8/s1600/take-shelter-poster.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhLOgoPpoA7dI5m86XNVBIFMNuNdtDqMBgfOx1BoD9VNwG2V2ID7KZrhK_SklG_oeKkjp_XMt6IJvR4wnGZDDxgyU1RZzcsYN_oEylef8zhY_R0tWIF30b_2QYj5KVOArGNwfkPXcgl5c8/s400/take-shelter-poster.jpg" width="267" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
En sonunda! En sonunda bu bloğa bir film yazısı yazdırabilecek kadar, içimde sönen sinema ateşini tekrardan alevlendirecek kadar güzel bir film izleyebildim, sonunda.<br />
<br />
İlk önce Radikal gazetesinde Uğur Vardan'ın güzel bir eleştirisini, ardından twitterda takip ettiğim sinemaseverlerin güzel yazılarını okuyunca dayanamadım, hemen ertesi gün şartları zorlayarak gittim sinemada 'Take Shelter'a.<br />
<br />
Uzun zamandır sinemaya gidemediğimden hücrelerimdeki sinema dozu iyice azalmış, minimumlara inmişti. Bu yüzden olsa gerek filmi izlerken resmen hücreler canlandı, kan akışı eskisine geri döndü. İnşallah Film Festivali ile de tamamen eski formuna geri dönücek :)<br />
<br />
Gelelim filmimizin konusuna:<br />
Filmimiz Ohio'da bir kasabada geçmektedir. Curtis Laforche kasabanın bir kum ocağında ekip şefliği (ekip iki kişilik de olsa, elemanı en yakın arkadaşı da olsa) yaparken, yaptığı elişlerini pazarda satan karısı Samantha ve işitme engelli kızı Hannah'yla sade, mutlu hatta özenilesi bir hayat yaşamaktadır. En büyük dertleri kızlarının işitme engeli olsa da onun da üstesinden gayet başarıyla gelmektedirler.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4AtPYhSuiPMktMgs6gqDJchTO0UxjSlLkyRfaVcM-NmAf19KEvUkE2PTBkaBEqk4FBfdA9V8PtD7SWRF0hzOARJR5GuQtX9M7elKA7N63zkIN3mRCBknmclNOaihnTy3SizRO-cBDTiDD/s1600/take_shelter_03.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="179" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4AtPYhSuiPMktMgs6gqDJchTO0UxjSlLkyRfaVcM-NmAf19KEvUkE2PTBkaBEqk4FBfdA9V8PtD7SWRF0hzOARJR5GuQtX9M7elKA7N63zkIN3mRCBknmclNOaihnTy3SizRO-cBDTiDD/s320/take_shelter_03.jpg" width="320" /></a></div>
Laforche ailesi tam anlamıyla örnek Amerikan orta sınıf mutlu ailesidir. Mutlu gidişat Curtis'in rahatlıkla kabus ya da karabasan diyebileceğimiz garip rüyalar görmesiyle sekteye uğrar. Rüyalarda gökyüzünde şiddetli fırtınalar, kasırgalar oluşur, gökten çamura benzer yağmurlar yağar. rüyaların dozu gittikçe artar, kimisinde ailesine zarar veren, garip davranan insanlar vardır, kimisinde gökten üstüne doğru gelen kuşlar vardır. Ama her rüyayı gerçek gibi hisseden Curtis, yaşadıklarını kimseye anlatamaz. Bir yandan onunla aynı yaşlarda şizofreniye yakalanmış annesine benzemekten korkarken bir yandan ailesine kol kanat germek için bu tehditlere karşı bir şey yapmak ihtiyacı duyar. Arka bahçelerine kapsamlı bir sığınak yapmaya karar verir. Sığınak yapımı gittikçe sapkınlaştıkça, çevresi Curtis'e tuhaf gözle bakmaya başlar. Curtis delirmekten korkup kendinden şüphe de etse hatta tedavisi için çözümler de arasa, sığınak yapmaktan kendini alakoyamaz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGjT-dd1f_1V60Fo-PVpl2ZqR2p3pUeL7JauelDOQxmvySyXfUH-gqS9nfsnl8pUtfwy-6P6zuPQGk7G8uzVkdA4Vy7HnDMuieLuYnwWIGGoneMuML7NMjXSNXVyW_Jy8Z5798tcczjbjX/s1600/take-shelter_02.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGjT-dd1f_1V60Fo-PVpl2ZqR2p3pUeL7JauelDOQxmvySyXfUH-gqS9nfsnl8pUtfwy-6P6zuPQGk7G8uzVkdA4Vy7HnDMuieLuYnwWIGGoneMuML7NMjXSNXVyW_Jy8Z5798tcczjbjX/s320/take-shelter_02.jpg" width="320" /></a></div>
Biz izleyiciler de Curtis'e ve rüyalarına mı inanalım yoksa çevresi gibi ona deli gözüyle mi bakalım derken film içine hapsoluyoruz resmen.<br />
Bi kere rüyalar çok sağlam, çok ama çok sağlam kurgulanmış. Ben de her seferinde uyanmak istedim bir an önce Curtis gibi. Gökten gelen kuşlar muazzam. Adeta Hitchcock'a gönderilen bir selam gibi. Ben de çok görürüm böyle saçma rüyalar ve bilirim bunlardan uyanmak çok zordur, bağırmak istersin olmaz, uyanmak istersin olmaz, kalakalırsın rüyanın içinde. İşte bu duyguyu Curtis'i oynayan yeni idolüm Michael Shannon çok ama çok güzel hissettiriyor. Filmin sonlarına doğru kulüp yemeğinde kontrolünü kaybettiği bölümde Shannon oyunculukta coşuyor, gönüller o anda 'And the oscar goes to Shannon' diyor ve gönüllerin oscarı hakettiği yeri buluyor :)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHNCFTKKKSBNWlzXx7uDH6lqav6GMcqMUwD2gwPh4MgYjjYpsxEUwa2s_RQkSVQR4xvb5KmepUrtbN7UP0j4bpP7Lg2mcAWgBVqA4KtMmwh37B0lp6EzjAy8h8iRfmNne-lUniSXC-PLUV/s1600/take-shelter-01.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="199" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHNCFTKKKSBNWlzXx7uDH6lqav6GMcqMUwD2gwPh4MgYjjYpsxEUwa2s_RQkSVQR4xvb5KmepUrtbN7UP0j4bpP7Lg2mcAWgBVqA4KtMmwh37B0lp6EzjAy8h8iRfmNne-lUniSXC-PLUV/s320/take-shelter-01.jpg" width="320" /></a></div>
Endişelense de kızsa da desteğini ve sevgisini kocasından esirgemeyen sadık ve sevgi dolu eş, mükemmel anne rolünde Jessica Chastain var. Bu kadın nerden çıktı yahu, hangi filmi izlesem bu kadını görmeye başladım. Yok mutluyum kendisini görmekten, gayet hoş, tatlı bir bayan, çok da güzel oynuyor, bu tarz roller çok da yakışıyor ama daha önce nerdeydi, nereden çıktı ve nasıl bu kadar güzel filmde bir anda oynamayı becerebildi acaba? işte bunu feci halde merak ediyorum. Sıradaki imdb araştırması budur.<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhG8CDhnA2D6INmCq5ssVaH6U-tg7Kz3Ff2GxTJ7EMECmAFQPISxntUNoHZQ4PC-9sl8tIYk5rKOuCWS-TogzHMJrageGN1s2JAjuCq_Ym1TzBjwD2ykRE1PsjdpECgV9phPwbgDPKatxGU/s1600/Jeff_Nichols.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="133" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhG8CDhnA2D6INmCq5ssVaH6U-tg7Kz3Ff2GxTJ7EMECmAFQPISxntUNoHZQ4PC-9sl8tIYk5rKOuCWS-TogzHMJrageGN1s2JAjuCq_Ym1TzBjwD2ykRE1PsjdpECgV9phPwbgDPKatxGU/s200/Jeff_Nichols.jpg" width="200" /></a></div>
Gelelim yönetmenimize. Filmimiz Jeff Nichols isimli genç yönetmenin ikinci uzun metraj denemesi. Yine başrolde Michael Shannon'ı oynattığı birinci filmi 'Shotgun Stories' çok duyulmamış ama o da baya iyimiş. 2013'te çıkacak üçüncü filmi 'Mud' ta yine Michael Shannon'a rol veriyor gördüğümüz kadarıyla. Filmlerinin senaryolarını da yazdığı için çok ümitliyim ben bu adamdan, ve artık gözüm üstünde, söyliyim.<br />
<br />
<br />
<br />
'Take Shelter' bu senenin sürprizi. Tekrar tekrar izlenip, tekrar tekrar farklı yorum yapılabilecek, hem psikolojik hem distopik bir dram. Bu senenin en izlenilesi filmi şimdilik.<br />
<br />
Filmin sonuna da şaşırdığımı söylemeden edemem. Tamam başlarda o sonu düşünmüştüm ama filmi izledikçe başka sonlara alıştırmıştım kendimi ben. Gerçi başka türlü bitse de farketmezdi, öyle de çok severdim, bölye de çok sevdim. Her türlü sevdim işte, tavsiye ederim herkeslere...</div>
Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-44059454289690745132012-03-01T14:23:00.002-08:002014-03-14T02:16:58.665-07:00Tarihten Bir Fotoğraf 3: Migrant Mother (Göçmen Ana) 1936<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgulDWkvKUA8cb6_5sNcGKx1dEdJqxS_hs3Fd-nYR3tjQfTvRmdOHJUCeK5hI4AJ7OmSUdo8B0FahsmDN14nyPrrSKHVVNqHx5mqTdXiHiRzkK1b1YISTapKrITJwWpSRGpjt0VQz0dl38E/s1600/migrantmother.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgulDWkvKUA8cb6_5sNcGKx1dEdJqxS_hs3Fd-nYR3tjQfTvRmdOHJUCeK5hI4AJ7OmSUdo8B0FahsmDN14nyPrrSKHVVNqHx5mqTdXiHiRzkK1b1YISTapKrITJwWpSRGpjt0VQz0dl38E/s640/migrantmother.jpg" height="640" width="491" /></a> </div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; font-family: Verdana,sans-serif; text-align: left;">
<span style="font-size: x-small;"><i><b>Tarih: 1936</b></i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; font-family: Verdana,sans-serif; text-align: left;">
<span style="font-size: x-small;"><i><b>Yer: </b></i><i><b>Nipomo, California</b></i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-size: x-small;"><i style="font-family: Verdana,sans-serif;"><b>Fotoğrafçı: Dorothea Lange</b></i></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Kucağında bebeğiyle düşünceli bir annenin ve ona sarılmış ama arkalarını dönmüş çocuklarının yer aldığı, buram buram yoksulluk, açlık, sefalet, endişe barındıran bu fotoğraf <i>'Yoksul Bezelye Toplayıcıları'</i> isimli seride yer alsa da daha çok <b><i>Migrant Mother (Göçmen Ana)</i></b> ismiyle bilinir. Fotoğrafta gördüğümüz endişeli gözlerle kimbilir neler düşünen kadın o zamanlar 32 yaşında olan, 7 çocuklu, Florence Thompson isimli bir anneydi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
1930'larda FSA<i> (Farm Security Administration, Tarım Güvenlik İdaresi) '</i>Amerika'da kırsal yaşam nasıldır?' sorusuna karşılık olarak bir proje başlatmış ve kırsal yaşamı belgelemeleri amacıyla aralarında Dorothea Lange, Arthur Rodstein, Walker Evans, Theodor Jung, Paul Carter, Jack Delano gibi fotoğrafçıların da olduğu 14 fotoğrafçıyla anlaşmıştı. FSA'nın asıl amacı kırsal yaşamı özendirmekti. Ancak proje hayata geçtiğinde ve 14 fotoğrafçının fotoğrafları ortaya çıkmaya başladığında amaçlanan gayeden çok farklı sonuçlarla karşılaşıldı. 14 fotoğrafçının kırsal kesime yönelttikleri objektiflerinin karşısında yeralan gerçekle onlara anlatılan gerçek çok farklıydı. Amerikan yaşam biçiminde ters giden bir şeyler vardı, Büyük Buhran başlamıştı, etkileri kırsal kesimde feci şekilde hissediliyor, bu etki de fotoğraflarda çok açık şekilde belli oluyordu. Fotoğrafçılar 'çok ileri gittiniz' uyarılarına boyun eğmeyip, kırsal kesimin içinde bulunduğu yoksulluk, acı ve trajediyi en gerçekçi biçimde göstermeye devam ettiler. Fotoğraf tarihinin en büyük ve en önemli projelerinden biri sayılan FSA fotoğrafları 100.000 den fazla fotoğraftan oluşan büyük bir koleksiyondur ve 88.000 adedi Kongre Kitaplığı'nda bulunur.<br />
<br />
Bu koleksiyonun en öne çıkan fotoğrafı 'Migrant Mother' dır. <i>(Projenin diğer önemli fotoğraflarını başka bir kayıtta paylaşmayı planlıyorum)</i> Lange'in Bezelye toplayıcısı Göçmen annesi Florence Owens Thompson ve ailesi, yaşanın buhranın en büyük simgesi haline gelmiştir.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibzccvsv8mJkwul-s1hB_3fX-4EMlzrkMRfEtKBMImOWTxC3LKA8VFQ39eZUVvb7h1pPwJw7E6b7ZarA1AOL2uKwE7pw0D0kf-MwRfKLgYd9fEZZgrQ9_GN1xwgc88HkgvzStueqFaADdi/s1600/dorothea-lange_migrant-mother-composite.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibzccvsv8mJkwul-s1hB_3fX-4EMlzrkMRfEtKBMImOWTxC3LKA8VFQ39eZUVvb7h1pPwJw7E6b7ZarA1AOL2uKwE7pw0D0kf-MwRfKLgYd9fEZZgrQ9_GN1xwgc88HkgvzStueqFaADdi/s640/dorothea-lange_migrant-mother-composite.jpg" height="387" width="640" /></a></div>
<br />
1960'ta Lange fotoğrafı hakkında şunları anlatmıştı:<br />
<br />
<i>'Aç ve çaresiz anneyi görünce sanki manyetik bir güç ile ona doğru yaklaştım. Oradaki varlığımı, amacımı, kamerayı neden ona yönelttiğimi nasıl açıkladım hatırlamıyorum ama kadının bana hiç soru sormadığını hatırlıyorum. 5 kare çektim, her seferinde aynı açıdan daha da yaklaşarak. Adını ve geçmişini sormadım. Bana yaşını söyledi, 32 yaşındaydı. Etraftaki tarlalardan topladıkları donmuş sebzelerle ve çocuklarının yakaladığı kuşlarla yaşamlarını sürdürdüklerini anlattı. Yiyecek alabilmek için arabasının tekerleklerini daha yeni satmıştı. Eski püskü yıpranmış bir çadırda ona sarılmış çocuklarıyla oturuyordu. Benim fotoğraflarımın ona yardım edebileceğini düşünerek o da bana yardım etti. Bir bakıma bir eşitlik vardı. '</i><br />
<br />
Lange fotoğrafı, muhtemelen aşağıdakine benzer bir graflex kamera ile
geniş formatta (4*5) çekmiştir. Ben de tam bugün fotoğraf makinem ne de
büyük, ne de ağır, belim de ağrıdı diye bıdı bıdı yapmıştım, şimdi
lafımı geri alıyorum. <br />
<br />
<br />
<div style="text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSmNGfdUG-STStix-VdmUzm9RNxRwvAQDClsWXEkUJ3K0gxjfIh6Mh_vU4QPrezhlPDQrb95S1Swh-vKBzw7nAGU6zmPuj8X0NhFP4T6zPiwaTrlHVNgeVp9s79IaaYwhBJ04lEsTEMdXh/s1600/crown-graphic.gif" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSmNGfdUG-STStix-VdmUzm9RNxRwvAQDClsWXEkUJ3K0gxjfIh6Mh_vU4QPrezhlPDQrb95S1Swh-vKBzw7nAGU6zmPuj8X0NhFP4T6zPiwaTrlHVNgeVp9s79IaaYwhBJ04lEsTEMdXh/s200/crown-graphic.gif" height="192" width="200" /></a><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhepuCMhVXTOVN1W0AD2HdiNv3ppxKDjOP6Sr0jJMfHV8MJvPAWGD1qqC1j1_pXEAMKYZRs62sZF7OGs10oDf2Mx1r3UCy5x3yQ6hHRdW-NAgO3aEXTkOpZXeyIlA2TDD7Hr_5Lu8cviVLK/s200/dorothea-lange.jpg" height="200" width="138" /></div>
<br />
<b>Dorothea Lange'in kısa biyografisi:</b><br />
<br />
1895'in 26 Mayıs'ında New Jersey, Hoboken'de <b>Dorothea Margaretta Nutzhorn</b> adıyla doğan fotoğrafçımız 12 yaşında iken babası evi terkedince, soyadını annesinin kızlık soyadı ile değiştirerek adını Dorothea Lange olarak değiştirdi. Çocukluğunda 7 yaşında çocuk felci geçirdi, ayağında kalıcı bir topallama kaldı. Topallaması hakkında bir keresinde şunları söylemişti:<br />
<i>"beni biçimlendirdi, yönlendirdi, öğretti, yardım etti ve küçük düşürdü. Hiçbir zaman üstesinden gelemedim , onun gücünün ve iktidarının farkındaydım."</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2k7334FOzOV53pR84BiXbTW-sHR6avTaBMcgGNsd9Dd_eBFU1q7eQ0IDucx2Fs5gNw58povYTeDCsoxWGrn4rLw96vRyWIl0R8H7hufYtUxYYSuZs0IfvsOORjH4HUO8r7-5aY4IqY8mZ/s1600/g225765_u73871_dorothea_lange.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2k7334FOzOV53pR84BiXbTW-sHR6avTaBMcgGNsd9Dd_eBFU1q7eQ0IDucx2Fs5gNw58povYTeDCsoxWGrn4rLw96vRyWIl0R8H7hufYtUxYYSuZs0IfvsOORjH4HUO8r7-5aY4IqY8mZ/s200/g225765_u73871_dorothea_lange.jpg" height="200" width="186" /></a></div>
New York'ta Columbia Üniversitesi'nde fotoğrafçılık okudu, Photo-Secession grubunun üyelerinden Clarence White'ın yanında yetişti. Üniversiteden sonra New York'ta çeşitli stüdyolarda çalıştıktan sonra, yirmi yaşındayken dünyayı dolaşmaya
karar verdi. Gittiği yerlerde fotoğraflarını satarak geçindi. San Francisco'ya vardığında parası tükenmişti. 1918'de oraya yerleşti ve ertesi yıl bir portre stüdyosu açtı. 1920'de ressam Maynard Dixon ile evlendi.<br />
<br />
Büyük Bunalım yıllarında kamerasını stüdyodan sokaklara doğrulttu. Sokaklarda dolaşan evsiz barksız, işsiz insanları fotoğraflayarak
çalışmalarının boyutlarını genişletti. Bu çalışmalarıyla dikkat çekti ve böylece FSA tarafından görevlendirildi.<br />
<br />
1935'de Dixon'dan boşanıp ekonomist Paul Schuster Taylor ile evlendi. Taylor, Lange'e politik ve ekonomik meseleleri öğretmeye başladı. Beraber kırsal sefaleti, çiftçilerin yaşadığı istismarı ve göçmen işçileri belgelediler, Taylor röportajları yapıyor, ekonomik bilgileri derliyor, Lange de fotoğrafları çekiyordu. 1935'den 1939'a kadar çektiği fotoğraflar çeşitli gazetelerde yayınlandı ve büyük ilgi çekti. 1939'da Taylor'ın yazılarından ve Lange'in fotoğraflarından oluşan <i>An American Exodus; A Record of Human Erosion</i> adlı kitap yayımlandı. İki yıl sonra bir Guggenheim bursu kazandıysa da o sıralar Pearl Harbor baskını gerçekleşince burstan vazgeçti ve savaşı görüntülemeye başladı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra <i>Life</i> dergisine çeşitli fotoğraf dizileri hazırladı. Aperture dergisinin kurucularından biriydi.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguV-N0pi08sRL2FXezaZPeZZeDg4IKY1Cpgv33vZTbnlzh5caE01PeCOLTaEjdI-KTa7PWeV0bBgsfiWneSrrbQruvvtrXWlGbZxXisi4A_gUdL5Gz6xCbbkWNa1-FraQi5hqAHisRBs46/s1600/g225765_u73876_lange.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguV-N0pi08sRL2FXezaZPeZZeDg4IKY1Cpgv33vZTbnlzh5caE01PeCOLTaEjdI-KTa7PWeV0bBgsfiWneSrrbQruvvtrXWlGbZxXisi4A_gUdL5Gz6xCbbkWNa1-FraQi5hqAHisRBs46/s200/g225765_u73876_lange.jpg" height="200" width="141" /></a></div>
11 Ekim 1965'te, 70 yaşındayken Özefagus kanseri'nden yaşamını kaybetti. </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Kaynaklar:<br />
İz Dergisi No:8 2007/2<br />
wikipedia.com</div>
Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-47618048014294734882012-01-11T02:20:00.000-08:002012-03-21T14:11:39.155-07:00Eve Arnold'a veda<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja5v26HPIwGh4B_yiTZjKDZl7oZN4uFuZtJmugZ5PbNx17rKiMFgihc2XtmgmFTPl5wnrQehn2W-O9BrlmgNS9FxO4S_vBUfzdv_9ksCtJznFq_trWZudMY3CfxRqKLuTnYSfCt4Jv5zc-/s1600/photographer_eve_arnold.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="265" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja5v26HPIwGh4B_yiTZjKDZl7oZN4uFuZtJmugZ5PbNx17rKiMFgihc2XtmgmFTPl5wnrQehn2W-O9BrlmgNS9FxO4S_vBUfzdv_9ksCtJznFq_trWZudMY3CfxRqKLuTnYSfCt4Jv5zc-/s400/photographer_eve_arnold.jpg" width="400" /></span></a></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;"><span class="Apple-style-span" style="color: #444444; line-height: 16px;"> <i>"If a photographer cares about the people before the lens and is compassionate, much is given. It is the photographer, not the camera, that is the instrument." </i></span></span></div>
<div style="margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<div style="color: #333333; line-height: 22px;">
</div>
</div>
<div>
<span class="Apple-style-span" style="color: #444444; font-family: inherit; font-size: x-small; line-height: 16px;"><i>Eve Arnold</i></span></div>
<span class="Apple-style-span" style="color: #333333; font-family: inherit; line-height: 22px;"><br /></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #333333; line-height: 22px;">Dünyanın en prestijli fotoğraf ajansı Magnum'a katılan ilk kadın fotoğrafçı olan Eve Arnold 06 Ocak 'ta 99 yaşında hayata gözlerini yumdu. Özellikle Marilyn Monroe fotoğraflarıyla oyuncunun en bilinen görüntülerine imza atan Eve Arnold, bir çok ünlü ismi görüntülediği fotoğraflar kadar, dünyanın farklı bölgelerinde çektiği göçmenlik, azınlık, yoksulluk konularını içeren fotoğraflarıyla da tanınıyordu. </span><span class="Apple-style-span" style="color: #333333; line-height: 22px;">Fotoğraflarını bildiğim ama kendisi hakkında pek az bilgim olan bu kadını bu vesileyle Arka Pencere'ye konuk etmek istedim.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgd5c9PvCtEnwurKmQoyR3D4o7p4f839j4c0aSTZvGWvNZHfby2E4IwruGQ5C2RKQamkwylfScxD_1TnM0_31ZG8tau8Twxuplp2AsKHMq7H1JTRqi3pgdEGNRipoMslnzo6erIMyKC3LRK/s1600/Eve-Arnold-by-Lord-Snowdon.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="248" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgd5c9PvCtEnwurKmQoyR3D4o7p4f839j4c0aSTZvGWvNZHfby2E4IwruGQ5C2RKQamkwylfScxD_1TnM0_31ZG8tau8Twxuplp2AsKHMq7H1JTRqi3pgdEGNRipoMslnzo6erIMyKC3LRK/s320/Eve-Arnold-by-Lord-Snowdon.png" width="320" /></span></a></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">Eve Arnold 1913 yılında Rus bir anne babanın çocuğu olarak Philedelphia’da dünyaya geldi. Fotoğraf kariyerine New York’ta bir fotofiniş tesisinde çalışarak başladı. 1948 yılında sadece 6 hafta boyunca Alexei Brodovitch’den fotoğrafçılık dersi aldıktan sonra fotoğrafçılığı hem bir meslek hem de kendini ifade aracı olarak benimsedi. 1951'de Magnum ajansı'na kabul edildi, 1957'de ajansın tam üyesi oldu. 1950 lerde Amerika'da yaşadıktan sonra 1962 yılında oğlunun eğitimi için İngiltere'ye taşındı ve sadece Amerika ve Çin'de çalışarak geçirdiği 6 yıllık ara dışında, hayatının sonuna kadar İngiltere'de kaldı. </span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">Ele aldığı meselenin derinlerine inen fotoğrafçılık geleneğinin temsilcisi olan Arnold'un hayatında seyahat de önemli biryer tutuyordu. Güney Afrika, Afganistan ve o zamanlar ABD'li bir fotoğrafçı için girmenin çok zor olduğu Sovyetler Birliği ve Çin gibi ülkelerde çeşitli çalışmalara imza atan Eve Arnold'un fotoğrafları 50'lerden 80'lere kadar çeşitli dergilerde basıldı. </span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">1970′lerin başında Mısır, Afganistan, ve Abu Dhabi’deki kadınların hayatını yansıtan fotoğraflar çekti. Daha sonra Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığını karelerine yansıttı. </span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggYV8-l7YkJ0OZhkfo1Uar6OxKVBjErbpJDWQ0F8-xVG9WysGT4jvh2Ut8DANQMvkOkIj-QB4tlUFIUZhLOiyWsyj2TfYpvHTmRfYOKloZVox3KQZaj0z3oiRLQj4wjJPMupREq3xGCokz/s1600/afghanistan.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggYV8-l7YkJ0OZhkfo1Uar6OxKVBjErbpJDWQ0F8-xVG9WysGT4jvh2Ut8DANQMvkOkIj-QB4tlUFIUZhLOiyWsyj2TfYpvHTmRfYOKloZVox3KQZaj0z3oiRLQj4wjJPMupREq3xGCokz/s320/afghanistan.jpg" width="214" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="color: #2f302b; font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">AFGHANISTAN. Kabul. Young girl. 1969.</span></td></tr>
</tbody></table>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJblyYOU7SutZIur9TweE58AYaQiTgBPs4MGZ8w33SPxEOXuWJyvDIyCWk0hijlwGNFPMYRbtTVN8ecWBd7i1TzVRmfT9R0MPvuMjucUhPk7VzLVeo50bYRAXdXThhtooxihUi5DU6SdsF/s1600/afghanistan2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="265" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJblyYOU7SutZIur9TweE58AYaQiTgBPs4MGZ8w33SPxEOXuWJyvDIyCWk0hijlwGNFPMYRbtTVN8ecWBd7i1TzVRmfT9R0MPvuMjucUhPk7VzLVeo50bYRAXdXThhtooxihUi5DU6SdsF/s400/afghanistan2.jpg" width="400" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 15px;">AFGHANISTAN. Nomad wedding in the Hindu Kush. 1969.</span><span class="Apple-style-span" style="color: #333333; line-height: 22px;"><br />1979 da ise Çin’e doğru yola çıktı. Ardından İngiltere ve Amerika’da bulundu ve Küba’ya gitti. Küba’da 30 yıl önce fotoğrafladığı ailelerin yeni nesillerini buldu ve onları fotoğrafladı. </span></span></td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiA2b5zUcdtY0sWgdt1dDcJ8aeeYDvwb8M6QFUx2q0f8FDWDcQHeSCLlDkMG4nCQZ7cftSHuflDzjzvpe_04BeBWkfF-Qz_AfFxMmO_OLVJY_KTyma3uZTWB9sRddPHfL-QF__SZ0hHX8tJ/s1600/cuba.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiA2b5zUcdtY0sWgdt1dDcJ8aeeYDvwb8M6QFUx2q0f8FDWDcQHeSCLlDkMG4nCQZ7cftSHuflDzjzvpe_04BeBWkfF-Qz_AfFxMmO_OLVJY_KTyma3uZTWB9sRddPHfL-QF__SZ0hHX8tJ/s320/cuba.jpg" width="317" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small;">Resim yazısı ekle</span></td></tr>
</tbody></table>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxPo7jfn29PEWEBkApzFGWflkrLDNu9i_LWqilDjKGkriLXpD024Ch7UyhaeDC2UUt9X3TNdEgHOrnNaHOffSi0skL9o4_9XeFO_oJDr7S_Gy_-JHRJ9YLpUKlH1uj9FpWpmi2pSmTFkah/s1600/cuba3.png" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="275" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxPo7jfn29PEWEBkApzFGWflkrLDNu9i_LWqilDjKGkriLXpD024Ch7UyhaeDC2UUt9X3TNdEgHOrnNaHOffSi0skL9o4_9XeFO_oJDr7S_Gy_-JHRJ9YLpUKlH1uj9FpWpmi2pSmTFkah/s400/cuba3.png" width="400" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">CUBA. Havana. Bar girl in a brothel in the red light district. 1954.</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">Çin'deki çalışması ile 1980'de Brooklyn Müzesi'nde ilk kişisel sergisini açtı. </span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiy3HV8QS5D9PPrRqqWtsyVD7VSh6e4gmYFkHTHsJ3JdhOMseqEW2dd8z0hfl6Ve7E7qhDpFWybbvqq1TOttfsJxQ0NPAfQwogWYzNrJSNj8b2CuEvaYuMMAUl7yFljXc2x4eBGHHmtwKVP/s1600/060321.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiy3HV8QS5D9PPrRqqWtsyVD7VSh6e4gmYFkHTHsJ3JdhOMseqEW2dd8z0hfl6Ve7E7qhDpFWybbvqq1TOttfsJxQ0NPAfQwogWYzNrJSNj8b2CuEvaYuMMAUl7yFljXc2x4eBGHHmtwKVP/s1600/060321.jpg" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">CHINA. Retired woman. 1979.</span></td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBwWLjA3nplWB61G6ZKyMLZIK_6hg13xpr3au0jJLmqDWl0EKSpUNe5gUXc2nmOoJ0ZMc9U_tWdQRUDtvl3HmCdnwFDZ1lXp2OZHpQJol1Rn2zOKGe7au9EWH43i31lrxQKuCmQmoi4s63/s1600/eve_arnold_INNER_MONGOLIA_China_Horse_training_for_the_militia_1979.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="215" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBwWLjA3nplWB61G6ZKyMLZIK_6hg13xpr3au0jJLmqDWl0EKSpUNe5gUXc2nmOoJ0ZMc9U_tWdQRUDtvl3HmCdnwFDZ1lXp2OZHpQJol1Rn2zOKGe7au9EWH43i31lrxQKuCmQmoi4s63/s320/eve_arnold_INNER_MONGOLIA_China_Horse_training_for_the_militia_1979.jpg" width="320" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">CHINA. Inner Mongolia. Horse training for the militia. 1979.</span></td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyMqxYEaNvT-SdtoDpTz5WRIq5pt6Kt56f10EGfHJX_n-5x0BSqR_K3y9tm6zd3GjciqmywtBz2QixOtgcHMN71JlZvRqJ8x374o1lYgR_4HkQ383df0z19eNY-QFW2wZ5IApDJlqgTh0c/s1600/LON12803.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyMqxYEaNvT-SdtoDpTz5WRIq5pt6Kt56f10EGfHJX_n-5x0BSqR_K3y9tm6zd3GjciqmywtBz2QixOtgcHMN71JlZvRqJ8x374o1lYgR_4HkQ383df0z19eNY-QFW2wZ5IApDJlqgTh0c/s320/LON12803.jpg" width="210" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">China. Chen CHONG, film actress-first take. 1979.</span></td></tr>
</tbody></table>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjm3fWZ3rX7FT1sd8tJasnVp7LKzVmMhCUKz9QFyi0uJMoipW7rf86p0Kh6VfUNIvLsQApw8fxoEHR-kj8yE5-H1pIe10g2FrMXkT-Trw-DU_uT4l9SLPEyXqg8gm8VdYsjOn1fXbXSeedn/s1600/LON17108.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="221" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjm3fWZ3rX7FT1sd8tJasnVp7LKzVmMhCUKz9QFyi0uJMoipW7rf86p0Kh6VfUNIvLsQApw8fxoEHR-kj8yE5-H1pIe10g2FrMXkT-Trw-DU_uT4l9SLPEyXqg8gm8VdYsjOn1fXbXSeedn/s320/LON17108.jpg" width="320" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">CHINA. Inner Mongolia. Equestrians acrobats rehearsing. 1979</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">Eve Arnold kariyerinde ünlü isimlerin portrelerini çekerek tanındı. Queen Elizabeth II’den Senatör Joseph McCarthy, Jacqueline Kennedy, Malcolm X, Joan Crawford ve Marilyn Monroe’ya kadar bir çok ünlüyü fotoğrafladı. 'Gündelik hayatı alıp onun ne kadar özel olduğunu göstermek dünyanın en zor şeyi' diyen Arnold, ünlü fotoğraflarında da tam tersi bir yol izeyerek, onların parıltılı dünyalarında gündelik olanın peşine düştü. </span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3xJnOc2ZSjDSPYNFhZ4-h9cp_1EECiaLbN6P2CHYfwn_oAWliiJKgUk5MwsvRfURLow4zEPAbXw4mztnozH4jTrNG6C4dGDaTUc3vREV8lQuXp3YsusTSA84JUy4Vd4XvX5SO_KJXxp1_/s1600/joan+crawford.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3xJnOc2ZSjDSPYNFhZ4-h9cp_1EECiaLbN6P2CHYfwn_oAWliiJKgUk5MwsvRfURLow4zEPAbXw4mztnozH4jTrNG6C4dGDaTUc3vREV8lQuXp3YsusTSA84JUy4Vd4XvX5SO_KJXxp1_/s400/joan+crawford.jpg" width="293" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">USA. California. Los Angeles. Actress Joan CRAWFORD. 1959.</span></td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSTcDvNmWRG7SoVNBfYjg10lK6lLXo0zqDKMrjjiw7ld8DoN6fciF4R73mjhYxCijqhVfICmUAPg2n7Rsmbiiw7QEy-Joda2Ofk8BI8sI-7dtUALkc8q-mUs0P3M6a7u1HjUaIwde7Qbr4/s1600/kennedy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="363" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSTcDvNmWRG7SoVNBfYjg10lK6lLXo0zqDKMrjjiw7ld8DoN6fciF4R73mjhYxCijqhVfICmUAPg2n7Rsmbiiw7QEy-Joda2Ofk8BI8sI-7dtUALkc8q-mUs0P3M6a7u1HjUaIwde7Qbr4/s400/kennedy.jpg" width="400" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">USA. Washington Mrs. John F. Kennedy and Caroline. 1960.</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipUXR6FPbnsAY0o2ErwYxGbucauZsubyVWah989XRdPYwzY5zcXflMU0s1_x_Lh_wLIUt3oNoRgF2KNBQqnfZlmEPZmHcAYaBWjUhciqXpdX5RkKg543w2bvR1c-P6KRqUUwBfG7ugv-Hi/s1600/marlene.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipUXR6FPbnsAY0o2ErwYxGbucauZsubyVWah989XRdPYwzY5zcXflMU0s1_x_Lh_wLIUt3oNoRgF2KNBQqnfZlmEPZmHcAYaBWjUhciqXpdX5RkKg543w2bvR1c-P6KRqUUwBfG7ugv-Hi/s400/marlene.jpg" width="293" /></span></a></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7dpY9TRfPOJ-akstYfleRGYHl_QxzSpOfhcWgphr0jOeulvhO6ZXO7hyyJXF4paZQJ1WyaowYc-AVw-hXyrNYuQXRykRWQR75UUid2VGG0V6pTj99ykg1pCPIT0mkfrZYeGZtiD1MpCTK/s1600/marlene2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7dpY9TRfPOJ-akstYfleRGYHl_QxzSpOfhcWgphr0jOeulvhO6ZXO7hyyJXF4paZQJ1WyaowYc-AVw-hXyrNYuQXRykRWQR75UUid2VGG0V6pTj99ykg1pCPIT0mkfrZYeGZtiD1MpCTK/s400/marlene2.jpg" width="275" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: center;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: center;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">Marlene Dietrich'in aşağıdaki fotoğrafına bayıldım: </span></div>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsMRVETRw4eMrdAzyPgZBcTdfV-f-XPDM9w0jWW8-tKK1mADAM7GPzA_GPG5y1h4M7SjcwjpYUUw6weUjYyoFsoSIQgwtUK1N4PPXxx1t7a22DCpVzaNkN7UwhVmTeeiXar5D7965rtGvg/s1600/marlene3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsMRVETRw4eMrdAzyPgZBcTdfV-f-XPDM9w0jWW8-tKK1mADAM7GPzA_GPG5y1h4M7SjcwjpYUUw6weUjYyoFsoSIQgwtUK1N4PPXxx1t7a22DCpVzaNkN7UwhVmTeeiXar5D7965rtGvg/s400/marlene3.jpg" width="265" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">USA. New York City. Marlene DIETRICH at the recording studios of COLUMBIA RECORDS</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaQDu3ocslu5ihfbcJDrAePJ15kdfcPLQrc-MEB0WHlWqx2BPljwS0Hc8_1nRboVWTO4Pv5IbMZ3rw0kkDRo2PLGBh9vBvn8wkP7LUFsQsB45xwpEiUHT6JlXrYYQ1aSmkfEPUD8IW1avd/s1600/LON78159.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="281" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaQDu3ocslu5ihfbcJDrAePJ15kdfcPLQrc-MEB0WHlWqx2BPljwS0Hc8_1nRboVWTO4Pv5IbMZ3rw0kkDRo2PLGBh9vBvn8wkP7LUFsQsB45xwpEiUHT6JlXrYYQ1aSmkfEPUD8IW1avd/s400/LON78159.jpg" width="400" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 15px;">USA. New York. New York City. Paul Newman at The Actors' Studio. 1955.</span> </span></td></tr>
</tbody></table>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">Bence Elizabeth Taylor fotoğrafları da muhteşem:</span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2lVVqY98XchDEI3cAHyMuErpnFruk9cPPyW8ODjCCQVKP36f0n5bCPYgaaZ4wOa_0xRt01b3jEpLrvujMFAkhIJUaCmzLN2nPyQDxl-sgy-ScB_6hnwp7vQXs-YmPo8VbkpfP7hEfWUiC/s1600/taylor.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2lVVqY98XchDEI3cAHyMuErpnFruk9cPPyW8ODjCCQVKP36f0n5bCPYgaaZ4wOa_0xRt01b3jEpLrvujMFAkhIJUaCmzLN2nPyQDxl-sgy-ScB_6hnwp7vQXs-YmPo8VbkpfP7hEfWUiC/s640/taylor.jpg" width="506" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">GB. ENGLAND. Elizabeth TAYLOR with her daughter on the set of the film BECKET, watching Richard BURTON playing a death scene. 1963.</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz4-YnOdS7rgKgQNmX2k52lCPgDgE5sMwCDYM_sR71tf-i76TvhZg0s74o-MMzi8mPha8A0BZEJHlu2CcjijhZPo4YpD3qNHIW0Tc0TQZd-7pPtLPIiK1UJqbblPgdyfRbHuHB4aAFvj4N/s1600/taylor2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz4-YnOdS7rgKgQNmX2k52lCPgDgE5sMwCDYM_sR71tf-i76TvhZg0s74o-MMzi8mPha8A0BZEJHlu2CcjijhZPo4YpD3qNHIW0Tc0TQZd-7pPtLPIiK1UJqbblPgdyfRbHuHB4aAFvj4N/s640/taylor2.jpg" width="470" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">GB. ENGLAND. Shepperton. Richard BURTON and Elizabeth TAYLOR at the local pub in Shepperton where he is starring in the role of Becket. Note Elizabeth's packet of sausages that will be cooked for her dinner by the chef in her four-star hotel. 1963.</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisMx8vY7LetCSfHVYjeN_XIA9Qk57mgkYvPP9t2PUiaw0EQbiw36aDcbuVdDOYzIx2U7ks5Mfr6sWfd503fKzG_nyscpAuOHpeEhCAM5Bw4LUH3L3O9BwFw5ywRX8qMgh2wSBKMkzv7eCN/s1600/taylor3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="214" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisMx8vY7LetCSfHVYjeN_XIA9Qk57mgkYvPP9t2PUiaw0EQbiw36aDcbuVdDOYzIx2U7ks5Mfr6sWfd503fKzG_nyscpAuOHpeEhCAM5Bw4LUH3L3O9BwFw5ywRX8qMgh2wSBKMkzv7eCN/s320/taylor3.jpg" width="320" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small;">(yukarıdaki fotoğraf şundan kesilmiş ama ben yukarıdaki haline bayıldığım için onu da ekledim)</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<div style="margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #333333; font-family: inherit; line-height: 22px;"><br /></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="color: #333333; font-family: inherit; line-height: 22px;">Fotoğraflarını çektiği ünlülerden Joan Crawford, Isabella Rosellini, Marene Dietrich ile yakın arkadaş oldu ama 10 sene beraber çalıştığı Marilyn Monroe'nun yeri onun için ayrıydı.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIg17BB7od7hS4ZZvNGY9mg7z8KIa9AA3W87bJLyqlPhN3MClq53jo1Qsq60stElS55CciWo3uhi-kDmqg7lkwR1h7wHZMlPnTeoSOLB1DJK-4KiFKu699U9G605z6uy8Mei-5Ed5yYfwp/s1600/marilyn.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIg17BB7od7hS4ZZvNGY9mg7z8KIa9AA3W87bJLyqlPhN3MClq53jo1Qsq60stElS55CciWo3uhi-kDmqg7lkwR1h7wHZMlPnTeoSOLB1DJK-4KiFKu699U9G605z6uy8Mei-5Ed5yYfwp/s320/marilyn.jpg" width="254" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDPcvv1FMQTTE5MkG6T7SZFKUMWDd0_AGwMZw90PShNWa9Gt79awax1Q-9n5LRiCkYsKQlG3VQZzpUSx58bx-Bj0iX5ot72PJjeg89A34TI5TK5rcu1Cs7puQOtQJ7u2hu0uSfGnKNZ6gd/s1600/marilyn-monroe.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDPcvv1FMQTTE5MkG6T7SZFKUMWDd0_AGwMZw90PShNWa9Gt79awax1Q-9n5LRiCkYsKQlG3VQZzpUSx58bx-Bj0iX5ot72PJjeg89A34TI5TK5rcu1Cs7puQOtQJ7u2hu0uSfGnKNZ6gd/s320/marilyn-monroe.jpg" width="251" /></a></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqEeZEzITnOCFh9_sFQ48MH3tlcHahrAUKbIcERhEhh2tx8pPIP7BBezTKwJOgvW8KZcJfunD-ZzIToIVXR4DFpcGfQ00jlzft_eCh087l7b_xaKCJQyDM3qsuo2-bui4ELZ_4KY1W6chP/s1600/Marilyn-Monroe-007.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqEeZEzITnOCFh9_sFQ48MH3tlcHahrAUKbIcERhEhh2tx8pPIP7BBezTKwJOgvW8KZcJfunD-ZzIToIVXR4DFpcGfQ00jlzft_eCh087l7b_xaKCJQyDM3qsuo2-bui4ELZ_4KY1W6chP/s400/Marilyn-Monroe-007.jpg" width="400" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small;">en sevdiğim Marilyn Monroe portrelerinden biri</span></div>
<div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small;"><br /></span></div>
</td></tr>
</tbody></table>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmXAkD9y6ne3vrsz4NzEXmFGoE08Ze4pVXdBQZjUEzlxPgnlCUV4NpLCW3gSXYO7VyvRyYX47_pbDoT74oNmw1WFvoCRNCRJGWAtSS4VMuqEe-VaToeXu-dv5PEJRcQeo2oyNL17paoZU4/s1600/marilyn1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmXAkD9y6ne3vrsz4NzEXmFGoE08Ze4pVXdBQZjUEzlxPgnlCUV4NpLCW3gSXYO7VyvRyYX47_pbDoT74oNmw1WFvoCRNCRJGWAtSS4VMuqEe-VaToeXu-dv5PEJRcQeo2oyNL17paoZU4/s400/marilyn1.jpg" width="278" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMPhMri09rWeImA4kb0IXGDywbVy0btgdrj8FOmhyphenhyphenHn5pQctv6vRxVSdUFzL8Yzi2xnRIo-qSWwVSieHxUs4izgZUR1w0aGtInZMZn7rwjEM5t939WVtOZS1Q_nr7KIUimjFo4Y1GiO-IB/s1600/mariyln.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMPhMri09rWeImA4kb0IXGDywbVy0btgdrj8FOmhyphenhyphenHn5pQctv6vRxVSdUFzL8Yzi2xnRIo-qSWwVSieHxUs4izgZUR1w0aGtInZMZn7rwjEM5t939WVtOZS1Q_nr7KIUimjFo4Y1GiO-IB/s640/mariyln.jpg" width="510" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_qjCU_pZAImaq27lysNgtiLIJxLSRafTYMOo9dEaMFcGqUjOsrfEHttJkGCQm4MfdHPN2MFKLBzCi3hmc9xgZ_wc8Z4nKAtu-BFF8wB2x7QP-9hAvTpu6dsdEp8xAfYKeAmCTkKxQjgj7/s1600/marilyn_monroe_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_qjCU_pZAImaq27lysNgtiLIJxLSRafTYMOo9dEaMFcGqUjOsrfEHttJkGCQm4MfdHPN2MFKLBzCi3hmc9xgZ_wc8Z4nKAtu-BFF8wB2x7QP-9hAvTpu6dsdEp8xAfYKeAmCTkKxQjgj7/s400/marilyn_monroe_1.jpg" width="267" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHLXJ-iXhJsX8KeFVjKom7O5wnwFLXDfwWYswnHp59HGeOGemDdPCE_LK6_WG-PM-NpLRkwzV6raS_kj3MekP-ipEe9feR5SglY8C96Tgsd4jm-2goFJWZ6UOfqBCAxTRTh08djBdGs90Y/s1600/marylin-monroe4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="357" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHLXJ-iXhJsX8KeFVjKom7O5wnwFLXDfwWYswnHp59HGeOGemDdPCE_LK6_WG-PM-NpLRkwzV6raS_kj3MekP-ipEe9feR5SglY8C96Tgsd4jm-2goFJWZ6UOfqBCAxTRTh08djBdGs90Y/s400/marylin-monroe4.jpg" width="400" /></span></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit; font-size: small; line-height: 15px;">USA. Marilyn MONROE 1960. 'Uygunsuzlar' filminin çekiminde</span></td></tr>
</tbody></table>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0NDsXwqBS3lgycyOZtxl3wHsr7soX8OPt-uCa_BzTi3zp8ChJ68dRCg8FPa7iw-CjhpX6QBJwGH9ozJLUvpZZVqlu0tYaOLW03fIMv8Fy2WNLQFR1RPFqOgdU0BJcGm0-xca6t9ivIDY-/s1600/marylin-monroe5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="283" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0NDsXwqBS3lgycyOZtxl3wHsr7soX8OPt-uCa_BzTi3zp8ChJ68dRCg8FPa7iw-CjhpX6QBJwGH9ozJLUvpZZVqlu0tYaOLW03fIMv8Fy2WNLQFR1RPFqOgdU0BJcGm0-xca6t9ivIDY-/s400/marylin-monroe5.jpg" width="400" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHulBBp-s2bHDJMqvxJDfvZ3dAI25f9ai_m0M5K2SR2OqkLnVKiwuhFGHf2MsnbQ-2ifFrjeG32ZwMy4UvjjE5HP5DjOfCap8O8LeHd63-U6ZwPHV99EVtD961a9jS834gYZkByu4TlLGR/s1600/marylin-monroe7.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="440" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHulBBp-s2bHDJMqvxJDfvZ3dAI25f9ai_m0M5K2SR2OqkLnVKiwuhFGHf2MsnbQ-2ifFrjeG32ZwMy4UvjjE5HP5DjOfCap8O8LeHd63-U6ZwPHV99EVtD961a9jS834gYZkByu4TlLGR/s640/marylin-monroe7.jpg" width="640" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnv1mlxfLZ2s14O8LFkd_OEdEoG08TYV1o5U7oAvtcnPAyMPMlGw91wEzS8JeYRAEMUK6vaPwTIraAW46_8NXjunQdHz9ADZk7CzVRxtJjZRY9NVq7T4yJhsNWAS-ZLenXF6yqvXfn31br/s1600/marylin-monroe8.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="277" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnv1mlxfLZ2s14O8LFkd_OEdEoG08TYV1o5U7oAvtcnPAyMPMlGw91wEzS8JeYRAEMUK6vaPwTIraAW46_8NXjunQdHz9ADZk7CzVRxtJjZRY9NVq7T4yJhsNWAS-ZLenXF6yqvXfn31br/s400/marylin-monroe8.jpg" width="400" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjulM8Qj_3v2IOa4GmPbJqIQXCtOejpPHKKiiKanCbme4wdyHE81U1K7mtaBeYjGQ1EAvj6qymggr7m7s_9i5SuClS3mGodX0rRpBVw9oJlAHo_O8z3mCN36jMjGKYlefX2vJOBiqoK-zTV/s1600/marylin-monroe10.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="271" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjulM8Qj_3v2IOa4GmPbJqIQXCtOejpPHKKiiKanCbme4wdyHE81U1K7mtaBeYjGQ1EAvj6qymggr7m7s_9i5SuClS3mGodX0rRpBVw9oJlAHo_O8z3mCN36jMjGKYlefX2vJOBiqoK-zTV/s400/marylin-monroe10.jpg" width="400" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgkMZ1KPoxs52hCdkAbLUB_88PHWv3C1obPupaVSIcT9_vD06Bvt9DxMlrsKl__TIvX-GVXsaWedHSuKVNWMTCMxqPESvk70AthSffnLwGl0FYMnAQJDO3ps9AbZptfvLFul1butmJPv6V/s1600/marylin-monroe11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="278" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgkMZ1KPoxs52hCdkAbLUB_88PHWv3C1obPupaVSIcT9_vD06Bvt9DxMlrsKl__TIvX-GVXsaWedHSuKVNWMTCMxqPESvk70AthSffnLwGl0FYMnAQJDO3ps9AbZptfvLFul1butmJPv6V/s400/marylin-monroe11.jpg" width="400" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjl7cOIaOUDGrVIxbWVMCKWVVX0jsILgliat3_NmAefeZnao02lVnMRbD_fPsTor5Flz2pFcRbuNpazhUU0rrM6OoD-YKADybSxYo82MVa0QszVr8_qLN9e257l-DDHalxa6mNiE6tkt3wI/s1600/marylin-monroe13.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjl7cOIaOUDGrVIxbWVMCKWVVX0jsILgliat3_NmAefeZnao02lVnMRbD_fPsTor5Flz2pFcRbuNpazhUU0rrM6OoD-YKADybSxYo82MVa0QszVr8_qLN9e257l-DDHalxa6mNiE6tkt3wI/s320/marylin-monroe13.jpg" width="250" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBbDIY75-lvsaQ5S9WfNK0PHxhq439LLf8Z12iVHkQld1axGA2dGmYpNZZtDes_wNsXA7pQt5FerHrGnPBAXwZ7LN_Y_PtyNEwi6vwWOy1QBwt9_s5YLz_giPIrrnYrAJ0W2X0scWPAvlB/s1600/marylin-monroe14.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBbDIY75-lvsaQ5S9WfNK0PHxhq439LLf8Z12iVHkQld1axGA2dGmYpNZZtDes_wNsXA7pQt5FerHrGnPBAXwZ7LN_Y_PtyNEwi6vwWOy1QBwt9_s5YLz_giPIrrnYrAJ0W2X0scWPAvlB/s320/marylin-monroe14.jpg" width="241" /></a></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0ci1kUUQpY0B1hopMs54cKsZlBVCxcjhqYvCqCSPXqrha3FZftJ_Y69eYg0A01HP9TX3aqBD_hFo2CCwOnIETRebIN_tyUD-ytWjSQLyEzToyiy0nCSOEqP5lVyg9vf95rGIRxMvVQIPH/s1600/marylin-monroe15.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="428" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0ci1kUUQpY0B1hopMs54cKsZlBVCxcjhqYvCqCSPXqrha3FZftJ_Y69eYg0A01HP9TX3aqBD_hFo2CCwOnIETRebIN_tyUD-ytWjSQLyEzToyiy0nCSOEqP5lVyg9vf95rGIRxMvVQIPH/s640/marylin-monroe15.jpg" width="640" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-zgA5rAYXMQsjN6hB0f0XB1sZSWm1HtSung_IecvqMiAOpp5uDqn8oHdHgBYnleK8Js8fCIiRyA03ORL6QpXH6zDq486AtXxCWYrh6q85PSX2dPHyqT_3Ih3KXjt4H7Fn8nS1QPIztzSM/s1600/marylin-monroe16.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-zgA5rAYXMQsjN6hB0f0XB1sZSWm1HtSung_IecvqMiAOpp5uDqn8oHdHgBYnleK8Js8fCIiRyA03ORL6QpXH6zDq486AtXxCWYrh6q85PSX2dPHyqT_3Ih3KXjt4H7Fn8nS1QPIztzSM/s320/marylin-monroe16.jpg" width="203" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYV4Ag5R8QU40OT13sbYRkTKM03_wcbDH0uNxkZkcFPdruvs9osUZRPks9NaaXPwBx50JLv7WFW80ocYUrDO2Ah-T2cXQ3efBRo9tdGjcNt1AS0G8HXvF45SOhTrtNkVfJBO1XPjDJsT1O/s1600/marylin-monroe17.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYV4Ag5R8QU40OT13sbYRkTKM03_wcbDH0uNxkZkcFPdruvs9osUZRPks9NaaXPwBx50JLv7WFW80ocYUrDO2Ah-T2cXQ3efBRo9tdGjcNt1AS0G8HXvF45SOhTrtNkVfJBO1XPjDJsT1O/s320/marylin-monroe17.jpg" width="239" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXrOKiX92EF3TThMy8WafFbHUyYW9sJoRhB1IL4buyMayHZgBlFrqxRYIch9MrW1ETV6UJyvrCDfU1kKYuIhNUTi_AdNQu-WygqVVawPrsLdbvRQ_qwoeQ0U1zGAMPt5dGyZmD6hGQc1NS/s1600/marylin-monroe18.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXrOKiX92EF3TThMy8WafFbHUyYW9sJoRhB1IL4buyMayHZgBlFrqxRYIch9MrW1ETV6UJyvrCDfU1kKYuIhNUTi_AdNQu-WygqVVawPrsLdbvRQ_qwoeQ0U1zGAMPt5dGyZmD6hGQc1NS/s320/marylin-monroe18.jpg" width="320" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4ZFG6OH_Nky6aZqP-kr02rdqsBUGC6NfMe4CIBFKMnZj_JU0b4iAhzjy_QxrGQkX4pCfKxu9f6BfZwaztKovplKMWPK1mavZsqzTOsa9E7xVBxvsH4vI1zTys-T9q8-gwgbKNC6VFBiyb/s1600/marylin-monroe19.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4ZFG6OH_Nky6aZqP-kr02rdqsBUGC6NfMe4CIBFKMnZj_JU0b4iAhzjy_QxrGQkX4pCfKxu9f6BfZwaztKovplKMWPK1mavZsqzTOsa9E7xVBxvsH4vI1zTys-T9q8-gwgbKNC6VFBiyb/s320/marylin-monroe19.jpg" width="221" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRSysnzfuGnsxRF8gIJ8mTrQ4TVd7Y7uZqhBFOhkE0oE4Wru2lD_mhJLSakNB8l5zewt2KZbkuzEE8JEl1CJIo9EG_q7xG4Ps77_CoOlD_A6zdEHa3WWts9kJPp5cS8xct-u-V9tPxlYwi/s1600/marylin-monroe20.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRSysnzfuGnsxRF8gIJ8mTrQ4TVd7Y7uZqhBFOhkE0oE4Wru2lD_mhJLSakNB8l5zewt2KZbkuzEE8JEl1CJIo9EG_q7xG4Ps77_CoOlD_A6zdEHa3WWts9kJPp5cS8xct-u-V9tPxlYwi/s320/marylin-monroe20.jpg" width="218" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdryrcPwCl5al_DlIF4TBiphBYDiLx5dgsRo1EenLZfzXAnibDYBgdc3RKVCT717B2RYeR9FelaP93G8AmSid_rNOEVnDanCa_20YFq-IJ6CAgxpTemEZjy2gr53-A8ZVL7STcGZAB9aUq/s1600/marylin-monroe21.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="223" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdryrcPwCl5al_DlIF4TBiphBYDiLx5dgsRo1EenLZfzXAnibDYBgdc3RKVCT717B2RYeR9FelaP93G8AmSid_rNOEVnDanCa_20YFq-IJ6CAgxpTemEZjy2gr53-A8ZVL7STcGZAB9aUq/s320/marylin-monroe21.jpg" width="320" /></span></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLSP1qL3hHY22gZoeYENVJlOMlOMIVqWcWAusFxJeTAzn1D2oblvjAEo2ac8kC-LzAcCtk8qjYZha9b_g75ApnQxGc2jc-JG3Hdvv1cZNbds54SRu-TravdcPga_cpjozErJKSwL4RAyOc/s1600/marylin-monroe22.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><img border="0" height="434" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLSP1qL3hHY22gZoeYENVJlOMlOMIVqWcWAusFxJeTAzn1D2oblvjAEo2ac8kC-LzAcCtk8qjYZha9b_g75ApnQxGc2jc-JG3Hdvv1cZNbds54SRu-TravdcPga_cpjozErJKSwL4RAyOc/s640/marylin-monroe22.jpg" width="640" /></span></a></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">Daha bir çok, güzel ve çok etkili Marilyn Monroe fotoğrafları var Eve Arnold'ın. Magnum'un sitesinden göz atmanızı tavsiye ederim:</span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">http://www.magnumphotos.com/C.aspx?VP3=ViewBox&CT=Album&ALID=29YL53HU7CJ</span></i></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">ve son olarak, Robert Capa, onun çalışmaları hakkında 'Dietrich'in bacakları ile patates toplayan göçmenlerin acı hayatları arasında bir yere denk geliyor' dermiş :)</span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;">İnsanın ardında bu kadar etkili bir sürü fotoğraf bırakarak, bu hayatı terketmesi ve hep güzel fotoğraflarla adının anılması çok güzel olsa gerek. Toprağın bol olsun Eve Arnold. </span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><i>Kaynaklar:</i></span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><i>Radikal Gazetesi</i></span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><i>www.magnumphotos.com</i></span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="color: #333333; line-height: 22px; margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">
<span class="Apple-style-span" style="color: #9da097; font-family: inherit; line-height: normal;"></span></div>
<div style="line-height: 16px; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<br /></div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-52678089212169059262011-12-13T03:30:00.000-08:002011-12-13T03:30:46.932-08:00Yeni Keşifler: Zee Avi, Kimbra, Birdy, Rox, Freshlyground, Imany<div style="text-align: justify;">
Pek müzik bilgini sayılmam ama dinlemeyi çok severim. Bu ara çektiğim doğum ve aile fotoğraflarını klip yapabilmek için arka planda çalabilecek güzel ve şirin şarkılar bulma çabasındaydım. İşte bu sayede bir kaç yeni keşfim oldu. Çok sevdim bu keşifleri:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>1. Zee Avi:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Radyo eksen'de duydum önce, hemen dikkatimi çekti. Adı gibi kendisi de şirin olan kızımız, tam da benim fotoğraflara fon müziği yapmak için söylüyor sanki. Çok tatlı bir sesi var, müzikleri de çok şeker. Ama işte benim müzikler hakkında yapabileceğim yorumlar bu kadar, çok şeker ve çok güzelden öteye gitmez. O yüzden daha ayrıntılı yorumlar için size benim çok severek okuduğum bir bloğu, <a href="http://albumatine.blogspot.com/">Albümatine</a>'yi tavsiye ederim, . Gerçi orda Zee Avi hakkında çok olumlu şeyler yazmamış blog yazarı ama olsun ben yine de sevdim bu kızı. (http://albumatine.blogspot.com/2009/09/zee-avi-zee-avi.html)</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/EpDXra9Zbk4?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b>2. Kimbra:</b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Pek karizmatik, pek güzel. Sesi de güzel, şarkıları da çok güzel. Ama kendisi o kadar güzelki, hep izleyesi geliyor insanın. Avustralyalıymış, sanki Naomi Watts'ın esmer ve genç hali gibi biraz. Tam kıskanılası insan kendisi. 21 yaşında çıkarmış ilk albümünü. Bu kadar genç yaşta böylesi güzel bir albüm. Albümatine'de hakkında yazılanlar işte bu <a href="http://albumatine.blogspot.com/2011/09/kimbra-vows.html">linkte.</a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/yHV04eSGzAA?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b>3. Birdy:</b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Çok puslu, kasvetli bir havası var güzel müziklerinde. Herşeyden öte 96 doğumluymuş bu kız. Böylesi bir yetenekle nerelere gider kimbilir. Başlangıç albümü de hiç fena değil. Yolu açık olsun diyor, onun da klibini aşağıya ekliyoruz.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/aNzCDt2eidg?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b>4. Rox</b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Bu kızımız zaten çoktan ünlü olmuş da, bizim haberimiz yokmuş kendisinden. Amy Winehouse'un boşluğunu dolduracak kişi diyorlarmış kendisine, bence o kadar olmasa da hiç de fena değil. En sevdiğim şarkısı <i>My Baby Left Me</i>'yi ekledim aşağıya. Çok değil birkaç gün sonra kendisini canlı canlı izlicez inşallah, 16 Aralık'ta Garajİstanbul'da sahne alıyor.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/hXlBAadicBI?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b>5. Freshlyground</b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
İşte bu klibi tamamen tesadüf eseri, youtube'te ordan oraya tıklarken buluverdim. Şarkıdan öte klip çok şirin. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/4XPl6Pb8K4I?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b>6. Lou Hickey</b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bu kızımız da hiç fena değil. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/aQ7zKbRuHmA?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b>7. Imany</b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Ama işte hepsinden öte son zamanlarda en çok dinleyip, en çok sevdiğim kişi Imany.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/L4tF9EnbcxU?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<br />Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-29931531064780969532011-11-23T14:39:00.001-08:002011-11-24T08:53:56.698-08:00Nick Brandt<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcAsKRGPBfPNNmoywVlOGeT6-F30Nzwpaez4YF-dviTAlHrp_Muu9Pb0cwhLEHHGzg3tZt-SfMO-RoWTFhT0M2X6iJpYZBpN7UEDrAJGIQYCKo70FTHXa_QIAalT-0BNUwG5Nc-2nsxc_A/s1600/66334_445563336086_161975326086_5901148_511876_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcAsKRGPBfPNNmoywVlOGeT6-F30Nzwpaez4YF-dviTAlHrp_Muu9Pb0cwhLEHHGzg3tZt-SfMO-RoWTFhT0M2X6iJpYZBpN7UEDrAJGIQYCKo70FTHXa_QIAalT-0BNUwG5Nc-2nsxc_A/s320/66334_445563336086_161975326086_5901148_511876_n.jpg" width="240" /></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Bir odam olsun isterdim, yüksek duvarları olan. O duvarlardan birini siyaha boyayıp üstünü kocaman ama kocaman Nick Brandt fotoğraflarıyla doldurmak isterdim. O zaman hep hayal ettiğim Afrika safarisine gitmesem de olurdu, oturup tüm gün o duvarı izlesem de olurdu. Ama safariye gitmek de, kocaman Nick Brandt fotoğraflarıyla dolu yüksek duvarlı bir oda sahibi olmak da, şimdilik hatta uzunca bir süre hatta muhtemelen çok çok uzunca bir süre mümkün olmayacak. (Fotoğrafçının çok büyük boy baskıları 130.000 dolarları bulan fiyatlara gidiyormuş). En iyisi bu hayallerden sıyrılıp, Nick Brandt'i Arka Pencere'me konuk etmek.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Time dergisinde söylendiği gibi, Afrika vahşi yaşamı daha önce hiç bu kadar muhteşem, kasvetli ve gizemli görünmemişti. Onun filleri piramidler kadar ağır, gergedanları kömürden daha eskiden kalma sanki, maymunları da bilmediğimiz birşeyler biliyor.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Nick Brandt, 1966 da Londra'da doğdu. St.Martin Güzel sanatlar okulunda resim ve sinema üzerine okudu. 1992'de Amerika'ya taşındıktan sonra Michael Jackson, Moby ve Jewel gibi ünlü isimlerin kliplerini çekti. Michael Jackson'un Earth Song isimli şarkısına Tanzanya'da klip çekerken, Doğu Afrika'daki vahşi yaşama ve hayvanlara hayran kaldı. Sonrasındaki birkaç yılda bu tutkusunu film ve klip çekmekle dizginleyemedi, hayvanlara olan sevgisini en iyi fotoğraf aracılığı ile gösterebileceğini farketti ve bunu daha önce kimsenin yapmadığı bir şekilde yapmaya karar verdi.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Heybetli Doğu Afrika'nın yıkımını anacağı ve kitap üçlemesiyle sonuçlanacak tutkulu projesine 2000'de başladı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Brandt fotoğraflarını tele lensler kullanmadan orta format siyah beyaz filmler ile çekiyor, sonrasında taradığı negatifleri bilgisayarda işliyor. Asla fotoğrafta ekleme, çıkarma, montaj gibi işlemler yapmıyor. Fotoğraflarının büyülü havası, büyük bir şans ve sabır sonucu ortaya çıkıyor. Çektiği hayvanların kişiliklerini çok daha iyi yansıtabileceğini düşündüğü için çok yakın mesafelerden fotoğraf çekiyor. Bunu da şu şekilde açıklamakta:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"Bir insanın da portresini yüz metre öteden çekerek, onun ruhunu yansıtamazsınız, yaklaşmak </span></i></div>
<div style="text-align: justify;">
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">zorundasınız."</span></i></div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiX5v3502zsiwcJCfEr7sFe6GigP7RizEuVCeEPUIkFMnrbWaoy16W1Hd3IR7SnVRVYGTMIiYUqKdpADYIF6ksSHZnEHfeSu6uRndu7x91my0XRd29qxXjBLx2eczCDOXPJu4sWwhW3_AKL/s1600/nick_brandt_photography1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiX5v3502zsiwcJCfEr7sFe6GigP7RizEuVCeEPUIkFMnrbWaoy16W1Hd3IR7SnVRVYGTMIiYUqKdpADYIF6ksSHZnEHfeSu6uRndu7x91my0XRd29qxXjBLx2eczCDOXPJu4sWwhW3_AKL/s1600/nick_brandt_photography1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiX5v3502zsiwcJCfEr7sFe6GigP7RizEuVCeEPUIkFMnrbWaoy16W1Hd3IR7SnVRVYGTMIiYUqKdpADYIF6ksSHZnEHfeSu6uRndu7x91my0XRd29qxXjBLx2eczCDOXPJu4sWwhW3_AKL/s320/nick_brandt_photography1.jpg" width="315" /></span></a><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-style: normal; line-height: 19px;"></span></span></i><br />
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Üçlemenin ilk kitabı <i>'On This Earth'</i> 2000-2004 yılları arasında çekilen 66 fotoğraftan oluşuyor. Bu kitaptaki fotoğraflar, bunu takip eden iki kitabın (kasıtlı olarak) aksine Afrika cennetini saf bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. Kitabın kapağındaki, <i>'Tozlar içindeki Fil (Amboseli, 2004)'</i> fotoğrafı Brandt'in en bilinen fotoğraflarından biri. </span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">On This Earth kitabının son sözünde Brandt, kullandığı metotların sebeblerini şöyle açıklıyor:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></i></div>
<div style="text-align: justify;">
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"Görmeye alıştığımız vahşi yaşam fotoğraflarındaki gibi sadece belgesel amaçlı, aksiyon ve heyecan yüklü fotoğraflar çekmekle ilgilenmiyorum. İlgilendiğim hayvanları basitçe varoldukları ortamda göstermek. Yani daha sonra varolamayacakları ortamlarda. Bu dünya korkunç bir yıkımın eşiğinde, hepsi de bizim sayemizde. Bana göre, insan olan ya da olmayan her varlık eşit haklarda yaşam hakkına sahip, bu demektirki kameramdan baktığımda beni etkileyen her hayvan ve ben eşitiz. Fotoğraflarım bu güzel yaratıklara ve gözlerimizin önünde feci şekilde yokolan bu güzel dünyaya ağıtımdır."</span></i></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;"><br /></span></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;"></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUv1Csmcj3kFCZG0WZn5QcJUEnDv0CxZRMCoHokaLMECGuWIngwjk4zZ7H7ZQw_VnmH1MWtciRFHWNtjKb_mSqjVruZsIi641CzyqnOjwndblZhUHr4OOGqgq8WmvvyBZFYl-z-EYDxIj5/s1600/Picture+22.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUv1Csmcj3kFCZG0WZn5QcJUEnDv0CxZRMCoHokaLMECGuWIngwjk4zZ7H7ZQw_VnmH1MWtciRFHWNtjKb_mSqjVruZsIi641CzyqnOjwndblZhUHr4OOGqgq8WmvvyBZFYl-z-EYDxIj5/s320/Picture+22.jpg" width="280" /></span></a></div>
<div style="line-height: 1.5em; margin-bottom: 0.5em; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0.4em; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;">Üçlemenin ikinci kitabı '<i>A Shadow Falls'</i> 2005-2008 yılları arasında çekilmiş 58 fotoğraftan oluşuyor.<i> Bu kitap, ilk kitap "On This Earth"e</i> göre daha üstün görülür ve daha çok beğenilmektedir. Kitabın başlığına da benzer bir şekilde bu kitapta, fotoğrafladığı dünyayı daha melankolik bir bakış açısıyla yansıttığını görmekteyiz. Kitaptaki fotoğraflar kasıtlı olarak bölümlere ayrılmıştır: İlk fotoğraflar hayvanlarla ve sularla dolu, bozulmamış yeşil bir dünyada geçer. Kitabın sayfalarında ilerledikçe fotoğraflar çıplaklaşır, sonlara doğru ağaçlar ölmüş, sular gitmiş, hayvanlar azalmıştır. Kitap kurumuş bir göl yatağında terkedilmiş devekuşu yumurtası fotoğrafıyla sonlanır. </span></div>
<div style="margin-bottom: 0.5em; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0.4em; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;"><br /></span></span></div>
<div style="line-height: 1.5em; margin-bottom: 0.5em; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0.4em; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;"></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6yclnBz9S2H_y4f_uKVEtYPRGIQGhsqfQA0d-RjfogK91mF8dSm3jB_uYaBx2I03updqoo8KV0H7eMYErH7hNL8TuK0VdDjd0q9hIfwbiMBObUPUc-BqhMi8nP1Nja1-KihxNAqnkBocB/s1600/313125_10150300309456087_161975326086_8468309_1552662784_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="256" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6yclnBz9S2H_y4f_uKVEtYPRGIQGhsqfQA0d-RjfogK91mF8dSm3jB_uYaBx2I03updqoo8KV0H7eMYErH7hNL8TuK0VdDjd0q9hIfwbiMBObUPUc-BqhMi8nP1Nja1-KihxNAqnkBocB/s320/313125_10150300309456087_161975326086_8468309_1552662784_n.jpg" width="320" /></a></span></div>
<div style="margin-bottom: 0.5em; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0.4em; text-align: justify;">
<div style="line-height: 1.5em;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;">Nick Brandt üçlemenin son kitabı için 2010 yılında çekimlere başladı. Bu kitaba daha karanlık bir bakış açısıyla yaklaşıyor, sevdiği ve aşık olduğu doğanın ilerideki yokoluşunu anlatmaya çalıştığını söylüyor. Buna bir örnek olarak yandaki <i>'Fildişleri ile Orman Bekçisi' (Amboseli,2011) </i>fotoğrafını gösterebiliriz. Bu fotoğrafta, Nick Brandt'in 2010 yılında kurduğu <i>'Big Life Foundation' (Büyük Yaşam Vakfı) </i>ın çalışanlarından biri olan orman muhafızını görmekteyiz. Fotoğrafta, Büyük Yaşam Vakfı kurulmadan önceki yıllarda kaçak avcılar tarafından öldürülmüş bir filin dişlerini, Orman muhafızı iki elinde tutmaktadır. Üçüncü kitap 2013 yılında yayınlanacak. </span></div>
<div style="line-height: 1.5em;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;"><br /></span></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: xx-small;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;"><i>*Bilgiler genel olarak Wikipedia ve İz Dergisi'nden alındı.</i></span></span></div>
<div style="line-height: 1.5em; margin-bottom: 0.5em; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0.4em; text-align: justify;">
<i><span class="Apple-style-span" style="font-size: xx-small;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;">Nick Brandt'in resmi facebook sayfası: </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;">http://www.facebook.com/pages/Nick-Brandt/161975326086</span></span></i></div>
<div style="line-height: 1.5em; margin-bottom: 0.5em; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0.4em; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: xx-small; line-height: 19px;"><i>resmi sitesi: http://www.nickbrandt.com/</i></span></div>
<div style="line-height: 1.5em; margin-bottom: 0.5em; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0.4em; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;">Nick Brandt'in diğer fotoğraflarından seçkiler: </span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: x-small; line-height: 19px;"><i>fotoğrafların sonunda Nick Brandt'in Big Life Foundation ile ilgili İz Dergisi'ndeki yazısını bulabilirsiniz.</i></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhBgD-a-MLFUlpZk8xm9x_v1kWyt38Ro4xj3v-jAm7JMu4ueII4iGTMs2el7Cn5gbAvY1ASPOlqNj6Z_TKYE9s-AAAohhD14ErZT4tEgXq5RbiXRMS6r4oL_1kXlUwn5EkTRlJdbh7IULI/s1600/7226_167899116086_161975326086_3381703_6839967_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="508" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhBgD-a-MLFUlpZk8xm9x_v1kWyt38Ro4xj3v-jAm7JMu4ueII4iGTMs2el7Cn5gbAvY1ASPOlqNj6Z_TKYE9s-AAAohhD14ErZT4tEgXq5RbiXRMS6r4oL_1kXlUwn5EkTRlJdbh7IULI/s640/7226_167899116086_161975326086_3381703_6839967_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3-pDsSyswV2kYzUiXljgoJIYGm5cOVJGbn7gjsHPaJKqV0X7DGPxR7ZzlzZ3P2K2-NujgsX6_s__VnL9WGs3xMxOWW9ah2vmsQIVburVcC33Ie2qQsPrla-Um-UXeiE2DgmG5yX3sJuoq/s1600/10428_161977431086_161975326086_3334653_528823_n-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="484" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3-pDsSyswV2kYzUiXljgoJIYGm5cOVJGbn7gjsHPaJKqV0X7DGPxR7ZzlzZ3P2K2-NujgsX6_s__VnL9WGs3xMxOWW9ah2vmsQIVburVcC33Ie2qQsPrla-Um-UXeiE2DgmG5yX3sJuoq/s640/10428_161977431086_161975326086_3334653_528823_n-1.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_B21enc0MUUdH227eQjabdqTuk3Q9fifE619yVtk-0_wW7dEOZtjK0VZE9beDf3I4H7Xd69SQ99K8REChgmDD0AOgFbCkldTSho9cawjWDEMXEsGq2VrhmzUyLRLSGFR_873kUvVkEI9X/s1600/10428_161977441086_161975326086_3334654_2692826_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_B21enc0MUUdH227eQjabdqTuk3Q9fifE619yVtk-0_wW7dEOZtjK0VZE9beDf3I4H7Xd69SQ99K8REChgmDD0AOgFbCkldTSho9cawjWDEMXEsGq2VrhmzUyLRLSGFR_873kUvVkEI9X/s320/10428_161977441086_161975326086_3334654_2692826_n.jpg" width="300" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy9M9EKBqvTlIXvfQzfjqGSgvcB82hq6i_wyCJQakRsRA8CBvINLGvpsJpgfw0YWXENaqGCQbwuTAGIMdnBKAqZObcXXayFQHL8RvJXcZOONC5hmAwDRvy7SqCtg2cL9T7-Kqz51jTd9MW/s1600/10428_161977451086_161975326086_3334655_182047_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy9M9EKBqvTlIXvfQzfjqGSgvcB82hq6i_wyCJQakRsRA8CBvINLGvpsJpgfw0YWXENaqGCQbwuTAGIMdnBKAqZObcXXayFQHL8RvJXcZOONC5hmAwDRvy7SqCtg2cL9T7-Kqz51jTd9MW/s640/10428_161977451086_161975326086_3334655_182047_n.jpg" width="514" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIhQrdER_DO2IoAzLGLWDZc44g73VoB9LE5qmQ3wwxb9C5yQx-PEO81Oe1F7TgoBq5uQsxedo27Of3Y4Rd1fjqwXBM3HCaTYadb-NGzPv-0l-PsTqSS2CmD-5rmUUo5hwT25XLPuB2qMj8/s1600/10428_161977461086_161975326086_3334657_8087801_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="280" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIhQrdER_DO2IoAzLGLWDZc44g73VoB9LE5qmQ3wwxb9C5yQx-PEO81Oe1F7TgoBq5uQsxedo27Of3Y4Rd1fjqwXBM3HCaTYadb-NGzPv-0l-PsTqSS2CmD-5rmUUo5hwT25XLPuB2qMj8/s640/10428_161977461086_161975326086_3334657_8087801_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjst5Fx7FIz9AyjJGi_lefaFd2hV1qNQUn_Y5jVsRKE2R2Ig16shTckPfFOpPr7DiHwgn0rN6xBjAYHta1jhlSbeT1BQLUT6Wlf9JMtDfxVwKAtiT5wEPh1TToALBTke1xvEM0l0zt3pg4U/s1600/10428_161977486086_161975326086_3334660_3172817_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="526" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjst5Fx7FIz9AyjJGi_lefaFd2hV1qNQUn_Y5jVsRKE2R2Ig16shTckPfFOpPr7DiHwgn0rN6xBjAYHta1jhlSbeT1BQLUT6Wlf9JMtDfxVwKAtiT5wEPh1TToALBTke1xvEM0l0zt3pg4U/s640/10428_161977486086_161975326086_3334660_3172817_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh78EOoRQZfXrjdkCDiXJLBbzJDzhzXc6rUo3GjNAV7Lth9oGw8YVsN1EUI-Tgd-0zvx4eNZftuwftr2u703Oo72KqsI4pku7lu1OwyA0zSunP4yifPJQA1fBzCpPDwYNQAqWgGD-mZBVuE/s1600/10428_161977501086_161975326086_3334662_3585473_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="636" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh78EOoRQZfXrjdkCDiXJLBbzJDzhzXc6rUo3GjNAV7Lth9oGw8YVsN1EUI-Tgd-0zvx4eNZftuwftr2u703Oo72KqsI4pku7lu1OwyA0zSunP4yifPJQA1fBzCpPDwYNQAqWgGD-mZBVuE/s640/10428_161977501086_161975326086_3334662_3585473_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_K-ctqsGR_mS0TIZaZ-D1S0RitWdLEE5Fu-rAUG25Tl2uwcdcT4vtL5X6Y_3jHds2rWOyipCPw89TDoLwSMA9JhQ_k1nZYPZiMGxoJwfIQ-A3H4jdmYixoTNWf-kyhJbFwVfJEVCbPq-U/s1600/10428_161977506086_161975326086_3334663_7551595_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="548" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_K-ctqsGR_mS0TIZaZ-D1S0RitWdLEE5Fu-rAUG25Tl2uwcdcT4vtL5X6Y_3jHds2rWOyipCPw89TDoLwSMA9JhQ_k1nZYPZiMGxoJwfIQ-A3H4jdmYixoTNWf-kyhJbFwVfJEVCbPq-U/s640/10428_161977506086_161975326086_3334663_7551595_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBNIUfoWVsO_oqfw7PkGYCxDyohTpBgmgJX-1vHoBuKCTY1JsAPQNSq3NctLDsG18AF-nGW8FCciAMXYaUe-ODwc5OfSECOC1h9ZNgxljs4RiyBEjhIScSnfnfozhxFxFNIXvXib5LWlNA/s1600/10428_161977526086_161975326086_3334667_6188568_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="512" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBNIUfoWVsO_oqfw7PkGYCxDyohTpBgmgJX-1vHoBuKCTY1JsAPQNSq3NctLDsG18AF-nGW8FCciAMXYaUe-ODwc5OfSECOC1h9ZNgxljs4RiyBEjhIScSnfnfozhxFxFNIXvXib5LWlNA/s640/10428_161977526086_161975326086_3334667_6188568_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPFWfqSUm1waDZnlFb_y0eiVnHhmtLLsFcwE-AnWFOWf6x6xFi1XV-QcWQoJc2UseG1XmTRh0_ht_OqXHH2zrF_ty1LsYyaUO_C5AYwe_dUIiuoYNkckQ6aRerWgPJem-0p0EnRLS4SjeN/s1600/10428_161977541086_161975326086_3334670_2730010_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="474" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPFWfqSUm1waDZnlFb_y0eiVnHhmtLLsFcwE-AnWFOWf6x6xFi1XV-QcWQoJc2UseG1XmTRh0_ht_OqXHH2zrF_ty1LsYyaUO_C5AYwe_dUIiuoYNkckQ6aRerWgPJem-0p0EnRLS4SjeN/s640/10428_161977541086_161975326086_3334670_2730010_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg14tmMqpXPI6iV-7F0cE6o1AxVI4Op-EIoMhKy-hTQos1a9xc085LUN7tjPX0fsNQZvwcsp9YsJJu0S7oNEy8j3TupI3n3YpRqOBVeKorOsQA1i9_oVYT1UCYgNQBe79mnCbvebkPpxKgQ/s1600/10428_161977546086_161975326086_3334671_5825615_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="546" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg14tmMqpXPI6iV-7F0cE6o1AxVI4Op-EIoMhKy-hTQos1a9xc085LUN7tjPX0fsNQZvwcsp9YsJJu0S7oNEy8j3TupI3n3YpRqOBVeKorOsQA1i9_oVYT1UCYgNQBe79mnCbvebkPpxKgQ/s640/10428_161977546086_161975326086_3334671_5825615_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikRoI41EBl9TCRfyLJzPmt-o48gR0L0t5eFajwZIis-rEA7-d9L4L5hQDtaNq7INDMNJfQqwNIisbsaZOiIk9RGBvDHwvswIPuK7vqQJ7bmu0xNNES0WUSpUOQe_d_Ztl4yyiH9PCSXUZO/s1600/10428_161977551086_161975326086_3334672_6909179_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="506" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikRoI41EBl9TCRfyLJzPmt-o48gR0L0t5eFajwZIis-rEA7-d9L4L5hQDtaNq7INDMNJfQqwNIisbsaZOiIk9RGBvDHwvswIPuK7vqQJ7bmu0xNNES0WUSpUOQe_d_Ztl4yyiH9PCSXUZO/s640/10428_161977551086_161975326086_3334672_6909179_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxaLi7XYv9nkzPh8EtTkCBP-7ZU3hM3tY6JzUZ5AvBmypv0sY6lq3z_hdr9WYyULFaswyVBit7tEzcLtYSrks_fEGizxYy_cib4QjGXk8Kt26EXd-PxQ2NdpAp9HY8XFiWFjZE5qzUroMv/s1600/10428_161977556086_161975326086_3334673_2230170_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="434" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxaLi7XYv9nkzPh8EtTkCBP-7ZU3hM3tY6JzUZ5AvBmypv0sY6lq3z_hdr9WYyULFaswyVBit7tEzcLtYSrks_fEGizxYy_cib4QjGXk8Kt26EXd-PxQ2NdpAp9HY8XFiWFjZE5qzUroMv/s640/10428_161977556086_161975326086_3334673_2230170_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq5RkWbXTNAvvvYjxFwaqo7MwwDMzQud1Wf0IVPS0xmjXz8PM00mTuuQYUBhFR6BQrWiy8rdP_q9_gj862gHZa2QJs5dcnrgw09DVafS7BaralVTBrqOWKZJThuUeK491Z55mGGRmnFtsB/s1600/10428_161985141086_161975326086_3334818_7900223_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="268" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq5RkWbXTNAvvvYjxFwaqo7MwwDMzQud1Wf0IVPS0xmjXz8PM00mTuuQYUBhFR6BQrWiy8rdP_q9_gj862gHZa2QJs5dcnrgw09DVafS7BaralVTBrqOWKZJThuUeK491Z55mGGRmnFtsB/s640/10428_161985141086_161975326086_3334818_7900223_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGEtYUA7GT8OmMn2nTG-4YdM-1vL7VDRjhK3LDxH-Pd4tkQ4Grpb5_TFsshJ1o_gdtN7CgpJYG1xmr-CAL1NzMENAjEoHUrroQ6POCgGlFPo3IaShs_Enhda0kpAVmIMEjBN9_0Ti-Ebd1/s1600/10428_161985161086_161975326086_3334822_3216083_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="312" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGEtYUA7GT8OmMn2nTG-4YdM-1vL7VDRjhK3LDxH-Pd4tkQ4Grpb5_TFsshJ1o_gdtN7CgpJYG1xmr-CAL1NzMENAjEoHUrroQ6POCgGlFPo3IaShs_Enhda0kpAVmIMEjBN9_0Ti-Ebd1/s640/10428_161985161086_161975326086_3334822_3216083_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgasJzVF9F5D4NQBsd9sc-N0x77ze5OoVW3N9Ux-kDAJuOhTe5OpB_BUbYg93myF6rftg-S4SDQqq-x1R69LzzLWfnEKO2rZY2RKO-Bp-TJW4u8GcmnNShKh_xZvVAUG1OnZhBSASQ2TH6r/s1600/10428_161985191086_161975326086_3334827_690352_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgasJzVF9F5D4NQBsd9sc-N0x77ze5OoVW3N9Ux-kDAJuOhTe5OpB_BUbYg93myF6rftg-S4SDQqq-x1R69LzzLWfnEKO2rZY2RKO-Bp-TJW4u8GcmnNShKh_xZvVAUG1OnZhBSASQ2TH6r/s640/10428_161985191086_161975326086_3334827_690352_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhU2dinOIBUIGx4aOFlV2UxYD-6Q0Qj36mLsPxVHkabloBE29A05u5C2lpXGPCKT_4d2NYpCEy_8hFl20chUqF55MtHT3BYcJSMGPKXWwdPZvF5cea-bXUPNOuHBVkvsRVJQUsv7PCW51Gq/s1600/10428_161985196086_161975326086_3334828_4771132_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="350" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhU2dinOIBUIGx4aOFlV2UxYD-6Q0Qj36mLsPxVHkabloBE29A05u5C2lpXGPCKT_4d2NYpCEy_8hFl20chUqF55MtHT3BYcJSMGPKXWwdPZvF5cea-bXUPNOuHBVkvsRVJQUsv7PCW51Gq/s640/10428_161985196086_161975326086_3334828_4771132_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJjYabs366M-A-rD7dnyw9BI9ZxZ5Wv9hlZcF6IugYAweKU8yoQXk39LRDI80eTLe7FR3g9iaYqyQcxvsv4J4OzsKjL2v1qpzBNFBYyBlXOz8jXNFzPUGunXQHmli6FLWe26ZJkjZxmuhS/s1600/10428_161985221086_161975326086_3334832_5067205_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="456" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJjYabs366M-A-rD7dnyw9BI9ZxZ5Wv9hlZcF6IugYAweKU8yoQXk39LRDI80eTLe7FR3g9iaYqyQcxvsv4J4OzsKjL2v1qpzBNFBYyBlXOz8jXNFzPUGunXQHmli6FLWe26ZJkjZxmuhS/s640/10428_161985221086_161975326086_3334832_5067205_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJxyvE6Q45eSe7gXQtl6g6mf_xEZAaG6omxj-2LEf3jef5qHjtoHqA-tjlGcarSj9h4nfQTkotD4tGfPLZmE_joDDx0-Pkuf83PhB9XX8rNxFsdPfiliAMz_fSsYcfYk6-DhfXKyf9VEqd/s1600/10428_161987211086_161975326086_3334845_7887417_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="510" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJxyvE6Q45eSe7gXQtl6g6mf_xEZAaG6omxj-2LEf3jef5qHjtoHqA-tjlGcarSj9h4nfQTkotD4tGfPLZmE_joDDx0-Pkuf83PhB9XX8rNxFsdPfiliAMz_fSsYcfYk6-DhfXKyf9VEqd/s640/10428_161987211086_161975326086_3334845_7887417_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyechiXMp9CgI9XJF8W648IThwU0dIyeeIC9oNLPM9zSlMZWMUBQdJj7mLGOqUJ7dBySk3CWSJc8GqvisyHMcm1AxIeK_aViMp0dy4t4pwJKnIK7a1vOmHBAO_n2pClRkmqGbJ5gyFUTm4/s1600/10428_161987221086_161975326086_3334847_5628902_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="350" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyechiXMp9CgI9XJF8W648IThwU0dIyeeIC9oNLPM9zSlMZWMUBQdJj7mLGOqUJ7dBySk3CWSJc8GqvisyHMcm1AxIeK_aViMp0dy4t4pwJKnIK7a1vOmHBAO_n2pClRkmqGbJ5gyFUTm4/s640/10428_161987221086_161975326086_3334847_5628902_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjc0WLuIN4j-Du6JLrBeaIB9XbkrmqQrylMknCQV93mRt-mRAhVrBGwzdha4psF7tWNSpmHpMqlAyZea0ZeBqu6cVAhiguG03_J9XqGFl7uHlvrAXPTOLfjSySzklo_fOMCA12_Fjj18nNE/s1600/10428_161987231086_161975326086_3334849_6990184_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="534" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjc0WLuIN4j-Du6JLrBeaIB9XbkrmqQrylMknCQV93mRt-mRAhVrBGwzdha4psF7tWNSpmHpMqlAyZea0ZeBqu6cVAhiguG03_J9XqGFl7uHlvrAXPTOLfjSySzklo_fOMCA12_Fjj18nNE/s640/10428_161987231086_161975326086_3334849_6990184_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4pGlzXQO92-32HUt4RF-lwDWxMKn_phbt5Bd9O908AK5hNrzwEkjwbF_YKsT4rox92zOfJLTSh258j4UtRYl65uxuqt9yz-Z39Zyn6999SVdBC2m7RX45do9P2P1-hPOKGtuIRPkHolth/s1600/10428_161987251086_161975326086_3334852_1759637_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4pGlzXQO92-32HUt4RF-lwDWxMKn_phbt5Bd9O908AK5hNrzwEkjwbF_YKsT4rox92zOfJLTSh258j4UtRYl65uxuqt9yz-Z39Zyn6999SVdBC2m7RX45do9P2P1-hPOKGtuIRPkHolth/s640/10428_161987251086_161975326086_3334852_1759637_n.jpg" width="474" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdW3sUZWqG43n6g9Whuped-zyuDeR_GolcVz8cxXiPUWxzMj0IiYwbhO1Z9ke0krmCVP5QR-6ity3QNVNtA-cxeRqzWcYu1gyo6b9FPfojDxR-eKxIDB-Rzcwf6Mv_KI4ERtKh-bZD3fBY/s1600/10428_161987256086_161975326086_3334853_2787253_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="548" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdW3sUZWqG43n6g9Whuped-zyuDeR_GolcVz8cxXiPUWxzMj0IiYwbhO1Z9ke0krmCVP5QR-6ity3QNVNtA-cxeRqzWcYu1gyo6b9FPfojDxR-eKxIDB-Rzcwf6Mv_KI4ERtKh-bZD3fBY/s640/10428_161987256086_161975326086_3334853_2787253_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgucS6vVxsOaMVE2l2gVqFCX0u4RH1yxl7BoaYYUTaWOFUWpQX9m-gv5r8lsrC6OUDWCcoSLcCaoaoW2YhHaCnrVQppobATXR80UmGE1xufLw2frdk6uj4qhM2JnfSJo1t45QDGeJYXSKKJ/s1600/10428_161987261086_161975326086_3334854_4744000_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="534" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgucS6vVxsOaMVE2l2gVqFCX0u4RH1yxl7BoaYYUTaWOFUWpQX9m-gv5r8lsrC6OUDWCcoSLcCaoaoW2YhHaCnrVQppobATXR80UmGE1xufLw2frdk6uj4qhM2JnfSJo1t45QDGeJYXSKKJ/s640/10428_161987261086_161975326086_3334854_4744000_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwLM7SlSvz93wV7Gt3ADakkOpeiDpgjVQpd9qnk_bEt6MsFPPFMiLLN4Tf1xMQpWbUoQVRNsap5LGm3E_BS_uiqkxNoN_9A-dO6RC7m_RvRJDbsZ6gkrnIaj7rSUJ3RAc6PFvFkbnp3fD0/s1600/10428_161987271086_161975326086_3334856_7377732_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwLM7SlSvz93wV7Gt3ADakkOpeiDpgjVQpd9qnk_bEt6MsFPPFMiLLN4Tf1xMQpWbUoQVRNsap5LGm3E_BS_uiqkxNoN_9A-dO6RC7m_RvRJDbsZ6gkrnIaj7rSUJ3RAc6PFvFkbnp3fD0/s640/10428_161987271086_161975326086_3334856_7377732_n.jpg" width="638" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNx3JVC4yUgeN23u4RWXxtDVIwJf-UdWkTCdipmstUhAtgl2IEhS5rmnnacr73Kc7Ha6PEvMmUcQjnF8xr0JxkOswSgS1V8b-rWCsj1rhOrhjBxleGL4eK68Z9-N-qhAoKx-lE-LQbU-l3/s1600/10428_161987276086_161975326086_3334857_2628546_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="635" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNx3JVC4yUgeN23u4RWXxtDVIwJf-UdWkTCdipmstUhAtgl2IEhS5rmnnacr73Kc7Ha6PEvMmUcQjnF8xr0JxkOswSgS1V8b-rWCsj1rhOrhjBxleGL4eK68Z9-N-qhAoKx-lE-LQbU-l3/s640/10428_161987276086_161975326086_3334857_2628546_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSdcQIkOTbpP3XtWh7tXKp-kMpuIxxzb0h3j8NfrnOFR-QdRl12E8vZMmlRufo5gLWfRBFS7aqsL-aK86mk_Z2x0DyGgHBYwIbswCa-miECMsm4Pary06Ue-J2B6pEEA3dcWBykoV1dzMM/s1600/13934_170343066086_161975326086_3401678_1612500_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="246" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSdcQIkOTbpP3XtWh7tXKp-kMpuIxxzb0h3j8NfrnOFR-QdRl12E8vZMmlRufo5gLWfRBFS7aqsL-aK86mk_Z2x0DyGgHBYwIbswCa-miECMsm4Pary06Ue-J2B6pEEA3dcWBykoV1dzMM/s640/13934_170343066086_161975326086_3401678_1612500_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhi2Ze07-6ccU22wDENFTQbMlYgeEgn2cTeaa6C3ccWhEzO5A6sC0uihTTZuIiv05V5fUfHhQXtoD2RhyvfsJbaAKpA6Es-i8n-E2PdN4utFpv40jojCNCL7_hLPxr4sVAs3ZOn1lBacGXp/s1600/25241_382825181086_161975326086_4347063_2469165_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="496" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhi2Ze07-6ccU22wDENFTQbMlYgeEgn2cTeaa6C3ccWhEzO5A6sC0uihTTZuIiv05V5fUfHhQXtoD2RhyvfsJbaAKpA6Es-i8n-E2PdN4utFpv40jojCNCL7_hLPxr4sVAs3ZOn1lBacGXp/s640/25241_382825181086_161975326086_4347063_2469165_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjKOJb1EE3Fuq7CYzUjz290xxvzFUJb0gK4cWiepY80WG-nrcDMsJjAxsUayffTPzoErv3FUamzaX5fTNrTeI24tfQt39q8eSm0Y_2TPCr_xtnKk97jU3MzhuWo6SD-FzIQLj4Uk5lut2V/s1600/37190_445563391086_161975326086_5901151_7633629_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="520" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjKOJb1EE3Fuq7CYzUjz290xxvzFUJb0gK4cWiepY80WG-nrcDMsJjAxsUayffTPzoErv3FUamzaX5fTNrTeI24tfQt39q8eSm0Y_2TPCr_xtnKk97jU3MzhuWo6SD-FzIQLj4Uk5lut2V/s640/37190_445563391086_161975326086_5901151_7633629_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqzpFpCGKzi3w0AZJZt0MFxvZ86rmRlU2YGufm8EwD42C8U080hhjd4Icfbd-dTm29RF_J6IkwcBFNrUqrDw_B1vTtnB6gxpNzn0SS0rOK70kRGOD2OQ8B0NJzzrLUz6D08X7Rq3Ur1N6k/s1600/47006_445563426086_161975326086_5901152_2737947_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="374" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqzpFpCGKzi3w0AZJZt0MFxvZ86rmRlU2YGufm8EwD42C8U080hhjd4Icfbd-dTm29RF_J6IkwcBFNrUqrDw_B1vTtnB6gxpNzn0SS0rOK70kRGOD2OQ8B0NJzzrLUz6D08X7Rq3Ur1N6k/s640/47006_445563426086_161975326086_5901152_2737947_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0.5em; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0.4em; text-align: justify;">
<div style="line-height: 1.5em;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;"><b>Büyük Yaşam Vakfı: Nick Brandt'in İz Dergisi'ndeki yazısı</b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcAsKRGPBfPNNmoywVlOGeT6-F30Nzwpaez4YF-dviTAlHrp_Muu9Pb0cwhLEHHGzg3tZt-SfMO-RoWTFhT0M2X6iJpYZBpN7UEDrAJGIQYCKo70FTHXa_QIAalT-0BNUwG5Nc-2nsxc_A/s1600/66334_445563336086_161975326086_5901148_511876_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcAsKRGPBfPNNmoywVlOGeT6-F30Nzwpaez4YF-dviTAlHrp_Muu9Pb0cwhLEHHGzg3tZt-SfMO-RoWTFhT0M2X6iJpYZBpN7UEDrAJGIQYCKo70FTHXa_QIAalT-0BNUwG5Nc-2nsxc_A/s400/66334_445563336086_161975326086_5901148_511876_n.jpg" width="300" /></a></div>
<div style="line-height: 1.5em;">
<span class="Apple-style-span" style="line-height: normal;"></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;">Şu fotoğraftaki file bir bakın. Elli bir yıldır Doğu Afrika ormanları ve ovalarında dolaşıyordu, öylesine rahattı ki 2007'de fotoğrafını çekerken iyice yanına yaklaşabildim. İki yıl sonra, Ekim 2009'da, dişleri için kaçak avcılarca öldürüldü.</span></div>
<div style="line-height: 1.5em;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;">Doğu Afrika'nın Amboseli bölgesinde -Kenya ve tanzanya arasında Klimenjaro'nun gölgesinde uzanan 80 bin hektarlık olağanüstü bir ekosistem- bu fil, kaçak avcılarca son birkaç yılda öldürülen pek çok filden sadece biri. Aslında kitabımda yeralan büyük dişli fillerin çoğu fildişi için kaçak avcılarla öldürülmüş bulunuyor.</span></div>
<div style="line-height: 1.5em;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 19px;">2008'den beri fildişine Çin'den ve Uzak Doğu'dan giderek büyüyen bir talep var. Fildişi fiyatlarının kilosu 2004'te 200 dolarken bugün 5000 dolardan fazla. Kimi uzmanların hesabına göre her yıl 35 bin fil katlediliyor, yani yalnızca Afrika fil nüfusunun her yıl yüzde onu.</span></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;">Ve bu katliam yalnızca fillerle sınırlı değil. Öğütülmüş gergedan boynuzunun 30 gramı şu anda şu anda 30 gram altından pahalı. Afrika'da 20 bin aslan kalmış durumda -yalnızca son 20 yılda korkunç bir yüzde 90 azalma- artık koruma alanlarının dışında hiç aslan yok ve hatta bu sınırların dışında dolaşırlarsa zehirleniyorlar. Bu yalnızca nüfus baskısından kaynaklanan bir durum değil: Çin'de artık kaplan çok azaldığı için kimi organları için öldürülüyorlar. </span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;">Düzlüklerin hayvanları da katlediliyor: zürafalar bu bölgede eti için giderek daha fazla avlanır oldular. Zebralar için de sözleşmeler yapılıyor artık çünkü Asya'da zebra postları pek revaçta. </span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;">Amboseli ekosistemi, ki kanımca Doğu Afrika'daki en büyük fil nüfusuna sahip, şimdiye dek hep çok güçsüz oldu çünkü yeterli mali destek görmüyor ne devletten ne de sayıları pek az olan yardım örgütlerinden.</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;">Bütün bunları düşününce farkettim ki artık bu olağanüstü ekosistemi ve hayvanlarının yok oluşunu yalnızca seyretmekle kalamam. Dolayısıyla Eylül 2010'da Büyük Yaşam Vakfı'nı (Big Life Foundation) kurdum. Su içen fil kadersiz poster bebeğimiz oldu, evi de -Amboseli Ekosistemi- pilot projemiz.</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;">Tam donanımlı pek çok korucu ekibimiz bütün bölgenin kritik noktalarında yeni yaptığımız ileri karakollara yerleştirildiler. Şimdiye kadar, kuruluşumuzdan 8 ay gibi kısa bir süre sonra, Big Life 120 üzerinde korucuyu işe aldı, 14 ileri karakolu inşa etti veya büyüttü ve 14 araç satın aldı. Hepsinde en son teknoloji ürünü gece görüşlü aletler, uzaktan denetleme ve en önemlisi büyük bir bilgilendirme ağına sahipler.</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;">Ağustos 2011'de bu yeni düzeydeki koordineli koruma ile ekosistem bölgesinde hayvanların kaçak avlanmasında ciddi bir düşüş sağlamıştır. Diğer gelişmeler arasında en önemlisi, en uzun zamandır kötü bir şekilde ve en çok avlanan kaçakçılardan bazıları Big Life ekiplerince tutuklandılar. Böylece kaçak avlananlara hızla güçlü bir mesaj vermiş oluyoruz: Yaban yaşamı öldürmek artık her zamankinden daha tehlikeli, her an tutuklanabilirsiniz.</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;">Ancak Big Life'ın henüz olmadığı yerlerde kaçak avlanma tüm hızıyla devam ediyor. Büyük ilerleme kaydetmiş olsak da korucu, kamp ve araç sayılarımızı ikiye katlamamız gerekiyor Amboseli ekosisteminde.</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;">Bölgede uzun vadeli ve sürdürülebilen operasyonlar hedefimize ulaştığımızda Doğu Afrika'da bu artan kaçak avlanma derdiyle acil olarak ilgilenilmesi gereken diğer yerlere de destek vermeyi istiyoruz. Çünkü fildişi, gergedan boynuzu ve başka yaban hayvan parçalarına olan yasadışı talep büyüdükçe, bu yeri doldurulamaz yaratıkları öldürerek kolay kazanç karşısında direnemeyenler pek çok olacaktır. </span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;">Afrika, oradaki hayvanlar yüzünden Afrika'dır. Filler, aslanlar, zürafalar, çitalar, gergedanlar, ki hepsi imgelemimizde yerini almış güçlü, derin duygusal ve mitolojik birer ikondur. Ne yazık ki varoluşları ciddi bir tehlike altında. Bu hızla gelecek kuşakla birlikte yok olacaklar. Ve Afrika hayvanları olmadan ruhsuz bir kıta olarak kalacaktır. Çok yakında sizin ve gelecek kuşakların yalnızca filleri ve aslanları hayvanat bahçelerinin açıklı ortamında göreceği bir dünya düşünün. Big Life Foundation bu olağanüstü hayvanları koruyarak hem onlar hem bizim için daha iyi bir gelecek umuduyla çok çalışıyor ve şu ana kadar akan kanı durdurmada başarılı oldu. </span></span></div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-11625203476018678542011-09-29T08:34:00.000-07:002011-09-29T12:14:31.007-07:00Damages'in Kötüleri<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhna8DbgyoS0vfPKH87OylzBOe515tl11fTpynz_P_EjhNVjRDC7yiXDx7W9hQ_r_CLjbDPjMDNk-BsT2I9pnBI5lAWUNZv0eu3FBXzY3mhgzxUtlPE23L8HZw64EVk7f-Y4e3PizsUjL88/s1600/Page_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="452" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhna8DbgyoS0vfPKH87OylzBOe515tl11fTpynz_P_EjhNVjRDC7yiXDx7W9hQ_r_CLjbDPjMDNk-BsT2I9pnBI5lAWUNZv0eu3FBXzY3mhgzxUtlPE23L8HZw64EVk7f-Y4e3PizsUjL88/s640/Page_1.jpg" style="cursor: move;" width="640" /></a>Hayatımın en tembel ve depresif dönemlerinden birini geçirdiğim şu son dört beş ayda, kayda değer yaptığım tek şey, ruh halime de uygun olan psikopat Damages dizisinin dört sezonunu izlemek oldu. Psikopat diyorum çünkü dizinin konusu her sezon sonuna doğru psikopata bağlıyor. </div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
Damages, bir avukatlık dizisi ama bildiğimiz avukatlık dizileriyle uzaktan yakından alakası yok. Dört sezon boyunca bir mahkeme salonu bile görmedik mesela. Koca bir sezon sadece bir dava ile geçiyor. Avukatlar daha çok dedektiflik yapıyor ya da komplo kuruyor, hatta herşey baştan aşağı komplo bu dizide. Hiçkimsenin ne dediğine ne yaptığına güvenmemek lazım. Ama her zaman her şeyi en doğru sezebilen Patty Hewes oluyor. Patty Hewes dizimizin ana karakteri. Hewes ve Ortakları isimli acayip ünlü bir hukuk firması olan, New York'un en ünlü avukatlarından biri. Milyon hatta milyar dolarlık davalarla ilgileniyor. İlk sezon yeni mezun Ellen Parsons'un Hewes'ün şirketine alınmasıyla birlikte, Hewes ve Parsons arasındaki garip ilişkili hikaye başlıyor. Dört sezon boyunca kimi zaman düşman, kimi zaman dost olan ikili, dokunulmaz denilen bir çok büyük kötü adamı da yerle bir ediyor. </div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
Dizinin en güzel tarafı kurgusu bana göre. Her sezonun sonu en baştan belli. Flashforwardların en etkin ve en doğru kullanıldığı yegane dizidir Damages. Her bölüm azar azar verilen flashforwardlar sayesinde, izleyicinin merakını belli bir düzeyde tutmayı başarıyor. </div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
Damages ile ilgili yazılabilecek çok şey var. Başta senaryosu ve kurgusu hakkında çok konuşmak lazım aslında, sonra da muhteşem işler çıkaran başrol oyuncuları Glenn Close ve Rose Byrne hakkında. Ama bu dizide benim dikkatimi daha çok yardımcı roller çekti. Bir kere her sezon çok başarılı bir yardımcı oyuncu seçimi yapmışlar. Sanki her sezonda pek kötü ana karakter, onun yanında da biraz daha vicdanlı, nispeten daha az kötü bir karakter var gibi. Şimdi bunlara bir bakalım:</div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<i>Yazının bundan sonrası bol bol spoiler içeriyor. </i></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<i><br /></i></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhw-1VfeSTpiJpMYc-3bUMZXh7ep-hAbqNJAmSCtWeyJ4y01IJf5yBIOcxcUdj_Bk8I7EA7vyJzTvp5y_qZcMRlXC7Nch7etGNO6McYaAK6PwbNYLMmcQpY7hq2ZVNXc_Vby7I5RDovLisT/s1600/Page_1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="220" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhw-1VfeSTpiJpMYc-3bUMZXh7ep-hAbqNJAmSCtWeyJ4y01IJf5yBIOcxcUdj_Bk8I7EA7vyJzTvp5y_qZcMRlXC7Nch7etGNO6McYaAK6PwbNYLMmcQpY7hq2ZVNXc_Vby7I5RDovLisT/s320/Page_1.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a><i><span class="Apple-style-span" style="font-style: normal;">Cheers dizisinden tanıdığımız Ted Danson'ı, ilk sezonun kötü adamı Arthur Frobisher rolünde görünce ilk başta çok şaşırdım. Onu kötü adam olarak benimseyebileceğime hiç şans vermemiştim ama ilk bir iki bölüm sonrası Cheers'ın beni güldüren Sam Malone'u yok oldu, o çoktan Damages'daki rolüne cuk oturmuştu. Arthur Frobisher, çalışanlarını iliklerine kadar sömürmüş, onlara batmak üzere olan hisseleri aldırtmış, çalışanlar beş parasız kalırken, o bu durumdan kazançla sıyırmıştır. Arthur Frobisher, ilginç bir karakter. İş kötülük yapmaya ya da ticaret yapmaya gelince pek zeki, ama sonrasında kendini kandırmaya gelince pek saftrik olabilen bir tip. Yapımcılar da onu enteresan buldukları için sanırım, her sezon bir şekilde karşımıza çıktı Frobisher. Kimi sezon pek kötü, kimi sezon aydınlığa ermiş pek bilge bir şekilde. Ama her halükarda, ne yaptıysa Patty Hewes'ün elinden sıyrılamadı, onun da sonu kodes oldu. Artık beşinci sezonda görmeyiz onu sanırım.</span></i></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<i><span class="Apple-style-span" style="font-style: normal;">Zeljko Ivanek de Arthur Frobisher'ın avukatı rolünde, </span></i><i><span class="Apple-style-span" style="font-style: normal;"> garip aksanı, baygın bakışları ile</span></i><i><span class="Apple-style-span" style="font-style: normal;"> şahane bir iş çıkardı. Frobisher'ı savunmayı, ona akıl vermeyi sürdürürken yaşadığı vicdan azabını müthiş şekilde gösterdi. Zaten bu da ödülsüz kalmadı, 2008 yardımcı erkek oyuncu emmy'sini evine götürdü. Aynı sene Glenn Close da en iyi kadın oyuncu seçilmişti. </span></i></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<i><span class="Apple-style-span" style="font-style: normal;">Ama çok iyi bir iş çıkaran biri daha var, o da 3.sezonda Arthur Frobisher, hayatını filme çekmek isterken oynattığı deneme rolünde Ray Fiske'i taklit eden adam... O ne güzel taklitti öyle.</span></i></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizrOrFLUC0Pz_7F6caQBaIXkH1BtPPEng58Wd9beQdgQuHLEQkidwtVMEC0_YUc5SxoqQDoOWlByodz_VtlJ0FPUQPcAR1gMpXl9YR7AR_zzSaoXxz9x_jzVHLivETVuhu7EJECIaHivVj/s1600/Page_1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizrOrFLUC0Pz_7F6caQBaIXkH1BtPPEng58Wd9beQdgQuHLEQkidwtVMEC0_YUc5SxoqQDoOWlByodz_VtlJ0FPUQPcAR1gMpXl9YR7AR_zzSaoXxz9x_jzVHLivETVuhu7EJECIaHivVj/s320/Page_1.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
2.sezonda Hewes ve ekibinin, bir çevre felaketine yol açan ama bundan bir şekilde sıyıran UNR şirketine karşı savaşını izliyoruz. Şirketin çevre analisti olan ve aynı zamanda Patty Hewes'la çok derin mazileri bulunan Daniell Purcell'i William Hurt canlandırıyor. Daniell Purcell başlangıçta işinin erbabı, sakin ve ağırbaşlı görünse de bölmler ilerledikçe pek fena bir adam olduğunu anlıyoruz. Bu noktada William Hurt bu çelişkili adamı pek güzel canlandırıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
Sezonun diğer kötüsü, şirketin avukatı Claire Maddox'u daha önce hiç böyle bir rolde görmediğim Marcia Gay Harden canlandırıyor. The Mist'teki pek dindar tip Mrs.Carmony'den sonra onu böyle pek seksi ve pek hırslı görmek değişik geldi başta. Ama iyi oyuncu olmak böyle bişey galiba, başta pek şaşırdığım tiplemelere çok çabuk alışıyorum. Maddox, bu sezonun nispeten az kötü karakteri. Sezonun sonlarına kadar masum olduğuna inanarak savunuyor şirketini. Çok hırslı ve kendini başarıya adamış bu tiplemeyi Hewes ile karşı karşıya görmek zevkli oluyor. Arasıra kariyer mi, aile mi gibi ikilemlere girse de, o belli ki kariyer kadını. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSCXOfXFkGRqd5iHJ4T2bjBJ8S5QbxFGdFghrb3WU2rmVSRFj7bHemHAcHA7QmKmC3Dh1x7TbbtlOPJGrLXlpwsgAl14FezyVNa13OR51zPoS9YDnzNpnfpXvSHh7VLetrdn4NUoBjmOD2/s1600/Page_1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="222" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSCXOfXFkGRqd5iHJ4T2bjBJ8S5QbxFGdFghrb3WU2rmVSRFj7bHemHAcHA7QmKmC3Dh1x7TbbtlOPJGrLXlpwsgAl14FezyVNa13OR51zPoS9YDnzNpnfpXvSHh7VLetrdn4NUoBjmOD2/s320/Page_1.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
3. sezon kötüleri, benim favorilerim galiba. Bu sezonda da, hissedarlarını oyuna getirip sömüren Tobin ailesi ile karşı karşıya Hewes. Ailenin büyük oğlu, herşeyden habersiz, masum bir aile babası olan ama zamanla tüm kötülere taş çıkartan Joe Tobin'i Campbell Scott canlandırıyor. Ah ah nerde o gençliğimin filmi 'Dying Young' taki masum hasta ve yakışıklı Victor. Burda da pek masum gözükse de içinden şeytan çıkıyor resmen. </div>
<div style="text-align: justify;">
En sevdiğim yardımcı kötü de, şirketin avukatı Leonard Winstone'u canlandıran Martin Short. Komedi filmlerinde görmeye alışık olduğumuz hatta 'İçimde biri var' filmindeki rolü aklımdan çıkmayan Martin Short'u bu sezonda görünce çok eski bir dostu görmüş kadar sevindim. Kendini ailenin oğlu gibi gören, kendini aileyi korumaya adamış sadık avukat rolünde çok çok güzel duruyor. Neyse en azından onun sonu diğer kötüler gibi olmadı diye mutlu oldum sezon sonunda. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfeWdQF0AoES1ruWDibLXAMIHaMKPbUClpxsusXqr6HXQVqlKeFXb6PeHBkyP7gNSGxihym6EYRlrGIpLK46L7gKS24SrtsE-z1LGSZpd9MDgfsctlOsSRTZzG_D5wkgz3GlOyIFyvoHUi/s1600/Page_1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfeWdQF0AoES1ruWDibLXAMIHaMKPbUClpxsusXqr6HXQVqlKeFXb6PeHBkyP7gNSGxihym6EYRlrGIpLK46L7gKS24SrtsE-z1LGSZpd9MDgfsctlOsSRTZzG_D5wkgz3GlOyIFyvoHUi/s320/Page_1.jpg" style="cursor: move;" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Geldik 4.sezona. Bence eski sezonlara nispeten çok daha ağır ve sıkıcı gidiyor senaryo. Önceki sezonlarda, her bölüm sonunda 'hadi bi bölüm daha izleyeyim' diye yanıp kavrulurken, bu sezonda biraz kendimi zorlayarak izledim bölümleri. Ama yine de kötülerimiz, eski sezonlardan eksik kalmayacak hatta onları geçebilecek derecede kötü ve başarılılar. Bu sezon Ellen Parsons, kafayı High Star şirketini çökertmekle bozuyor. Başta Patty bile 'aman, çok tehlikeli, yapamazsın' dese de Ellen koymuş kafaya bir kere. Şirketin başı Howard Erickson'u, yine komedi filmlerinde görmeye alıştığımız John Goodman canlandırmış. 'John Goodman'dan da kötü adam olur muymuş' diyebilirsiniz benim gibi ama olurmuş olurmuş, pek güzel de olmuş. Ama bu sezonun vicdanlı kötüsü o. Her ne kadar çok kötülük yapsa da her daim bir vicdan sızlaması görüyoruz kendisinde. </div>
<div style="text-align: justify;">
Ama bu sezon Dylan Baker'ın canlandırdığı Jerry Boorman varki, işte en esaslı, en hakikatli kötü budur dedirtiyor insana. Hiçbir vicdan yapmadan yıktı geçti ortalığı tüm sezon, elinden kimse kurtulamadı. Ama onun da pek esaslı bir bahanesi varmış, hatta aşk adamıymış, tamam ama bu kadar da abartılmaz ki kardeşim. İstisnasız en kötü seni seçtim Dylan Baker. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dizinin beşinci sezonu yine on bölüm olarak çekilecek, orası kesinleşmiş.Bakalım beşinci sezonda kimler çıkacak karşımıza? Merakla bekliyoruz...</div>
<br />Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-59749191238554503972011-05-13T12:12:00.000-07:002011-05-13T13:26:19.741-07:00Patti Smith - Çoluk Çocuk<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBzcDrxY8HHu3E-T0uVKRbGDNIa8z6xbR547IrxXStNkoEo__12h2xqINwOv-TjhFy1rbwX2nB0TqxpzFuLRN4JRvnunakKkyIjpmZdI-qadWxh87-2i8h85SL06kK3aB946wgvWHxFxwZ/s1600/101223C%25CC%25A7OLUKC%25CC%25A7OCUK.widec.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBzcDrxY8HHu3E-T0uVKRbGDNIa8z6xbR547IrxXStNkoEo__12h2xqINwOv-TjhFy1rbwX2nB0TqxpzFuLRN4JRvnunakKkyIjpmZdI-qadWxh87-2i8h85SL06kK3aB946wgvWHxFxwZ/s320/101223C%25CC%25A7OLUKC%25CC%25A7OCUK.widec.jpg" width="210" /></span></a></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Hani bazı kitaplar bittiğinde, sonuna geldiğiniz için sevinir ama bu güzel birliktelik bittiği için de üzülürsünüz ya işte ben öyle oldum Patti Smith'in yazmış olduğu Çoluk Çocuk kitabını bitirince. Hem de nasıl üzüldüm, kitabı elimden bırakmak istemedim bir süre, beni götürdüğü 60'lar, 70'lerden, o buram buram sanat kokan hayattan kopmak istemedim. </span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Patti Smith'in iyi bir şair, iyi bir şarkıcı olduğunu bilirdim de, bu kadar iyi bir yazar olabileceği aklıma gelmezdi. Ona olan hayranlığım ve saygım kat kat arttı.</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Kitap bir nevi biyografi fakat daha çok Patti Smith'in Robert Mapplethorn ile beraber olduğu yıllara odaklanıyor. Robert ölmeden hemen önce, hayatlarını anlatan bir kitap yazmayı ona söz verdiği için, bu kitabı kaleme almış Patti Smith. İkili, hikaye boyunca zaman zaman iki iyi sevgili, zaman zaman iki iyi dost olmuş.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Kitabı okuduğum zamanlarda, Robert ile Patti'nin sanatçı olma tutkularını ve sanat camiasına kabul edilme sancılarını ben de yaşadım sanki. 60'lar, 70'ler New York'unda, kimi henüz ünlü olmamış efsane isimlerle onlarla beraber ben de tanıştım. Çoğu zaman çektikleri sefaleti iliklerime kadar hissettim, onlar başarılı oldukça, şöhretleri arttıkça ben de mutlu oldum.</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Patti Smith o kadar içten ve saflıkla yazmış ki, kitabın içine girip o yıllarda yaşamak, onlarla takılmak istedim. Ben de dönemin sanatçılarını ya da sanatçı olma arzusunda olanları misafir eden Chelsea Otel'de bir oda tutmak, onlarla Max's'in yuvarlak masasında yemek yemek istedim. </span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Sanatçı olmak öyle kolay değilmiş dostlar. Zorluklarını bir bir anladım kitabı okurken. Patti Smith, New York'a geldiği ilk günlerde açlık ve sefalet içinde dolaşırken, nasıl bu kadar kararlı olabilmiş davası uğruna, aklım almadı. Nasıl da inat etmiş dönmemiş ailesinin yanına.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Bu kitabın bir özeti gibi olacak ama yeri gelmişken Patti Smith'in kısa bir biyografisini yazmak iyi olur diye düşünüyorum. Zaten uzun zamandır istiyordum böyle birşeyi:</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGnsyOqcq4ZVsYypi1bN5BNjXRH9mkxfWwKmbTAjiWo1zQ23ZPr3c-Fggw-VJBKve7UAKYnTXn8kCJvD43rXZI-l6u3XgPo4H8xNmH9k2qhvUtsv6o7eD-tCN3fsnPqnjyxEeeC07BIqM6/s1600/patti017.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGnsyOqcq4ZVsYypi1bN5BNjXRH9mkxfWwKmbTAjiWo1zQ23ZPr3c-Fggw-VJBKve7UAKYnTXn8kCJvD43rXZI-l6u3XgPo4H8xNmH9k2qhvUtsv6o7eD-tCN3fsnPqnjyxEeeC07BIqM6/s320/patti017.jpg" width="220" /></span></a></div><b><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Patti Smith</span></b><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">, 1946'daki büyük tipi sırasında, Chicago'nun kuzey yakasında bir Pazartesi günü, bronşit zatüreyle, uzun ve sıska bir bebek olarak dünyaya gelir. Babası onu buharı tüten bir leğenin üzerinde tutarak hayatta kalmasını sağlar. 1948'de kızkardeşi Linda doğar. Annesi erkek kardeşi Tod'a hamile kaldığında sıkış tepiş dairelerinden ayrılıp Pensnsylvania Germantown'a taşınır Smith ailesi.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Annesi Patti'ye dua etmeyi öğrettiğinde, içindeki o meraklı kız açığa çıkar. Annesini soru yağmuruna tutar: ruh nedir? ne renktir? uyuduğunda ruhu kaçar, sonra geri dönmez diye korktuğu için uyumayaya çalışır. Merakını dindirmek için annesi onu Pazar okuluna yazdırır. Burada Kutsal kitaptan ayetler ve İsa'nın sözlerini ezberler. Tanrı fikrini çabucak kabullenir: </span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"Gökyüzünde akan yıldızlar misali, hareketli bir varlığın yukarılarda biryerlerde olduğunu hayal etmek mutluluk vericiydi." </span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </i><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Bir süre sonra kendi dualarını yazması için annesinden izin ister. Muhtemelen ilk şiirleri bu dualar olur. Bitip tükenmeyen hayaller, planlarla dolu sözlü mektuplar yazmaya başlar. Dualara olan tutkusu zaman içinde kitaplara duyduğu sevginin gölgesinde kalır. Annesinin, elinde bir sigara ve kahve ile kucağındaki kitaba dalıp gitmiş hali onu da kitaplara çeker. Kitapların büyülü dünyasına dalar, bir süre sonra kendini ifade etme dürtüsü sonucunda hayalgücünün meyvelerini toplarken ilk gönüllü suç ortakları kardeşlerine öykülerini dinletir, oyunlarında istekle yer alırlar, savaşlarında cesurca dövüşürler. Demek ki yazar ya da şair olacak kişi çocukluğundan belli olur.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Aile New Jersey'e taşındığında ailenin son üyesi, Kimberly de katılır aileye. Bu sıralar da büyümekte olan Patti, okuduğu </span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Küçük Kadınlar </span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">kitabındaki, edebiyat dünyasına girmek için çabalayan erkek fatma Jo'dan çok etkilenir. Jo ona yeni bir amaç için cesaret verir. Kısa hikayeler oluşturmaya başlar. 12 yaşında iken babası onu ve kardeşlerini Philadelphia Sanat Müzesi'ne götürür. Sanat ile ilk karşılaşması olan o gün onda büyük etki yaratır. Şöyle der: </span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"İçin için ortaya çıkan şu gerçeğin etkisiyle değiştiğimi biliyordum; insanoğlu sanat yaratabiliyordu ve sanatçı olmak başkalarının göremediği şeyleri görmek demekti. Sanatçı olmak için gerekenlere sahip olduğuma dair bir kanıtım yoktu, fakat sanatçı olmak için yanıp tutuşuyordum.</span></i><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"</span></i><br />
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </i><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Annesi ona on altıncı yaş gününde </span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">The Fabulous Life of Diego Rivera</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> adlı kitabı hediye eder. Kendisini Diego'nun Frida'sı olarak hayal eder, hem ilham perisi hem de sanatçı. Bir sanatçıyla tanışıp onu sevmenin, ona destek olmanın ve onunla yanyana çalışmanın hayallerini kurar.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiFRWot41ZB5vn2-BT1NLOUja27RBYZY7LCf4d27afMv9jr9WfL7fjwQ_dcHDOxM0MyeuZ4sjTa2NHNfOyXpZXjQZ2jta31_G39SBPoYPHqMLjOB1QnwABmXrl41AinCKQ5QEeDv_1hR4u/s1600/patti018.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiFRWot41ZB5vn2-BT1NLOUja27RBYZY7LCf4d27afMv9jr9WfL7fjwQ_dcHDOxM0MyeuZ4sjTa2NHNfOyXpZXjQZ2jta31_G39SBPoYPHqMLjOB1QnwABmXrl41AinCKQ5QEeDv_1hR4u/s320/patti018.jpg" width="219" /></span></a><b><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Robert Michael Mapplethorpe</span></b><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">, 4 Kasım 1946'da bir pazartesi günü, altı çocuğun üçüncüsü olarak doğdu. İyi huylu ve utangaçtı. Çok erken yaşlarda bile heyecanı ve heyecan yaratmayı severdi.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Renklendirme onu heyecanlandırıyordu, boşluğu doldurmak değil de başka hiçkimsenin yapamayacağı şekilde renkleri seçmek onu heyecanlandırıyordu. Çizime karşı bir yeteneği vardı. Bir sanatçıydı, bunu biliyordu. Bu çoçukca bir his değildi, sadece ne olduğunun farkına varmıştı.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Annesi oğlu için kilisede bir gelecek hayal ediyordu. Robert, kiliseden hoşlansa da bu daha çok gizli yerlere, kutsal şeylere, yasak odalara ulaşmanın heyecanıydı. Kiliseyle dinsel anlamda bir ilgisi yoktu, ilgisi daha çok estetik olanaydı. Evde yaşadığı sürece itaatkar oğul olmak için elinden geleni yaptı hatta eğitimini bile babasının isteği doğrultusunda 'Grafik sanatı' olarak seçti. Eğer kendi başına bir şeyler keşfettiyse bunu kendine sakladı.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcg5Taim2MhhwPhZNNpt5rC1DHy1xZqez7FUHDAz9Nt5X2LrysLB9FnsnbTTVQthtvp4w0TcyDtWbCdznOa1F9vgexnFVrwOwdBIC4gh4MYInE_ig1_q6LinQQeAIioIxdyqcuqosta9UF/s1600/patti003.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcg5Taim2MhhwPhZNNpt5rC1DHy1xZqez7FUHDAz9Nt5X2LrysLB9FnsnbTTVQthtvp4w0TcyDtWbCdznOa1F9vgexnFVrwOwdBIC4gh4MYInE_ig1_q6LinQQeAIioIxdyqcuqosta9UF/s320/patti003.jpg" width="320" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">1966 yıllarında Patti, yazları fabrikada çalışırken, yılın geri kalan kısmında Glassboro Devlet Öğretmen okuluna devam ediyordu. En büyük çocuk olarak ailenin gururuydu, üniversite okuyordu. Babasına göre koca bulabilecek kadar çekici değildi, öğretmenlik ona ihtiyacı olan güvenceyi verebilirdi. Fakat o yaz başını derde soktu. Kendisinden bile tecrübesiz bir oğlanla yattı ve hemen hamile kaldı. Seks ve evliliğin eşanlamlı olduğu günlerdi, komşuların meraklı bakışlarından kaçabilmek için güneyde kendine vasi bir aile buldu ve onların yanına taşındı. Fabrikayı ve üniversiteyi bıraktı. Kaderinde öğretmenlik yapmak olmadığını biliyordu.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Rock'n Roll sevgisi başlamıştı. Yakın arkadaşı Janet Hamill ile saatlerce Beatles mı, Rolling Stones mu tartışması yaparlar, Bob Dylan'a taparlardı. Bob Dylan motorsiklet kazası geçirdiğinde onun için mumlar yaktılar. "Light My Fire" ı defalarca dinleyip, 'Blow Up' filmindeki gibi kısacık etekler giydiler.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Paskalya tatilinden sonra ailesi onu aldı, doğum sancıları başladı, uzun ve sancılı bir doğumun ardından sağlıklı doğan bebeğini, ona iyi bakılacağından emin olduğu bir aileye verdi. 1967 ilkbaharında kendine çeki düzen vermişti, Philadelphia'da bir fabrikada asgari ücretle çalışıyordu ama hala bir sanatçı olduğu umuduna tutunuyordu. Arthur Rimbaud'un mistik havasına bayılıyor, 'Illuminations'ı elinden düşürmüyordu. Fabrikadaki huysuz ve cahil kadınlar tarafından onun adıyla taciz ediliyordu. Yabancı dilde kitap okuduğu için komünist olduğunu düşünüyorlar, tuvalette sıkıştırıyorlardı. 'Illuminations'ı bir bavula koydu, beraber kaçacaklardı. 3 Temmuz Pazartesi günü gözyaşlarıyla dolu bir vedadan sonra evinden ayrıldı.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQVlPUfDBZn1B-D1orCNlmK4kl0RiaUcfA98_J5stQgMTnL1gKWJRrkdpL2bza-HYB79_IHuY0Hq1qLkxGovnhXSvFitp6osiPbWmTmWjOxM3_dPudD-6FcXfOdgTe9uVbMdSInHq6_YRj/s1600/patti001.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQVlPUfDBZn1B-D1orCNlmK4kl0RiaUcfA98_J5stQgMTnL1gKWJRrkdpL2bza-HYB79_IHuY0Hq1qLkxGovnhXSvFitp6osiPbWmTmWjOxM3_dPudD-6FcXfOdgTe9uVbMdSInHq6_YRj/s320/patti001.jpg" width="221" /></span></a></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Sarı kırmızı ekoseli bavulunun içinde birkaç çizim kalemi, bir defter, Illuminations, birkaç parça giysi ve küçük kardeşlerinin resimleri vardı. O gün Pazartesiydi, o da bir Pazartesi günü doğmuştu. New York'a gitmek için iyi bir gündü. Gideceğini kimse bilmiyordu ancak herşey onu bekliyordu. </span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">New York'ta ilk haftalar iş bulma umuduyla açlık ve sefalet içinde geçti. Hergün özgürce şehri keşfetmeye çalışıyor, iş arıyor, geceleri de kapı eşiklerinde, metro trenlerinde, hatta mezarlıklarda, nerede yer bulursa orada yabancı bir el tarafından sarsılana kadar uyuyordu. </span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Times meydanında Joe'nun yeri isimli bir İtalyan restoranında işe başladı ama ilk mesaisinin üçüncü saatinde bir müşterinin üstüne peynirli et yemeği dökünce kovuldu. Garsonluğu asla beceremeyeciğinin bilinciyle, annesinin verdiği üniformasını bir umumi tuvalete bıraktı. Sokaklarda yaşamaya alıştıysa da içini kemiren sürekli açlığa hazırlıklı değildi. Bir işe ihtiyacı vardı. Brentano Kitabevi'nde kasiyer olarak işe alınınca rahatladı. </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRJhq2by8Ax2vFyodrsfTf3cumamBeAyOrveJ1YhCjMm13_6tG5HHWCWjOR_Mu55HtRe2mNHVCHXzxl7aKcgypmOm3GiWyZvz4jKkUi6jakKYeDg4PGik9Cb4GE2350Sa0xmqTazUmoZuA/s1600/patti002.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRJhq2by8Ax2vFyodrsfTf3cumamBeAyOrveJ1YhCjMm13_6tG5HHWCWjOR_Mu55HtRe2mNHVCHXzxl7aKcgypmOm3GiWyZvz4jKkUi6jakKYeDg4PGik9Cb4GE2350Sa0xmqTazUmoZuA/s320/patti002.jpg" width="207" /></span></a></div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Kasanın yanında etnik takılar ve el işleri vardı, görevlerinden biri onların etiketlerini kasaya girmekti. Takıların içinde en çok mutevazi İran kolyesini seviyordu, onunla bir bağ kurmuştu, müşteri olmadığı zaman kutusundan çıkarıp mor yüzeyine işlenmiş harflere bakar, nereden geldiğine dair hikayeler uydururdu. Birgün kitabevine bir delikanlı geldi ve '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">şunu istiyorum</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">' dedi İran kolyesini göstererek. '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Ah, o benim de favorim</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">' dedi Patti. Sevdiği tek parçayı istemesi hoşuna gitse de, kolyenin gidiyor olmasına üzülmüştü. Sarıp paketi ona uzattıktan sonra '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Sakın benden başka bir kıza verme onu</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">' deyiverdi. Utanmıştı ama delikanlı gülümsedi. '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Vermem</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">' dedi. Delikanlı Robert' tı.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Birgün bir bilimkurgu yazarı Patti'ye akşam yemeği teklif etti, teklifi kabul etmek istemese de çok açtı. Yemek sonrası parkta otururken adam Patti'yi evini götürmek istedi. Adamdan bir şekilde kaçması gerekiyordu. Parkta boynunda boncuk kolyeler dizili, hippi görünümlü Robert'ı gördü. Ondan erkek arkadaşı gibi davranmasını rica etti. Robert kabul etti. Adamdan kurtulunca sabaha dek birlikte elele dolaştılar. Patti kimsenin yanında olmadığı kadar yakın hissetti Robert'a. Bir cazibesi vardı, içinde tatlı, yaramaz, utangaç ve korumacı birşeyler olan cazibe. Robert ona çizimlerini gösterdi. Bunlar sanki bilinçaltından çıkmış çizim ve resimlerdi. Her ikisi de yalnızlıklarını geride bırakmış yerine güven duygusunu koymuşlardı. Kitaplara ve çizimlere bakarak geçen gecenin ardından birbirlerinin kollarında uyuyakaldılar. Uyandığında, Robert'ın çarpık gülümsemesiyle karşılaşınca onun şövalyesi olduğunu anladı. Sonra sanki dünyanın en doğal şeyiymiş gibi işe gittikleri zamanlar dışında hiç ayrılmadılar. Masalsı bir birliktelik başlamıştı.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Fazla paraları yoktu ama mutluydular. Hall sokağında üç katlı tuğla bir binada daire buldular. Dairenin şartları korkunç olsa da zamanla çekip çevirdiler, temizlediler. İkisinin de çizimleri vardı, bir de birbirlerine sahiptiler. Hall Sokağındaki ilk gecelerinde Robert sözünü tutarak Patti'ye İran Kolyesini verdi. Konsere ya da sinemaya gidecek paraları yoktu, ellerindeki plakları döne döne dinlerlerdi. Bir yaz günü, en güzel elbiselerini giyip Washington Meydanı'na gittiler. Termostaki kahveyi yudumlayıp, dalga dalga gelen turistleri, kafası güzel tipleri ve şarkıcıları izliyorlardı. Yaşlıca bir çift alenen önlerinde durup onları incelemeye başladı.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Hadi, fotoğraflarını çek</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">" dedi kadın, hayretler içindeki kocasına. "</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Sanatçılar galiba</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Hadi canım</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">" dedi adam, omuz silkerek. "</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Bunlar çoluk çocuk</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0vgpSn1klQgpeymh3u8A7w6S7WUIF3Nreyav-qHsErknv6vFg3mvLfkfIklrsbS2SyHX51I36sVA-qACLstCt9wi_HCIAzidTe4ZAlmupmkiWHVin69n821J8a9iLIKrI-JZ8KAY7cd3c/s1600/patti006.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0vgpSn1klQgpeymh3u8A7w6S7WUIF3Nreyav-qHsErknv6vFg3mvLfkfIklrsbS2SyHX51I36sVA-qACLstCt9wi_HCIAzidTe4ZAlmupmkiWHVin69n821J8a9iLIKrI-JZ8KAY7cd3c/s320/patti006.jpg" width="302" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Zaman zaman işsiz kalıyorlardı, çoğu zaman karınlarını doyuracak parayı zor buluyorlardı. Robert bu durum için çok kederleniyordu. Patti sonunda saygın bir kitabevinde iş buldu. Durumları çok düzelmese de nispeten daha rahattılar. Robert'ın çizimleri Patti'nin çok ilgisini çekiyordu. Her ne kadar farklı yönlere de gitseler, Robert'ın görsel dağarcığı Patti'nin şiirsel kelimelerine fazlasıyla yakındı. Patti, Robert'ın içinde onun henüz bilmediği koskoca bir everen taşıdığını düşünürdü. Robert kendine Duchamp ve Warhol'u örnek almıştı. Yüksek sanat ve yüksek sosyete, her ikisine de çok özeniyordu. Saatlerce resim yapıp kendilerini kaybediyorlardı, o mutluluğu bir başkasının anlaması çok zordu.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">1968 yazında ilk ayrılık oldu. Evleri ayırdılar. Robert San Francisco'ya gitti. Yine de birbirlerinden kopmamışlardı. Robert San Francisco'dan döndüğünde, bir çeşit cinsel uyanış yaşamış, bambaşka bir insan olarak dönmüştü. Yine de Patti'yle ilişkilerini bir şekilde devam ettirmek istiyordu. Patti ayak direrken Robert, Terry isimli bir delikanlı ile tanıştı ve ilk erkek erkeğe ilişkisi başladı. Robert ve Terry aracılığıyla eşcinselliğin son derece normal bir varoluş biçimi olduğunu gözlemledi. Yine de içinde bir şeyler kopmuştu. Üçü arasında olumsuz birşey yaşanmasa da, uzun uzun ağlama nöbetlerine giriyordu. Bir süre sonra her ikisi de başka insanlara kendilerini verdikten, bocaladıktan ve herkesi kaybettikten sonra yine birbirlerini buldular. Zaten istedikleri de bu gibiydi. Yanyana yaratacakları bir sevgili ve arkadaş. Hem sadık hem de özgür olmayı isteyen.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Patti, o sene para biriktirip kardeşi ile birlikte Paris'e uzun bir gezi yaptı. Döndüğünde Robert, diş eti iltihabı ve yüksek ateşten çok bitkin düşmüştü. Kaldıkları evin önünde bir de cinayet olunca, oradan ayrılmak zorunda kaldılar. Birlikte yaşadıkları hayatın en düşkün günleri başlamak üzereydi. 8. Cadde'de Allerton Otel'e gittiler. Etraf sidik ve böcek ilacı kokuyor, paslanmış musluktan su akmıyordu. Otel evsizler ve esrarkeşler ile doluydu. Patti ilk defa sanat yapma peşinde olmaktan pişmanlık duymuştu. Robert gittikçe daha kötü oluyordu ve onu bu ortamdan kurtarması gerekirdi. Hiç paraları yoktu. Yine de '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Herşey yoluna girecek</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">'dedi Robert'a. '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Ben işe döneceim , sen de iyileşeceksin'</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> dedi. Tek başlarına ayakta kalabilecelekrinden emin olana kadar birbirlerini asla bırakmamaya söz verdiler. Bir taksiye atladılar ve taksiciye 'Chelsea Otel' dediler.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> </span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyvciArK0Q13nJjg8L5vBezYZXsgKv7UIVd4UW7IoxfuLf1cWy9teL9Rgne1vRGGstqYa9nbWxQTBS0a09PDCEJwXpLBgmwALRBpnCE874tkfapwRm0QDpCV5zHqoc42xVrCv8EFsMMtzQ/s1600/patti013.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyvciArK0Q13nJjg8L5vBezYZXsgKv7UIVd4UW7IoxfuLf1cWy9teL9Rgne1vRGGstqYa9nbWxQTBS0a09PDCEJwXpLBgmwALRBpnCE874tkfapwRm0QDpCV5zHqoc42xVrCv8EFsMMtzQ/s320/patti013.jpg" width="239" /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjx4L-w_47BFThU0f4PoupmvL8ntqxYeIVqEjnyJbh8dMAJbbbV1hTGLciSlEPo1jI-w0LCW7MlV5_vB1JTpj_4_cu2Kc4V-hLs6ifR7etUEYd7rLbfgev1rnbjudC7wr7Ik88Yw-TnqpD/s1600/patti014.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjx4L-w_47BFThU0f4PoupmvL8ntqxYeIVqEjnyJbh8dMAJbbbV1hTGLciSlEPo1jI-w0LCW7MlV5_vB1JTpj_4_cu2Kc4V-hLs6ifR7etUEYd7rLbfgev1rnbjudC7wr7Ik88Yw-TnqpD/s320/patti014.jpg" width="235" /></span></a><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Chelsea Otel, devrin sanatçılarının ya da sanatçı olma arzusunda olanların kaldığı bir oteldi. Sanatsal çalışmalar teminat olarak gösterilip kalınabiliyordu. Patti de, Robert'la ikisinin çizimlerini gösterdi ve bir oda kaptı. Robert'ı otelin doktoruna gösterdiler, Patti eski çalıştığı kitabevindeki işine geri döndü.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Otele giriş yaparken orada yaşamanın nasıl olduğuna dair bir fikirleri yoktu ama kısa sürede anladılar ki bu büyük bit şanstı. Bu eksantrik ve lanetli otel onlara güven duygusu ve yıldızlara yaraşır bir eğitim fırsatı bahşetmişti. Etraflarını saran iyi niyet haresi, kaderin bu hevesli çocukları gözettiğinin bir kanıtydı. Chelsea her biri bir evreni barındıran yüzlerce odasıyla Alacakaranlık Kuşağı'ndaki bir bebek evi gibiydi. Koridorlarında dolaşıp, ölmüş ya da hayatta olsun bu otelde yaşayan ruhları aramaya çıkardı. Arthur C.Clarke, Bob Dylan, Edie Sedgwick, Oscar Wilde burada yaşayan ünlü isimlerden sadece birkaçıydı.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Max's isimli restorana takılmaya başladılar çünkü Robert, Andy Warhol'un dünyasına girebilmek istiyordu. Andy Warhol da yakın zamana kadar Max's mudavimlerindendi. Andy Warhol ve takımı, kırmızı ışıkla yıkanan siyah odadaki efsanevi yuvarlak masada otururlardı ama Warhol vurulduktan sonra pek dışarı çıkmaz olmuştu ve artık mekana uğramıyordu. O efsanevi yuvarlak masa Bob Dylan, Janis Joplin, Velvet Underground gibi asilzadeleri de konuk etmişti.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Chelsea'de o zamanlar hiç yakın olmadıkları kadar yakın olmuşlardı ancak yakında mutlulukları Robert'ın para kaygısı yüzünden gölgelenecekti. Patti'nin parayı kazanıyor oluşuna sıkılıyordu. Sürekli galerileri turluyor, çalışmalarını gösteriyor ama çoğu zaman morali bozuk halde geliyordu. Para sıkıntısı yüzünden jigololuğu düşünmeye başlamıştı, Patti gitmemesi için yalvardıysa da denemeye kararlıydı.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Jackie Curtis, oyunu Femme Fatale'de Patti'nin rol almasını istedi. Eğlenceli olabilir diye kabul etti.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Bir gün Chelsea'nin lobisinde, şiirlerine gömülmüş halde Robert'ı beklerken, Boby Neuwirth (Bob Dylan'ın öteki beni, ressam, şarkıcı, söz yazarı) onu gördü ve ne yaptığını merak etti. Şiirlerine yakından bakabilmek için onu bir içki içmeye davet etti. Şiirlerini okuduktan sonra; '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Hiç şarkı yazmayı düşündün mü?</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">' Nasıl yanıtlayacağından emin değildi. '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Seni bir sonraki görüşümde bir şarkı yazmış olmanı istiyorum</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">' dedi.Şimdi Patti'nin gerçek bir ödevi vardı ve karşısında bu ödevi yerine getirmeye değer biri vardı.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOU1EPsTLJhcbw0P28N8w0X0YK2J878Rteq4dY-ItyN3k2Wa3cRlfPI31vibQYyLmMHRPHGBiHK4oXtp1ectg5xfFAQGeSiIh82xuq3OQZiAp5BGG_jtc8SSJTZs3eceRCr9SUL_UgI2nq/s1600/patti007.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="226" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOU1EPsTLJhcbw0P28N8w0X0YK2J878Rteq4dY-ItyN3k2Wa3cRlfPI31vibQYyLmMHRPHGBiHK4oXtp1ectg5xfFAQGeSiIh82xuq3OQZiAp5BGG_jtc8SSJTZs3eceRCr9SUL_UgI2nq/s320/patti007.jpg" width="320" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Robert, hep Patti'nin şarkı söylemesini isterdi, sesini çok severdi. Bu hikayeyi duyunca "</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Belki seni şarkı söylemeye ikna edecek kişi o olur</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">" dedi, "</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">ama şarkı söylemeni ilk isteyenin kim olduğunu asla unutma</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Şarkı söylemek istemiyorum, ben sadece onun için şarkı sözü yazmak istiyorum. Ben şarkıcı değil, şarkı sözü yazarı olmak istiyorum</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">" diye cevap verdi Patti. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">İkisi de olabilirsin</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">" dedi Robert. Çok da haklıydı. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><o:p><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </o:p></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><o:p><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </o:p></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><o:p><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </o:p></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><s style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="198" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5hdionQnrzYvgXDSseeEKGZbj2sEZU4bCOpeeaV69FAGFyCbjMnchyphenhyphenVu0APyzfG3X_9jv2gopLSGGS8ADFiyma3AtmuhCTuZDdGqm8thcp1WGVEwzphLaCXlCIgj5u9ht5WaXu9HgViBL/s200/patti005.jpg" width="200" /></span></s><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i></i>Robert, bir gece sınırı aşmış, bir adamla birlikte olmuştu ve bunu para için yapmamıştı. Artık sevgili değildiler ama beraber yaşamaya devam ettiler. Fiziksel bağlarını koparmak kolay değildi fakat Robert'ın erkeklere karşı duyduğu çekim yoğundu. Ama yine de Patti hiçbir zaman daha az sevildiğini hissetmedi. Chelsea'deki odalarında çalışmaları için yeterince alan yoktu. 23.sokakta, geniş pencereleri olan, bol ışıklı bir yer buldular. Ancak paraları iki yere de yetemeyeceği için Chelsea'den ayrılmak zorunda kaldılar. 23. sokağa taşınırken sevgili değildiler. Ön tarafı Patti, arka tarafı Robert kullanacak, aralarında sadece bir kapı olacaktı. Robert, David Croland ile , Patti de Jim'le birlikte olmaya başlamıştı. Bir gece Max's 'te oyun yazarı Tony Ingrassia ile karşılaştı. Yeni oyunu Island'da onun da rol almasını istiyordu. Patti kabul etti. Oyunlar için cesareti vardı ama yine de bir oyuncunun görkemine ve sıcaklığına sahip olmadığını biliyordu, yine de bu tiyatro süreci ileride çok işine yarayacaktı.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Patti, Temmuz ortalarında ilk gitarının son taksidini ödedi, yanında bir Bob Dylan şarkı kitabı almıştı. Birkaç akor öğrenmişti. İlk şarkısını, şiir olarak yazdığı 'Fire of Unknown Origin'e yaptı.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Ölüm</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">, bir hanımefendinin elbisesi gibi koridorda yerleri süpürerek gelir</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Ölüm, en iyi pazar kıyafetiyle otoyolda araba sürerken gelir</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Ölüm gelir, elimden birşey gelmez</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Ölüm giderken arkada bir şeyler kalmalı</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Kaynağı bilinmeyen bir yangın bebeğimi benden aldı </span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">O günlerde Janis Joplin ile tanıştı. Yakın arkadaş oldular. Patti, Rock dergileri için müzik eleştirileri yazmaya başlamıştı: </span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Crawdaddy, Circus, Rollin Stone. </span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Robert, ona bir okuma ayarladı. En iyi şairlerin bile okuma yapmak için can attığı bir forumdu bu. Arkadaşları okumaya müzik de eklemesini tavsiye ettiler. Lenny Kaye'den rica etti:<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Elektrogitarla bir araba kazası çalabilir misin?</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"diye sordu ona.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Evet, bunu yapabilirim</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">" dedi tereddüt etmeden ve Patti'ye eşlik etmeyi kabul etti. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Şiirin kutsal topraklarında elektro gitarla yapılan okuma çok büyük etki yarattı. Ardından Patti'ye teklif yağmuru başladı. Şiir kitabı ve plak tekliflerini garip bir biçimde geri çevirdi. Sanki çok kolay olmuştu. Robert için hiçbirşey bu kadar kolay olmamıştı. Bu sebeble geri çekilmeye karar verdi. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNXV4btyUoN2Y1aUBdpe4tmkS2kLs-OfeDRCCbV2hNXWYEx0_qJHFqv-XY83fNL9RA3QQHV2bAw_TBf11c57IBo4hyphenhyphenzjHs4sS5QiDLieREr3mB5ePLqugratAIcLBVD61C_AimAfxiJFu8/s1600/patti009.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="243" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNXV4btyUoN2Y1aUBdpe4tmkS2kLs-OfeDRCCbV2hNXWYEx0_qJHFqv-XY83fNL9RA3QQHV2bAw_TBf11c57IBo4hyphenhyphenzjHs4sS5QiDLieREr3mB5ePLqugratAIcLBVD61C_AimAfxiJFu8/s320/patti009.jpg" width="320" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Robert, fotoğrafçılığa doğru kaymaya başlamıştı. Hayatına önemli biri girdi. Metropalitan Sanat Müzesinin fotoğraf kuratörü John McKendry ile tanıştı. John McKendry, New York yüksek sosyetesinin önemli bir üyesi Maxime de la Falaise ile evliydi. John ve Maxime, Robert'a hayallerindeki dünyanın kapısını aralamışlardı. Robert, müzedeki sergilenmemiş çok önemli fotoğraflara ulaşabiliyordu. Onun için bir hazineydi. John, Robert'a bir Polaroid makine hediye etti, film alabilmesi için bir miktar destek de sağladı. Fotoğrafçılığa John sayesinde çok hızlı bir giriş yaptı. Ardından kalan hayatını paylaşacağı çok önemli bir adam hayatına girdi: Sam Wagstaff. Heykelsi bir duruşa sahip Sam, olumlu ve meraklı bir doğaya sahipti ve eşcinsel olmanın getirdiği zorluklarla kendine işkence etmiyordu. Sam, Robert'ın çalışmaları için mükemmel bir taraftar ve destekçi oldu. Kader tarafından tayin edilen birleşmelerini mühürleyen gerçek de, arada yirmibeş yıl olsa da, Sam ve Robert'ın doğumgünlerinin aynı olmasıydı. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Artık tamamen ayrılmaya hazırdılar, ayrı yollara gittiler ama yine de yürüyüş mesafesinde idiler. Patti, barlarda şiir okumaları yapıyordu. Birgün kendi kendine organize ettiği bir şiir okumasına bu denli yüksek katılım olması arkadaşı Jane'i tetikledi. Patti'nin şiirini daha geniş kitlelere ulaştırmanın yolunu arıyordu. Patti üç şiir kitabı da çıkarmıştı: </span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Kodak, Seventh Heaven, Witt. </span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheY7F1fOkJCsbET7Uh3eAkHXDtn8Ad1uVFWmlTGvF_lBZjNpagRZ2nGJVm9Ui0mG2rl-KVY9uEt3bqq8zrrdKYvw5C-BYtZj4ow3a2KczdUCynPUvK4kJfZZWzba5KWDs8JprvDnZjYp9x/s1600/patti011.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheY7F1fOkJCsbET7Uh3eAkHXDtn8Ad1uVFWmlTGvF_lBZjNpagRZ2nGJVm9Ui0mG2rl-KVY9uEt3bqq8zrrdKYvw5C-BYtZj4ow3a2KczdUCynPUvK4kJfZZWzba5KWDs8JprvDnZjYp9x/s320/patti011.jpg" width="309" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Rimbaud'un ölüm yıldönümünde "Rock and Rimbaud" performanslarının ilkini yine gitarist Lenny Kaye ile birlikte gerçekleştirdiler. Program, Patti'nin Rimbaud sevgisini ifade eden şiir ve şarkılardan oluşuyordu. Kimlerin geldiğini görmek için kalabalığa baktığında şaşırdı. Steve Paul'den Susan Sontag'a kadar herkes oradaydı.İlk kez, bunun bir seferlik kalmayabileceğini, daha büyük bir şeye dönüştürebileceğini düşündü. Üçüncü bir grup elemanı bulabilmek amacıyla birkaç klavyeci çağırdılar. Richard Sohl, grubun üçüncü üyesi oldu. Gittikçe artan kalabalıklara okuma yapmaya başladılar. İlk single'ı kaydetmeye karar verdiler. Canlı performanslarında yarattıkları etkinin plağa nasıl aktarılabileceğini görmek istiyorlardı. Jimi Hendrix'in stüdyosu Electric Lady'den randevu aldılar. Jimi'ye saygılarından dolayı ilk olarak '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Hey Joe'</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> yu kaydettiler. On beş dakikaları kalmıştı. 'Piss Factory' i denemeye karar verdiler. Küçük bir fabrikada 1500 adet basıp kitabevi ve müzik dükkanlarına dağıttılar. Bir zamanlar takıldıkları Max's 'in müzik kutusunda artık şarkıları çalıyordu. '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Piss Factory' 'Hey Joe'</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">ya göre daha popüler olmuştu. Bu durum kendi çalışmalarına konsantre olmak için onlara ilham verdi. İkinci gitarist Ivan Kral'ı da gruba eklediler. Kendilerini sons of Liberty gibi görüyorlardı. Misyonları Rock'n Roll'un devrimci ruhunu korumak, savunmak ve yansıtmaktı. Bir Mayıs'ta Clive Davis, Arista plakçılık ile bir kontrat teklifi verdi, Patti ayın yedisinde imzaladı. Onlardan biri olacak, onları değiştirmeyip ileriye götürecek bir kişiye daha ihtiyaçları vardı: bir davulcuya. Jay Dee Daugherty iki haftayı geçmeden bir parçaları oluvermişti, tam aradıkları kişiydi. Artık Patti, bir rock grubunun lideri olduğu için gurur duymaktan kendini alamıyordu.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBjWke2wiUUdj2tKTO9I7BBor462bEQvJkcRYVxLCCbG_5PqWoFec7Qx9ln08omEj7k43MY_oOsqdlPD0znKchcgajwE80rvckBygGqicbUC01WoDslvlGBJEByuTRYYen63ZGeazShEbI/s1600/patti010.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBjWke2wiUUdj2tKTO9I7BBor462bEQvJkcRYVxLCCbG_5PqWoFec7Qx9ln08omEj7k43MY_oOsqdlPD0znKchcgajwE80rvckBygGqicbUC01WoDslvlGBJEByuTRYYen63ZGeazShEbI/s400/patti010.jpg" width="292" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">2 Eylül 1975'te Electric Lady stüdyosunun kapılarını açtılar. Sonraki beş hafta boyunca ilk albümü 'Horses' ın kayıt ve miksaj işleri için uğraştılar. Vokal kabinine ilk girdiği andan itibaren aklında şunlar vardı: Ergenliğinin zorlu günlerinde rock'n roll'a duyduğu minnet... Dans ederken duyduğu çoşku... İnsanın kendi eylemlerinin sorumluluğunu alması fikrinden kazandığı ahlaki güç. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Tüm bunlar ve onlardan önce yolu açanlara gönderilmiş selamlar '</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Horses</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">' ta mevcuttu. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">'</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Horses</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">' ın kapak fotoğrafını şüphesiz Robert çekecekti. Robert'ın imgesi, işitsel kılıcının kını olacaktı. Sadece sahici olmasını istiyordu. Temiz bir gömlek giydi. (Yandaki fotoğraf)</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">1978'de Robert Miller, Patti'nin çizimlerini gördükten sonra çalışmalarını galerisinde sergilemesini teklif etti. Patti böylesi bir galeride Robert'sız sergi açamayacağını düşündü. O sıralar Robert iyice fotoğrafa dalmıştı. Klasik portreler, eşssiz ve seksi çiçekler üretmiş, pornografiyi sanat dünyasına sokmuştu. Sergiye hazırlanmaya başladılar. İlişkilerini temsil eden çalışmalarını biraraya getirmeye karar verdiler. Chelsea Otel ve sonrasında parçaları oldukları tüm dünyalardan insanlar sergiye katılmışlardı. Şair ve sanat eleştirmeni Rene Ricard, sergi hakkında güzel bir yazı yazıp, çalışmalarını "Bir Arkadaşlığın Günlüğü" olarak tanımladı. Bu Patti ve Robert'ın birlikte yaptıkları son sergiydi. Patti'nin grubuyla yetmişlerde yaptığı çalışmaları onu Robert'tan ve ortak evrenlerinden çok uzaklara taşıdı. <o:p></o:p></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0n03D9kkfFjHJeOEFm-iB47iZWk5gSDicA2OYqBep84L6AY2TEmJr-KNzC2hUfxHEWCmRgjEBtSgCbbC_U5IlU1QDHIjpu_IoH6TBmtwcEXD3Dd-8N9nxl5i-Sjg1BrGg6xyqg9ZTwQpt/s1600/patti008.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0n03D9kkfFjHJeOEFm-iB47iZWk5gSDicA2OYqBep84L6AY2TEmJr-KNzC2hUfxHEWCmRgjEBtSgCbbC_U5IlU1QDHIjpu_IoH6TBmtwcEXD3Dd-8N9nxl5i-Sjg1BrGg6xyqg9ZTwQpt/s320/patti008.jpg" width="197" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Patti'nin Bruce Springsteen ile birlikte yaptığı ve 'Easter' albümünde yer alan 'Because The Night' şarkısı 1978 yazında top 40 listesinde 13. sıraya kadar yükselerek hit şarkı oldu. Patti, şarkıyı ilk olarak Robert'a dinletti. Robert şarkıya bayıldı. Hayranlık duydu ama haset yoktu. Şaka yaparken kullandığı tonla: <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Patti</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">" dedi kelimelerin arasını yayarak, "</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Benden önce ünlü oldun</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Patti, 1979 baharında Fred Sonic Smith'le yeni bir yaşama başlamak üzere New York'u terk etti. Son aşkı olması için seçtiği adamla ilk aşkıyla yaşadığı gibi yaşadı. Robert hep aklında oldu. O, kişisel kozmolojisinin takımyıldızındaki mavi yıldızdı. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">İkinci çocuğuna hamile kaldığını öğrendiğinde Robert'a AIDS teşhisi konmuştu. Fred ile 'Dream of Life' isimli albümü üzerinde çalışıyordu. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKFwQMiQggy-ACYIEoRYITvlsMuji6MdoU9dI5Pd2hjaTPFplqxcJi6OFI9ywQfoKoOX48viuvwHsxRMHj_aPrcYRHtu9PKI6RSANgfJXKJUiC5qOynEdLH_VtNZXnkhddvD8hRBHoMdoy/s1600/patti012.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKFwQMiQggy-ACYIEoRYITvlsMuji6MdoU9dI5Pd2hjaTPFplqxcJi6OFI9ywQfoKoOX48viuvwHsxRMHj_aPrcYRHtu9PKI6RSANgfJXKJUiC5qOynEdLH_VtNZXnkhddvD8hRBHoMdoy/s320/patti012.jpg" width="232" /></span></a></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Kızı Jesse Paris Smith, 27 Haziran 1987'de Detroit'de dünyaya geldi. Ertelenen albümü bitirmeye hazırdılar. İki çocuklarını alıp arabanın bagajını doldurdular, New York'a Robert'ın yanına gitmek için yolculuğa çıktılar. Robert, kırkbirinci yaşgününü kutluyordu. Robert, aile portrelerini çekmek için çok istekliydi. Acısını göstermemeye çabalıyor ancak mide bulantısından dolayı odayı sık sık terk ediyordu. Dördünün fotoğraflarını çekti. Tam giderken onları durdurdu. Patti'yi bir de Jesse ile çekmek istedi. Patti, Jesse'yi kucağına aldı ve o da gülümseyerek Robert'a doğru uzandı. "</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Patti</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">" dedi deklanşöre basarken. "</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Mükemmel bir şey bu"</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> Bu onların son fotoğrafı oldu. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Robert 9 Mart 1989'da öldü. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Robert için bir şarkı yaptı: <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Küçük zümrüt kuş uçup gitmek ister.</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Eğer avucumu kaparsam, kalmasını sağlayabilir miyim?</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Küçük zümrüt ruh, küçük zümrüt göz.</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Küçük zümrüt kuş, veda etmek zorunda mıyız?</span></i></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </i></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </i></div><div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">*Açıkçası yazıya başlarken çok daha kısa bir özet yapmak niyetindeyim. Ama Patti Smith'e olan hayranlığımdan ve saygımdan olsa gerek, bir türlü çıkamadım içinden, gittikçe uzadı da uzadı. </span></span></i></div></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: xx-small;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><i><br />
</i></span></div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-48911984820787343142011-03-26T15:59:00.000-07:002011-03-26T16:06:32.245-07:00This Is Not My Life<div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; clear: left; color: black; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJHXPuHNugYY32eS8B5D8p0oT44VkldXsKMnaj65AhXUGGmbzpq1DRPGgJKIsd66dnKAqwnPBBJYam42KDETp366uGsQ0og1spa7WQPcN2POx7Qg3u_6KnPEL6GDWcE0sjE9QKMUzsgWxP/s640/wallpaper01_1680x1050.jpg" width="640" /></span></div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;">Tesadüfen başladığım dizilerden biri 'This is Not My Life'. Dizimax'te ilk bölümüne rastlayıp ta izlemeye başladığımda, yine bol soru sorduran, karşılığında az cevap veren, seyircisini sömürüp yavaş yavaş senaryosunu bir karmaşıklığa sürükleyen, sonra da içinden çıkamayan hale gelip tıkanacak tipik Amerikan dizilerinden biri zannetmiştim (Lost, Flashforward, Heroes gibi). </div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;">İkinci bölümü izlediğimde 'Truman Show ve Prisoner çakması kesin' dedim, acaba izlemesem mi dedim, üçüncü bölümde hafiften diziye ısınmaya başladım. Dördüncü bölümden sonra, Dizimax'te yayınlanan Cuma akşamlarını iple çekmeye başladım. (Tabi bu durum, blog yasağını başlattığı için Digiturk'ümü iptal etmeden önce oluyordu) Önceden her dizide yaptığım gibi hiç ara vermeden 12 bölümü ardarda izlemek yerine her hafta bir bölüm izleyeceğime eşime söz verdiğim için, ne yazıkki bu sefer irademi kullanıp, sabrederek sindire sindire izledim bu diziyi. En güzeli de, her bölümde hiç cıvıtmadan ölçülü verilen ipuçları sayesinde ne tempo düştü, ne de senaryo çıkmaza girdi. İlk sezon bitti, ve bu dizi bu senenin en heyecan verici yapımı oldu benim için. İlk sezon, inanılmaz bir keyif verdi.</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;">Dediğim gibi dekorlarından, tarzından dolayı diziyi Amerikan yapımı sanmıştım. İzlerken farkettiğim acayip aksanın nereden geldiğini sonradan internetten öğrendim. Bir Yeni Zelanda yapımı bu dizi. Vay canına be, oralarda da kaliteli, dört dörtlük diziler yapıyorlarmış. Yüzüklerin Efendisi'nin memleketinden bunu beklerdim zaten. Gelecekte geçen dizinin tasarımları bana göre çok başarılı. Çok uzak bir gelecekte geçmese de, eşyalardaki, yaşayış tarzlarındaki, elektronik aletlerdeki çok abartıya kaçmayan minimal tasarımlar ve öngörüler çok tutarlı ve çok başarılı. Dizinin renk tonlarına da bayıldım, pastel tonlarında herşey. </div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: left;"></div><div style="text-align: justify;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKUTp4lp7lHO-5yuFlu0JY8OdhKVix8rinTvBJJiORJyo65ZChVQHBXt_KE9nHl1wOTJyxlBpePYtLKn4tV0Cgh2pCfM1gnwNDv9u8oJJ6_QuWatXAVoxAPtxNyb6olVwldzR0yOZiEeZq/s1600/3966156.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="207" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKUTp4lp7lHO-5yuFlu0JY8OdhKVix8rinTvBJJiORJyo65ZChVQHBXt_KE9nHl1wOTJyxlBpePYtLKn4tV0Cgh2pCfM1gnwNDv9u8oJJ6_QuWatXAVoxAPtxNyb6olVwldzR0yOZiEeZq/s320/3966156.jpg" width="320" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKUTp4lp7lHO-5yuFlu0JY8OdhKVix8rinTvBJJiORJyo65ZChVQHBXt_KE9nHl1wOTJyxlBpePYtLKn4tV0Cgh2pCfM1gnwNDv9u8oJJ6_QuWatXAVoxAPtxNyb6olVwldzR0yOZiEeZq/s1600/3966156.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><br />
</a><br />
<div style="text-align: justify;">Gelelim dizinin konusuna:<br />
2020 li yıllarda Waimoana kasabasındayız. Dış görüntü itibariyle bir ütopyayı, mükemmel ve huzurlu bir geleceği barındırdığını düşündüğümüz bu kasabada, Alec Ross (Charles Mesure) isimli kahramanımız bir sabah uyandığında, ne kim olduğunu ne de eşini ve çocuklarını hatırlamaktadır. Pilot bölümde bol bol koşarak bilmediği durumlardan kaçmaya çalışır. Ardından hafıza kaybına uğradığını düşünse de bazı olaylar sonucu, yaşadığı hayatın kendi hayatı olmadığını düşünmeye başlar. Ardından her bölümde azimle bulduğu ipuçları sayesinde, içinde bulunduğu ortamı çözmeye başlar. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"></div><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhd5ph5KZoWsxgZVhfKBydzvm6tcoevni5F2ErnUHcuCdicpGBsUv5VpMf6ATsT8-hH50nq2xFA5EYdxxY29EgOXtAHjrdUGY-vXZSzJXpO7vNBEIFm0QlxYevN888isKyzUqdNfcKtRi0V/s1600/4235316.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhd5ph5KZoWsxgZVhfKBydzvm6tcoevni5F2ErnUHcuCdicpGBsUv5VpMf6ATsT8-hH50nq2xFA5EYdxxY29EgOXtAHjrdUGY-vXZSzJXpO7vNBEIFm0QlxYevN888isKyzUqdNfcKtRi0V/s200/4235316.jpg" width="145" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Charles Mesure<br />
This is not My Life</td></tr>
</tbody></table><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhd5ph5KZoWsxgZVhfKBydzvm6tcoevni5F2ErnUHcuCdicpGBsUv5VpMf6ATsT8-hH50nq2xFA5EYdxxY29EgOXtAHjrdUGY-vXZSzJXpO7vNBEIFm0QlxYevN888isKyzUqdNfcKtRi0V/s1600/4235316.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIF8O7kPuGgumIjiTCPUuz1gsy7OWZwr3zU53VJjLeXRylhCfpAHnY7PrCuOlLa2eOodb4GipVrPa69ETeHkM2v8eWfysKRSRTgnkSYbMeQYu0GLqBdpFb_GsPq0Q2Z_WOJ_88Wr9OKIIH/s200/CharlesMesure.jpg" width="200" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Charles Mesure<br />
V</td></tr>
</tbody></table><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">Dizinin başrolünde, Alec Ross karakterini Charles Mesure isimli bir aktör oynuyor. Nadiren de olsa çok övündüğüm yeteneklerimden biri, dizide ya da filmlerde gördüğüm oyuncuları daha önce nerelerde izlediğimi saymak. Lakin Charles Mesure'u görünce baya zorlandım, ya tanıyorum nerden, nerden derken kafayı yiyecektim. Adam benim efsane dizim Visitors'un gittikçe saçmalayan devam dizisi V'de oynuyordu. Ama tipler ve karakterler o kadar farklıydı ki tanıyabilmem zor oldu. Sakal adamı acayip değiştirmiş, ama hakkını yemeyelim, bakışlarını, gülüşünü de acayip değiştirmiş. Hatta suratını öyle saftirik bi ifadeye büründürüyordu ki bu dizide, V'de canlandırdığı pek sert abimizle yakından uzaktan alakası yoktu. </div></div></div><div style="text-align: justify;"><div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></div><div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdwNzLcOnfRBfdpJF4Q8Ve1aPETOMxQe4XEq090S-ettwOJ_xXJjpuxczP2WbOu11EFbRtMYwgb6rWi6r6uIvlp7avUmFTIS4F_Q54d2ez7XP_WXQkH1MtM4pvSzzeaiON2Q9Y-iDzKbwp/s1600/ep3-e4.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdwNzLcOnfRBfdpJF4Q8Ve1aPETOMxQe4XEq090S-ettwOJ_xXJjpuxczP2WbOu11EFbRtMYwgb6rWi6r6uIvlp7avUmFTIS4F_Q54d2ez7XP_WXQkH1MtM4pvSzzeaiON2Q9Y-iDzKbwp/s1600/ep3-e4.jpg" /></a>Yan rollerdeki tiplere gelince genelde hepsi çok iyidi. Sadece Jessica Wilmot'u canlandıran Miriama Mcdowell'a ısınamadım. O rolde insanın gözü daha güzel, daha çekici bir tip arıyor ama bu esmer kızımız Yeni Zellandılılara karizmatik geliyor herhalde. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZIwfS24bk5-ek27mjCI0K8D5cfsUVexGPGYQuNdwhjdq1eNC6UODXq4wv4W3C2sdi4InGNSeQzSR4NvmwRsaJB62ZBAbsBVXnxJPgin3pYJXxnIZnaMt9eWQnauoP-CKFbtrEY-Q1eQNH/s1600/Tania+Nolan.jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZIwfS24bk5-ek27mjCI0K8D5cfsUVexGPGYQuNdwhjdq1eNC6UODXq4wv4W3C2sdi4InGNSeQzSR4NvmwRsaJB62ZBAbsBVXnxJPgin3pYJXxnIZnaMt9eWQnauoP-CKFbtrEY-Q1eQNH/s1600/Tania+Nolan.jpeg" /></a></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_mniab4M4sesUi6jy_BW9AsyHpgwHaHm1V51ybJdZOP6zwx__dQ8G3vrE6M9RFfWObe50ulo-6ov2fG1tROoqITihKPNrtPYAC3hhvCQbKi159RkwvdC_qOYha2ve8LrGarKOb4qaMfrs/s1600/Joel-Tobeck.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_mniab4M4sesUi6jy_BW9AsyHpgwHaHm1V51ybJdZOP6zwx__dQ8G3vrE6M9RFfWObe50ulo-6ov2fG1tROoqITihKPNrtPYAC3hhvCQbKi159RkwvdC_qOYha2ve8LrGarKOb4qaMfrs/s1600/Joel-Tobeck.jpg" /></a>Lakin iki tip varki, onları pek sevdim. Birisi kasabanın doktoru Dr.Natasha Collins'i canlandıran Tania Nolan. Adeta buzlar kraliçesi gibiydi ilk bölümlerde, kanımı dondurdu. Pek bir sevdiğim ikinci kişi, kasabanın güvenliğinden sorumlu, dizinin kötü adamı Richard Foster'ı canlandıran Joel Tobeck. Bence çok acayip başarılı, rolü de cuk oturmuş tipine.<br />
<br />
<br />
<br />
<div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><br />
</div><div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"> </div><div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><br />
</div><div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><br />
</div></div><br />
<br />
<div><div><div style="text-align: justify;">Bu dizinin sonraki sezonları da, ilk sezon gibi tutarlı ve ölçülü bir şekilde şaşırtmaya devam ederse, tempoyu düşürmeden senaryo saçmalamazsa ilerde fenomen olur. Heyecanla bekliyorum 2. sezonu.</div></div></div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-79807770282488986002011-03-09T10:54:00.000-08:002011-03-13T13:13:21.335-07:00Bloğuma Dokunma!!!!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEhVC0xxKJdTWpfCIU4hD3f0HP3STdGnHdv_WMCOg5RDi716L7qM3TAOhyG3qG6lr5VnWbnKwaQTl4ahkoAJ09GtTj1RNDdax9kT_bTklwRWILWRAt3bWzKN9gGJ5Zn8chaTpioiWXV3mu/s1600/249960241.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEhVC0xxKJdTWpfCIU4hD3f0HP3STdGnHdv_WMCOg5RDi716L7qM3TAOhyG3qG6lr5VnWbnKwaQTl4ahkoAJ09GtTj1RNDdax9kT_bTklwRWILWRAt3bWzKN9gGJ5Zn8chaTpioiWXV3mu/s320/249960241.jpg" width="320" /></a></div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-347266619071299062011-02-17T15:04:00.000-08:002014-03-14T02:16:31.322-07:00Tarihten Bir Fotoğraf 2: Vietnam'da İnfaz (Execution in Saigon), 1968<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhovOITqawvqGfgL5jrIuN03efqTAbTKTRzm5gEs73f15nL2dVIIpGbst9HNjTlAdwrcSaDhhiosjwVD-9peretA8d6Z5bGn9y6RSJhsdQbgAFyQEXbouE2rkhWet_2ofgPa0-QsJgUEbgq/s1600/execution.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhovOITqawvqGfgL5jrIuN03efqTAbTKTRzm5gEs73f15nL2dVIIpGbst9HNjTlAdwrcSaDhhiosjwVD-9peretA8d6Z5bGn9y6RSJhsdQbgAFyQEXbouE2rkhWet_2ofgPa0-QsJgUEbgq/s640/execution.jpg" height="401" width="640" /></span></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<b><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Tarih: 1 Şubat 1968</span></i></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<b><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Yer: Vietnam</span></i></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<b><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Fotoğrafçı: Eddie Adams</span></i></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">1 Şubat 1968'de, Tet Saldırısının ikinci gününde, Saygon’un Çinlilerin yaşadığı kesimindeki Çolon caddesine, Güney Vietnamlı askerler tarafından eli bağlı şekilde bir Viet Cong (Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi) gerillası getirilir. Bir ulusal polis olan </span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Nguyen Ngoc Loan</span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">, </span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Guyen Van Lem </span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">isimli</span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> </span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">korkmuş gerillaya silah doğrultur. Olay yerinde AP muhabiri Eddie Adams ve NBC kameramanı Vo Suu vardır. Olay anında, Eddie Adams hiç durmadan deklanşöre basarken bunun sıradan bir sorgulama olduğunu zanneder. Ama değildir, gerilla, polis tarafından yerinde infaz yöntemiyle öldürülür. Eddie Adams ve kameraman Vo Suu, adamın gözlerinin önünde öldürülmesinin şokunu yaşarken, tarihe geçecek görüntüler kaydettiklerinin farkına da varmışlardır.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Adams'ın fotoğrafı, çekildikten birgün sonra New York Times'ın ön sayfasında yayınlanır ve ardından tüm dünyaya yayılır. Bu fotoğraf savaş karşıtı kampanyalarda kullanılan anahtar bir fotoğraf olur ve Amerikan halkının savaşlardaki varlıklarını sorgulamasına neden olur. Bütün dünya medyası tarafından birinci sayfadan kullanılan fotoğraf, Vietnam’da neler olduğuna dair ABD kamuoyunda da ilk tartışmaların yapılmasına yol açar. Bu olay bize tek başına bir fotoğrafın toplumsal hayatta neleri değiştirebileceğini gösterir. Fotoğraf, tarihte ve fotoğrafçılıkta kendine çok saygın biryer edinirken, fotoğrafçısı Eddie Adams'a da mesleki bir şöhret getiririr, hatta 1969 yılında Pulitzer ödülünü almasını sağlar.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Olayın Vo Suu tarafından çekilmiş videosu, fotoğrafı kadar ses getirmez ve kalıcı olmaz. Bu da fotoğrafın, hareketli görüntüye karşı zafer kazandığı durumlardan biridir. Fotoğraf mevzusunda en sevdiğim şeydir: Bazen tek bir 'karar anı' nı gösteren fotoğraf, olayın tümünü gösteren görüntülerden çok daha etkili olabilmektedir ve hafızalarda çok daha kolay yer edinir. Olayın görüntüsünü Youtube'tan izlemek için </span><a href="http://www.youtube.com/watch?v=7s3JuwkoxZk"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">buraya</span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> tıklayabilirsiniz.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </div>
<div class="" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none;"><span class="Apple-style-span" style="color: #444444;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Gelelim fotoğrafın kahramanlarına: </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none;"><span class="Apple-style-span" style="color: #444444;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> </span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none;"><span class="Apple-style-span" style="color: #444444;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Viet cong gerillası </span></span></span><i><span class="Apple-style-span" style="color: #444444;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Guyen Van Lem'i</span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">n </span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">akıbeti belli zaten, adamın hayatı oracıkta son bulur. Bu gerilla bir çok polis memurunu ve memurların ailelerini öldürmekle suçlanıyordu. Bunların arasında onu vuran polis memuru Nguyen'in aynı zamanda çok yakın arkadaşı olan yardımcısı ve çocukları da vardı (Nguyen onların vaftiz babasıydı aynı zamanda) Polis ve polis yakınlarından oluşan 34 cesetin bulunduğu binanın yakınlarında bulunmuş ve suçlanmıştı. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMT8QG54Kt6bYfHm8lspvuPWaK6uCDs_ZMI7zmEZKNJDI1dcxFJYPI8qVYI48o3Ut7prAqtdryLdCpJPH0jZvRtNl3ZJncciEGFLj4hLW-W_s969Sp8x85HWOLTGKUQXm0KzFYo8ynQzj6/s1600/GenNguyenNgocLoan.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMT8QG54Kt6bYfHm8lspvuPWaK6uCDs_ZMI7zmEZKNJDI1dcxFJYPI8qVYI48o3Ut7prAqtdryLdCpJPH0jZvRtNl3ZJncciEGFLj4hLW-W_s969Sp8x85HWOLTGKUQXm0KzFYo8ynQzj6/s1600/GenNguyenNgocLoan.jpg" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Fotoğrafın hayat sonlandıran, güçlü karakteri ulusal polis </span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Nguyen Ngoc Loan'ın </span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">hayatı da bir anlamda oracıkta son bulur. Fotoğrafın çekildiği tarihten birkaç ay sonra, bir makineli tüfek ile vurulur ve bacağını kaybeder. Saygon'un düşmesi sonrasında 1975'te Vietnam'ı terkedip, Amerika'ya yerleşir ve bir pizza dükkanı açar. Fakat 1991'de kimliği ifşa olur ve dükkanı kapatmak zorunda kalır. Fotoğrafçı Eddie Adams düzenli olarak adamı ziyaret eder, son ziyaretinde pizza restoranın tuvalet kapısında şu yazıyı görmüştür: </span><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"We know who you are, fucker"</span></i></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </i></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </i></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </i></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;"><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></i></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Eddie Adams, Pulitzer ödülünü kazandıktan sonra NY Times'a şunları söyler fotoğrafı hakkında:</span></span></div>
<blockquote>
<i><span class="Apple-style-span" style="color: #666666;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"The general killed the Viet Cong; I killed the general with my camera. Still photographs are the most powerful weapon in the world. People believe them, but photographs do lie, even without manipulation. They are only half-truths ... What the photograph didn't say was, 'What would you do if you were the general at that time and place on that hot day, and you caught the so-called bad guy after he blew away one, two or three American soldiers?"</span></span></i></blockquote>
<blockquote>
<i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">"General, Viet Kong'luyu öldürdü, ben de kameramla generali öldürdüm. Fotoğraf hala dünyadaki en güçlü silah. İçinde manipulasyon olmadan fotoğraf yalan söylese bile, insanlar o fotoğrafa inanır. Aslında onlar yarı gerçekliktir. Fotoğrafımın söyleyemediği şudur: Eğer o sıcak günde, o yerde, o zamanda ve bir, iki veya üç Amerikan askerini öldürmüş çok kötü bir adamı yakalayan generalin yerinde olsaydınız siz ne yapardınız? " </span></i></blockquote>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjRenVj5-XtxfDebynr9rfAK8s5To8EPFtv9CvbsYXgpOf4ttHRqu8f9p8j3QDo3pboIPKziZ2p0un2lwvvfbsKRAsxqCYe9z815n7G8OjBWZZ1q2AEcUD5C-mFqA-6RzEajtQBa1AKm7w/s1600/index.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; display: inline !important; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjRenVj5-XtxfDebynr9rfAK8s5To8EPFtv9CvbsYXgpOf4ttHRqu8f9p8j3QDo3pboIPKziZ2p0un2lwvvfbsKRAsxqCYe9z815n7G8OjBWZZ1q2AEcUD5C-mFqA-6RzEajtQBa1AKm7w/s200/index.jpg" height="135" width="200" /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYGb3sagSX936yZZ975XtypkDOnxtfrfs_m-FLFAmN2bzJRxCZBmLx47_J-Ryu81xco1EfHG490UHesJH4glxZgtDD0rRURXs2M9wq1d5hg2nq08UhFt79XnQM4G9g0eac_Bj6bFj0DkEP/s1600/167167.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYGb3sagSX936yZZ975XtypkDOnxtfrfs_m-FLFAmN2bzJRxCZBmLx47_J-Ryu81xco1EfHG490UHesJH4glxZgtDD0rRURXs2M9wq1d5hg2nq08UhFt79XnQM4G9g0eac_Bj6bFj0DkEP/s200/167167.jpg" height="200" width="155" /><span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;"></span></span></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">2004 yılında 71 yaşında ölen Eddie Adams'ın kariyeri bu fotoğraftan ibaret değil. 13 ayrı savaşta çektiği fotoğrafların yanısıra, dünyanın dört bir tarafında dergilere kapak, gazetelere manşet olan savaş, siyaset, moda ve şov fotoğrafları da var. 1978 Robert Capa Ödülü dahil 500’e yakın ödül kazanmış fotoğrafçının hayatını anlatan </span><i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">'An Unlikely Weapon' </span></i><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">isimli 2009 yapımı bir belgesel var. Oscar ödülü bile almış olan belgeseli ben bir türlü izleyemedim. O belgeseli de izleyebilirsem, Eddie Adams hakkında ayrı bir başlık açıp, onu orada daha detaylı anmak niyetindeyim. </span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">(Belgeselin sitesi: http://www.anunlikelyweapon.com/ ) </span></div>
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;"><br />
</span></span>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-71697486551267443202011-01-22T13:24:00.000-08:002011-01-22T14:26:35.899-08:00Kanye West - Runaway<div style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8NFen6lMoG2Du5av2twK9XzRZxVyRIykURp-2qum1rT8zBdCyjxKZjaL8HHGYnXcrCloRVJ7_8yV7YXtU-guzmzMLadjn5v4cP1P6Gn5Sf3MiQZ8xrF2AL3_unUOmkJIRb1sc2FRPN3lK/s1600/cover-run-away-kanye-west-580x580.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8NFen6lMoG2Du5av2twK9XzRZxVyRIykURp-2qum1rT8zBdCyjxKZjaL8HHGYnXcrCloRVJ7_8yV7YXtU-guzmzMLadjn5v4cP1P6Gn5Sf3MiQZ8xrF2AL3_unUOmkJIRb1sc2FRPN3lK/s200/cover-run-away-kanye-west-580x580.jpg" width="200" /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiprz6jVCeP7iPtg6MO7MzuNFwYnfiNGZXCVgkcozrwH7L6VHdLc6iVexfNRK6LpsyJqPoJm4zO2O5QVOpZ251ZPsmLwsfRBiQ2_E_NPWoVtR_dtVQ3tmCmUopdkjS3We6cfwa_K46EdTU4/s1600/Kanye-West-Runaway-single.jpg" imageanchor="1" style="display: inline !important; margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiprz6jVCeP7iPtg6MO7MzuNFwYnfiNGZXCVgkcozrwH7L6VHdLc6iVexfNRK6LpsyJqPoJm4zO2O5QVOpZ251ZPsmLwsfRBiQ2_E_NPWoVtR_dtVQ3tmCmUopdkjS3We6cfwa_K46EdTU4/s200/Kanye-West-Runaway-single.jpg" width="200" /></span></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Son zamanlarda balerinler hayatımı umduğumdan fazla etkiliyor. Sanat dalları arasında ender olarak sevemediğim birkaçından biriydi bale. Tamam çok zarifler, çok narinler, pek hoşlar ama ne bileyim bana pek anlamsız gelirdi kendilerini kasarak parmak uçları üstünde salınmaları taaa ki Darren Aranofsky'nin Black Swan'ini ve Kanye West'in Runaway klibini izleyene kadar. Bu ikisi balenin sevdiğim sanat dalları arasındakini yerini çok ama çok yukarılara taşıdı. Bana göre mükemmel ötesi olan Black Swan filmi hakkında yazmak isterdim ama çok aştı beni, o kadar çok beğendim ki filmi, hayranlığımı kelimelere dökebilmem mümkün değil sanki. Bu yüzden kolaya kaçıp Kanye West'in Runaway klibi hakkında bişeyler yazmak istedim. Bu arada benim gibi müzik cahili bir insanın bloğunda müzikle ilgili 3. kayıtı da yazmaktayım. Güya fotoğraf ve sinema ile ilgili bir blog olacaktı Arka Pencere. Belki de bilmediğim ve yabancı olduğum konuları araştırıp yazmak daha çok hoşuma gidiyor bilemiyorum. </span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF_g3e6EIpIrzPX3TS8V0Lcaf5P93RSqVELXwX6xZejfLT3oshBQGuxAcp73KjXdiXKXsK7Uqx4JQx63-hdvaJf5g-i4SkBEIajiAu9t0amjYztHAANd1x9qFUEHPDPuuCf-EO7OAkfLWE/s1600/img_3648_kanye-west-runaway-full-length-film.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="150" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF_g3e6EIpIrzPX3TS8V0Lcaf5P93RSqVELXwX6xZejfLT3oshBQGuxAcp73KjXdiXKXsK7Uqx4JQx63-hdvaJf5g-i4SkBEIajiAu9t0amjYztHAANd1x9qFUEHPDPuuCf-EO7OAkfLWE/s200/img_3648_kanye-west-runaway-full-length-film.jpg" width="200" /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFTFF4Wax4E1FAbwRE7cDkoZ0ZNsnVk8gjGHg1qd2VO4KFfk0exXNVOJ1DgACQvVV07jcUBeymkewdNBOn6rQALrDhMsEAb15tjkzpKi7MBWUcGxX-LY6nKG4JtuhtZQofNxj2FeVoFTxA/s1600/Kanye%252BWest%252BRunaway2.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="179" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFTFF4Wax4E1FAbwRE7cDkoZ0ZNsnVk8gjGHg1qd2VO4KFfk0exXNVOJ1DgACQvVV07jcUBeymkewdNBOn6rQALrDhMsEAb15tjkzpKi7MBWUcGxX-LY6nKG4JtuhtZQofNxj2FeVoFTxA/s200/Kanye%252BWest%252BRunaway2.jpeg" width="200" /></span></a></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Kanye West son albümü My Beautiful Dark Twisted Fantasy'deki Pusha T ile yaptığı düet Runaway için çekmiş bu klibi. Yönetmeni de kendisi. Amma velakin klip denen olay Runaway'le kısıtlı kalmıyor. Meğersem bu keşif öncesi hiçbir şarkısını bilemediğim sadece adını duymuşluğum olan Kanye West pek de yetenekli bir adammış. Çünkü sadece klip çekmekle yetinmeyip 34 dakikalık bir kısa film yapmış aslında. Albümdeki şarkılarını bir kısa filmle içice geçirmiş. Tüm albüme klip çekerken görsel bir şölene de imza atmış. Runaway'de işte bu filmin sadece bir parçası. Bu güzel görselin tamamını Kanye West'in sitesinden izleyebilirsiniz: </span><a href="http://kanyewest.com/"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">http://kanyewest.com/</span></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmYv9u9ebOAFk4NVQX8fKoV4XcU3nHtAVGsUH_OzdBdAmSaTp5Wv5z-Y_VIM9qX3CudSIMwoaHU74vaiYNT1W3Rc82V6WP4TPo091jBW0I1bJVfmcZmwE90OyJqTnzqNdwGYJMY05r4pfu/s1600/kanye-west-runaway.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="125" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmYv9u9ebOAFk4NVQX8fKoV4XcU3nHtAVGsUH_OzdBdAmSaTp5Wv5z-Y_VIM9qX3CudSIMwoaHU74vaiYNT1W3Rc82V6WP4TPo091jBW0I1bJVfmcZmwE90OyJqTnzqNdwGYJMY05r4pfu/s200/kanye-west-runaway.jpg" width="200" /> <span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;"></span></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhraG_FmG32Z3o6WHVa_BVg0fXM-x8IjTQlUCZkMc0q04_H5tTb3r-Bu4YT6biP39i3ydcZ1f1n7kdVK1ysQQqSm5auYZYtFtKnt2-_uaWQ0jwozEI8G9P6sxlk2FkjhhpjnMwWvrkOiYqh/s1600/kanyewest_runaway1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="125" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhraG_FmG32Z3o6WHVa_BVg0fXM-x8IjTQlUCZkMc0q04_H5tTb3r-Bu4YT6biP39i3ydcZ1f1n7kdVK1ysQQqSm5auYZYtFtKnt2-_uaWQ0jwozEI8G9P6sxlk2FkjhhpjnMwWvrkOiYqh/s200/kanyewest_runaway1.jpg" width="200" /></span></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Çekimleri Praq'ta yapılan filmin konusu kısaca şöyle.Dünyaya başka bir gezegenden feniks (kuşumsu insanımsı mitolojik bir yaratık) düşer. Kanye arabasıyla dolaşırken önüne düşen feniksi evine götürür. Filmin ilk başları yaratığın etrafı keşmetmeye çalışması ile geçer. Adamımız aşık olur tabiki (kim olmaz ki). Sonra Kanye onu muhtemelen kendi toplumuna tanıtmak için bir yemeğe götürür. (Bu arada Kanye ırkçılıkla ilgili çok hassas bir adammış ve sanırım bu yüzden bu yemekte siyahlar oturup yemek yerken beyazlar onlara hizmetçilik ederler). Sonra sahneye siyah elbiseleri ile beyaz balerinler gelir. Runaway şarkısı da işte tam burada başlıyor, müziğin etkisi çok güzel bir kareografi ile iyice artıyor. Bu şarkının ardından masaya hindimsi yemekler gelince bizim kuşumsu insanımsı yaratık çığrından çıkıyor, bizim dünyanın aslında hiç de istediği gibi olmadığını anlıyor ve geri dönmeyi istemeye başlıyor. </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="108" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZlKcW7HUy3c9XY_6tPDJRNIHp6ya3Fl1SG7_fwprodLCbmQzXzGJKOYs7alWu3POs_eBXC9eD2PPEIu2zCAMrWF7YMXYuh40QKT4lcTahHZVz-eM2pLauAyhNKIzIVcClK7dE79-7nye9/s200/runaway-ballerina.jpg" width="200" /> </span><span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="126" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiN3gDXP3BMWIX_egkEuZKDJ5Fxo7Nlh5GBU8L2gDPTcJoG-ZS2PQWeERjo5vjMe5m4PbrQ1jgVkj69BQoyBI7d3W5CABQW18ndAPK0BhWx4UcAR89A3By88JZkyPIYfE4pggkhMVRFqVOx/s200/kanyepreview.jpg" width="200" /> </span></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span> </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Beni en çok etkileyen slow motion çekimler oldu. Slow motion görüntülerde geyikler bile bir başka görünüyor, bale yapan dansçılar başka bir alemde dans ediyor sanki. Dans ederlerken hissettiklerini açığa çıkarıyor yavaş çekimler. Müziğin ritmiyle beraber çok güzel gidiyor bu görüntüler.</span></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;"></span> </span></div><div style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="220" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4VZOePH-KKOyEJfpz4wARcdqKJvZOBTk3kpyDZ9RvvCl8W7aTDMnRYtGQS0X8S60mQdbPzqX7QWmOteKMR0v8e-jVe8ADh28CYiYWolxpCiVgn5_19WHb41x5etbYzaSW53no4Zx9lMdu/s320/kanye_west_ft_pusha_t-runaway-convert-x264-2010-fraymkv.jpg" width="320" /> </span></div><div style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Dansın teknik ayrıntılarından hiç anlamam, bana öyle geliyorki modern dans ve balenin bir karışımı olan dans kareografisi muhteşem ötesi. Slow motionlar da ayrı bir tat katıyor dansa. Black Swan'in etkileri henüz bünyemde geçmemişken bu siyah elbiseli balerinler büyük etki bıraktı bende. </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFii3xYKDZEBlHhZG5wF61O6l4JsPeID8RvOAoUXUqt9680T3CUpqaV_tAiElrZKR5NWoYnaMB3Uw5jBM0Ff_OjgP0qZmqUkIWIY7WmUYjmz33H8e6DQjMhpms1CZCVlPxs1b8ry1vBSmS/s1600/kanye-west-runaway-3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="131" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFii3xYKDZEBlHhZG5wF61O6l4JsPeID8RvOAoUXUqt9680T3CUpqaV_tAiElrZKR5NWoYnaMB3Uw5jBM0Ff_OjgP0qZmqUkIWIY7WmUYjmz33H8e6DQjMhpms1CZCVlPxs1b8ry1vBSmS/s200/kanye-west-runaway-3.jpg" width="200" /></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhp_aNI9m5sR_hBI_bMKTvfyzDxz2c4iSAEBmYQR1ZdZZvPnQfXbl25DAYzQQQ7j_7CMoFj3gfobYFVxtsn7soGfhJWV4kpcylKv-KFKVvZizj8lgxXtmjS50SnK8Bl_Z6Mj1AUDDlaLMlZ/s1600/kanye-west-runaway.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="163" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhp_aNI9m5sR_hBI_bMKTvfyzDxz2c4iSAEBmYQR1ZdZZvPnQfXbl25DAYzQQQ7j_7CMoFj3gfobYFVxtsn7soGfhJWV4kpcylKv-KFKVvZizj8lgxXtmjS50SnK8Bl_Z6Mj1AUDDlaLMlZ/s200/kanye-west-runaway.jpg" width="200" /></span></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Kuşumsu yaratığı, Victoria Secret modellerinden 83 doğumlu model Selita Ebanks canlandırıyor. Kostüm pek şahane ama tüylerle kaplı kostümün içinde kusursuz vücudu ile arzı endam eden Selita çok daha şahane. </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhBf7oPSsNMXTDVtv5T1ID2i0xaqrtQWoEyTzz5A-OYFJhEsONC1lbbXGqSMQNqX35yfo5tu-yQvBrQNnRzYuyGUlYrhXAK38r40eWUiu9VfUEmcmHQZTU21mstBqNhsGrSd9WIXpJnw8H/s1600/splash_t_kanye-west-teeth-201010e.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="166" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhBf7oPSsNMXTDVtv5T1ID2i0xaqrtQWoEyTzz5A-OYFJhEsONC1lbbXGqSMQNqX35yfo5tu-yQvBrQNnRzYuyGUlYrhXAK38r40eWUiu9VfUEmcmHQZTU21mstBqNhsGrSd9WIXpJnw8H/s320/splash_t_kanye-west-teeth-201010e.jpg" width="320" /></span></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Biz klibi izlerken eşimle durmadan 'ya bu adamın çenesinde bişey var' deyip durduk. Meğersem 2002 yılında geçirdiği çok ciddi bir trafik kazası sonucu çenesi parçalanmış. Herhalde o yüzden ama bir neden daha olabilir. Yetenekli olduğu kadar da biraz kaçık ve manyak olan Kanye West, alt dişlerini söktürüp yerine milyonlarca dolar değerinde pırlantalar taktırmış. Demekki neymiş ne kadar keçileri kaçırırsan kaçır, kaçıklığının derecesi yetenekli olmana bir mani teşkil etmiyor. </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLaHP5Am2Nl0OC5fuarhoXxIwOxmIoXILRaTHN2Fce2NvwWE485AUQ3CyB-qKaB5IhyphenhyphenZHULBA48ks6e-Oz5KkdgygSmCAHanQt7elKTQCmA_U8IZTUzUY6Pc7HwTMfVp6Sq0aaNAtBqqnZ/s1600/1419490929.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;"></span></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVK9FepF7A3rTJgYTxFB842GkoOulaXym-3A6bo1mPNXABDaLbc9BbYK2wIqECFjiUuVBw4jonpoG2tyZudaLXxbjuAnwsboEhzf5f9gzNdQtFWoSoaIsE_MbxAJmRJ0eoX5RBONaTsiYe/s1600/Kanye-West-Runaway-Video.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="210" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVK9FepF7A3rTJgYTxFB842GkoOulaXym-3A6bo1mPNXABDaLbc9BbYK2wIqECFjiUuVBw4jonpoG2tyZudaLXxbjuAnwsboEhzf5f9gzNdQtFWoSoaIsE_MbxAJmRJ0eoX5RBONaTsiYe/s320/Kanye-West-Runaway-Video.gif" width="320" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLaHP5Am2Nl0OC5fuarhoXxIwOxmIoXILRaTHN2Fce2NvwWE485AUQ3CyB-qKaB5IhyphenhyphenZHULBA48ks6e-Oz5KkdgygSmCAHanQt7elKTQCmA_U8IZTUzUY6Pc7HwTMfVp6Sq0aaNAtBqqnZ/s1600/1419490929.jpg" /></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Hatta sağolsun Ekşisözlük ve youtube sayesinde öğrendiklerime göre kendini birara Micheal Jackson'un tahtına aday göstermişliği de varmış ve bu sebeble sanırım klibin başlarında kocaman bir Micheal Jackson balonu geliyor (acaba bu bir özür dileme mi meydan okuma mı?) Kanye'nin denyoluğu bununla da bitmiyor. 2009 MTV Video Müzik Ödülleri'nde En İyi Kadın Sanatçı Video ödülünü genç country şarkıcısı Taylor Swift aldıktan sonra sahneye çıkıp teşekkür konuşmasını yaparken Kanye atlıyor sahneye, kızın elinden alıyor mikrofonu ve</span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> "</span><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Mikrofonu sana vereceğim, biraz bekle Taylor" dedikten sonra seyircilere dönerek "Bu ödülü Beyoncé almalıydı. Single Ladies klibi en iyi kliplerden biri, ödül onun" </span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">gibisinden laflar edip kızcağızın gecesini rezil ediyor, Taylor Swift öylece kalıyor sahnede şok olmuş halde. </span><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> Bu yaptığı konuşma sonunda West, </span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">ırkçılıkla</span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"> suçlanarak seyircilerden büyük tepki alıyor. Sonraki günlerde Kanye West, yaptığı davranış yüzünden Taylor Swift'ten özür dileyerek, o akşam sarhoş olduğunu söylese de raconu fena halde çizdiriyor. Hatta Başkan Obama bile bir röportajda kayıtdışı olduklarını zannedip Kanye için 'he is a Jackass' diyor. </span></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgz_1rzMU8pjNC4bKHPBQe2QHk3xwjYqrZjGXDIILw6nGerfbZC4dza_kurczNsGpP9_H6LB2TNqT3sUXYVmr8PlFLEfyDsTvWgvO0oPa81u7z-lq6CK1qBvwSX33TbepVVi9BVKoCYfcv5/s1600/kanye-west-my-beautiful-dark-twisted-fantasy-covers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="220" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgz_1rzMU8pjNC4bKHPBQe2QHk3xwjYqrZjGXDIILw6nGerfbZC4dza_kurczNsGpP9_H6LB2TNqT3sUXYVmr8PlFLEfyDsTvWgvO0oPa81u7z-lq6CK1qBvwSX33TbepVVi9BVKoCYfcv5/s320/kanye-west-my-beautiful-dark-twisted-fantasy-covers.jpg" width="320" /> <span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;"></span></span></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLwd-WdGtA_nbFGbvoEOm6v4TdGtRQzD4pcjWgucxqyny9-RNhTcAV0KiDswHG7mSnWVr2cAcDbayZzWUbiIAjfSC_MfY5MMBWhdpwm4rkWmpduhyDZudlm7GCwiVNnqJReU3hosD87zeT/s1600/new-york-magazine-george-condo-explains-his-five-covers-for-kanye-wests-twisted-fantasy-545x363.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" height="132" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLwd-WdGtA_nbFGbvoEOm6v4TdGtRQzD4pcjWgucxqyny9-RNhTcAV0KiDswHG7mSnWVr2cAcDbayZzWUbiIAjfSC_MfY5MMBWhdpwm4rkWmpduhyDZudlm7GCwiVNnqJReU3hosD87zeT/s200/new-york-magazine-george-condo-explains-his-five-covers-for-kanye-wests-twisted-fantasy-545x363.jpg" width="200" /></span></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Kanye West, albümün kapak tasarımı için sanatçı Gearge Condo'dan yardım istemiş, o da albüm için beş kapak hazırlamış.</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Runaway'in şarkı sözlerini de aşağıya ekleyerek Kanye'ye buradan selam ediyor, başarılarının devamını diliyorum.</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><u><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Runaway Şarkı Sözleri:</span></u></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">And I always find, yeah, I always find somethin' wrong</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">You been puttin' up wit' my shit just way too long</span></div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">I'm so gifted at findin' what I don't like the most</span><br />
<div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">So I think it's time for us to have a toast</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the douchebags,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the assholes,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the scumbags,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Every one of them that I know</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the jerkoffs</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">That'll never take work off</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Baby, I got a plan</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away fast as you can</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">She find pictures in my email</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">I sent this bitch a picture of my, dick</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">I don't know what it is with females</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">But I'm not too good with that, shit</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">See, I could have me a good girl</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">And still be addicted to them hoodrats</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">And I just blame everything on you</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">At least you know that's what I'm good at</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">And I always find</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Yeah, I always find</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Yeah, I always find somethin' wrong</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">You been puttin' up with my shit just way too long</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">I'm so gifted at findin' what I don't like the most</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">So I think it's time for us to have a toast</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the douchebags,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the assholes,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the scumbags,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Every one of them that I know</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the jerkoffs</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">That'll never take work off</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Baby, I got a plan</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away fast as you can</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away from me, baby</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away from me, baby</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Doesn't have to get crazy,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Why can't she just run away?</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Babe I've got a plan,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away as fast as you can</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away from me, baby</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away from me, baby</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Doesn't have to get crazy,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Why can't she just, run away?</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Baby I got a plan,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away as fast as you can</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">(Pusha T)</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">24/7, 365, pussy stays on my mind</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">I-I-I-I did it, all right, all right, I admit it</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Now pick your next move, you could leave or live wit' it</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Ichabod Crane with that motherfuckin' top off</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Split and go where? Back to wearin' knockoffs, ha ha</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Knock it off, Neiman's, shop it off</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's talk over mai tais, waitress, top it off</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Hoes like poachers wanna fly in your Freddy loafers</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">You can't blame 'em, they ain't never seen Versace sofas</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Every bag, every blouse, every bracelet</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Comes with a price tag, baby, face it</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">You should leave if you can't accept the basics</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Plenty hoes in the baller-nigga's matrix</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Invisibly set, the Rolex is faceless</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">I'm just young, rich, and tasteless</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">P!</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">(Kanye)</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Never was much of a romantic</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">I could never take the intimacy</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">And I know it did damage</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Plus the look in your eyes, is killing me</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">I guess you knew an advantage</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Cuz you can blame me for every thing</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">And I don't know how imma manage</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">If one day you just up and leave</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">And, I always find,Yeah I always find somethin' wrong</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">You been puttin' up with my shit just way too long</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">I'm so gifted at findin' what I don't like the most</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">So I think it's time for us to have a toast</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the douchebags,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the assholes,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the scumbags,</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Every one of them that I know</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Let's have a toast for the jerkoffs</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">That'll never take work off</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Baby, I got a plan</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;">Run away fast as you can</span></div><div style="text-align: left;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><br />
<div style="text-align: left;"><br />
</div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7660534004675325756.post-42196563442187660822011-01-18T05:03:00.000-08:002011-01-22T14:10:37.133-08:00Dexter<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOhFzJLdShTCpyP-3d9JfuaUE58I7gHAq_g8ty9ashWap7c7M9GAXwtXP5g72rBGxGS5DpNjOv-Zb0s0ocnQZZHNNimr5Ls9hFzyPuwXwCT7fh18vaFoNgXQriEpo16l_RbvDDEOw3_161/s1600/Dexter.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" height="229" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOhFzJLdShTCpyP-3d9JfuaUE58I7gHAq_g8ty9ashWap7c7M9GAXwtXP5g72rBGxGS5DpNjOv-Zb0s0ocnQZZHNNimr5Ls9hFzyPuwXwCT7fh18vaFoNgXQriEpo16l_RbvDDEOw3_161/s320/Dexter.jpg" width="320" /></a></div><div style="text-align: left;"><div style="text-align: justify;">Ben Dexter'a nasıl kayıtsız kaldım bunca sene, hiç anlamadım. İçimde hep bir izleme isteği olsa da birtürlü başlayamamıştım. İzleyecek şeyler bittiğinde, artık sırasıdır dedim ve başladım ilk sezondan. Neredeyse 3 haftadır herbiri 12 bölümlük 5 sezonu hiç ara vermeden hüplettim. Bulabildiğim her boş vakitte (ki boş vakit kavramı 1.5 yaşında çocuğu olan biri için çok değerli bir kavram) ilk işim izleyebildiğim kadar Dexter izlemek oldu. Koptum 3 haftadır hayattan, aklımdaki tek şey birkaç bölüm daha hüpletebilmekti. Her ne kadar arsızca bölüm ardına bölüm izlesem de bitmesini hiç istemedim, o yüzden ardında başka bölüm olmayacağını bildiğim son sezonu izlemek çok keyifli olduğu kadar çok da zor oldu. Nedense çok yakın hissettim kendime Dexter'ı, yoksa benim de içimde karanlık bir taraf mı var diye endişelendim de aynı zamanda, ama sonra dizinin milyonlarca fanatik izleyicisi olduğunu düşününce normal birşey olduğuna karar verdim.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Kurbanlarını vahşice öldürüp, vahşice parçalayan, ardında hiç bir kanıt bırakmadan normal hayatına devam eden bir seri katili nasıl sevebilirsiniz bu kadar? Söz konusu Dexter olduğunda, o seri katili bırakın sevmeyi, fanatiği oluyorsunuz ve her bölümde yakalanmaması için dua ediyorsunuz. En son bu hissi Patricia Highsmith romanlarında yakalamıştım. Dexter'ın bu kadar sevilmesinin asıl nedeni içindeki öldürme isteğini, çoğu seri katil olan diğer kötü adamları öldürerek gidermesi. Dolayısıyla öldürdüğü ve vahşice parçalayıp cesedini denize attığı adamlar için bir gram üzülmüyor insan, hatta aferin be Dexter, ben olsam ben de yapardım diyesi geliyor insanın. Ama Dexter bu halinden pek bir şikayetçi, hergün normal duyguları olan normal bir insan gibi davranmak, gününün çoğunda rol yapmak bir süre sonra ona çok ağır geliyor ve her sezonda bu ağırlığı hafifletmek için bir çıkar yol arıyor. Bu kimi sezonda bir yoldaş, kimisinde bir sevgili oluyor ama hiçbiri kalıcı olamıyor ve yoluna hep yalnız devam etmek zorunda kalan bir süper kahramanı andırıyor.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Ben ilk sezonu izlerken içimden sanki epik ve modern bir süper kahraman dizisi izliyormuşum gibi gelmişti. Nitekim 2.sezonda Dexter'ın cinayetlerinden esinlenen bir adam onun 'Dark Defender' isimli bir çizgiromanını yapmıştı. Gerçek kimliğini gizlemesi, insanların arasında farklı davranması, ve gizli hayatında kötü adamları haklaması ile tam bir çizgi roman süper kahramanı Dexter bana göre. Bildiğimiz süper kahramanlar düşmanlarını ne olursa olsun öldürmemeye çalışsalar da Dexter'ın vahşi yöntemleri bazen rahatsız edici bile olsa içimizde saklı olan adalet isteğini bizzat yerine getirdiği için kolayca bağrımıza basabiliyoruz Dexter'ı. Adalet kavramı çok acayip, çok kaygan bir kavram. Diziyi izledikçe daha da kayganlaştı bu kavram gözümde.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBPpFwC1C1fcovmFXZfw8VVp1Y_WE1rEVpNwJeh-sZFjo0xPk9JRvFZ1c8CTW7yOvtQdqR2pMfdTYGcVTXBiAYW9wJNA5mzhkFIiWr0-Q9tO7p2SrxQmX-N5TDQKdNcZJHVbQ0Lwxy_n2C/s1600/dexter_season_two_promo_picture.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBPpFwC1C1fcovmFXZfw8VVp1Y_WE1rEVpNwJeh-sZFjo0xPk9JRvFZ1c8CTW7yOvtQdqR2pMfdTYGcVTXBiAYW9wJNA5mzhkFIiWr0-Q9tO7p2SrxQmX-N5TDQKdNcZJHVbQ0Lwxy_n2C/s200/dexter_season_two_promo_picture.jpg" width="160" /></a></div><div style="text-align: justify;">Dexter'ı sevdiren diğer unsur onu canlandıran Micheal C.Hall. Zamanında Six Feet Under'da canlandırdığı eşcinsel kardeş David Fisher ile gönlümde taht kuran bu adam, Dexter'da iyice kendine aşarak adeta rolüyle bütünleşiyor. Bu rolde ondan başkasını düşünemiyorum. Bu derece mimiklerini iyi kullanan, anlık geçişlerle yüz ifadesini değiştiren, tüm hissettiklerini yüzünden okutabilen bir adam görmedim ben. Son sezonun final bölümünün son sahnesi de bunu kanıtlar bence. O bir dakikalık sürede iyice yüzüne odaklanmış kameradan hissettim sanki tüm acısını, tüm kederini. Ne kadar iyi olduğunu kanıtlayan unsurlardan biri olarak, her Dexter sezonu için Golden Globe en iyi erkek oyuncu adaylığı olması ve 2009 da ödülü evine götürmesi de sayılabilir.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzWUINHlloVH4pEZIB1lYq_dFPbFBbLNVfsLXSre1Fyru5GVABQ0Cp6RhciuMPMuEDQYkljtAo-IzUwbOs4kkPHHppFaw_PzLWD6t9WnFdODlContqb5td6v4AXcsZNRsK4yscaqL5tvEr/s1600/jennfer_carpenter.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzWUINHlloVH4pEZIB1lYq_dFPbFBbLNVfsLXSre1Fyru5GVABQ0Cp6RhciuMPMuEDQYkljtAo-IzUwbOs4kkPHHppFaw_PzLWD6t9WnFdODlContqb5td6v4AXcsZNRsK4yscaqL5tvEr/s200/jennfer_carpenter.jpg" width="150" /></a></div><div style="text-align: justify;">Diğer oyunculara gelince, Dexter'ın ağzı bozuk ama hırslı bir dedektif olan kardeşi Debra Morgan'ı oynayan Jennifer Carpenter başarılı mı rolünde pek bilemiyorum doğrusu, bir türlü karar veremedim ama ne yalan söyleyim, ben çok ısındım bu kıza. Gerçek hayatta 2008 yılında evlenip bu sene boşanacaklarını açıklayan ikili dizide abi kardeş olarak çok iyi bir uyum sergiliyorlar. Çift evlendikten sonra Micheal C. Hall lenf kanserine yakalanmıştı ama beraberlerken kanseri yenmeyi başardı, ardından boşanma haberi geldi.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHdjStqYo9tD1dMBVSWwjLUiWTEShPENN_Ug2ZTZXim7dzGq7tKvCg_BLUYsPoVs3rzXjWlmyEMpG2hiTq_bfZG-MIY4L-miK3-wXpFd7MHI7tuyLAav90955jBO0KJNwaJtPRMyokSs_T/s1600/dexter-season-2-promo-photo-david-zayas-angel.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHdjStqYo9tD1dMBVSWwjLUiWTEShPENN_Ug2ZTZXim7dzGq7tKvCg_BLUYsPoVs3rzXjWlmyEMpG2hiTq_bfZG-MIY4L-miK3-wXpFd7MHI7tuyLAav90955jBO0KJNwaJtPRMyokSs_T/s200/dexter-season-2-promo-photo-david-zayas-angel.jpg" width="150" /></a></div><div style="text-align: justify;">Dizide Dexter'dan sonra en sevdiğim karakter Angel Batista, bence en az dizideki karakteri kadar iyi bir insan olan David Zayas tarafından canlandırılıyor. David Zayas, bu karakteri öylesine sevimli ve sempatik bir hale getiriyorki, şuracıkta görsem boynuna atlarım hemen. Angel tam tamına sahip olabileceğiniz en iyi dost'un karaktere bürünmüş hali. Zaten bunu Dexter da Debra da bazı bölümlerde belli ediyorlar. Sadece 4. ve 5. sezonda Angel gönlünü hiç sevmediğim birine (Spoiler olmasın diye adını vermeyeyim) kaptırdığı için çok üzülsem de 'gönül bu ota da konar boka da' diyerek bu kusrunu affediyorum Angel'cım. Ama tez zamanda doğru yolu bulmanı ümit etmiyor değilim. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidZZ9waS7K-5rAGH7b-upfPUaNNIgzWVTKl_-_229kxAJiDQDuF3VI9ls8qgi-uPR34kre28nQeDyr-Nhpq04n5WXYUgHf4Nb_2KuqfW-FVkR0Kekzxb4dMwRwOA6Aln_uM4iz4tYm2l_f/s1600/dexter-season-2-promo-photo-cs-lee-vince-masuka.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidZZ9waS7K-5rAGH7b-upfPUaNNIgzWVTKl_-_229kxAJiDQDuF3VI9ls8qgi-uPR34kre28nQeDyr-Nhpq04n5WXYUgHf4Nb_2KuqfW-FVkR0Kekzxb4dMwRwOA6Aln_uM4iz4tYm2l_f/s200/dexter-season-2-promo-photo-cs-lee-vince-masuka.jpg" width="150" /></a></div><div style="text-align: justify;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZStwiQN24mPbs76OrQpPHNLcQIRDoF6FrpFqrBajLZtBMoHKJt2_IXNLS974XDNZVoed59SXu2SP5QzZeci3vYmMXCjJvRe7J9bboUrUzalZFgscOo-8fjEAOUdyTCnlOONYdXtIF3Cu8/s1600/lt-maria-laguerta.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-align: justify;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZStwiQN24mPbs76OrQpPHNLcQIRDoF6FrpFqrBajLZtBMoHKJt2_IXNLS974XDNZVoed59SXu2SP5QzZeci3vYmMXCjJvRe7J9bboUrUzalZFgscOo-8fjEAOUdyTCnlOONYdXtIF3Cu8/s200/lt-maria-laguerta.jpg" width="145" /></a>Dexter'ın laboratuvardaki ortağı Vince Masuka'yı da C.S. Lee canlandırıyor. Vince Masuka, hafiften sapık ruhlu, bel altı esprileri ağzından düşürmeyen, buna rağmen sevimli olmayı başaran bir karakter. Her suç mahallinde yapacağı espriyi merakla bekliyor, çok da gülüyorum doğrusu. İşte bu sağdaki kadından nefret ediyorum. Tüm ekibin başı olan Cadı mı cadı Teğmen Laguerta'yı Lauren Velez canlandırıyor. Kimi zaman sempatik hareketler yapsa da genel olarak benim sinirlerimi yerinden oynatıyor. Bu kadar uyuz olduğuma göre Lauren Velez rolünde iyi iş çıkarıyor sanırım.</div><div style="text-align: justify;"><i>Devam edecek....</i><br />
<br />
</div></div>Nur MThttp://www.blogger.com/profile/07201726538722952314noreply@blogger.com0